Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1126 E. 2022/1252 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1126 Esas
KARAR NO: 2022/1252
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/04/2022
NUMARASI: 2021/319 E. – 2022/69 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 13.09.2018 tarihinde kendi hukuk bürosunu kurduğunu, müvekkilinin kendi şirketini açmadan önce uzun bir süre davalının Karaköy’de bulunan avukatlık yazıhanesinde çalıştığını, davalının 31.08.2018 tarihinde müvekkilinin çıkışını yaptığını, ardından bir süre sigortasız çalıştırması sonrası müvekkilinin kendi ofisini açmak zorunda kaldığını, artık tüm bilgi birikimini kendisine yatırmayı amaçladığını, davalının müvekkiline sözlü ve yazılı her türlü şekillerde tehdit eden ve hakaret eden davalı ile müvekkili arasında muhtelif davalar olduğunu, davalının İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat ödemeye mahkum edildiğini, davalının hakaret suçu sebebi ile davalı İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılandığını, davalının İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2019/193 esas sayılı dosyası ile müvekkil ile haksız rekabet etmemesi yönünde aleyhine ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalının ısrarla hukuka aykırı eylemlerinin bulunduğunu, davalıdan tazminat taleplerinin olduğunu, davalının dava süresi boyunca müvekkiline ait görselleri kullanmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı tesisini, davalıya ait olan müvekkili görsellerinin kullandığı https;//www…com/ ve http://www…com/ sitelerine erişimin dava süresi boyunca tedbiren engellenmesini, bu yönde tedbir kararı tesis edilmesini, davalının hukuka aykırı eylemlerinin tespiti ile birlikte 18.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile 400,02 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminat ödenmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eylemlerinden kaynaklı olarak manevi zarara uğradığını, bu zararın tazminini talep ettiğini, derdestlik itirazlarının olduğunu, aksi halde birleştirme taleplerinin olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin gizli olduğunu, davacı gizliliği ihlal ettiğini, davanın ihtiyati tedbir talebinin icra edilemeyecek olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davanın zaman aşımından, arabuluculuk başvurusu yapılmadığından yetkili ve görevli mahkemede açılmadığından reddini ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında aynı konuya ilişkin iş bu davadan önce açılmış olan davalar olduğu ve yargılamaların sürdüğü, izahı yapılan mevzuat kapsamında bu dava yönünden dava şartının bulunmadığı, anlaşılmakla HMK 114/1-ı kapsamında açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -İstanbul 2. FSHHM 2018/475E. dosya numaralı davada dava sebebinin davalının müvekkille olan iş ilişkisinin bittiği tarihten davanın ikame edildiği 11.10.2018 tarihine kadar olan sürede müvekkilinin rızası veya başkaca bir haklı sebep olmaksızın müvekkilinin ismi ve fotoğraflarını kullanması olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin isim ve fotoğraflarını kendi hukuk bürosuna ait internet sitesinde, Facebook’ta ve Google Maps’te kullandığını, bu hukuka aykırı kullanımın tespiti ve durdurulması amacına yönelik olarak davalı tarafa Beyoğlu … Noterliğinden 04.10.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ve Beyoğlu … Noterliğinin 08.10.2018, 14.26 tespit tarihli ve … yevmiye numaralı E-Tespit tutanağı alındığını, davaya konu olan Facebook ve Google Maps görüntülerinin İstanbul 2. FSHHM 2018/475E. dava dosyasında dava dilekçelerinin üçüncü sayfasında görülebileceğini, tüm bu ihtarlara rağmen haksız kullanımına son vermeyen davalıya karşı 11.10.2018 tarihinde İstanbul 2. FSHHM’de görülen olan davanın ikame edildiğini, bu davada bahsi geçen zaman aralığında gerçekleşen tecavüzler sebebiyle uğranılan manevi zararın tazmini için 10.000,00 TL’nin, maddi zararı karşılığı olan 520,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesinin talep edildiğini, bu tazminat istemlerinin ise taraflar arasındaki iş ilişkisinin sona erdiği tarih ile davanın ikame edildiği 11.10.2018 tarihleri arasında gerçekleşen eylemlere ilişkin olduğunu, karşı tarafın müvekkilinin kişilik haklarına saldırılarının bu davaya konu edilenle sınırlı kalmadığını, davalı tarafın, İstanbul 2. FSHHM’deki dava süresince internet sitesinden müvekkiline ait fotoğrafları kaldırmadığını, dava dosyasına giren 11.