Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1261 E. 2022/1349 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1261
KARAR NO: 2022/1349
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 14/06/2022
NUMARASI: 2022/42 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Davacının … ve … alanında donanım, etiket ve yazılım geliştirmesi yapan ve … A. Ş.’nin internet satış platformu olan bir şirket ve davaya konu … tescil numaralı … markasının sahibi olduğunu, hem unvanı hem de markası olan … ibaresinin www…com.tr alan adlı internet sitesinde aktif olarak kullanıldığını, davalının birebir aynısını davacının izni olmaksızın iltibas ve haksız rekabet yaratacak şekilde kullandığını, davalının davacıya ait tescilli marka ibaresiyle www…com alan adlı siteyi açtığını ve bu sitede dahil olmak üzere …, …, …, … gibi alışveriş sitelerinde davacının ürettiği ürünleri ve hizmetleri piyasaya sunduğunu ve sattığını, davacının markası ile davalı tarafın hukuksuz olarak kullandığı markanın mal ve hizmet alanlarının benzer olduğunu, markanın fonetik ve logo içeriği yönünden ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını beyanla, davalı tarafa tebligat yapılmaksızın, davalı tarafın davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine için, müvekkilinin internet sitesi wwvw…com.tr ile davalıya ait www…com isimli internet sitesi üzerinde karşılaştırmalı şekilde inceleme yaptırılmasına, davalı eylemlerinin müvekkilinin davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına, davalının, müvekkilinin davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tedbiren önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına, davalı tarafın www…com isimli internet sitesine ve sosyal medya hesaplarına tedbiren erişimin engellenmesine, diğer internet satış platformlarındaki faaliyetlerinin tedbiren önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunun belirtildiği, Alınan 23/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Davacı adına … numara ile …COM.TR markasının 09. Sınıfta “Makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları (elektrik, elektronikte kullanılan kablolar ve güç kaynakları dahil). Binalar için otomatik kapılar, otomatik turnikeler, binalar ve araç kapıları için elektrikli, elektronik veya uzaktan kumandalı açma- kapama tertibatı.” için tescilli olduğu, davacının ticaret unvanında da … ibaresinin yer aldığı, davalı tarafça kullanılan … ibaresinin, davacı markası ile birebir aynılık derecesinde benzer olduğu, davalı tarafın kullanımının da 09. sınıf kapsamında olmakla davalının … ibaresinin internet sitesi, satış siteleri ve sosyal medyada kullanımının davacının marka hakları kapsamında kaldı” nın belirtildiği, Tüm dosyası kapsamı, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacının … tescil numaralı …com.tr markasının 09. sınıfta tescilli sahibi olduğu, davalı şirketin internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında yapılan inceleme ve bu kapsamda aldırılan bilirkişi raporunda davalı tarafça … ibaresinin 09. sınıfta internet sitesi satış siteleri ve sosyal medya hesaplarında kullanıldığı tespit edildiğinden mevcut delil durumu itibari ile davacının markadan kaynaklanan haklarına zarar verebileceği ve davacının zarara uğrama ihtimalinin oluştuğu anlaşıldığından, 300.000,00 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili 29/06/2022 havale tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbire itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince itiraz üzerine verilen 18/07/2022 tarihli ara kararında; “İddia, savunma, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dava dışı … Ltd Şti’nin “…” ibareli markanın … numarası ile 35 ve 42. sınıflarda tescilli sahibi olduğu, dava dışı … Ltd. Şti. ile davalı … A.