Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1262 E. 2022/1388 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1262
KARAR NO: 2022/1388
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 06/07/2022 Ara Karar
NUMARASI: 2022/67 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesi ile; Müvekkilin 1907 yılında “… Fabrikası” adı ile kurulduğunu, dünya çapında rulmanlar, contalar, yağlama ve yağlama sistemleri, bakım ürünleri, mekatronik ürünleri ürettiğini, Türk Patent nezdinde …, …, …, … tescil numaralı “…” kelime ve logo markalarına sahip olduğunu, gelen yoğun şikayetler üzerine davalı firmanın, satışa sunduğu ürünlerden alınan numuneler üzerinde yapılan incelemede ürünlerin sahte olduğu, davalı şirket ve şirket yetkilisi davalı şahsın müvekkilinin izni olmadan … markalı ürünlerin taklitlerinin satışı ve depolanması ile uğraştığının tespit edildiğini, İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/28 D.İş dosyasından davalı şirket işyerinde tespit yapılmasına ve “… markalarına havi taklit ürünleri tespiti halinde ürünlere el konulmasına” karar verildiğini, kararın 08.03.2022 tarihinde icra edilerek, ürünlerin yediemine teslim edildiğini, davalı tarafından iktibas ve iltibas suretiyle yaratılan marka tecavüzü ve haksız rekabetinin tespitini, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlerin imhasına, kesinleşen hükmün ilanına ve 2022/28 D.İş ve 2022/29 K. sayılı ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/28 D.iş dosyasından verilen 02/03/2022 tarihli kararı ile; 1-Davacının tedbir talebinin KABULÜ ile, 2-Tedbir talep eden eden tarafından kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 HAFTALIK KESİN SÜRE içerisinde, 20.000,00 TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu Mahkememize depo edildiğinde; 3-Aleyhine tedbir istenen gerçek/tüzel kişilerin “… mh. … Cad. N:… Ümraniye/İSTANBUL” adresinde tespit yapılarak … markalarına havi taklit ürünlerin tespiti halinde ürünlere EL KONULMASINA, 4-İş yerindeki vergi kayıtları tutanak altına alınarak taraf teşkili açısından iş yerinin kime ait olduğunun tespitine, İcra tutanağından bir suretinin dosyamıza gönderilmesine, 5-Yine tespitle birlikte oluşturulan raporun bir suretinin dosyamıza gönderilmesine, 6-Kararın infazında bir marka uzmanı bilirkişinin de hazır bulundurulmasına, 7-Tespitte hazır bulundurulacak bilirkişinin mahkememize bildirilerek değişik iş dosyamızın bilirkişiye teslimine, 8-Kararın görevli ve yetkili İcra Müdürlüğünce icrasına karar verildiği, tedbire itiraz tarihinden sonra davanın esasına ilişkin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı anlaşıldığından, itirazın … Esas dosyasından değerlendirilmesine karar verildiği, Mürafa duruşmasında verilen ara kararı uyarınca ibraz edilen 03/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak: “1- Davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu emsal ürünlerle dava konusu el konulan rulmanlar ve kutular karşılaştırıldığında ürün kutuları ve etiketleri arasında farklılıklar olduğu, orijinalliğe yönelik kesin sonucun laboratuvar incelemesi ile sağlanabileceği, keşif esnasında el konulan rulmanların piyasa değerinin net olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, bununla birlikte toplam tahmini değerinin kdv hariç 2.500.000-TL — 3.000.000.TL civarında olabileceği, 2- Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere davacıya ait “…” markalarının davalı tarafından ticari amaçla