Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1113 E. 2022/1224 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1113
KARAR NO: 2022/1224
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26.04.2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/164 Esas
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı/ talep eden vekili dilekçesinde özetle; 1980 yılında İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde kurulan müvekkili … AŞ’nin 1980’li yıllardan bu yana faaliyetlerini “…” ve “…” esas unsurlu markaları ile yürüttüğünü, …’nın kendi kuruculuğunda …’nın eğitim öğretim hizmetlerinde İstanbul, Kocaeli, Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Antalya, İskenderun, Gaziantep illerinde bulunan 34 anaokulu, 21 ilkokul, 21 ortaokul ve 18 lise ile faaliyette bulunduğunu, eğitime verdikleri değer ve gösterilen özen ile başarılar elde ettiklerini, markanın eğitim kalitesi ile öne çıktığını, davalının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 41. sınıf kapsamındaki hizmetlerde … numarayla tescilli “…” markasının sahibi olduğunu, davalının adına tescil edilen “…” markasını bugüne kadar faaliyetleri kapsamında ciddi bir içimde kullanmadığını, … numaralı “…” markasının kullanılmaması nedeniyle iptal davası açılmış olduğunu (Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/312 Esas), müvekkilinin markasıyla davalının kasten iltibas yaratan kullanımlarda bulunmaya başladığını, müvekkilinin, “…” markasına ciddi yatırımlar yaparak korunması gereken büyük bir ekonomik değer yarattığını, davalı tarafın kendi adına … numara ile tescilli “…” markasını aşarak ve müvekkilinin tescilli ve tanınmış markaları ve ticaret unvanı ile iltibas yaratan yine müvekkilinin markalarına ve ticaret unvanına tecavüz ettiğini ve haksız rekabet oluşturduğunu beyanla; ”…”, “…”, “…”,“…, “…”,”…”, şeklindeki kullanımlar ile “…” ya da “…” markasını öne çıkaran sosyal medya (instagram, twitter, facebook ve diğerleri) ve internet dahil her türlü mecrada, materyallerde, iş evrakı, fatura, iş yeri/ okul/ kurs tabelası, iş yeri unvanı, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Yönetmeliği ve sair ilgili mevzuat hükümlerine göre kurum adı, kartvizit, iş yeri kaşesi, reklam ,tanıtım, broşür, yayın, ambalaj, yazılı , basılı, dijital her türlü materyal, sosyal paylaşım platformları, Google, Yandex başta olmak üzere tüm arama motorları, web kullanımları başta olmak ve fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere- basılı ve dijital ortamlardaki ve unsurlardaki tüm kullanımlardan davalının men edilmesini ve bu kullanımların önlenmesini, mevcut kullanımların durdurulmasını ve mevcut kullanımların kaldırılmasını, müvekkilinin markalarına ve ticaret unvanına yaklaşan, onlarla iltibas ve haksız rekabet yaratan, davalı adına … no ile tescilli “…” markasını aşan ve bu markanın dışında kalan her türlü kullanımlardan men edilmesini ve kullanımın önlenmesini, mevcut kullanımların durdurulmasını ve mevcut kullanımların kaldırılmasını, www…com / …com alan adının kullanılmasının ve web sitesine erişimin engellenmesini, neticeten ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının eylemlerinin müvekkilinin tescilli marka ve ticaret unvanından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, tecavüz ve haksız rekabet fiillerinin durdurulmasını, önlenmesini ve ref’ini, www…com/ …com alan adının terkinini ve kullanımının önlenmesini, davalının müvekkilinin tescilli markasına ve ticaret unvana tecavüz ve haksız rekabet teşkil ederek kullandığı her türlü kırtasiye malzemesinin, eğitim öğretim materyallerinin, tanıtım broşürlerinin, tabelaların, iş kaşelerinin, kartvizitlerin vs. tüm basılı unsurların toplatılmasını ve imhasını, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacının markalarına ve ticaret unvanına tecavüz fiilleri ve haksız rekabetin mevcut olmadığını, tescilli marka kullanım sınırları içinde kaldıklarını, müvekkili olan … A.