Ş’nin yetkililerinin aynı kişiler olduğu, … Ltd. Şti. tarafından 15/10/2021 tarihinde düzenlenen lisans sözleşmesi ile “…” markasının davalı tarafından kullanılmasının sağlandığı, davalı … A.Ş’nin, … markasını kullanımının haklı olup olmadığı davalı tarafça sunulan lisans sözleşmesinin geçerliliği, davalı kullanımlarının lisans sözleşmesi kapsamında olup olmadığı, davacıya ait “…” markasının tescil kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından olup olmadığı yönündeki değerlendirmelerin esas yargılama içerisinde yapılabileceği fakat, davalının olası zararları da gözetilerek, davacının da tescilli markasının zarar görme ihtimaline binaen ters tedbir kararına hükmetmek gerektiği kanaatine varıldığı, davalı vekilinin tedbire itirazının kısmen kabulüne; 13/06/2022 tarihli ara kararında davacı lehine 300.000 TL teminata hükmedilmiş ise de, davalının marka tescilinin bulunmaması, ibraz edilen lisans sözleşmesinin geçerliliğinin bu aşamada tam olarak denetlenememesi dikkate alınarak, ters teminat miktarının 600.000 TL olarak belirlenmesine” karar verilmiştir. Davacı/Karşı Davalı vekili istinaf ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; Anadolu 2. FSHHM’nin 13.06.2022 tarihli ara kararı ile verdiği erişim engeli tedbiri ile diğer tedbirler usul ve yasaya uygun, yerinde ise de; 07.07.2022 tarihli ters teminat tedbirinin yeterli olmadığını, Davacı müvekkilinin, “…” markasının TPMK nezdinde … sayısı ile tescil sahibi olduğundan, 28.05.2008 tarihinden itibaren kullanım hakkının sadece müvekkiline ait olduğunu, tescil tarihi ve tescil kapsamı açısından müvekkilinin gerçek hak sahipliğinin açık olduğunu, Müvekkilinin, şirket unvanında da yer alan “…” markası ile “www…com.tr” isimli internet sitesi üzerinden faaliyetlerine uzun yıllardır aktif olarak devam ettiğini, piyasada kendisine çok iyi bir pazar payı oluşturduğunu ve sektörde haklı bir üne kavuşarak, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, Davalı tarafın müvekkilinin davaya konu tescilli “…” markasının birebir aynısını, izni olmaksızın, iltibas ve haksız rekabet oluşturacak şekilde hukuka aykırı olarak kullanarak, marka hakkına tecavüz ettiğini ve haksız kazanç sağladığını, Aldırılan bilirkişi raporunda; davalının müvekkilinin davaya konu tescilli markasını kullanarak müvekkilinin satışını yaptığı ürün ve hizmetleri, karıştırılmaya sebebiyet verecek ve halkı/tüketiciyi yanıltacak şekilde sattığı, satış siteleri ve sosyal medya hesaplarında kullanılan ibarenin … olduğu, davaya konu markanın üzerinde kullanıldığı emtianın ise 09. sınıf, davacı müvekkilinin marka tescili kapsamında kaldığı, davalının ürünler üzerinde kullandığı marka ile müvekkilinin markasının kelime unsurlarının neredeyse birebir aynı olduğu, herhangi bir zorunluluk olmadığı halde satış sitelerinde tanıtımlarda müvekkilinin markasının birebir aynısı derecesinde benzerini kullandığı, davalı kulanımının 7/b anlamında “tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali” yaratabilecek bir kullanım olduğu, SMK 7/b “ tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu sebeple halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.” nın marka hakkı ihlali olarak değerlendirdiği, müvekkili adına … numara ile “…” markasının 09. sınıfta “makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar. elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları (elektrik, elektronikte kullanılan kablolar ve güç kaynakları dahil). binalar için otomatik kapılar, otomatik turnikeler, binalar ve araç kapıları için