Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1250 E. 2022/1257 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1250
KARAR NO: 2022/1257
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 07/04/2022
NUMARASI: 2021/301 E. – 2022/49 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalılardan … İşletim A.Ş. Arasında imzalanmış olan … Lisans Satış sözleşmesi kapsamında davalı … şirketine 18 adet yazılım lisansı sağlandığını, ancak İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/154 D. İş sayılı dosyası ile davalı şirketlere ait adreste yapılan delil tespitinde “148 adet ürün lisansının kullanıldığı ve 130 adet kullanımın lisan miktarını aştığı” tespitinin yapıldığını, diğer davalı şirket … A.Ş. Aynı adresi kullanmakta olduğunu, yapılan delil tespitinde “Tüvturk serverları ve bu serverlarda kurulu SQL server üzerinden yapılan teknik incelemede 14 adet ürün lisansının kullanıldığını, bu kullanımın herhangi bir hakka dayanmadığını, usulsüz kullanım niteliğinde olduğunun tespit edildiğini, müvekkile ait programı gerek lisans sözleşmesini aşarak gerekse herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın bilgisayarlarında kullanan davalıların işi ve faaliyet alanları gereği bu programdan haksız kazanç elde ettiklerinin aşikar olduğunu, bu durum aynı zamanda müvekkilin mali haklarına tecavüz niteliği taşıdığını, tüm bu sebeplerle haksız eylem tarihinden itibaren şimdilik 10.000,00 TL ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada ileri sürülen talep ile davacı tarafından arabuluculuk başvurusunda ileri sürülen talep ile uyuşmadığını, bu sebeple de geçerli bir arabuluculuk başvurusunun varlığından söz edilemeyeceğini, öncelikle davanın bu sebeple reddini gerektiğini, belirlenebilir kalemlere dair taleplerin, sembolik rakamlar üzerinden belirsiz alacak davası olarak ileri sürülmesinin kabul edilemeyeceğini, huzurdaki davada, davacı … ltd. şti.’nin aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, müvekkil şirket uyuşmazlık konusu hiçbir fikri hakka tecavüz etmediğini, davacının müvekkil şirketin fikri hakları ihlal ettiğine ilişkin mesnetsiz iddia ve taleplerinin tamamına itiraz ettiklerini, davaya dayanak olarak gösterilen delil tespiti dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu bu davada delil olarak kullanılamayacağını, bilirkişi raporu tanziminin dayanağını oluşturan delil tespiti kararı hukuka aykırı olduğunu, delil tespiti dosyasında hazırlanmış olan bilirkişi raporu tarafsızlık ve bağımsızlığı hususunda ciddi şüphe bulunan bilirkişilerce usulsüz ve hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirilen incelemeye istinaden tanzim edilmiş olduğu için de içeriğinin kabul edilmesi ve huzurdaki davada delil olarak kullanılmasının asla mümkün olmadığını, delil tespiti dosyasında görevlendirilen bilirkişilerin konuyu inceleme yönteminin de hatalı olduğunu, hazırlanan bilirkişi raporunda hatalı incelemeler yapılarak hatalı sonuca varıldığını, bu sebeplerle de dikkate alınmasının mümkün olmadığını, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olması ve dava şartlarının mevcut olmaması sebepleriyle davanın usulden reddini, davanın esasına girilmesi halinde öncelikle aktif husumet yokluğu ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, hiçbir dayanağı olmayan davanın her halükarda esastan reddini, tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada ileri sürülen talep ile davacı tarafından arabuluculuk başvurusunda ileri sürülen talep uyuşmadığını, bu sebeple de geçerli bir arabuluculuk başvurusunun varlığından söz edilemeyeceğini, öncelikle davanın bu sebeple reddi gerektiğini, davada, davacı … ltd. şti.’nin aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf tecavüzün ref’i davası açarak telif tazminatı talep ettiğini, bu talep usule ve yasaya aykırı olduğunu, tecavüzün ref’i davasının açılması için yasada aranan koşullar mevcut olmadığını, müvekkil şirket uyuşmazlık konusu hiçbir fikri hakka tecavüz etmediğini, davacının müvekkil şirketin fikri hakları ihlal ettiğine ilişkin mesnetsiz iddia ve taleplerinin tamamına itiraz ettiklerini, huzurdaki davaya dayanak olarak gösterilen delil tespiti dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu bu davada delil olarak kullanılamayacağını, bilirkişi raporu tanziminin dayanağını oluşturan delil tespiti dosyasında müvekkil şirket taraf olmadığını, müvekkil şirketin kayıtları üzerinde bir inceleme yapılmadığını, bu sebeplerle de dikkate alınmasının mümkün olmadığını, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olması ve dava şartlarının mevcut olmaması sebepleriyle davanın usulden reddini, davanın esasına girilmesi halinde öncelikle aktif husumet yokluğu ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, hiçbir dayanağı olmayan davanın her halükarda esastan reddini, tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “FSEK m.68’e dayalı olarak açılan ve sözleşme olması durumunda istenebilecek miktarın 3 katı tutarında tazminat talep edilen davanın, uyuşmazlık konusu eserin sahibi olmayan davacı tarafından açılmış olduğu dikkate alındığında davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılarak davanın 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d. maddesi uyarınca usulden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemeye delil olarak bildirilen İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/154 D.İş sayılı delil tespit dosyası kapsamı incelendiğinde, müvekkilinin hak sahipliği olduğunu, dosyaya, müvekkilinin hak sahipliği olduğuna ilişkin belge de sunulduğunu, dosyaya sunulan deliller araştırılmadan, konu hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, işin esasına girilmeden verilen davanın reddi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı vekilinin İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin aracılığıyla sunduğu 05/09/2022 tarihli dilekçesinde istinaf kanun yolundan feragat ettiklerini beyanla gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmiştir. İstinaf başvuru hakkından feragati düzenleyen 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi uyarınca; başvuru yapıldıktan sonra feragat edilir ve dosya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmiş ve henüz karar bağlanmamış ise, başvurunun feragat sebebiyle reddolunacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı vekili tarafından 05/09/2022 tarihli dilekçe istinaf başvurusundan feragat edildiğinden, vekaletnamesinin incelenmesinden kanun yollarından feragat etmeye yetkili ve e-imzasının güvenli olduğu görüldüğünden, 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi gereğince davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf aşamasında istinaftan feragat etmesi sebebiyle istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi gereğince REDDİNE,2- Peşin alınan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf talebinde bulunan davacı tarafa iadesine,3- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafça yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2022