Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1237 E. 2022/1234 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1237
KARAR NO: 2022/1234
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/07/2022
NUMARASI: 2021/634 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konan 30.05.2019 düzenleme, 30.05.2020 vade tarihli ve 1.083.000 TL tutarlı senedin dolandırıcılık yoluyla müvekkilinden alınarak alacaklı davalıya verildiğini beyan ederek senet sebebiyle davalıya borçlu olunmadığının tespit edilmesine, icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 21.01.2022 tarihli ara karar ile; “İİK 72/2 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği düzenlemesi uyarınca takibin durdurulması talebinin reddine, İİK 72/3 maddesinin uygulanmasına karar verilmiş,” bu karar tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Dairemizin 24.03.2022 tarih, 2022/477 esas, 2022/479 karar sayılı kararıyla ”…Eldeki dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK’nun 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra takibinin niteliği önem taşımamaktadır. Diğer yandan, İİK’nın 72/3. maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği” şeklindeki özel nitelikteki emredici düzenlemeye rağmen genel kanun olan HMK’nın 209/1. maddesine göre takip hukukuna ilişkin sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. İİK’nun 72/3 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, icra takibinden sonra açılan davada sadece teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilebilir. Açıklanan bu sebeplerle tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesine hukuki olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla tedbir talep eden davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeyle esastan reddine karar verilmiştir.Davacı vekili 31.05.2022 tarihli dilekçesi ile; Tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararın istinaf yoluyla onandığını ancak, aradan geçen süre zarfında İstanbul Anadolu 8.Ağır Ceza mahkemesinin 2021/68 Esas sayılı dosyasında aynı olayla ilgili olarak, davalı …’ın 4 yıl hapis ve 500 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini beyan ederek, yargılama neticeleninceye kadar senedin takibe konulduğu İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tedbir talebinin İstanbul Anadolu 8.Ağır Ceza mahkemesinin 2021/68 Esas sayılı dosyasında verilen gerekçeli karar geldiğinde yeniden değerlendirilmesine karar verildiği, ilgili gerekçeli kararın celbedilmesi neticesinde; 22.07.2022 tarihli ara karar ile, ”İİK’nun 72/3 uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, takibin durdurulmasına ilişkin davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verildiği, bu kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği görülmektedir. Tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava ve takibe konu senedin dolandırıcılık yoluyla ele geçirildiğini, bu hususta ceza yargılaması yürütüldüğünü ve davalı sanığın mahkumiyetine karar verildiğini, olayın ceza dosyası içeriğiyle sabit olduğunu, davalı …’ın borç karşılığı düzenlendiğini iddia ettiği senet ile ilgili ödeme yaptığına dair herhangi bir yazılı belge sunulmadığı gibi, senetteki bedel kısmını kendi el yazısı ile doldurduğunu mahkeme huzurunda ikrar ettiğini, bu sebeple HMK’nun 209. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, icra takibinin durdurulması yönündeki talebin reddine dair 22.07.2022 tarihli Mahkeme ara kararının istinafen incelenmesinden ibarettir. Eldeki dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK’nun 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra takibinin niteliği önem taşımamaktadır. Diğer yandan, İİK’nın 72/3. maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği” şeklindeki özel nitelikteki emredici düzenlemeye rağmen genel kanun olan HMK’nın 209/1. maddesine göre takip hukukuna ilişkin sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. İİK’nun 72/3 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, icra takibinden sonra açılan davada sadece teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilebilir. Açıklanan bu sebeplerle tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesine hukuki olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla tedbir talep eden davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/07/2022 tarih ve 2021/634 E. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/09/2022