elektrikli, elektronik veya uzaktan kumandalı açma- kapama tertibatı.” için tescilli olduğu, ticaret unvanında da “…” ibaresinin yer aldığı, tespit edilerek, davalının müvekkilinin davaya konu marka haklarına tecavüz ettiğinin açıkça ortaya koyulduğunu, tebliğ edilen bilirkişi raporuna davalı tarafça süresi içinde itiraz ve beyanda bulunulmadığından, yasa gereği rapor içeriğini kabul etmiş sayılacağını, bu durumun, davacı müvekkili için kazanılmış usulü bir hak oluşturduğundan, davalı tarafın süresinden sonra bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmasına muvafakati olmadığını, Kurum kayıtlarından da anlaşılacağı üzere; … Tic. Ltd. Şti.’nin usulsüz tescil başvurusundan: “bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi. bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması” hizmetleri çıkartılarak kısmi ret kararı verildiğinden, davalı tarafın; davaya konu markayı irtibatlı olduğunu ifade ettiği dava dışı … Ltd. Şti.’nin 07.03.2019 tarihinde 35 ve 42, sınıflarda tescil ettirdiği iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Davacı müvekkilinin … markasını tescil tarihinin 28.05.2008 olup, davalının iddia ettiği … Tic. Ltd. Şti.’nin usulsüz tescilinden 11 yıl önce olduğundan, müvekkilinin öncelikli tescil ve kullanım hakkına sahip olduğunu, mevcut bilirkişi raporunda, davalı kullanımlarının müvekkilinin marka hakları kapsamında kaldığı, müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin açıkça ortaya koyulduğunu, Yasalar ve içtihatlar gereği müvekkilinin davaya konu öncelikli marka tescilinin, ilgili ve bağlantılı tüm ürün ve hizmetler açısından kendisine kullanım ve koruma imkânı/hakkı sağladığından, davalının müvekkilinin tescil kapsamına ve faaliyet alanına girmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, (Yargıtay 11. HD’nin 2.7.2013 t ve e. 2012/16045 k. 2013/13994 sayılı kararı) Müvekkili şirketin “…” alanında Türkiye’de tanınmış ve lider firmalardan olması, internet üzerinde yapılan aramalarda ilk sıralarda çıkması, davalı tarafın müvekkili ile aynı bölgede yer alması ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkili ile aynı/benzer alanlarda faaliyette bulunmaya çalışması göz önüne alındığında; müvekkilinden ve markasından haberdar olmaması mümkün olmadığından, davalının, markanın 2008 yılından beri müvekkili adına tescilli olduğunu ve uzun yıllardır aktif olarak kullandığını bilerek, marka hakkına kötü niyetli şekilde tecavüz ettiğini, Davalı tarafla, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasındaki dava sonrasında düzenlenme ihtimali bulunan, noter huzurunda yapılmamış, sicile kaydedilmemiş adi evrak niteliğinde usulsüz lisans sözleşmesinin, müvekkili de dahil 3. kişileri bağlamayacağını, hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını ve müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği açık olduğundan, davalının istinaf dilekçesindeki iddia ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, Davalı tarafın müvekkilinin davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ettiği sabit olup, ilk derece mahkemesince 13.06.2022 tarihli ara karar ile verilen erişim engeli tedbiri ile diğer tedbirlerin haklı ve yerinde olduğunu; müvekkilinin uğradığı telafisi imkansız zararlar göz önüne alındığında istinaf başvurusuna konu 07.07.2022 tarihli ters teminat tedbirinin ise yeterli olmadığını, izah edilen, ayrıca re’sen göz önüne alınacak sebeplerle İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 07.07.2022 tarihli ters teminat tedbiri kararının, 13.06.2022 tarihli önceki tedbir kararları ile değiştirilerek, davalının kullandığı “www…com” isimli internet sitesine ve mahkeme ara kararında