Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1093 E. 2022/1226 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1093
KARAR NO: 2022/1226
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2022
NUMARASI: 2022/342 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan (Çek) Kaynaklanan) Davası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı/ talep eden vekili dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe konu çekte bulunan şirket kaşesinin davacı şirkete ait olmadığı ve keşidecinin imzasının şirketin yetkilisine ait olmadığı iddiası ile davalıya borçlu olunmadığına dair İİK m.72 uyarınca menfi tespit istemi ile teminatsız veya teminat mukabilinde takibin durdurulması ve icra dairesinin kasasına girecek paranın davalı- alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; 24.05.2022 tarihli 7 numaralı tensip ara kararı ile, teminatsız veya teminat mukabilinde davacının takibin durdurulmasına dair talebi yönünden yasal olanak bulunmadığı, icra dairesinin kasasına girecek paranın davalı- alacaklıya ödenmemesi konusunda yaklaşık ispata yönelik yeterli kanaat oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir şartları oluşmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davacı/ talep eden vekili dilekçesinde özetle; menfi tespit davasına konu çekte keşidecinin kaşesi ve imzası yönünden sahtelik iddialarının bulunduğuna yönelik İstanbul CBS’nin 2022/94134 Soruşturma Sayılı dosyasında suç duyurusunda bulunulduğu, şirket yetkilisinin imza örneklerinin sunulduğu, kıyasa elverişli imza örneklerine dair delil sunulduğu, basit inceleme ile bile imzaların şirket yetkilisine ait olmadığının görülebileceği, takibin ödeme emrinin muhasebeciye tebliğinin farkına varılmaması sebebiyle sehven kesinleştiği, yaklaşık ispatın sağlandığı, müvekkili şirketin banka hesaplarına haciz işlemlerinin uygulanması ve paranın ödenmesi halinde ticari hayatın bitmesi şeklinde telafisi güç durumlarla karşılaşılabileceği ileri sürülerek; İİK m.89/1 gereğince müvekkili şirketin banka hesaplarına gönderilen haciz ihbarnamelerinin bulunması ve davalı- alacaklının ödeme talebinde bulunması sebebiyle İİK m.72/3 uyarınca taktir edilecek teminat karşılığında dosya kapak hesabına göre icra veznesine girecek paranın yargılama süreci sonuna kadar alacaklıya verilmemesi şeklinde karar verilmek üzere ilk derece Mahkemesinin ret kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne veya kabul kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 Sayılı HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri re’sen gözetilmek üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Talep; İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibe konu çekte bulunan şirket kaşesinin davacı şirkete ait olmadığı ve keşidecinin imzasının şirketin yetkilisine ait olmadığı iddiası ile davalıya borçlu olunmadığına dair İİK m.72 uyarınca menfi tespit istemi ile birlikte teminatsız veya teminat mukabilinde takibin durdurulması ve icra dairesinin kasasına girecek paranın davalı- alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Dava, kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takipte borçlu olunmadığına dair menfi tespite ilişkin olup; davada davacı tarafından sahtelik hukuksal sebebiyle dayanılmıştır. İlk derece Mahkemesi tarafından, davacının, takibin durdurulması ve icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebi reddedilmiş olmakla, davacı tarafından kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurularak banka hesaplarında haczedilen paranın yargılama süresi sonuna kadar davalı- alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin istinafı bulunmaktadır. İhtiyati tedbirin şartları HMK 389 ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise İİK 72. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Normlar hiyerarşisi kuralına göre özel nitelikli hükmün öncelikle uygulanması gerekecektir. Bu sebeple icra takibinden sonra açılan işbu menfi tespit davasında tedbir istemi İİK 72/3. maddesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. İİK m. 72/3 uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında özel düzenleme gereğince, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, Mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında talebin kabulüne veya reddine karar vermede taktir Hakimindir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğundan, İİK 72/3. maddesindeki özel düzenlemeye göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbir istenmesi halinde icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceğinden, ilk derece Mahkemesinin takibin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine dair ara kararı yasal düzenlemeye uygun bulunmuştur. İhtiyati tedbire ilişkin 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesindeki genel düzenlemeye göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir yine aynı kanunun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbirin diğer şartları, ”tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” şeklindedir. Yargıtay uygulamasında, yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında Hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu sebepledir ki ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır ancak ihtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacı tarafın dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yargılamanın bu safhasında ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilemeyeceği değerlendirilmiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.05.2022 tarih ve 2022/342 Esas sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.