bulundurulan çeşitli rulman ürünlerinde aynen veya çok benzer şekilde taklit olarak kullanıldığı bu durumun da SMK 29/1 maddesi gereğince “marka hakkına tecavüz” oluşturduğu” 3- Dava konusu taklit kullanımın tüketici gözünde davacı ile davalılar arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı algısını yaratabileceği karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılma sebebiyle TTK 55/1-A-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı, bu tespitler karşısında SMK 149/1-f maddesi gereğince elkonulan taklit ürünlerin üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhasının talep edilebileceği” nin bildirildiği, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağının, 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunun belirtildiği, Tüm dosyası kapsamı, mahkemece yetkilendirilen bilirkişi heyetince el konulan ürünler üzerinde yapılan inceleme neticesi oluşturulan 03/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç itibariyle, ürünlerin orijinal olup olmadığına yönelik kesin sonucun laboratuvar incelemesi sonucu anlaşılacağı, el konulan ürünler üzerindeki ürün kutuları ve etiketler ile davacıya ait orijinal emsal ürünler arasında farklılıklar olduğu ve bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu yönünde görüş bildirildiği tespit edildiğinden, el konulan ürünlerin sahte olup olmadığı yönünde davanın esası bakımından gerekirse laboratuvar incelemesi de dahil olmak üzere tüm deliller toplandıktan sonra yeniden değerlendirme yapılabilecek ise de, bilirkişilerce marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğu yönünde kanaat bildirilmesi karşısında, mevcut durum itibariyle 2022/28 D.iş sayılı dosyasıyla verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine, fakat el konulan ürünlerin çokluğu ve değeri göz önününe alındığında mahkemece ilk olarak takdir edilen 20.000 TL teminatın çok düşük kaldığı anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının kabulü ile teminat miktarının takdiren 600.000 TL ye yükseltilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili 10/05/2022 ve 27/07/2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;1-Yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı ara kararının gerekçesinde belirttiği 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi, 6100 sayılı HMKnun 389 ve 390. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın haklılığını yasaya uygun şekilde “yaklaşık olarak ispat” etmesi gerektiğini, karşı tarafın, haklılığını yasaya uygun şekilde yaklaşık olarak ispat edemediğini, 2-Noterlik kanunu’nun 61.maddesi, 6572 sayılı kanunla Noterlik Kanunu’na eklenen 198/a maddesi ile noterlerin yapabilecekleri tespit işlerinin belirtildiğini ve 60. madde ile sınırlandırıldığını, bu maddenin 1. ve 2. fıkrası hükümlerine göre; yapılması kanunla başka bir makam, merci veya şahsa verilmiş olan, kanunlarda resmi olarak yapılmaları emredilen ve mercileri belirtilmiş olan hukuki işlemleri noterlerin yapamayacağını, Türkiye Noterler Birliği’nin, 12.06.2019 tarihli, 26463 sayılı “Birleştirilmiş 19 Sayılı Genelge”sinin “noterliklerde yapılamayacak tespit işleri” başlıklı 7. ve “b) hukuk davalarına konu delil tespitlerinin yapılamayacağı” alt başlıklı kısmında; “bb) açılacak bir dava sebebiyle, dava açılmadan önce delil tespiti” olarak belirtildiğinden, açılacak dava sebebiyle yapılacak delil tespitinde, hakim gözetiminde inceleme, bilirkişi vasıtasıyla değerlendirme yapılması veya