belirtilen sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesine, ayrıca mahkeme ara kararında belirtilen internet satış platformlarında davalı şirket tarafından “…” ibaresi ile yapılan ürün satışlarının engellenmesine bu marka ile yapılan ürün tanıtım ve satışlarının kaldırılmasına, davalı tarafın haksız istinaf başvurusunun reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/Karşı Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı- karşı davacı müvekkili şirketin TÜBİTAK destekli olarak bilgisayar programlama faaliyetleri konusunda (sistem, veri tabanı, network, web sayfası vb. yazılımları ile müşteriye özel yazılımların kodlanması vb) 07.11.2018 tarihlinde kurulduğunu ve müşterilerine hizmet verdiğini, … (… diye okunan) kelimesinin İngilizce (…) kelimelerinin kısaltılmışı ve bir teknoloji adı olduğunu, ülkemizde ve tüm dünyada pek çok şirket tarafından bu teknolojiye ait ürünlerin satışının yapıldığını, satışlar internet siteleri, pazar yerleri ve sair pek çok mecradan yapılabildiğinden, herhangi bir kişi ya da firmanın sahipliğinde olmadığını, Davalı- karşı davacı şirket ile dava dışı diğer müvekkili … Tic. Ltd. Şti.’nin tescilli markası olan Türk Patent ve Marka Kurumu’na 19.12.2017 tarihinden itibaren on yıl süreyle -…- markasını 07.03.2019 tarihinde 35 ve 42.sınıf emtiada tescil ettirdiğini, hukuka uygun şekilde ticareti kapsamında kullandığını, davalı-karşı davacı müvekkili şirket ile dava dışı marka sahibi şirketin grup şirketi olup, 15.10.2021 tarihli marka lisans sözleşmesi ile davalı-karşı davacı müvekkilinin, 5 yıl süreli olarak kullanma hakkı bulunduğunu, 35. Sınıfın; “reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. büro hizmetleri: sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. iş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme (başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri.” 42. Sınıfın; “bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi.” olduğunu, Davacı-karşı davalının sahibi olduğu emtia sınıfının sadece 9 sınıf ile sınırlı olduğunu, şirketin eski unvanı olan … Tic. Ltd. Şti. olduğu dönem tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğinden, bu bağlamda 9 sınıf üzerinden alındığını, Davacı-karşı davalının, dava dışı marka sahibi … Tic. Ltd. Şti.’ne ait olan marka hakkını uzun zamandır ihlal ettiğini, sadece tekstil ile bağlantılı olan 9 nice sınıf dışında her sektörde sanki marka hakkı sahibi gibi çalıştığının, dava dışı marka sahibinin web sayfasını marka ismiyle açması ile ortaya çıktığına, dava dışı marka sahibinin davacı-karşı davalı şirket yetkilisi tarafından aranarak marka hakkı sahibi olduklarını bildiğini, hata ile yanlış emtiadan marka alındığını beyan ettiğini ve bu görüşme sonrası davacı- karşı davalı tarafın Marka Patent Enstitüsü Başkanlığı’na 2021 kasım ayında 35 ve 42. sınıf için başvuru da bulunduğunu, ilgili kurum tarafından davacı- karşı davalının başvurusunun ve başvurunun bu sınıf adına dava dışı marka sahibi … Tic. Ltd. Şti.’nin markası olması sebebiyle 2022 yılında reddedildiğini, davacı-karşı davalının karar itiraz ettiğini, sadece yukarıdaki başvuru ve red kararının bile bu davanın mesnetsiz ve haksız açılışının belgesi olduğunu, 9. sınıfın gücüne güvenen davacı-karşı davalının 35 ve 42. sınıf içinde başvuru yapma gereği duyduğunu, Dava dışı marka sahibi … Tic. Ltd. Şti.’nin … markası için başvuruda bulunduğu ve değerlendirildiği 2018 yılında davacı – karşı davalı şirket tarafından itiraz edildiğini ve itirazlarının marka patent enstitüsü başkanlığı’nca reddedildiğini, TPMK’na sorulması halinde beyan edilen her iki itiraz ve red kararlarından gerçeğin ortaya