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davanın ikame edilmesinden yaklaşık bir yıl sonra dahi müvekkilinin fotoğraflarının kullanılmaya devam edildiğinin tespit edildiğini, İstanbul 2. FSHHM, maddi tazminat taleplerinin tamamını, manevi tazminat taleplerinin ise bir kısmını kabul ettiğini, kabul edilmeyen kısım konusunda taraflarınca istinafa gidildiğini, -İstanbul 4. FSHHM’de açılan dosyadaki davada dava sebeplerinin yeni olduğunu, müvekkilinin fotoğrafı ve isminin 2020 yılında yeni dijital düzenlemelerle davalının hukuk bürosunun internet sitesinde yayınlandığını, yine 2020 yılında, hukuk bürosuna ait Youtube sayfasında müvekkilinin görüntüsünün bulunduğu bir videonun yayınlandığını, internet sitesinde müvekkilinin isim ve fotoğrafı kullanılarak yapılan bu yeni düzenlemelerin, Kadıköy … Noterliği tarafından 28.05.2020 tarih ve … yevmiye numaralı E-Tespit tutanağıyla tespit olunduğunu, İstanbul 2. FSHHM’de görülen davanın müvekkili ile davalının iş ilişkisinin sona erdiği tarihten davanın ikame edildiği 11.10.2018 tarihine kadar olan ihlallere ilişkin olduğunu, İstanbul 4. FSHHM’de görülen davanın 2020 yılına ilişkin ihlallere dair olduğunu, yerel mahkemenin 2020 yılındaki ihlallere ilişkin videonun aynı olduğunu gerekçe gösterdiğini ancak video ihlalinin bu davanın sebepleri arasında olduğunu, -İstanbul 2. FSHHM’de görülen davada talep sonuçlarının kişilik haklarına saldırı sebebiyle uğranılan zararın tazmini için 520,00 TL maddi tazminata ve yasal faizine ve 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi olduğunu, İstanbul 4. FSHHM’de görülen davada talep sonuçlarının kişilik haklarına saldırı sebebiyle uğranılan zararın tazmini için 400,02 TL maddi tazminata ve yasal faizine ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi olduğunu, dava sebepleri ve konusu farklı olduğundan İstanbul 4. FSHMM’nin derdestlik sebebiyle verdiği usulden ret kararının hukuka aykırı olduğunu, -Yargıtay içtihadları dikkate alındığında yeni vakaları ileri sürmek ve uğranılan zararı tazmini sağlamak için mevcut tek yolun yeni bir dava açılması olduğunu,Yerel Mahkemenin ihtiyati tedbir talepleri hakkında menfi veya müspet bir karar vermediğini, -Yerel Mahkemenin 07.09.2021 tarihli süre uzatımı yönündeki ara kararının hukuka aykırı olduğunu, itirazlarının Yerel Mahkemece dikkate alınmadığını, verilen ek süreye ilişkin ara kararın da istinaf incelemesiyle bozulması gerektiğini, -Davanın müvekkilinin isim ve fotoğraflarının izin veya herhangi bir haklı sebep olmaksızın kullanılmasından kaynaklandığını, Davalı tarafın müvekkilinin ismini ve fotoğrafını kendi hukuk bürosuna ait internet sitesinde (https://www…com) kullandığını ve yine kendi hukuk bürosuna ait Youtube sayfasında içinde müvekkilinin de olduğu bir video (https://www.youtube.com/… sitesinde 03.04 – 03.07 saniyeleri arası ekip listesinde görülmektedir) yayınladığını, FSEK md. 86 kapsamında korunması gerektiğini, davalının yaptığı savunmaların İstanbul 2. FSHHM 2018/475E. dosya numaralı davada davalının yaptığı savunmalara benzediğini, tüm sebeplerle 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ve 5486 Sayılı Kanun’un 77. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü, istinaf incelemesi süresi boyunca müvekkiline ait görselleri kullanmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı tesisine, yerel mahkeme kararının tüm ferileriyle birlikte istinaf incelemesiyle bozulmasına ve davalarının tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; -Huzurdaki davada yeni bir talep olmadığını davacının derdest olan davasının reddine karar verilmesi sebebiyle yapmış olduğu istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Derdestlik 6100 Sayılı HMK’nın 114/I-ı. maddesinde olumsuz bir dava şartı olarak düzenlenmiş olup, davanın görülmekte olması anlamına gelmektedir. Derdestlik sebebi ile davanın reddi üç koşula bağlıdır. Bunlar; davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması, birinci davanın görülmekte olması ve daha önce açılmış ve görülmekte olan dava ile ikinci davanın yani bu davanın aynı olması şeklinde sayılabilir. Bir dava ile görülmekte olan başka bir davanın aynı dava olduğunu söyleyebilmek için ise, maddi anlamda kesin hüküm gibi her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve konusunun aynı olması gerekir (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. IV, B. 6, İstanbul 2001, s. 4217-4244).Derdestlik bir dava şartıdır, bir dava görülürken, konusu, dava sebebi ve tarafları aynı olan dava yeniden açılırsa bu ikinci dava, dava şartı eksikliği sebebiyle reddedilir. Bir davanın derdestlik sebebiyle reddedilebilmesi