tarafların sorumluluklarına ilişkin düşünce açıklanması söz konusu olduğundan, noterler tarafından bu tür tespitlerin yapılamayacağı, HMK’nın 401/2 maddesinde, noterlerin 18.1.1972 tarihli ve… sayılı Noterlik Kanunu uyarınca yapacağı vakıa tespitine ilişkin hükümlerin saklı olduğu hükmüne yer verildiğinden; açılacak bir davaya ilişkin olmayan, hakim gözetiminde inceleme, bilirkişi vasıtasıyla değerlendirme yapılmasını ve tarafların sorumluluklarına ilişkin düşünce açıklanmasını gerektirmeyen durumlara (vakıalara) ilişkin, delil tespitlerinin noterler tarafından yapılabilir” şeklinde olduğunu, Yasal düzenlemeler ve Noterler Birliği’nce yasak olduğu ilan edildiği halde, Beşiktaş … Noterliği’nince, açılacak bir davaya ilişkin olan, hakim gözetiminde inceleme, bilirkişi vasıtasıyla bir değerlendirme yapılmasını ve tarafların sorumluluklarına ilişkin düşünce açıklanmasını gerektiren duruma (vakıaya) ilişkin delil tespit/toplama ve bilirkişi raporuna bağlama şeklindeki 09.02.2022 tarih … yevmiye nolu tutanağının açıkça yasaya aykırı ve yok hükmünde olduğunu, 3-İstanbul Bölge Bilirkişi listesine göre marka uzmanı olmayan … sicil numaralı …’in marka uzmanıymış gibi yasaya aykırı şekilde marka tecavüzü vardır diyerek “bilirkişi ön raporu” tanzim etmesi, bilirkişi listesinde kayıtlı çok sayıda marka uzmanı bilirkişi bulunmasına rağmen ihtiyati tedbir kararının infazında da “marka uzmanı bilirkişisi” sıfatıyla bulunması, yetkilerini tamamen … çalışanlarına devrederek … çalışanlarınca cihaz okutmak suretiyle el koyma işlemi yapılmasının açıkça yasaya aykırı ve yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu, …’in suç teşkil eden bu iş ve işlemlerinden İstanbul Anadolu C. Başsavcılığı’nın 2022/124950 sor. sayılı, bu duruma göz yuman infaz memuru … hakkında İstanbul Anadolu C. Başsavcılığı’nın 2022/124950 sor. Sayılı, infaz işlemlerinde … vekili olarak bulunan 2 vekil hakkında İstanbul Barosu Başkanlığı’nın 2022/1592 sayılı şikayet dosyası üzerinden devam ettiğini, bilirkişi …’in İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığı’nda; “mesleği; endüstri mühendisliği, temel uzmanlık alanı; 22 makine, alt uzmanlık alanı; 22.15 iş analizi ve iş etüdü, 22.37 proje yönetimi (işlem vb. tespiti), 22.36 personel ücret tespiti ve iş değerleme, 22.20 kalite yönetimi” olarak kayıtlı olduğunu, bilirkişinin temel uzmanlık alanı ile alt uzmanlık alanları arasında “marka alanına ilişkin uzmanlığı” bulunmadığından, bilirkişilik ve taklit ürün incelemesi yapamayacağını, rapor tanzim edemeyeceğini, ihtiyati tedbir kararının infazında “marka uzmanı” sıfatı ile bilirkişi olarak bulunamayacağını, mahkemeninde bu kişinin raporuna dayanarak tedbir ve el koyma yapamayacağını, Uzmanlığı ve yetkisi bulunmayan …’in raporuna itibar edilmesi ve bu rapora dayanılarak tedbir kararı verilmesi delilsiz ve yasaya aykırı olmasına rağmen, el konan müvekkiline ait 19.317 adet yasak bulgu üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, yasaya aykırı usulde yaratılmış bulgu üzerinde değerlendirme yapılamayacağını, 4-Mahkemenin 02.03.