Ş’nin 21/09/1987 tarihinde Merkez/ Bursa’da eğitim ve yayıncılık faaliyet koluna hizmet vermek üzere kurulduğunu, 09/10/2000 tarihinde kuruluşundan itibaren kullandığı markası olan … marka numarası ile … markasını tescil ettirdiğini, 2020 tarihinden itibaren yenilemesini de yaptığını, müvekkili firmanın kurulduğu tarihten itibaren … esas unsurlu markasını aktif olarak kullandığını, bu kullanımın bölgesinde tanınan, güven duyulan ve aranan bir eğitim hizmet markası haline getirdiğini, davacının müvekkilinin ilk tescil tarihinden sonraki 2001 tarihinde … markasını küçük … harfi içinde özel … markası olarak tescil ettirdiğini, davacının 2010 yılında da … esas unsurlu marka müracaatlarında bulunduklarını, davacının müvekkilinin tescilli … markasının mevcut ve eğitim öğretim alanında aktif olarak kullanılan bir marka olduğunu bilmesine rağmen sonraki tarihlerde müvekkilinin tescilli markası ile görüntü ve telaffuz yönünden birebir benzer … ana unsurlu ve marka değeri olmayan eğitim kurumları, okulları, Türkiye’nin ilkokulu, akademi, kazananların okulu gibi tanımlayıcı eklerle tescil ettirmeye devam ettiğini, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, işletmesine … markasını seçerken hizmet verdiği sektöründe başka bir firma adına bu markanın kullanılıp kullanılmadığını, tescilli olup olmadığını araştırmadığını ve müvekkiline ait … markasını esas unsuru birebir aynı olacak ve karıştırılacak şekilde kendine marka olarak seçtiğini ve kullandığını, davacı tarafın daha sonra İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/166 Esas sayılı dava dosyasında dava açarak markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini ve sicilden terkinini talep ettiğini, davacının davalının markasının hükümsüzlüğünü talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddedildiğini, bu kararın Yargıtay tarafından onandığını, kararın kesinleştiğini, davacı ile markalarının benzer olmasından kaynaklanan sıkıntıların sebebinin davacı olduğunu, ayrıca eğitim kurumları ibaresinin sektörde verilen hizmetin içeriğini açıklayıcı nitelikte olduğunu, tescilsiz kullanımın söz konusu olmadığını, davacının Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2021/312 Esas sayılı dava dosyasında 18.08.2021 tarihinde … markasının 5 yıl kullanılmaması konusunda marka iptali davası açtığını, davacının bir yandan markalarını kullanmadıklarını iddia ettiğini, diğer yandan eldeki dava ile markalarının benzer şekilde kullanıldığının tespitini talep ettiğini, bu durumun çelişik bir durum olduğunu beyanla davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini savunmuştur. Dosya evveliyatında 27.10.2021 tarihli tensip zaptının ihtiyati tedbirin reddine dair ilk derece Mahkemesinin 16 numaralı ara kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Dairemizin 2021/1583 Esas- 2021/1693 Karar Sayılı 30.12.2021 tarihli kararı ile HMK m. 353/1-b.1 uyarınca istinaf talebi reddedilmiştir.Davacı tarafından; 28.03.2022 tarihli uzman görüşü, Bursa CBS’nin 2021/96025 Soruşturma sayılı dosyası kapsamında davalı iş yerinde Bursa Emniyet Güvenlik Şube Müdürlüğünce yapılan araştırma mahiyetindeki 01.11.2021 tarihli açık kaynaklar araştırma raporunun ibrazı ile yeniden aynı kapsamda olmak üzere davalının “…” olmasına rağmen, “… TİC. AŞ” olarak kullanımda bulunduğuna dikkat çekerek ilk derece Mahkemesinden yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuştur. Mahkemece; 26.04.2022 tarihli ön inceleme celsesinin 6 numaralı ara kararı ile ”Davacı vekilinin yeniden tedbir talebinin durum ve koşullarda herhangi bir değişiklik olmadığından reddine” karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davacı/ talep eden vekili özetle; dava dilekçesini tekrarla, davalının müvekkilinin … markaları ile ticaret unvanına tecavüzünün ve haksız rekabet oluşturan eylemlerinin bulunduğu iddiası ile, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/96025 Soruşturma numaralı dosyasında Bursa Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne davalı iş yerinde yaptırılan inceleme nihayetinde hazırlanan 01/11/2021 tarihli “Açık Kaynaklar Araştırma Raporu” ndaki tespitler ve eldeki dava kapsamında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı E. Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi … tarafından düzenlenen 28/03/2022 tarihli Uzman Görüşüne istinaden yeniden ihtiyati tedbir talep edildiğini, Bursa Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü’nce davalıya ait iş yerinde mahallinde inceleme yapıldığını, açık kaynaklar araştırma raporunda ofisin girişindeki tabelada … TİC. AŞ yazdığının tespit edildiğini ve tabelanın fotoğrafının rapora eklendiğini, bu noktada dikkat edilmesi gereken hususun davalı şirketin tescilli ticaret unvanının “…” olmasına rağmen, “… TİC. AŞ” olarak kullanıldığı hususu olduğunu, bu doğrultuda davalının, müvekkillerinin ticaret unvanına tecavüz ve TTK m.55’e aykırı eylemlerde bulunduğunu, müvekkilinin ekonomik gücünden yararlanıldığını, Öğretim Üyesi …in Uzman Görüşünün de benzer