Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1251 E. 2022/1348 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1251 Esas
KARAR NO: 2022/1348
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 03/06/2022
NUMARASI: 2021/298 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin süt ve süt ürünleri sektöründe tanınmış bir firma olduğunu, İstanbul 1. FSHHM’nin 2021/84 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davalının müvekkilinin ürünlerini taklit ettiğinin tespit edildiğini, davalının kullanımlarının haksız rekabete ve iltibasa sebep olduğunu, müvekkilinin marka haklarına tecavüz edildiğini belirterek, davalı yanca …, …, … tescil numaralı markalarına vaki tecavüzünün ve haksız rekabetinin üretim, ihracat vs. tümü ile tedbiren durdurulmasına, tecavüze konu ürünler ile makinesinin kalıplarına, ayrıca üretim ve pazarlama araçlarının, broşür, ambalaj ve etiketlerinin, ürünlerinin piyasadan tedbiren toplatılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davada Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, aynı konuya ilişkin Ankara 2.FSHHM’de yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin markasının, davacı markasından farklı olduğunu, davacının piyasada tekelleşme amacında olduğunu, daha önce farklı şehirlerde müvekkiline karşı açtığı davaları kaybettiğini belirterek, tedbir talepleri ile davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Mahkemece alınan bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın ürününün, davacı tarafa ait … ve … numara ile tescilli … ürünü ile bilgilenmiş tüketiciler nezdinde “ayniyet derecesinde benzer” olarak algılanacağı, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin bildirildiği, 6769 sayılı Kanun’un 159(1). maddesinin; “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde olup, ihtiyati tedbir kararının, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara yada patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde olabileceğini, bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümlerinin uygulanacağını, HMK 389.maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik sebebiyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceğini, Geçici hukuki korumalarda yaklaşık ispatın yeterli görüldüğü, yaklaşık ispat durumunda hakimin o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı edemeyeceği, bu sebeple genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınmasının öngörüldüğü, Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporu, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle, davacının tedbir talebinin 75.000,00 TL teminat karşılığı kabulüne; -Davalı tarafın, davacının … ve … numaraları ile tescilli tasarımlarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlerinin üretim, ihracatının durdurulmasına, bu ürünlerin ve makinesinin kalıplarına ve üretim ve pazarlama araçlarının, broşür, ambalaj ve etiketlerinin, ürenlerinin piyasada toplatılmasına, (bilirkişi raporunun infazda dikkate alınmasına ve kararın eki sayılmasına,) karar verilmiştir. Davalı vekili 27/06/2022 havale tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki diğer davalar incelemeye alınmaksızın hazırlanan bilirkişi raporu merkeze alınarak verilen tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tedbir kararının müvekkilini zarara uğratma maksatlı olduğunu belirterek, kaldırılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı, Mahkemece verilen tedbir kararı, tarafların tedbir kararına karşı beyan ve itirazları, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak, tedbir kararının kaldırılmasına dair yasal şartların oluşmadığına kanaat getirilmekle davalının tedbire itirazının reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili şirketin 26/07/2018 tarihinde … tescil numarası ile “…” markasını TPMK nezdinde tescil ettirip kullanmaya başladığını, davacının orijinal ürün şeklinde 4 kolun burgu şeklinde sarıldığını, müvekkilinin markası peynirin 3’lü saç örgüsü şeklinde ve 3 koldan her birininde 2’li burgu şeklinde sarılmasıyla elde edildiğinden, davacının …nden tamamen farklı olduğunu, ortalama tüketicinin herhangi bir benzerlik ilişkisi kurmasının mümkün olmadığını, 2-Davacı ile müvekkili arasında bu davadan önce