çıkacağını, Sicilin belirli olma ilkesi gereği üçüncü kişilerin sicil kaydına baktıklarında kafa karışıklığına mahal verilmemesi gerektiğini, taraflarının başvurusunda … kapsamında perakende satış imkanı için tescil başvurusu yapıldığının tescil belgesinde orta seviye bir tüketicinin anlayabileceği düzeyde açık olduğunu, Dava dışı marka sahibi … Ltd. Şti. 35-42 nice kodlu … markasının tali unsurları farklı olmasına rağmen, her iki markanın aynı mal ve hizmette faaliyet göstermesi ve asli unsurların aynı olması iltibas için yeterli sayıldığını, dava dışı marka sahibi … marka ile davacı-karşı davalı şirketin unvanının aynı olması, aynı mal ve hizmet faaliyetinde bulunmaları, hatta bulunmamalarına rağmen kısaca davacı-karşı davalı şirket ile grup şirketi olan davalı-karşı davacı müvekkil şirketlerin sanki bir yavru şirketi gibi hareket etmesinin iltibas’ın varlığı için yeterli koşulları oluşturduğunu, Teklik ilkesi sinai mülkiyet hakkının sahibine verdiği inhisari yetkilerden birinin tasarruf işlemi yapma ve hakkın devredilmesi ile kullandırılması olduğunu, teklik ilkesinin kamu düzeninden gelerek, mükerrer tescilin yapılmasının mutlak red sebepleriyle engellendiğini, teklik ilkesi gereği grup şirket olan davalı-karşı davacı müvekkiline, dava dışı marka sahibi … Tic. Ltd. Şti.’nin kullanma hakkı tanımış olduğundan, davacı-karşı davalı şirket tarafından … markası kullanılarak ürünlerin satışa çıkarılmasının yasal olmadığını, müvekkili grup şirketlerin marka hakkının garanti fonksiyonu gereği, davacı-karşı davalı şirket tarafından internet sitelerinde kullanılarak satış ve ticari faaliyetine devam ettiğini, bu yüzden müvekkil grup şirketlerin müşterileri üzerindeki garanti fonksiyonunun ihlal edilerek haksız kazanç elde edildiğini, Davacı-karşı davalı tarafından dava dilekçesinde … ürünlerinden bahsediyor olsa da, özellikle pazar yerlerindeki mağazalarında (…, …, vb), hem de kendi sitesinde … ürünlerinden daha çok pandemi maskeleri, bilgisayar parçaları, mobilya aparatları, tripodlar, telefon standları ve daha pek çok … teknolojisi ile ilgili olmayan ürün sattığını dava dilekçesi ekinde yer alan görsellerle ikrar ettiğini, marka sahibi olduğunu iddia eden davacı- karşı davalının, kendisine ait olmayan markanın asli usnsurlarını dahi satmadığından, diğer ürün gruplarındaki rakip firmaları da mağdur ettiğini, müvekkili grup şirketlerin tek işi … olduğunu, dava dışı marka sahibi … Tic. Ltd. Şti.’nin … başvurusunun kurum tarafından kabul edilmesi üzerine davacı-karşı davalı tarafın itirazının: aynı sektörde olmadığı, tüketiciyi yanıltma olasılığının bulunmadığı belirtilerek, yıllardır bu sektörde olduğu iddiasının mesnetsizliğinin ilgili marka kurumu tarafından red gerekçesi yapıldığını, bu sebebin varlığının bile davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu ispatladığını, ilk marka hakkının 2008 yılında davacı-karşı davalı tarafta olduğu beyanı da, sadece mahkemeyi yanıltmaya yönelik olup, alınan emtia sadece 9 nolu olmakla, müvekkil dava dışı marka sahibi tarafından 35-42 nolu emtia için marka hakkı alındığını, Dava dışı marka sahibi müvekkili … Ltd. Şti.’nin 2003 yılında kurulduğunu ve bu tarihten itibaren … konusunda Türkiye ve bölgesel pazarda üne kavuştuğunu, marka sahibi dava dışı müvekkilinin, davacı-karşı davalı şirketten tam 13 sene önce kurulduğunu ve bu süre boyunca … konusunda hizmet verdiğinin, müşteri kayıtları ve faturalar ispat edildiğini, açıklanan sebeplerle; davacı- karşı davalının açmış olduğu davada, erişim engeli uygulanması sebebiyle, müvekkili grup şirketlerine olan güvenin sarsıldığını, itibar, iltibas, garanti ve teklik ilkesi gereği tüm haklarının