mahiyette kendi haklılıklarını gösterdiğini, davalının adına tescilli “…” markasının tescil kapsamını aştığını, müvekkilinin marka ve ticaret unvanına yaklaştırarak kullanımda bulunduğunu, müvekkilinin marka ve ticaret unvanından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan fiillerinin bu şekilde oluştuğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının her ne kadar … markası olsa da müvekkilinin marka ve ticaret unvanına tecavüzünün mevcut ve açık olduğunu, bunun haksız rekabete vücut verdiğini, müvekkilinin ticari itibarının zarar göreceğinin şüphesiz olduğunu, davalının kendi tescilli ticaret unvanı yerine müvekkilinin tescilli ticaret unvanını kullanmasının haklı izahının bulunmadığını, yaklaşık ispatın aşıldığını ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını, davalının, “…”, “…”, “…”, “…com”, “…, “…”,”…”, şeklindeki kullanımlar ile “…” ya da “…” markasını öne çıkaran sosyal medya (instagram, twitter, facebook ve diğerleri) ve internet dahil her türlü mecrada, materyallerde –iş evrakı, fatura, iş yeri/ okul/ kurs tabelası, iş yeri unvanı, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve Yönetmeliği ve sair ilgili mevzuat hükümlerine göre kurum adı, kartvizit, iş yeri kaşesi, reklam ,tanıtım, broşür, yayın, ambalaj, yazılı , basılı, dijital her türlü materyal, sosyal paylaşım platformları, Google, yandex başta olmak üzere tüm arama motorları, web kullanımları başta olmak ve fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere; basılı ve dijital ortamlardaki ve unsurlardaki tüm kullanımlardan men edilmesini ve bunların önlenmesini, mevcut kullanımların durdurulmasını ve mevcut kullanımların kaldırılmasını, davalının, müvekkilinin markalarına ve ticaret unvanına yaklaşan, onlarla iltibas ve haksız rekabet yaratan, adına … no ile tescilli “…” markasını aşan ve bu markanın dışında kalan kullanımlardan men edilmesini ve kullanımların önlenmesini, mevcut kullanımların durdurulmasını ve mevcut kullanımların kaldırılmasını, davalının www…com/…com alan adlı web sitesine erişimin engellenmesini, teminat mukabilinde davalıyı ve ilişkili üçüncü kişileri de kapsar mahiyette ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Talep; davacının marka ve ticaret unvanı haklarına davalının tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunduğu iddiası ile bu durumların tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile tecavüz ve haksız rekabetin kaldırılmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İhtiyati tedbirin reddine ilişkin; davacı şirkete ait … esas unsurlu çok sayıda markanın olduğu gibi davalı şirket adına da … numaralı “…” isimli markanın tescilli olduğu, davalının markasını “…” şeklinde değil de genellikle “…” şeklinde kullandığı, öte yandan davaya konu markaların esas unsurunun … olduğu, “Dershane ve Eğitim Kurumları” ibarelerinin ise tanımlayıcı mahiyette olduğu, davalı markasının tescil tarihinin davacı markalarından daha önce olduğu, bu olgular ile her iki tarafın dosyaya sunduğu deliller karşısında, davalı kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediğinin direk davanın esasına ilişkin bir husus olup yargılamayla çözülebileceği, mevcut deliller çerçevesinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli yaklaşık ispat şartlarının oluştuğunun bu aşamada söylenemeyeceği, daha önceden tespit edilmiştir. Uzman görüşü, hukuki konularda yardımcı nitelikte taktiri delil olup taktiri şüphesiz ki Mahkemeye aittir. Yine emniyet araştırma raporu henüz soruşturma aşamasında alınan ve henüz Cumhuriyet Başsavcılığını bağlamayan savcılık talimat evrakı niteliğinde olan hukuki açıdan belgedir. Davacının dosyaya ibraz ettiği uzman görüşü (taktiri delil) ile soruşturma kapsamında alınan emniyet araştırma raporu (belge) ihtiyati tedbir verilmesine yönelik durum ve koşulların değiştiğini sabit kılmaz. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacı- davalı tarafın dayandığı belgelere, delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının yeniden tedbir talebinin durum ve koşullarda herhangi bir değişiklik olmaması karşısında reddine ilişkin ilk derece Mahkemesinin kararına karşı davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, yargılamanın bu safhasında mevcut duruma göre ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilemeyeceği değerlendirilmiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.04.2022 tarih ve 2021/164 Esas sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/09/2022