için; ilk açılan dava görülmekte iken ikinci bir dava açılması ve her iki davanın aynı dava olması gerekir. Birinci dava görülmekte iken ikinci davanın açılmış olması, birinci davanın (ilk açılan) davanın görülmekte (derdest) olması demek, ikinci davanın açıldığı tarihte birinci davanın henüz karar bağlanmamış olması veya karar bağlanmakla birlikte verilen kararın henüz şekli anlamda kesinleşmemiş olması demektir. Her iki davanın aynı dava olması derdestlik için diğer şarttır. İkinci dava, başka bir mahkemede açılmış olabileceği gibi, birinci davanın görüldüğü mahkemede de açılmış olabilir. İki davanın aynı dava sayılması bakımından, maddi anlamda kesin hüküm ile derdestlik arasında bir fark bulunmamaktadır. O sebeple bu dava ile görülmekte olan başka bir davanın aynı dava olduğunu söyleyebilmek için; maddi anlamda kesin hükümdeki gibi; her iki davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.Dava dosyası incelendiğinde, davacının görsellerinin, davalıya ait olan https;//www…com/ ve http://www…com/ sitelerinde kullanılması sebebiyle davanın açıldığı, İstanbul 2. Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/475E. Sayılı dosyasında da aynı gerekçeye dayalı dava açıldığı ancak tarihlerinin farklı olduğunun iddia edildiği ve buna yönelik olarak … Esas sayılı dosyada 08.10.2018 tarihinde Beyoğlu … Noter ihtarına ilişkin dava olduğu, mevcut dava dosyasının ise bu davadan sonra meydana gelen vakalar olduğu iddiasının ve noter ihtarının bulunduğu, bu vakaların 2018 yılından sonra devam edip etmediğine ilişkin kesin tespitin yargılama ile açığa kavuşabileceği, mevcut deliller ve dosya kapsamı itibariyle noter ihtarları dikkate alınarak farklı zaman dilimlerine ilişkin kullanım sebebiyle davanın açıldığının anlaşılabileceği, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/80E. Sayılı dosyasının ise dava dosyası içerisinde bulunmadığı, davalının davacının kişiliğine yönelik kötülemeleri ve portföy saldırıları başta olmak üzere muhtelif haksız rekabet teşkil eden eylemleri sebebiyle açılan dava olduğu beyanının bulunduğu, huzurdaki dava, davalının 2020 yılında davacının fotoğraflarını izinsiz kullanmasına istinaden 5486 sayılı Kanun’un 86 maddesi çerçevesinde açılan bir dava olduğu iddia edilmiş ise de, kötüleme ve portföy saldırılarının bir tür haksız rekabet teşkil etmesi sebebiyle huzurdaki dava ile benzer olup olmadığının da dosya getirtilerek tartışılması gerektiği, diğer dava dosyalarının konu ve istemlerinin farklı olduğu, diğer dava dosyalarına ilişkin derdestlik bulunmadığı, 2018 yılından sonra davacıya ait görsellerin kullanımına devam edilip edilmediği tespiti yapılmadan derderstlik hususunda karar verilmesinin dava açılış tarihleri itibariyle değerlendirmesinin yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.Davalı vekili her ne kadar diğer dava dosyalarında taraflar arasında görülen davanın, eldeki dava bakımından derdestlik oluşturduğunu beyan ederek, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; yukarıda açıklanan gerekçelerle dava dosyalarının farklı tarihler olduğu, haksız fiil gerçekleştiği sürece, ihlal sayısınca davacının hukuki yararının bulunduğu, dolayısıyla mevcut dosyalardaki davaya konu taleplerin incelenmesi gerektiği, farklı tarihlerdeki fotoğrafların kullanılmadığı sonucuna varılır ise derderstlik kararının verilebileceği açıklanan sebeplerle mevcut delil durumuna göre derdestlik şartının somut davada gerçekleşmediği, ayrıca İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/80E. Sayılı dosyasının ise dava dosyası içerisinde bulunmadığı, davalının davacının kişiliğine yönelik kötülemeleri ve portföy saldırıları başta olmak üzere muhtelif haksız rekabet teşkil eden eylemleri sebebiyle açılan dava olduğu beyanının bulunduğu, huzurdaki dava, davalının 2020 yılında davacının fotoğraflarını izinsiz kullanmasına istinaden 5486 sayılı Kanun’un 86 maddesi çerçevesinde açılan bir dava olduğu iddia edildiği, AHM dosyasında kötüleme ve portföy saldırılarının, huzurdaki davada kullanılan fotoğraflara ilişkin olup olmadığına dair araştırma yapılıp, dosya getirtilerek tartışılması gerektiği, Mahkemece davanın usûlden reddine yönelik kararda bir isabet bulunmadığı, bu haliyle dosyanın esasına girilerek yargılama sonucunda varılacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu sonucuna varılmıştır.Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İStanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/04/2022 tarih, 2021/319 E. 2022/69 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2022