görülen, haksız kullanım ve marka tecavüzünün giderilmesi davalarının müvekkili lehine sonuçlandığını, konu ve içerik itibariyle aynı olan bu dosyalar incelenmeden alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını, dosyalar mahkemece incelenmediğinden kararın hukuka aykırı olduğunu, Aynı tasarımlarla ilgili Ankara 2. FSHHM’nin 2019/150 Esas dosyasında hükümsüzlük talebinin benzerlik olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, mevcut kararda benzerlik olduğu kabul edilerek aleyhe hüküm kurulduğunu, aynı endüstriyel tescille ilgili birbiriyle çelişen iki karar ortaya çıktığından, ihtiyati tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, (Ankara 2. FSHM 2019/150 Esas gerekçeli karar) Tarafların karşı karşıya geldikleri önceki davalarda taraf olan müvekkili şirket … A.Ş.’nin … Tic. A.Ş. tarafından devralınarak taraf sıfatının sürdürüldüğünü, bu sebeple önceki davalarda müvekkilinin ünvanının … A.Ş. olduğunu, davacının şikayeti üzerine müvekkili şirket yetkilisi … hakkında Bakırköy FSHCM’nde başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle satışa arz etmek veya satmak suçundan açılmış davanın bilirkişi raporunda; Taklit olduğu iddia edilen ve incelenen peynir 3’lü saç örgüsü şeklindedir. 3 koldan her biri ise 2’li burgu şeklinde sarılmıştır. Öncesinde yapılan 2’li burgu işleminin peynirin tel tel olmasında teknik olarak daha da elverişli bir proses olarak değerlendirilmiştir. Müştekinin orijinal ürün şekli ise 4 kolun burgu şeklinde sarılmasıyla elde edilmiştir. Burgu şeklinde olan birçok endüstriyel ürüne, burgu altın zincir, burgu bakır elektrik teli, burgu iplik örnekleri verilebilir. Bunların dışında burgu makarna, burgu pasta, burgu şeker, burgu vida, burgu matkap ucu, yay şekli, burgu yün örgü modelleri vb. bilinen birçok objenin şekilleri de … biçiminde olabilmektedir. Hali hazırda doğada var olan sarmaşık bitkisi şekli, doğa olayı hortum ve anafor şekli de burgu modeline örnek olarak gösterilebilecektir. Yukarıda incelemelerde de gösterildiği üzere incelenen peynirin şeklen davaya konu …’den daha çok ülkemize özgü klasik bilinen örgü peynire benzediği düşünülmektedir. Bahse konu taklit olduğu iddia edilen peynir şeklinin, işbu haliyle tüketiciler üzerinde aldatmaya yol açabilecek bir fiilin bulunmadığı belirlenmiştir.Açıklanan bu sebeplerden dolayı müştekiye ait yukarıda belirtilmiş olan tescilli marka ile taklit olduğu iddia edilen sanık ürün şekli ile karıştırılmaya sebep olabilecek yani iltibasa sebebiyet verecek bir durumun ve 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 30/1 maddesi kapsamında marka hakkına tecavüz fiili görülemediği” görüş ve kanaatine varıldığını ve yargılama sonucunda; “Sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan kamu davası açılmış ise de; sanığın katılana ait marka hakkına ilişkin ihlal kastı olmadığı kanaatine varılmakla, CMK’nun 223/2-c bendi uyarınca yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebi ile BERAATİNE” karar verildiğini, Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile davanın haksız ikame edildiği ispatlandığı halde, bu dosya incelenmeden, bilirkişi heyeti tarafından değerlendirmeye dahi alınmadan bir rapor hazırlandığından itibar edilmeyeceğini, 3-Alınan kararın müvekkiline uygulanan yıldırma politikası olduğunu, daha önce dava konusu aynı olan Ankara 2. FSHHM’nin 2019/150 Esas sayılı dosyada tedbir kararının kabul edilmesinin hatalı olduğunun ve haksız olarak işbu davaların ikame edildiğinin ispatlandığını, 4-İstanbul 1. FSHHM’nin 2021/84 D. İş dosyasında tanzim edilen rapor ve dosyadaki mevcut rapor işinin ehli olmayan bilirkişilerce taraflar arasındaki aynı konuyu içeren uyuşmazlıklar incelenmeden ve değerlendirilmeden tanzim edildiğinden, raporun denetime elverişsiz ve bu rapora dayanılarak verilen ihtiyati tedbir kararının da hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay 11. H.D. 29.02.2008 Tarihli 2006/9486 Esas, 2008/1161 Karar) 5-Alınan kararda bahse konu tasarımların üretimini engellemek için makinenin ve kalıplarının toplatılmasına karar verildiğini, bahse konu makineye dair davacı tarafın üreticiye karşı açtığı davalar aleyhine sonuçlanıp, hukuka aykırılık tespit edilmediğinden, makinenin