Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1091 E. 2022/1346 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1091 Esas
KARAR NO: 2022/1346
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2021/277 E. (Ara karar)
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili ihtiyati tedbir dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin TPMK nezdinde … sayı ile tescilli “…” ibareli markanın sahibi olup, oto yıkama, oto kuaförü ve oto bakım sektörlerinde uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirketin, müvekkilinin tescilli markasını kullanarak google arama motoru üzerinden marka haklarını ihlal eder nitelikte reklamlar verdiğini, ayrıca müvekkili tarafından kullanılmakta olan ve tarih itibariyle de önceden alınmış olan www…com isimli internet sitesiyle karışıklık yaratan www…com internet sitesini kullanmaya başladığını, davalının bu eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarını ihlal ettiğini, davalının müvekkiline ait “…” markasına tecavüz teşkil edecek şekilde kullanmasının önlenmesi ve www…com.tr internet sitesine erişimin engellenmesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 02/06/2022 günlü ara kararı ile; “Dosya kapsamı deliller ve incelenen marka evrakına göre, bu aşamada SMK 159 ile HMK 389 ve devamı maddelerinde aranan yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davalının ilki SMK m. 159 uyarınca bizzat müvekkilinin markasının adını kullanarak Google üzerinden anahtar kelime reklamı vermek, ikincisi HMK m. 389 uyarınca müvekkilin markasını, karıştırılmaya neden olacak surette internet alan adı olarak kullanması şeklinde vuku bulan iki tür hukuka aykırı eylemi bulunduğunu, SMK m. 159 doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için, dava konusu kullanımın, ülke içinde müvekkilinin sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmesi gerektiğini, davalının, kendi internet sitesi için anahtar kelime olarak müvekkilinin markasını kullandığının noter marifetiyle yapılan tespitle ortaya koyulduğunu, bu kesin delil ile müvekkilinin markasına tecavüz edildiğinin ispatlandığını, davalının, müvekkilin “…” markasını, “www…com.tr” alan adlı internet sitesine yönlendirmek üzere usulsüz bir şekilde kullandığını, davalının ilgili internet sitesinin, müvekkili ile aynı mal ve hizmetleri sunduğu site olduğunu, davalının, müvekkili ve markası ile herhangi bir ilgisi/ bağlantısı bulunmadığını, kendi internet sitesine yönlendirme sağlamak amacıyla müvekkilinin markasını anahtar kelime olarak kullanarak, haksız kazanç elde ettiğinden, davalının internet sitesine erişimin tedbiren engellenmesi gerektiğini, davalı hakkında Küçükçekmece C. Başsavcılığı’nın 2021/67850 numarası ile yürütülen soruşturmada, uzlaşma aşamasına geçilmesinin dahi, davalının hukuka aykırı kullanımını ortaya koymakta iken, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Davalının, müvekkilinin markası ile aynı alan adına sahip sonraki tarihli alan adı üzerinden, karıştırılmaya neden olacak şekilde mal ve hizmet sunmaya devam ettiğini, müvekkilinin internet sitesi ile aynı alan adına sahip URL’yi kullanmasının açıkça haksız rekabet olduğunu, dava dilekçesi ekindeki, davalının imzaladığı, “www…com” URL’li alan adının müvekkilinin kullanımına bırakıldığını gösterir taahhütname ve içeriğine itiraz bulunmadığını, “www…com” alan adlı internet sitesinin müvekkiline ait olup, bu site üzerinden hukuka uygun şekilde mal ve hizmet sunduğunu, davalının birebir aynı alan adını (“www…com.tr”) sonraki tarihte alarak, müvekkili ile aynı mal ve hizmet sektöründe kullandığını kabul ettiğini, mahkemece ispat eşiğinin sağlanmadığı gerekçesinin yerinde olmadığını, Tedbir kararı verilme amacının, yargılama sürecinde uğranılacak olası zararları önlemek olduğundan, mahiyeti gereği ispat ölçüsünün yaklaşık ispat olarak öngörüldüğünü, somut olayda davalının haksız kullanımına ilişkin ekran görüntüleri, noter tespiti, davalının imzaladığı taahhütname ve başkaca pek çok delilin mahkemeye sunulduğunu, dosyada mübrez deliller ile davalının tecavüzü açıklığa kavuştuğundan, taraflarınca sunulan deliller incelenmeksizin ve değerlendirilmeksizin, bilirkişi incelemesi dahi yapılmaksızın gerekçesiz şekilde verilen ret kararının hukuka aykırı olduğunu, (İstanbul BAM 16. H.D. 01.03.2019 T. 2019/352 E. 2019/435 K. Sayılı, İstanbul BAM 16. H.D. 07.12.2018 T. 2018/3589 E. 2018/2646 K. Sayılı ilamı) Müvekkili ile aynı sektörlerde faaliyet gösteren davalı şirketin, müvekkilinin tescilli markasını kullanarak ‘Google’ arama motoru üzerinden reklamlar verdiğinin noter tespiti ile kesin şekilde ortaya konulduğunu, Davalının, söz konusu internet sitesi üzerinden kasten tüketiciyi yanıltıcı etki yaratacak şekilde müvekkili ile aynı mal ve hizmetleri sunmaya devam ettiğini, müvekkilinin sunduğu mal ve hizmetlerden faydalanmak isteyen tüketicilerin, bilinçli şekilde yaratılan bu karışıklık üzerine rakip firmaya yöneldiğini, oto – yıkama ve benzeri hizmetlerden faydalanmak isteyen ortalama bir tüketicinin, iki URL arasındaki farkı algılamasının mümkün olmadığını, aynı/ bağlantılı firmalar olduğunu düşündüğünden karıştırılma riski bulunduğunu, davalının, müvekkilinin