Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1260 E. 2022/1366 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1260
KARAR NO: 2022/1366
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/35 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde; Müvekkili şirketin 19 yıldır alanında uzman ve basiretli bir tacirin uyması gereken tüm kurallara harfiyen uyan bir şirket olup, şirket nezdinde bilgisayar programlama faaliyetleri, sistem, veri tabanı, Network, Web Sayfası vb. Yazılımları ile müşteriye özel yazılımların kodlanması vb. hizmetlerini vermekte olduğunu, Müvekkili şirketin TPMK’na 19.12.2017 tarihinden itibaren on yıl süreyle -… – markasını 07.03.2019 tarihinde tescil ettirdiğini, davalının … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. Adına marka hakkı olan … ismini sadece bir ürün için kullanma hakkı bulunmaktayken ve internet üzerinde satış hakkı yok iken, müvekkilinin 19 yıllık itibarı ve sektördeki portföyünü kullanarak ….COM.TR internet sitesindeki ve dava dışı internet satışı olan şirketlerin satış sayfalarında tüm ürünlerde … etiketiyle marka hakkının sahibine vermiş olduğu en büyük haklardan biri olan garanti fonksiyonu çerçevesinde tüketicilerin ayırt edilemeyecek nitelikte yanıltma yoluyla haksız ve hukuka aykırı şekilde kazanç elde etmekte olduğunu, tehlike gerçekleşmiş olup müvekkilinin halen zarar görmekte olduğunu, iş bu sebeple S.M.K 159/2 -A bendinde sayılan yaptırım ve edimler örnekleyici edim olmak üzere öncelikle tecavüzün önlenmesi ve durdurulması ve davalı şirket bünyesindeki sitenin erişimin engellenmesini ve Müvekkiline ait … adının kullanılmasının yasaklanması yine S.M.K 159/2-C bedi gereği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. H.D’ nin 08.02.2019 tarih 2019/191 E. 2019/279 K. İlamı gereğince ters teminat tedbiri kapsamında karar verilmesini, dava dışı … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. Davalı şirketteki hesabını ne zamandan beri kulladığını bilmediği için oluşan zararın tespiti mümkün olmadığından ve halen devam ettiğinden kanun gereği ivedi şekilde ters teminatlı ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı – karşı davacı vekili açmış olduğu karşı davadaki ihtiyati tedbir talebinde özetle; Davacı-karşı davalı tarafın müvekkilinin davaya konu tescilli marka hakkına (“…” markasına) tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tedbiren önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına, Davacı-karşı davalı tarafın müvekkilinin davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ederek haksız ve hukuka aykırı faaliyette bulunduğu “www….com” isimli internet sitesine ve sosyal medya/internet hesaplarına tedbiren erişimin engellenmesine; ayrıca diğer tüm internet satış platformlarındaki (…, …, …, … vb.) faaliyetlerinin de tedbiren önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesinin 28/06/2022 tarihli ara kararıyla; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı – karşı davalı vekili asıl dava dilekçesi ile davacı şirketin … markasının 35 ve 42. Sınıflarda … numarası ile tescilli sahibi olduğunu, davalı tarafından … markasının kullanıldığı bu durumun davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini belirterek davalı – karşı davacı şirkete ait tüm internet satış sayfasının durdurulması yönünde tedbir talep ettiğini, davalı – karşı davacı vekilince sunulan karşı dava dilekçesi ile, davalı – karşı davacı şirketin … numaralı … markasının 09. Sınıfta tescilli sahibi olduğunu, davacı – karşı davalı kullanımlarının davalı – karşı davacının marka haklarına yönelik tecavüz teşkil ettiğini bu sebeple davacı – karşı davalı tarafından kullanılan internet sitesi ve sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir talep ettiğini, mahkememizce tarafların karşılıklı tedbir talebinde bulunmaları üzerine dosya ele alındığında, tarafların … markası üzerinde farklı sınıflarda tescil sahibi oldukları, her iki tarafın da karşı taraf kullanımlarının marka hakkına yönelik tecavüz teşkil ettiği belirtilerek tedbir talep edilmiş ise de, taraf kullanımlarının markalarının tescilli olduğu sınıflar kapsamında olup olmadığı, … ibaresi üzerinde gerçek hak sahipliğine dayalı iddialarının ve yine tarafların geçmişte karşılıklı ticari ilişkileri de olduğu yönündeki beyanlar da dikkate alınarak bu aşamada tarafların tescilli marka sahibi olmaları taraflarca yapılan kullanımların marka hakları kapsamında olup olmadığının ancak tüm deliller toplandıktan sonra kapsamlı bir yargılama neticesi konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınacak raporlarla birlikte değerlendirilebileceğinden bu aşamada tarafların … markası üzerinde farklı sınıflarda tescil sahibi olmaları sebebiyle, internet ve sosyal medya hesaplarının kapatılması yönündeki tedbir taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Davalı -karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili şirketin, … ve… alanında donanım, etiket ve yazılım geliştirmesi yapan, … alanında birçok patenti bulunan Türkiye’nin “Yerinde AR-GE MERKEZİ“ unvanına sahip … A.