kullanımının engellenmesinin, hukuken aykırılığı bulunmayan bir endüstriyel ürünün kullanımını da engelleyeceğini, davacı tarafın piyasada tekel olma gayesinden ötürü bahse konu makine ve kalıpların bulunması ve üretilmesinin çok zor olduğunu, makine ve kalıplara ilişkin herhangi aleyhe karar olmadığı için oluşturulan bu ara kararının sınırı aştığını ve müvekkilinin zararını artırdığını, Ürünlerin toplatılmasıyla ilgili kararda, peynirlerin son tüketim tarihi ve saklama koşulları dikkate alınarak ara karar oluşturulması gerekirken, mahkemece bu hususa dikkat edilmediğini, tedbir kararının müvekkili aleyhine bir husus oluşturmaması için maddi değer ifade eden peynirlerin toplatılması sonrası güvenli bir depoda saklanması gerektiğini, toplatılan ürünlerin korunmasına ilişkin herhangi bir tedbir ve yönlendirme olmadığından, yetersiz düzenlenen kararın müvekkilinin zararına sebebiyet verebileceğinden kaldırılması gerektiğini, 6-Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunun davacı tarafın delil olarak sunduğu görseller üzerinden incelenerek düzenlendiğini, yerinde inceleme yapılmadığını, davacı tarafın iddiasının doğruluğunun ancak ambalajda satılan ürünlerin incelenmesi ile tespit edilebileceğini, mahkemenin bu yöndeki itirazlarını dikkate almadığını, Bilirkişi heyetinde görsellere ilişkin analiz yapabilecek nitelikte grafiker bir bilirkişi bulunmadığını, alanında uzman grafiker bilirkişi dahil edilmeden alınan, yeterli inceleme yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporunun denetime elverişsiz ve denetime elverişsiz rapor ile ikame edilen ihtiyati tedbir kararının da hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas: 2019/2951, Karar: 2020/795 K. T: 03.02.2020) 7-6100 sayılı HMK’nin 114/h bendi uyarınca davacının dava açmada hukuki yararının bulunması gerektiğini, salt ekonomik yarar için açılan, hukuksal olmayan, davaların esasına girilmeyeceğini, davacı …’in davayı açmada hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu endüstriyel tasarımın … ile ilgisi olmayıp …’in herhangi bir hakkını ilga etmediğini ve davacınında kendi tasarımlarına tecavüz edildiğini, yahut tasarımların asıl hak sahibinin kendisi olduğunu iddia etmediğini, davayı ikame etme amacının müvekkilini kendisine ekonomik tehdit olarak görmesinden kaynaklandığını, davacının taraf ehliyeti bile yokken davayı şahsi ekonomik çıkarlarını korumak saikiyle ikame ettiğinden açıkça kötü niyetli olduğunu, dava şartlarından olan hukuki yararın varlığı için haksız bir ekonomik yarar beklentisin yeterli olmadığından, davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini, 8-Sıfat yokluğunun mahkemece re’sen gözetileceğini, somut vakıada davacı …’in, dava konusu endüstriyel tasarımlar üzerinde hak iddia etmediğini, bilakis başkaca tasarım sahiplerinin var olduğunu iddia ettiğini, bu sebeple kendisine ait bir hakkı ileri sürmeyen davacının işbu davada davacı sıfatı bulunmadığını, hükümsüzlük talep edebilecek kişilerin 554 sayılı KHK’nın 44/2 maddesinde belirtildiğini ve 43. maddenin “c” bendinde; Tescilli bir tasarım, sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki diğer tasarımın başvuru tarihi kendisinden önce ise; ” düzenlemesi olup, iki hüküm birlikte okunduğunda; birbirine benzediği iddia edilen iki tasarım söz konusuysa, önce başvuran tasarım sahibinin hükümsüzlük talep etmek hakkı olduğunun anlaşıldığını, davacı taraf, kendisine ait hiçbir hakkın ihlal edilmediğini zımnen kabul ettiğinden, davacının bu davada, davacı sıfatına haiz olmadığından tedbirin ve davanın reddi gerekirken kısmı kabul yönünde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, … numaralı tasarımın ayırt ediciliğe haiz olduğunu, 1 nolu tasarım, sarmal şeklinde olan silindirik profile sahip burgu şeklinde iken, davacı tasarımında üçgen profilin orta kenarlarından dışarı çıkıntı oluşturularak elde edilen yeni bir tasarım oluşturulduğunu, iki tasarımın kağıttaki izdüşümlerinin farklı olup, bu farkın gözle açıkça görüldüğünü, müvekkilinin kendi tasarımları birbirine benzese dahi bu tasarımlardan sadece müvekkili fayda göreceği için davacının bu davadaki gibi bir talep ileri sürmesinde hukuki yararı bulunmadığını, Davacı tarafın tasarımının; kendi iddiaları ile