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararında “5-kararın infazında bir marka uzmanı bilirkişinin de hazır bulundurulmasına” karar verildiğini, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasında “… (21.14 iş analizi ve iş değerleme, 21.19 kalite yönetimi, 21.34 proje yönetimi (işlem v.b. tespiti), (*)22.36 personel ücret tespiti ve iş değerleme] endüstri mühendisi” olarak belirtilmesine rağmen, “marka uzmanı” sıfatıyla bilirkişi olarak bulundurulmasına karar verildiğinden, kararın açıkça yasaya aykırı olduğunu, … 28.02.2022 tarihli bilirkişi raporunu tedbir isteyenin talebi üzerine maddi kazanç karşılığında tanzim etmiş olmasına rağmen, “tarafları tanımaz”, “bilirkişiliğe engel halinin bulunmadığı anlaşılarak” şeklinde gerçeğe aykırı şekilde tutulan tutanak ile tedbir kararının infazında “tarafsız/bağımsız” bilirkişi gibi bulunmasının bilirkişilik müessesesinin amacına aykırı olduğunu, İstanbul Bölge Bilirkişi Kurulu Başkanlığı’nın 22.04.2022 tarihli 2022/202 disiplin … karar numaralı kararı ile 6754 sayılı bilirkişilik kanunu’nun 13/1-c-ç maddeleri uyarınca 1 yıl süre ile geçici olarak bilirkişi listesinden çıkarılmasına karar verildiğini ve itirazının da reddedildiğini, Rapor içeriğinin de; tümüyle taraflı, gerçek dışı, yetersiz, eksik olduğu ve usulüne uygun geçerli hiçbir inceleme ve tespit içermediği, gerçeğe aykırı şekilde “yetkisiz”, “uzman olmayan” kimse tarafından tanzim edildiğinden, yasaya aykırı usulde yaratılmış olduğundan kabul edilemeyeceğini, 5-… ürünlerinin salt bir iki adet ambalaj fotoğrafı üzerinden ve sadece … beyanlarına itibarla, ürün satın alma faturaları incelenmeksizin, …’nın kendisinin yıllara yayılan süreçte ve hatta aynı yıl içinde farklı ülkelerde farklılaşan ambalaj, basım, kutulama, etiketleme, yazım karakteri ve sair değişken her kalem konusunda, sağlıklı veri üzerinden ayrıntılı karşılaştırma yapılmaksızın ve usulüne uygun şekilde gerçek uzmanlarca, gerekli tüm teknik test ve incelemeler yapılmaksızın marka hakkına tecavüzden, sahte üründen bahsedilemeyeceğini, mahkemenin, bu niteliklerden tümüyle yoksun ve Yargıtay denetimine, yasal gerekliliklere uygun olmayan içerikteki, yasak bulgular üzerinden yapılan değerlendirmelere dayalı rapora itibarla, tedbir kararına itirazlarının reddine karar vermesinin açıkça yasaya ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, Toplatılan 19.317 adet ürünün, orijinal … ürünleri olduğunu, müvekkilinin … bayilerinden veya bu ürünü ithal eden bayilerden orijinal ürün bedelini ödeyerek satın aldığını, faturaları bulunduğunu, ürünlerin çelikleri, yıllara ve ülkelere göre sık sık değişen ürün formülleri incelenmeksizin, yıllara ve ülkelere göre farklılık gösteren ambalaj ve ürün tasarım, baskı, etiketleme, ambalajlama, yazı karekterleri ve sair tüm özellikler ait olduğu yıldaki ait olduğu ülkedeki ait olduğu ürün kodundaki birebir karşılaştırılmaksızın, …’nin seçmece usul ve eksik şekilde mahkemeye teslim ettiği birkaç kutu üzerinden yapılan incelemenin yasaya aykırı olup, yasaya aykırı incelemeye dayanarak hazırlanan 03.07.2022 tarihli tarihli raporun da hukuken yok hükmünde olduğunu, Olay günü mahalde kurulu 3 ayrı kamera görüntülerinin incelenmesine ilişkin bilirkişi …’nın 14.04.2022 tarihli raporundan; ihtiyati tedbirin infazında … çalışanlarının müvekkili işyerinde diledikleri ürün paketlerini yırtıp açtığını, istedikleri çeşit ve sayıda ürüne el konması için ürünleri ayırıp kenara koyduğunu, ürün kod ve sayılarını sarı kağıtlara yazıp bu kağıtlardaki bilgilere göre yasaya aykırı ürün toplandığını, bilirkişi …’in inceleme yapmadığı halde, yapmış gibi müvekkiline ait 19 binden fazla ürünün sahte olduğu iddiasıyla yasaya aykırı rapor tanzim ettiğini, infaz memuru … bu hukuksuzluğa göz yumduğundan yasaya aykırı ürün toplaması yapıldığı görüldüğü halde, toplanan 19.317 