zarara uğradığını, kazanç kaybına sebebiyet verdiğini, S.M.K madde 159-(1) bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebileceğini, H.M.K madde 389/1-ayrık olmak üzere S.M.K 159 madde de özel olarak düzenlenmiş olan ihtiyati tedbir kavramı iş bu davamızın konusunda elzem ve oluşan zararların engellenmesi için zorunlu olduğunu, S.M.K kapsamında ihtiyati tedbir kararı verebilmesi için yaklaşık ispatın yani ihlal oluşmasına gerek olmayıp tehlikenin varlığının yeterli olduğunu, tehlikenin gerçekleştiğini, müvekkili şirketler grubunun halen zarar görmekte olduğunu, bu sebeple S.M.K 159/2 -a bendinde sayılan yaptırım ve edimler örnekleyici edim olmak üzere öncelikle tecavüzün önlenmesi ve durdurulması ve davacı-karşı davalı şirket bünyesindeki sitenin erişiminin engellenmesinin ve müvekkili grup şirketlere ait … adının kullanılmasının yasaklanması gene S.M.K 159/2-c bedi gereği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. H.D’nin 08.02.2019 tarih 2019/191 e. 2019/279 k. ilamı gereğince ters teminat tedbiri kapsamında karar verildiğini, ancak ters teminat olarak hazır ettikleri 300.000-TL … Bankası’na ait süresiz ve nakit teminatın kabul edilmediğini, müvekkili grup şirketler için 600.000-TL teminat ödenmesi halinde kısmi kabul kararı verildiğini, açıklanan sebeplerle, İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2022/42 e. sayılı ara kararının bozularak sunmuş olduğu açıklamalar doğrultusunda teminatsız olarak davacı-karşı davalı aleyhine ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; www…com.tr alan adlı internet sitesinde, aktif olarak kullandığı, aynı zamanda ticaret unvanı olan, … tescil numarası ile sahibi olduğu “…” markasının birebir aynısının, davalı tarafından davacının izni olmaksızın iltibas ve haksız rekabet yaratacak şekilde kullandığından, davalı tarafın eylemlerinin davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve kaldırılması, davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tedbiren önlenmesi, durdurulması ve kaldırılması, www…com isimli internet sitesine ve sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesi, diğer internet satış platformlarındaki faaliyetlerinin tedbiren önlenmesi, durdurulması ve kaldırılmasına ilişkindir. Mahkemenin, 14/06/2022 tarihli ara kararıyla; davacının … tescil numaralı …com.tr markasının 09. Sınıfta tescilli sahibi olduğu, alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça … ibaresinin 09. Sınıfta internet sitesi satış siteleri ve sosyal medya hesaplarında kullanıldığı tespit edildiği ve bu durumun mevcut delil durumu itibari ile davacının markadan kaynaklanan haklarına zarar verebileceği ve davacının zarara uğrama ihtimalinin oluştuğu anlaşıldığından, 300.000,00 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, davacı-karşı davalı tarafça 300.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun sunularak tedbirin uygulandığı tespit edilmiştir. Davalı vekili 29/06/2022 havale tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbire itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince itiraz üzerine verilen 18/07/2022 tarihli ara kararında; İddia, savunma, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava dışı … Ltd Şti’nin “…” ibareli markanın … numarası ile 35 ve 42. sınıflarda tescilli sahibi olduğu, 15/10/2021 tarihinde düzenlenen lisans sözleşmesi ile “…” markasının davalı tarafından kullanılmasının sağlandığı, davalı … A.