sabit olduğu üzere burgu şeklinde hazırlandığını ve iki parça halinde olduğunu, müvekkilinin tasarımı üç parça halinde ve kıvrım içermediğini, bilirkişiler tarafından mevcut tasarımların birbirine benzerlik ve davacının tasarımına benzerlik sebebinin belirtilmediğini, bilgilenmiş kullanıcıların tasarımların şekil ve unsurları farklı olmasına rağmen mevcut tasarımları karıştırma sebebinin açıklanmadığını, 10-Davacının rekabeti engellemek ve piyasada tekelleşmek adına ilk andan itibaren yıldırma politikası izlediğini, davacının müvekkili şirket aleyhine açmış olduğu davaları kaybetmesine rağmen, devamlı olarak aleyhinde başka şehirlerde dava açtığını, Ankara 2 FSHHM’nin 2019/150 esas sayılı dosyada tedbir kararının kaldırılması ve davanın müvekkil şirket lehine sonuçlanması üzerine, müvekkili şirketin ürünlerini satışa arz ettiğini, davacı bu durumu bilmesine rağmen, müvekkili şirket ürünlerinin satışını durdurmak üzere işbu davayı açtığını ve mahkemece yeterli inceleme yapılmadan tedbir kararı verildiğini, izah edilen ve mahkemece resen nazara alınacak sebeplerle tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; İstanbul 1. FSHHM’nin 2021/84 D. İş sayılı dosyası ile davalının ürünlerini taklit ettiği tespit edildiğinden, davalı kullanımlarının haksız rekabete ve iltibasa sebep olduğu, marka haklarına tecavüz edildiğinin tespitini, davalının …, …, … tescil numaralı tasarımlara tecavüzünün ve haksız rekabetinin tümü ile tedbiren durdurulmasını, tecavüze konu ürünler ve makinesinin kalıplarının ve üretim ve pazarlama araçlarının, broşür, ambalaj ve etiketlerinin, ürünlerinin piyasadan tedbiren toplatılmasına karar verilmesine ilişkindir. Mahkemece; 6769 sayılı Kanun’un 159(1). maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişilerin, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbir talep edebileceği, bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümlerinin uygulanacağı, HMK 389.maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik sebebiyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporu, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle, tedbir talebinin 75.000,00 TL teminat karşılığı kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekilinin itirazı üzerine ilk derece mahkemesinin 21/06/2022 tarihli kararında; tüm dosya kapsamı, mahkemece verilen tedbir kararı, tarafların tedbir kararına karşı beyan ve itirazları, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak, tedbir kararının kaldırılmasına dair yasal şartların oluşmadığına kanaat getirilmekle itirazın reddine karar verilmiştir.Karar aleyhine davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. HMK 394. maddesi uyarınca tedbir kararına itiraz; tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak yapılabilir.-Ankara 2. FSHHM’nin 2019/150 Esas ve 2021/53 Karar sayılı dosyasının davacı … A.Ş. ile … A.Ş. ve fer’i müdahil … arasında görülen davacının, … sayılı markası kapsamında korunan şekil markasına tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i, kararın ilanına ilişkin olduğu, yapılan yargılama sonunda; Davalı yana ait olduğu belirtilen ve dosya kapsamında mevcut kullanım görsellerinin, davacı adına tescilli 2015/28257 sayılı marka tescil korumasından doğan hakları ihlal eder nitelikte olmadığı, işaretler arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verildiği tespit edilmiştir. Görülmekte olan davada talep; davalının …, …, … tescil numaralı davacı tasarımlarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ve önlenmesi, Ankara 2. FSHHM’nin 2019/150 Esas ve 2021/53 Karar sayılı dosyasının konusu ise … sayılı marka hakkına tecavüzün tespitine ilişkindir. Marka ve Tasarım hakkı 6769 sayılı yasada düzenlenmekle birlikte birbirinden farklı kavramlar olduğu gibi, hükümsüzlük koşulları ve davada ispatlanması gereken unsurlar birbirinden farklı olduğundan, tasarım hakkından doğan davada, marka hakkına dayanılarak açılan davanın haksızlığının kanıtlanması mümkün değildir. Mahkemece gerekçeli kararda davacının …, …, … tescil numaralı tasarımlarına ilişkin oluşturulmuş hüküm bulunmadığından, mevcut dava yönünden tedbir kararının kabul edilmesinin hatalı olduğu ve haksız olarak işbu davaların ikame edildiğinin ispatlandığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. -İstanbul 1. FSHHM’nin 2021/84 D. İş dosyasında tanzim edilen rapor marka vekili … ve Marmara Üniversitesi G.S.F. Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. … tarafından tazim edilmiş olup, tespit konusu nazara alındığında uzmanlık alanlarında kaldığından, ehil olmadıklarına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Raporun mahkemenin talebi doğrultusunda fiziki inceleme yapılarak tanzim edildiği, mahkeme denetimine açık olduğu tespit edilmiştir. Tespit; mahallinde mecut durumun tespiti ve tespit edilen bulguların dosya kapsamı ile değerlendirilerek varılan sonucun bildirilmesi niteliğinde olup, usule aykırılık bulunmadığından, aksini gösterir alınmış tespit raporu veya mahkeme kararı ibraz edilerek davalı tarafça kanıtlanmadığından, raporun mahkeme denetimine elverişli olmadığı, bu rapora dayanılarak verilen kararın hukuka aykırı olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. -Mahkemece ihtiyati tedbir kararında; Davalı tarafın, davacının … ve … numaraları ile tescilli tasarımlarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlerinin üretim, ihracat durdurulmasına, bu ürünlerin ve makinesinin kalıplarına ve üretim ve pazarlama araçlarının, broşür, ambalaj ve etiketlerinin, ürenlerinin piyasada toplatılmasına, (bilirkişi raporunun infazda dikkate alınmasına ve kararın eki sayılmasına,) karar verilmiştir. 6769 Sayılı Yasa’nın 159 (2). maddesinde; ihtiyati tedbir kararının, sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara yada patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde olabileceği, düzenlendiğinden, mahkemece dava ve tedbir konusu ürünlerin üretiminde kullanılan vasıtalara el konulması yönünde tedbir kararı verilebilir. Mahkemece de; 6769 Sayılı Kanunun 159.maddesi kapsamında “bu ürünlerin ve makinesinin kalıplarına ve üretim ve pazarlama araçlarının…. toplatılmasına,” karar verildiğinden, yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı tespit edilmiştir. Her karar, verildiği dosya için hüküm ifade edeceğinden, daha önce görülen davada makinenin imalatta kullanılmadığına karar verilmesi, yeni açılan davada dava konusu ürünlerin imalinde kullanılan makine için toplatma kararı verilmesine engel oluşturmayacağından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Mahkemece tedbir kararında her iki tarafın menfaat dengesinin gözetilmesi, ihtiyati tedbir kararının yaklaşık ispat olgusuna dayanılarak verilmesi sebebiyle, davacı tarafın iddiasını ispat edememesi ihtimalini düşünerek, toplatılan ürünlerden dolayı zarara uğramasını engelleyecek şekilde, saklama süresi ve saklama koşullarının da belirtmesi gerekir. Verilen kararda bu konuda hüküm bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. – Davacı tarafın talebi; …, …, … tescil numaralı tasarımlarına davalının tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ve önlenmesi olup, dosya içerisinde mevcut TPMK’nun kayıtlarından …, …, … tescil numaralı tasarımların … Tic. Ltd. Şti. adına tescilli ve halen geçerliliğini koruduğu tespit edilmiştir. 6769 Sayılı Yasa’nın 55/4. maddesinde tasarımın, bu kanun uyarınca tescil edilmesi halinde tescilli tasarım olarak korunacağı hüküm altına alınmış olup, tasarımdan doğan hakların münhasıran tasarım hakkı sahibine ait olduğu ve madde 59’da belirtilen taleplerde bulunulabileceği düzenlendiğinden, davacının adına tescilli tasarımlarına davalı tarafça tecavüz edildiğinden bahisle dava açma hakkı yasadan doğduğundan, hukuki yararı ve davada sıfatı bulunmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi, davalı tarafın diğer istinaf sebepleri davanın esasına ilişkin olup, tedbire itirazın reddi kapsamında incelenemeyeceğinden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı vekilinin toplatılan ürünlerden dolayı zarara uğramasını engelleyecek şekilde, saklama süresi ve saklama koşullarının belirtilmediğine ilişkin istinaf sebebi yönünden talebin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine, diğer istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2-İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/06/2022 tarih, 2021/298 E. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 06/10/2022