Ş. firmasının internet satış platformu olan kurumsal bir şirket olduğunu, müvekkilinin davaya konu “…” markasının sahibi olduğunu, buna ilişkin Türk Patent Ve Marka Kurumu nezdinde … sayılı tescili bulunduğunu, 28.05.2008 tarihinden itibaren müvekkilimnn tescilli markasının kullanım hakkının da sadece müvekkiline ait olduğunu, hem tescil tarihi hem de tescil kapsamı açısından müvekkilinin gerçek hak sahipliğinin açıkça ortada olduğunu, Müvekkilinin, şirket unvanında da yer alan “…” markası ile “www…com.tr” isimli internet sitesi üzerinden faaliyetlerine uzun yıllardır aktif olarak devam etdiğini, müvekkilinin, piyasada kendisine çok iyi bir pazar payı oluşturduğunu ve sektörde haklı bir üne kavuşarak, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, -Müvekkilinin davaya konu tescilli “…” markasını davacı-karşı davalı tarafla birlikte haksız ve hukuka aykırı olarak kullanan/tecavüz eden ve davacı-karşı davalı tarafça irtibatlı oldukları anlaşılan … A.Ş. hakkında ilk derece İstanbul Anadolu 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/42 E. Sayılı (devam eden) dosyası ile tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile ihtiyati tedbir talepli dava açıldığını, dosya kapsamında ilk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporu sonrasında, davacı-karşı davalı tarafın irtibatlı olduğunu ifade ettiği … teknoloji a.ş. aleyhine davaya konu markaya ilişkin tedbir kararları verildiğini, ilk derece mahkemesinin 2022/42 e. sayılı dosyasında verilen tedbir kararları ile davacı-karşı davalı ve irtibatlı olduğunu bildirdiği … teknoloji a.ş.’nin müvekkilinin davaya konu tescilli markasını hukuka aykırı bir şekilde kullandıklarının tecavüz ettiklerinin ve bu durumun da müvekkilinin markadan kaynaklanan haklarına zarar verdiğinin açıkça ortaya koyulduğunu, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması adına, işbu dosya kapsamında da ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini, bilirkişi raporunun tespitlerine göre 2022/42 E. sayılı dosyada tedbir kararı verildiğini, bilirkişi raporunda Davacı-karşı davalı taraf ve irtibatlı olduğunu bildirdiği … A.Ş.nin müvekkilinin davaya konu tescilli markasını kullanarak müvekkilinin satışını yaptığı ürün ve hizmetlerinin, karıştırılmaya sebebiyet verecek ve halkı/tüketiciyi yanıltacak şekilde sattıklarının tespitinin yapıldığını, -Davacı-karşı davalı tarafın davaya konu “…” markasını 07.03.2019 tarihinde 35. ve 42. sınıflarda tescil ettirdiği iddialarının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dosyadaki kurum kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, davacı-karşı davalının söz konusu usulsüz tescil başvurusu sonucunda, şu an hukuka aykırı bir şekilde faaliyet gösterdiği asli alanlar çıkartılarak kısmi ret kararı verildiğini, davacı-karşı davalının usulsüz tescil başvurusundan: bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi, bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetlerinin çıkarıldığını, davacı-karşı davalının iddia ettiği söz konusu usulsüz tescilinin, hukuka aykırı bir şekilde faaliyet gösterdiği davaya konu alanları kapsamadığını, müvekkilinin davaya konu rfidmarket markasını tescil tarihinin 28.05.2008 olduğunu, dolayısı müvekkilinin davaya konu markayı, davacı-karşı davalının usulsüz tescilden 11 yıl önce tescil ettirdiğini müvekkilinin öncelikli tescil ve kullanım hakkına sahip olduğunun da açık olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından 2022/42 E. Sayılı dosyadan aldırılan dosyada mevcut bilirkişi raporunda; davacı-karşı davalının ve irtibatlı olduğunu ifade ettiği … A.Ş.’nin davaya konu “…” markasını kullanımlarının 09. sınıf kapsamında olduğu ve müvekkilinin tescilli marka hakları kapsamında kaldığı açıkça belirtilerek, davacı-karşı davalının ve irtibatlı olduğunu ifade ettiği … Teknoloji A.Ş.’nin söz konusu fillerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin ortaya koyulduğunu, -Müvekkili şirketin “…” alanında türkiye’de tanınmış ve lider firmalardan olduğunu, internet üzerinde yapılan aramalarda ilk sıralarda çıktığını, davacı-karşı davalının ve irtibatlı olduğunu ifade ettiği … A.ş.’nin müvekkili ile aynı bölgede yer aldığını, kötüniyetli olduklarını, -Davacı-Karşı davalı tarafça iddia edilen (… Teknoloji A.Ş. İle Aralarındaki) adi nitelikteki geçersiz lisans sözleşmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin öncelikli tescilli marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, sonradan düzenlenme ihtimali bulunan, noter huzurunda yapılmamış, sicile de kaydedilmemiş olan adi evrak niteliğinde söz konusu usulsüz lisans sözleşmesinin müvekkilini ve 3.kişileri bağlamayacağını, davacı-karşı davalının ve irtibatlı olduğunu ifade ettiği … A.