Ş’nin, … markasını kullanımının haklılığı, sunulan lisans sözleşmesinin geçerliliği, davalı kullanımlarının lisans sözleşmesi kapsamında olup olmadığı, davacıya ait “…” Markasının tescil kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından olup olmadığı yönündeki değerlendirmelerin esas yargılama içerisinde yapılabileceği, davalının olası zararları, davacının tescilli markasının zarar görme ihtimaline binaen ters tedbir kararına hükmetmek gerektiği kanaatine varıldığından, davalı vekilinin tedbire itirazının kısmen kabulüne; davalının marka tescilinin bulunmaması, ibraz edilen lisans sözleşmesinin geçerliliğinin bu aşamada tam olarak denetlenememesi dikkate alınarak, ters teminat miktarının 600.000,00 TL olarak belirlenmesine karar verildiği, ters teminatın depo edilmediği tespit edilmiştir. Karar aleyhine her iki taraf vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf sebebi yönünden; Davacı- karşı davalı vekili tarafından mahkemece itiraz üzerine verilen 18/07/2022 tarihli ara kararında taktir edilen ters teminat miktarının müvekkilinin zararını karşılamadığına ilişkindir. İhtiyati tedbirde, nihai karar gibi tam ispat aranmadığından, yaklaşık ispat kuralı uygulandığından, ihtiyati tedbir talep eden tarafın haksız çıkması ihtimali karşısında karşı tarafın uğrayacağı muhtemel zararı karşılamak üzere HMK 392. maddesinde düzenlenmiş ve miktarın takdiri hakime bırakılmıştır. Bu sebeple takdir edilecek teminat miktarının tarafların yarar dengesi ve dosya kapsamı gözetilerek taktir edilmesi gerekir. Taraflar arasında görülmekte olan ve tedbir ile teminat takdirine karar verilen dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulmasına ilişkindir. Dosya kapsamına yansıyan taraf markalarının TPMK kayıtları, bilirkişi raporu, tarafların iştigal konuları, dosyaya sunulan deliller nazara alındığında, mahkemece takdir edilen teminat yeterli olduğu gibi, HMK 395 ve 396. maddeleri uyarınca durum ve koşullarda değişiklik olduğunda, talep üzerine veya mahkemece re’sen her zaman değiştirilip kaldırılabileceğinden, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf sebebi yönünden inceleme; Dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda; Davalıya ait olduğu belirtilen https://www…com/ alan adlı web sitesi üzerinde yapılan İncelemeyle davacının ticaret unvanında … ibaresinin yer aldığı, …COM.TR markasının 09. Sınıfta … Tescil numarası ile davacı adına tescilli olduğu, davalı tarafça satış siteleri ve sosyal medya hesaplarında kullanılan ibarenin … olduğu, markanın üzerinde kullanıldığı emtianın ise 09. Sınıf kapsamında kaldığı, davalı tarafın ürünler üzerinde kullandığı marka ile davacı markasının kelime unsurlarının neredeyse birebir aynı olduğu, davalının, herhangi bir zorunluluk olmadığı halde satış sitelerinde markasının tanıtımında davacı tarafın markasının birebir aynısı derecesinde benzerini kullandığı, davalı tarafça … olarak kulanımının 7/b anlamında “tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali” yaratabilecek bir kullanım olduğunun düşünüldüğün belirtildiği, tespit edilmiştir. Davalı – karşı davacı tarafça cevap ve karşı dava dilekçesinde; davalı- karşı davacı şirket ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin grup şirket olduğunu, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin -…- markasını Türk Patent ve Marka Kurumu’na 19.12.2017 tarihinden itibaren on yıl süreyle geçerli olmak üzere 35 ve 42.sınıf emtialar için 07.03.2019 tarihinde tescil ettirdiğini ve kendisine ait olan markasını 15.10.2021 tarihli Marka Lisans Sözleşmesi uyarınca 5 yıl süreli olarak kullanma hakkını, davalı-karşı davacıya bıraktığından hukuka uygun şekilde ticareti kapsamında kullandığını belirterek, TPMK Markalar Daire Başkanlığı 17.08.2018 tarih ve yayıma itiraz konulu Sayı:.. nolu yazı doğrultusunda Grup şirketlere tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden müvekkillerine ait tüm internet sayfalarına ve diğer tüm satış platformlarına uygulanan erişim engelinin teminatsız olarak ivedi kaldırılmasına, Davacı-karşı davalı tarafından davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, kaldırılmasına, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden haksız ve hukuka aykırı faaliyette bulunduğu davacı-karşı davalıya ait tüm hesaplarına teminatsız olarak erişimin engellenmesine, satış yaptığı tüm diğer satış platformalarının da durdurulmasına, önlenmesine, kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek, marka lisans sözleşmesi sunduğu, 15/10/2021 tarihli adi yazılı “Marka Lisans Sözleşmesi” ile lisans veren … Ltd. Şti.’nin lisans alan … A.Ş.’ne 50.000,00 TL karşılığı, sözleşme tarihinden itibaren 5 yıl süre ile TPE Başkanlığı’nda 19/12/2017 tarih … sayı ile işlem görmekte olan “…” markasının, Marka Tescil Belgesi üzerinde kayıtlı bulunan 35 ve 42 nolu emtialar (web siteleri, pazar yerlerindeki mağazaları, internet e-ticaret ve sanal satış kanalları, basılı ve görsel logoları ve bunlarla ilgili tüm ürünler/hizmetler) için geçerli olmak üzere kullanma hakkını verdiği tespit edilmiştir. İhtiyati tedbir geçici hukuki koruma olup, kararın verildiği tarihteki delil durumuna göre, yaklaşık ispat kuralı nazara alınarak, nihai karar yönünden ihsası rey oluşturmamak koşulu ile tesis edileceğinden, nihai karardaki gibi tam ispat aranmadığından ve dosya tekemmül etmediğinden, her zaman için taraflardan birinin haklılık durumunda değişme ve zarara uğrama riski mevcuttur. Bu sebeple HMK’da 392. madde ile teminat konusu düzenlemiştir. Teminat miktarının belirlenmesinde hakime geniş takdir yetkisi verilmiştir. Tedbir kararının niteliği nazara alınarak HMK 395 ve 396. maddelerinde durum ve koşulların değişmesi halinde talep üzerine veya re’sen her zaman kararın değiştirilebileceği veya teminat alınabileceği düzenlenmiştir. 6769 Sayılı Yasa’nın 148/1.maddesi uyarınca sınai mülkiyet hakları lisans sözleşmesinin konusu olabilir, 4. fıkra uyarınca yazılı olarak yapılması yeterlidir. Davalı-karşı davacı taraf 15/10/2021 tarihli adi yazılı “Marka Lisans Sözleşmesi” ne dayanmış olup, davalı-karşı davacının kullanımlarının lisans sözleşmesi kapsamında olup olmadığı ve davacı-karşı davalının kullanımlarının sunulan lisans sözleşmesine konu davalı-karşı davacının 19/12/2017 tarih ve … sayısı ile tescilli “…” markasının tescil kapsamında kalıp kalmadığı yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğinden, yargılamayı gerektirmektedir. Mahkemece de, tedbirin kabulüne ilişkin 14/06/2022 tarihli ara kararıyla davacı tarafa yüklenen teminat külfetinin, ters teminata dönüştürülüp arttırılarak davalı- karşı davacı tarafa yüklenmiştir. Dosya kapsamı, bilirkişi raporu, davalı- karşı davacı tarafından ibraz edilen lisans sözleşmesi, tarafların marka tescil bilgileri ve tescilli oldukları sınıflar ile davalı-karşı davacı tarafın kullanımları nazara alındığında mahkeme kararında usule aykırılık bulunmadığından davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Her iki taraf vekilinin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/07/2022 tarih ve 2022/42 E. Sayılı kararına karşı davacı/karşı davalı ve davalı/karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacı/karşı davalıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalı/karşı davacı alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile fazlaya ilişkin olan 80,70 TL’nin talep ve isteği halinde davalı/ karşı davacıya iadesine, 3-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Talep eden taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06/10/2022