yasak bulgu üzerinde tedbire itiraz üzerine inceleme yaptırılmasının yasak bulguların değerlendirlemeyeceği temel kuralına açıkça aykırı olduğunu, Karşı tarafın haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat edemediği, tedbir kararının tümüyle yasaya aykırı usulde yaratılmış ön rapor ve tutanağa dayandığı anlaşıldığı anda yerel mahkemenin, tedbir kararını kaldırması yasanın amir hükmü olduğu halde, mahkemenin yasaya aykırı şekilde davacı lehine delil toplamaya girişerek, hukuksuz iş ve işlemlerle haksız tedbir kararı alan karşı tarafı ödüllendirdiğini, dosyada yasal tek bir delil olmadığı halde, teminat miktarının arttırıldığını, haklı itirazlarının reddedildiğini, bu ürünler toplanmasa tedbir isteyenin ticari hayatının bitmeyeceğini, ama müvekkilinin ticari itibarı ve ticari hayatının bitebileceğini, 6-…’nin, yıllara göre değişen ve 108 ayrı birimde ve farklı ürünlerde üretim yapan/ yaptıran bir şirket olup, yıllara göre üretim yaptırdığı ülke ve fabrikalar /atölyeler değiştiği gibi, aynı yıl içinde ülkeler arasındaki farklı seçimler sebebiyle her daim değişen;1- kutulama, 2- etiketleme, 3- marka kullanım şekli, 4- barkod, seri, tarih gibi bilgilerin tümü, 5- ürünün çelik içeriği, 6- ürünün şekli, şemali olduğunu, 03.07.2022 tarihli raporda yer alan ambalaj incelemesinin sağlıklı veriler toplandıktan sonra yapılmadığını, sadece davacının sınırlı sayı ve çeşitte yönlendirme içeren sınırlı ambalaj ve beyanları doğru kabul edilerek hazırlandığını, Çelik rulmanların “taklit ürün olup olmadıkları” konusunda gerekli ekipmanların bulunduğu “çelik inceleme ve testlerin yapıldığı bir labarotuvarda” ve uzman bilirkişilerce usulüne uygun şekilde teknik inceleme yapılmadan, testler, tetkikler gerçekleştirilmeden rapor tanzim edilemeyeceğini, Mahkemece 14/04/2022 tarihinde yapılan mürafaa neticesinde; “noter tespit tutanağını düzenleyen bilirkişi ile icra müdürlüğünün tespit ve muhafaza işlemi sırasında görev alan bilirkişinin aynı olması, bilirkişi hakkında İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’nca ceza verildiği de tespit edilip bu husus da dikkate alınarak el konulan 19.317 ürün üzerinde mahkemece tespit edilecek, konusunda uzman bilirkişi heyetince yeniden inceleme yapılmasına ve tedbire itirazın bu inceleme neticesinde değerlendirilmesine fakat o tarihe kadar geçecek süre içesinde ihtiyati tedbirin devamına yönelik karar verilmiş,” denilerek, haklılığın yaklaşık olarak ispatı koşulu sağlanmadan tedbir kararı verildiği ve hala ispat koşulu gerçekleşmediği halde tedbirin devamına karar verildiğinin ikrar edildiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmesine dair değişik iş davasının, yasanın aradığı “yasal yollarla yaklaşık haklılığın ispatı koşulu sağlanmadığı” haklı itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yasaya aykırı şekilde tedbirin devamına karar verildiğini, 7-Bilirkişi raporu her ne kadar 2022/67 E sayılı dosyaya hitaben düzenlenmişse de, 12.05.2022 tarihinde yapılan inceleme neticesinde sunulan 03.07.2022 tarihli bilirkişi raporu da, 02.03.2022 tarihli 2022/28 D.iş sayılı 2022/29 K sayılı ihtiyati tedbir kararına itirazları doğrultusunda yapılan inceleme neticesi alınan rapor olduğu mahkemenin 14.04.2022 tarihli 1 ve 2 nolu ara kararlarında mevcut olduğundan, bilirkişi raporunda 01.03.2022 tarihli D. iş ihtiyati tedbir talep dilekçesi esas alınması gerekirken, o tarihte henüz tebliğ edilmemiş 21.03.2022 tarihli ana dava dilekçesi ve deliller üzerinden rapor hazırlanmasının, usule aykırı olduğunu, 8-2022/28 D.iş sayılı dosyanın hiçbir aşamasında … yer almadığı halde, tedbire itiraz aşamasındaki 03.