markasından ve itibarından faydalanarak haksız kazançlar elde etmeye devam ettiğini, yargılamanın uzun süreceğini, dava sonunda verilecek hükmün etkinliğinin sağlanması ve telafisi imkansız zararlar doğmaması adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, yapılan açıklamalar doğrultusunda; 02.06.2022 tarihli ret kararının kaldırılmasına, HMK m. 389 ve SMK m. 159 gereği tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; sahibi olduğu … sayı ile tescilli “…” ibareli markaya, aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirketin google arama motoru üzerinden marka haklarını ihlal eder nitelikte reklamlar verdiği ve www…com isimli internet sitesiyle karışıklık yaratan www…com.tr internet sitesini kullandığından, davalının “…” markasına tecavüz teşkil edecek şekilde kullanmasının önlenmesi ve www…com.tr internet sitesine erişimin engellenmesi için tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Mahkemece; Dosya kapsamı deliller ve incelenen marka evrakına göre, bu aşamada SMK 159 ile HMK 389 ve devamı maddelerinde aranan yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Karar aleyhine davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. 1-Bakırköy … Noterliği’nin 22/11/2021 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanan belgesinin ön yüzünde; … anahtar kelime yazıldığında https:/www…com.v (0212) … internet sitesinde “… – … – ….” https:/www…com.tr/ v … internet sitesinde “… – Susuz Araç Temizliği” reklamının çıktığı, arka sayfada; “Bu örneğin, talep üzerine Noterliğimizce internetten 15.20 itibariyle girilen https://www.google com/… web sitesinde yayınlanan belgenin aynı olduğu ve çıktısının Noterlikçe alınarak talep eden ilgiliye 1 adet örneğinin verildiğinin onaylandığı tespit edilmiştir. “..com.” internet sitesinin davacı …’ya, “…com.tr” internet sitesinin “… Tic Ltd Şti” ne ait olduğu internet çıktısı ile sabittir. Dava dilekçesi ekindeki tarihsiz adi yazılı belgede; “…’nın şahsen sahip olduğu http://www…com internet sitesi ve domain adı Şirketimiz … Dış Tic. Ltd. Şti’nin kurulmasından sonra … tarafından şirketimiz kullanımına tahsis edilmiş olup, karşılıklı olarak …’nın Ortaklıktan ayrılmasına karar verildiği üzere işbu intermet sitesi ve alan adının …’nın tekrar şahsi kullanımına hasredileceği” belirtilmiştir. “…” markası … tescil numarası ile 3. ve 37. sınıfta, 07/01/2014 tarihinden itibaren on yıl müddetle davacı … adına, “…” markasının … tescil numarası ve 16/02/2016 tescil tarihi ile 37.sınıfta, 13/12/2013 tarihinden itibaren … Tic. Ltd. Şti üzerine tescilli olduğu TPMK kayıtlarından anlaşılmaktadır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1. maddesinde; “Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.”, Yasanın 159/3. maddesinde; ” ihtiyati tedbirler ile ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun uygulanacağı” düzenlenmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 389/1. maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 390/3. maddesinde ise, tedbir talep eden taraf dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. İhtiyati tedbir geçici hukuki koruma olduğundan, tam ispat aranmamış, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Davacı ve davalı aynı sektörde hizmet vermekte olup, internet sitelerinin alan adında sadece “tr” ibaresinin farklı olduğu, markaları arasında da “…” ibaresinden kaynaklanan fark bulunduğu sabittir. Tedbir kararı verilmediği sürece davalının, davacı internet sitesine benzer siteyi kullanmaya devam ederek, tüketicilerin ve kullanıcıların her iki siteyi, markayı karıştırmasına, siteler ve markalar arasında bağ kurmasına sebebiyet verecek, bu yöndeki karışıklık davacının kazanç kaybına sebep olacaktır. Mevcut TPMK kayıtlarına göre “…” markasının halen davacı adına kayıtlı olduğu, “…com.tr” internet sitesinin “… Ltd Şti”, “…com” internet sitesinin davacıya ait olduğu, dava dilekçesi ekinde sunulan ve davalı tarafça varlığı ve imzası inkar edilmeyen tarihsiz adi yazılı belge ile; http:/ /www…com internet sitesi ve domain adının … Tic. Ltd. Şti’nin kurulmasından sonra … tarafından şirket kullanımına tahsis edildiği, karşılıklı olarak …’nın ortaklıktan ayrılmasına, bu intermet sitesi ve alan adının …’nın tekrar şahsi kullanımına hasredilmesine bırakıldığı, davacı markasının esas unsuru olan “…” anahtar kelime olarak yazıldığında, davalıya ait internet sitesinde davacının reklamının çıktığı noter tespiti ile sabit olduğundan, noter tespiti aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli ispat vasıtalarından olduğundan, davalı kullanımı Bakırköy … Noterliği’nin 22/11/2021 tarih ve … yevmiye numaralı tutanağı ile yaklaşık ispat edildiği halde, mahkemece HMK 389 ve devamı maddeleri ile 6769 Sayılı Yasa’nın 159. maddesindeki şartların ve yaklaşık ispatın gerçekleşmediği gerekçesi tedbir talebinin reddine karar verilmesi tedbirin amacına ve usule aykırı olduğundan, istinaf sebebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının ihtiyati tedbir kararı verilmek üzere 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/06/2022 tarih, 2021/277 E. Sayılı Ara Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 06/10/2022