Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1244 E. 2022/1298 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1244
KARAR NO: 2022/1298
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/04/2022-12/04/2022
NUMARASI: 2022/233 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı / talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından aleyhlerine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla girişilen İstanbul … İcra Dairesi’nin… Esas (eski … Esas) sayılı icra takibinden, kendilerinin alacaklı olduğu İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takipte alacaklarına haciz konulması vesilesi ile haberdar olduklarından bahisle, takibe konu olan ve itiraz ettiği bonolarda yer alan kaşenin müvekkili şirkete ait olmadığı ve imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı iddiası ile, İstanbul… İcra Dairesi’nin … Esas (eski … Esas) sayılı takibin öncelikle ve ivedilikle tedbiren durdurulmasına, dava neticesinde müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, alacaklı aleyhine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece Mahkemesi, İİK m. 72/2 düzenlemesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı / talep eden vekili 11.04.2022 tarihli dilekçesinde özetle; yeniden aynı mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesi ilk derece Mahkemesinden talep edilerek, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takipteki kendi alacaklarına İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından haciz konulmasının bir nevi teminat olduğundan bahisle İİK m.72/3 uyarınca takibin durdurulması talep edilmiştir. Dava henüz taraf teşkili aşamasında bulunduğundan, dosyada cevap dilekçesi bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince; 12/04/2022 tarihli ara kararı ile; ihtiyati tedbir konusunda değişen durumun olmadığından ve Mahkemelerinin 08/04/2022 tarihli ara kararına karşı istinaf yolu açık olduğundan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davacı/ talep eden vekili; müvekkilinin alacaklı olduğu İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası alacağına, dava konusu İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından haciz konulması sebebi ile dosyaya muttali olduklarını, öncesinde yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkiline ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğunu, usulsüz tebligat sonucu dosyanın kesinleştirilerek işlemlerin yürütüldüğünü ayrıca takibe dayanak senet üzerindeki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesinin vermiş olduğu ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararın yerinde olmadığını, yapılacak imza incelemesinde de, senet üzerindeki imzaların müvekkil şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının açıklığa kavuşacağını, %15 teminat karşılığında dahi takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbirin kabulüne ilişkin karar verilmemesinin hakkaniyetsiz ve müvekkili adına telafisinin imkansız zararlara sebebiyet vereceğini belirterek İİK’nın m.72/3 gereği İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/233 Esas sayılı dosyasından verilen 08.04.2022 tarihli ihtiyati tedbirin reddine ve 12.04.2022 tarihli karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın kaldırılarak, icrai işlemlerin devamının durdurulması adına, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Dava; icra takibine konu bonolarda bulunan kaşe ve imzaların sahteliği iddiası ile açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı tarafından takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İİK m. 72/2; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir, İİK m.72/3; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir, hükmünü haizdir. Eldeki davada davacı, ilk derece Mahkemesinden açıkça ”takip sonrası açılan menfi tespit davasında” ”takibin durdurulmasına” yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmekte ise de, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal düzenlemenin emredici olması karşısında 08.04.2022 tarihli ilk derece Mahkemesinin red kararı isabetli bulunmuştur. HMK m. 396/1 gereğince, durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. Davacı tarafından 11.04.2022 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulması talep edilmiş ise de, 08.04.2022 tarihli karardan sonra durum ve koşulların değiştiğine dair dosyaya bilgi, belge, delil vb. sunulmaması, dosyada durum ve koşulların değiştiğine dair bilgi, belge, delil vb. bulunmaması ve/ veya dosya henüz taraf teşkili aşamasında olup yargılamada henüz başkaca aşama kaydedilmemesi karşısında ve takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal düzenlemenin emredici olması gözetilerek ilk derece Mahkemesi tarafından verilen 12.04.2022 tarihli karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın yerinde olduğu belirlenmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacı tarafın dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yargılamanın bu safhasında ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilemeyeceği değerlendirilmiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/04/2022 ile 12/04/2022 tarih ve 2022/233 Esas sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022