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda adının ve vekilinin yer alması dosyanın üstün körü şekilde, özensiz incelendiğini gösterdiğini, 9-03.07.2022 tarihli bilirkişi raporunun 6. sayfasında, her bir üründen bir, gerekli görüldüğünde birden fazlasının incelendiğinden bahsedilmiş ise de; hangi üründen kaç tane bulunduğu, hangi üründen kaç ürünün incelendiği, hangi üründen kaç tanesinin inceleme dışı bırakıldığı, hangi gerekçe ile inceleme dışı bırakıldığı yer almadığından, incelemenin yasal gerekliliklere uygun olmadığını, raporun da teknik ve denetime elverişli olmadığını ortaya koyduğunu,10-Tedbir isteyen tarafından sunulan usb’ye aktarıldığı söylenen görsel sayısı 40 olup, 40 görselin son yıl ürünlerine ve 17 adet ürüne ait olduğunu, 7 ülkeden 1 er örnek içerdiğini, yazım şekillerinin, marka karakterlerinin birbirinden farklı olduğunu, 7011 acd/p4a kodlu ürünün kutusu üzerindeki üretim tarihi ile rulman üzerindeki üretim tarihinin farklı olduğunu, bazılarında barkod numaraları ayrık yazılmışken bazılarında bitişik yazıldığını, bazı kutularda parlak, bazı kutularda mat etiketler bulunduğunu, bazı kutularda hiç etiket olmadığını,Dosyaya sunulduğu söylenen ürünlerin kodları, yılları, üretildiği ülkeler ve üretildikleri tesisler itibariyle birbirinden farklılaşan kutulara emsal olacak mahiyette olmadığından, marka uzmanı tarafından değişen yıllara, ülkelere, ürünlere, etiketlere, yazı karakterlerine ilişkin itirazları inceleyebilecek ve marka tecavüzünün varlığını tespit edebilecek yeterli delil bulunmadığından, teknik incelemenin yapılamadığına dair rapor tutması gerekirken, marka tecavüzün bulunduğuna dair rapor tanzim etmesinin marka uzmanı bilirkişinin, dosyayı gereğince tetkik etmediği veya hatalı değerlendirmede bulunduğunu gösterdiğini,İnceleme yapmak için elverişli ve uygun mahiyette orijinal ürün dosyada bulunmaması sebebiyle, karşılaştırmaya esas alınarak yapılmış geçerli bir inceleme olmadığını, itirazlarında açıkça belirtilen mahsurların ne sebeple yok sayıldığının raporda yer almadığını, 11-Bilirkişi heyetinin incelemelerini tanzim etmiş oldukları raporda denetime elverişli şekilde somutlaştırması, değerlendirme ve tespitlerinin teknik açıdan denetlenebilir olmadığını,12-Marka bilirkişisinin raporunda sadece karşı tarafın mahkeme kalemine bıraktığı son yılların az sayıdaki ürünleri ile karşı tarafın beyanlarının yer aldığı sözde kılavuz ve üretim yapılan ülkelerin belirtildiği beyan edilen çizelgeyi esas aldığını, mahkeme kalemine bırakılan ürünlerin kodları ve sair özellikleri ile ihtiyati tedbir kararıyla el konulan ürün kodları ve sair özelliklerinin aynı olmadığını, aynı kodlu ürünün karşılaştırma yapmaya uygun emsal ürünü bile olmadan yapılan incelemede “karşılaştırma yönteminin” kullanıldığından asla söz edilemeyeceğini, Teknik testler yapılmadan sahteliğinin anlaşılamayacağı teknik bilirkişi tarafından raporda açıkça vurgulanmasına rağmen, marka tecavüzünün oluştuğuna dair marka bilirkişisinin kanaatinin, dosya içeriği ile uyumsuz, somut dayanaktan yoksun, yanlı ve hatalı bir kanaat olduğunu,13-İncelemeye konu rulmanların çeliğinin incelenerek ürünün orijinal olup olmadığının tespiti gerektiğini, bu inceleme yapılmaksızın marka tecavüzünün varlığından söz edilemeyeceğini, izah ettiği sebeplerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; Türk Patent nezdinde …, …, …, … tescil numaralı “…” kelime ve logo markalarına davalı tarafından, izni olmadan taklitlerinin satışı ve depolanması suretiyle tecavüz edildiğinin İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2022/28 D.