Ş.’nin müvekkilinin davaya konu tescilli marka hakkına tecavüz ettiklerinin sabit olup; bu bağlamda ihtiyati tedbir istemlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -İstanbul Anadolu 2. Fikri Sinai Haklar Mahkemesinin 2022/35 E. Sayılı dosyasında 28.06.2022 tarihli ara kararında ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, HMK 389-1 maddesi uyarınca ‘… gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde …ihtiyati tedbir kararı verilebilir’ hükmüne göre, www… com/magaza/… sayfasından dava dışı … SAN. TİC. LTD. ŞTİ.’ nin kendisine ait kullanılma hakkı bulunmayan Radyo Frekansı ile Tanımlama teknolojisi ait tüm ürünleri müvekkili şirketin bünyesinde olanlar da dahil olmak üzere kendi yetkili ve tek satıcı olarak göstererek kullanması sebebiyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, -Davalı-karşı davacının linki verilen profil sayfasında dava dışı … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Logosunda … sembolünü kullanarak tüketiciler nezdinde haksız bir yanılgı oluşturduğunu, ‘Şirketlerin, tüketiciyi ve başvuru sahiplerini ticari markanın tescili konusunda bilgilendirmek için “…” sembolünü kullandığını, “…” açıkça tescilli ticari markalar için kullanıldığını, ancak dava dışı şirketin davalının bünyesinde bulunan e – ticaret sitesinde ve diğer tüm e- ticaret sitelerinde bu sembolü kullanarak tüketiciyi açıkça aldattığını, ayrıca müvekkili firmanın ticari itibar ve kalitesini de tüketici gözünde düşürdüğünü, -SMK 159. madde de özel olarak düzenlenmiş olan ihtiyati tedbir kavramının iş bu dava konusunda elzem ve oluşan zararların engellenmesi için zorunlu olduğunu, S.M.K kapsamında İhtiyati Tedbir kararı verebilmesi için yaklaşık ispatın yani ihlal oluşmasına gerek olmayıp tehlikenin varlığının yeterli olduğunu, dava konusu olayda tehlikenin gerçekleşmiş olduğunu ve müvekkilinin halen zarar gördüğünü, İş bu sebeple S.M.K 159/2 -A bendinde sayılan yaptırım ve edimler örnekleyici edim olmak üzere öncelikle tecavüzün önlenmesi ve durdurulması ve davalı şirket bünyesindeki sitenin ve diğer satış platformalarına da erişiminin engellenmesinin ve müvekkiline ait … adının kullanılmasının yasaklanmasını, ters teminatlı ihtiyari tedbir kararı şeklinde karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı HMK’nın 355. Maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, … markasının davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından kullanımlarının marka hakları kapsamında kalıp kalmadığı, tarafların markalarına dair vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine karar verilmesi istemli dava olup, tedbir istemi de aynı hususlara ilişkindir. Tarafların marka kullanımına ilişkin karşılıklı taleplerinin bulunduğu görülmüştür. 10/01/2017 tarih ve 29944 Sayılı Resmi Gazete yayınlanıp aynı gün yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlıklı 159. maddesinde; “(1) Bu Kanun uyarınca; dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. (2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır:a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması.b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması.c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi. (3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/1/2011 tarihli ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. Maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alındığında, somut olayda, davacı-karşı davalı ve davalı-karşı tarafça tarafça ileri sürülen hususların yargılamayı gerektirdiği ve tedbir koşullarının mevcut durumda oluşmadığı yönündeki mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, karşı davada, davalı-karşı davacının rfidmarket markası için eskiye dayalı kullanıma bağlı olarak markası üzerinde üstün ve öncelikli hak iddiasında bulunduğu, buna ispata yönelik olarak ticaret unvanı tescil tarihini ve internet sitesi kullanımlarını gösterdiği, ayrıca … A.Ş.’nin davada davalı ve davacı sıfatının bulunmadığı, diğer delillerin mahkemece henüz incelenmediği, davacı-karşı davalının da markasının bulunduğu, tarafların markalarının ve kullanım alanlarının ve sınıflarının tespiti için bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmadığı, dava dışı dosyada verilen kararın mevcut dosya kapsamı ile değerlendirmeye alınmasının ancak yapılacak inceleme sonucu dikkate alınabileceği ve böylece davalı-karşı davacının gerçek hak sahipliği iddiasının yargılamanın yeni başlaması sebebiyle araştırılmadığı, dava konusu markayı taraflardan hangisinin, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullandığının tespit edilemediği bu kullanımların markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacı ve davalı kullanımının üstün hak sahipliğine dayanıp dayanmadığı hususları yargılamayı gerektirir nitelikte bulunduğundan ve ihtiyati tedbir için gerekli koşulların henüz bu aşamada oluşmadığı kanaatine varıldığından usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı karşı davalı ve davalı karşı davacı vekillerinin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/06/2022 tarih ve 2022/35 E. sayılı ara kararına karşı davacı karşı davalı ve davalı karşı davacı vekilleri tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı karşı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davalı karşı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06/10/2022