İş dosyasından tespitine ve “… markalarına havi taklit ürünlerin tespiti halinde ürünlere el konulmasına” karar verildiğinden, davalı tarafından iktibas ve iltibas suretiyle yaratılan marka tecavüzü ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlerin imhası, kesinleşen hükmün ilanı ve 2022/28 D İş. ve 2022/29 K. sayılı ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesine ilişkindir. Mahkemece; tüm dosyası kapsamı, mahkemece yetkilendirilen heyetçe el konulan ürünler üzerinde yapılan inceleme neticesi alınan 03/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda, ürünlerin orijinal olup olmadığına yönelik kesin sonucun laboratuvar incelemesi sonucu anlaşılacağı, el konulan ürünler üzerindeki ürün kutuları ve etiketler ile davacıya ait orijinal emsal ürünler arasında farklılıklar olduğu, bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu yönünde görüş bildirildiği tespit edildiğinden, el konulan ürünlerin sahte olup olmadığı yönünde davanın esası bakımından gerekirse laboratuvar incelemesi de dahil olmak üzere tüm deliller toplandıktan sonra yeniden değerlendirme yapılabilecek ise de, bilirkişilerce marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğu yönünde kanaat bildirilmesi karşısında, mevcut durum itibariyle 2022/28 D.iş sayılı dosyasıyla verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine, el konulan ürünlerin çokluğu ve değeri göz önününe alınarak 20.000 TL teminat çok düşük kaldığından, bu yöndeki itirazların kabulü ile, teminat miktarının takdiren 600.000 TL’na yükseltilmesine karar verilmiştir. Karar aleyhine davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Mahkemenin değişik dosyası üzerinden verilen tedbir kararına dayanak olarak gösterilen Beşiktaş … Noterliği’nin 09/02/2022 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi; “Tespiti isteyen … ile birlikte bugün 09.02.2022 tarihinde Saat: 10.25 de … Caddesi No:… Ümraniye/İstanbul adresinde bulunan … Tic. Ltd. Şti tabelal ; işyerine gidildi. … gidllen adresten 2 adet … , 3 adet … ve 3 adet … kodlu rulman ürünlerini 1079,70 TL’ye fatura karşılığında satın aldı. Alınan faturada işyeri adresi olarak … Ceddesi No: … Mah./… /Ümraniye/ İstanbul yazılı olduğunu görüldü. … satın aldığı ürünlerin birer adedini torbaya koydu. Torbanın ağzı tarafımca: mühürlendikten sonra tespiti isteyen …’ye teslim edildi. Ayrıca satın alınan söz konusu ürünlerin çekilen fotoğrafları ve fatura da tutanağa eklendi. Tespit bu şekilde saat 15.45’de sona erdi.” şeklinde olup, sadece ürün alımının tespitine ilişkin olduğundan, bilirkişi raporu veya uzman görüşü niteliğinde olmadığı gibi, Noterlik Kanunu’na aykırılığına ilişkin incelemenin davanın esasına ilişkin olması sebebiyle tedbire itiraz aşamasında nazara alınamaz. İstanbul 2. FSHHM’nin itiraz üzerine 2022/67 esas sayılı dosyası üzerinden duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda; el konulan ürünlerin sahte olup olmadığı yönünde davanın esası bakımından gerekirse laboratuvar incelemesi de dahil olmak üzere tüm deliller toplandıktan sonra yeniden değerlendirme yapılacağı, mahkemece en son aldırılan 03/07/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre bilirkişilerin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğu yönünde kanaat bildirilmesi karşısında mevcut durum itibariyle ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar vermek gerektiği, el konulan ürünlerin çokluğu ve değeri nazara alınarak takdir edilen teminat düşük kaldığından, davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının kabulü ile teminat miktarının takdiren 600.000 TL’na yükseltilmesine karar verilmiştir. Mahkemece alınan 03/07/2022 tarihli raporda; Davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu emsal ürünlerle dava konusu el konulan rulmanlar ve kutular karşılaştırıldığında ürün kutuları ve etiketleri arasında farklılıklar olduğu, davalı tarafından ticari amaçla bulundurulan çeşitli rulman ürünlerinde “…” markasının aynen veya çok benzer şekilde taklit olarak kullanıldığı bu durumun da SMK 29/1 maddesi gereğince “Marka Hakkına Tecavüz” oluşturduğu, dava konusu taklit kullanımın tüketici gözünde davacı ile davalılar arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği, tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı tespiti yapılmıştır. İhtiyati tedbir geçici hukuki koruma türü olup, tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmayacak şekilde verilmesi gerektiğinden, marka hakkına tecavüz edildiği ve haksız rekabette bulunulduğu iddia edilen “…” markasının …, …, …, … tescil numaraları ile davacı adına tescilli olduğu, bilirkişi raporu ile “…” markasının aynen veya çok benzer şekilde taklit olarak kullanıldığı bu durumun da SMK 29/1 Maddesi gereğince “Marka Hakkına Tecavüz” oluşturduğu, dava konusu taklit kullanımın tüketici gözünde davacı ile davalılar arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği, tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı belirtildiğinden, tedbir kararının verildiği tarih itibariyle dosya kapsamı nazara alındığında, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği tespit edildiğinden, mahkemece de bu gerekçeler ile tedbir kararı verildiğinden, mahkemece tedbir kararı verilmediği taktirde, davaya konu … markasına konu ürünün dava süresince haksız satışa sunulmasından kaynaklı olarak davacı tarafın zararı ve mağduriyeti devam edeceğinden, HMK 389. maddesi uyarınca mahkemece tedbir kararı verilebilmesi koşullarından, “gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hali” gerçekleştiğinden, belirtilen gerekçe ile tedbir talebinin kabulü kararın yapılan itirazın reddine karar verildiğinden, ret kararında usule aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bilirkişi …’in marka uzmanı olmadığı iddia edilmiş ise de; davalı tarafın tedbire itirazı üzerine bilirkişiler Marka-Patent Vekili … ve Makine mühendisi …’den alınan 03/07/2022 tarihli rapordaki tespitlere dayanılarak itiraz reddedildiğinden, davalı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. HMK 394. (2) maddesi uyarınca İhtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin karara karşı mahkemenin yetkisine, teminata ve tedbirin şartlarına ilişkin itirazda bulunulabileceğinden, davalı tarafın diğer itirazları davanın esasına ilişkin olduğundan, bu aşamada incelenmesi mümkün olmadığından, diğer istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/04/2022 ve 06/07/2022 tarihli, 2022/67 E. Sayılı kararlarına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 161,40 TL istinaf karar harcın talep eden tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2022