Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/1070 E. 2022/1402 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1070
KARAR NO: 2022/1402
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/04/2022
NUMARASI: 2022/46 E. – 2022/50 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; Talep eden … San. Tic. Ltd. Şti. Tekstil Şti.’nin yıllardan beri tasarım ve satış faaliyetinde bulunmakta olduğunu, “…” ve “…in” Türkiye’de ilk kez ©… kullanıcı adlı instagram satış sayfasında 16.11.2021, 19.11.2021 ve 24.12.2021 tarihlerinde kamuya sunulmuş olduğunu, söz konusu tasarımın talep edence üretilerek kamuya arz edildiği günden itibaren tasarımın piyasada “…” adı ile aranılan, bilinen ve talep eden ile özdeşleşen bir ürün haline geldiğini, Türkiye’de ilk kez kendisi tarafından üretilerek kamuya sunulmuş olan bir diğer tasarımın “…” ilk kez talep edene ait ©noitriko kullanıcı adlı instagram satış sayfasında 27.11.2021,01.12.2021 ve 09.04.2022 tarihlerinde kamuya sunulmuş olduğunu, söz konusu tasarımın talep edence üretilerek kamuya arz edildiği günden itibaren tasarım piyasada “…” adı ile aranılan, bilinen ve talep eden ile özdeşleşen bir ürün haline gelmiş olduğunu, söz konusu tasarımın hem talep edenin instagram satış sayfası hem de internet satış sayfası üzerinden kamuya sunulmuş olmasının talep edenin harcadığı çaba, emek ve para sayesinde tasarım tekstil sektöründe ürün türü olarak yerleşmiş olduğunu, talep eden tasarımları tescil edilmemiş olsa da mevzuatımıza göre tescilsiz tasarımlar gerek 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, gerek 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve gerekse Türk Ticaret Kanunu haksız rekabet hükümlerine göre korunmakta olduğunu, aleyhinde delil tespit isteminde bulunan … A.Ş. Tarafından “…” markasıyla haksız olarak üretilmiş ve satışı yapılmak suretiyle talep edenin tasarımlarının ihlal edilmiş olduğunu, aleyhine delil tespit isteminde bulunulan tarafından üretim ve satışı yapılan taklit ürünlerden satın alınmış olduğunu , taklit ürün örneği ile talep edene ait orijinal ürün örneği ile birlikte delil tespiti esnasında ibraz edilecek olduğunu, davaya konu taklit ürünler süratle elden çıkarıldığı için delillerin yok olması kaçınılmaz olduğunu, davalı … A.Ş. … Tekstil’e ait “… Mahallesi … Cad. No:… Sıla İş Merkezi Eyüp / İstanbul” adresinde ve gösterilecek adreslerinde ileride açılacak tazminat davasında ileri sürülmek üzere delillerin tespitinin zorunlu hale geldiğini, aksi halde bir kaç gün içerisinde taklit ürünler satılıp bitmiş olacağından talep edenin hakkını aramasının imkansız hale düşecek olduğunu, davalıya karşı tecavüzün önlenmesi, durdurulması ile maddi ve manevi tazminat taleplerini içeren dava açılacak olduğunu, ancak delillerin yok olma ihtimaline binaen öncelikle delil tespiti yapılması için tespit talebinde bulunma gereği doğmuş olduğunu beyan ederek, tasarım hakkına tecavüz teşkil eden ürünlerin görüldüğü yerde toplatılması, üretiminin durdurulması, ürünün satışını yapan internet sitelerinde satışının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Tespite konu tasarımların tecilsiz tasarımlar olduğu, karşı tarafa savunma hakkı tanınmaksızın tescilsiz tasarım koruması şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirilemeyeceği, ancak yapılacak yargılama ile bu durumun netlik kazanabileceği gerekçeleriyle, tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili … Tic. Ltd. Şti. … Şti.’nin tekstil sanayinde yıllardan beri tasarım ve satış faaliyetinde bulunduğunu, müvekkili tarafından “…” ve “…” Türkiye’de ilk kez kamuya sunulduğunu, “…” ilk kez müvekkiline ait @… kullanıcı adlı instagram satış sayfasında 16.11.2021, 19.11.2021 ve 24.12.2021 tarihlerinde, “…” ilk kez müvekkiline ait @… kullanıcı adlı instagram satış sayfasında 27.11.2021,01.12.2021 ve 09.04.2022 tarihlerinde kamuya sunulduğunu, tescilsiz tasarımların hem haksız rekabet hükümlerine hem de 6769 sayılı kanuna göre korunması gerektiğini, davalının taklit ürün üretmekten ibaret eylemlerinin tasarım hakkına tecavüze ve haksız rekabete sebebiyet verdiğini, bu hususun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, Açıklanan sebeplerle, tasarım hakkına tecavüz edilen ürünlerin görüldüğü yerde toplatılması, üretiminin durdurulması, ürünün satışı yapan internet sitelerinde satışının durdurulması için İhtiyati tedbir kararının verilmesi gerekirken mahkeme tarafından herhangi bir gerekçe belirtilmeden şartların oluşmadığından bahisle talebin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, tescilsiz tasarım hakkına vaki tecavüz iddiasından kaynaklı olarak, karşı tarafça taklit olarak üretildiği iddia edilen ürünlerin satışının durdurulması, toplatılması, üretiminin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2022 tarihli ara kararı ile reddedilmesi üzerine bu kararın istinaf yoluyla incelenmesi talebinden ibarettir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda, davacıya ait olduğu iddia edilen tasarımının tescilsiz olduğu, tescilsiz tasarımların gerek 6769 sayılı SMK ve gerekse 6102 sayılı TTK’nun haksız rekabet hükümlerine göre korunması gerektiği ortadadır. Ancak tescilsiz tasarımın korunabilmesinin ilk şartı Türkiye’de ilk kez kamuya sunulmuş olmasıdır. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda her ne kadar, karşı taraf tasarımının tedbir talep eden tarafın tasarımı ile birebir aynı olduğu tespitinde bulunulmuş ise de; tedbir talep eden tarafın tasarımının daha önce kamuya arz edildiğine dair bir bilgi bulunmadığı belirtilerek, kamuya arz edildiği kabulünden yola çıkılarak, sonuca varıldığı, oysaki bu iddianın tasarımsız tescilin korunabilmesi için gerekli şartlardan olup, yargılamayı gerektirdiği, dolayısıyla eldeki tedbir talebi bakımından bilirkişi raporunun esas alınamayacağı, yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada sağlanamamış olması sebebiyle Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/04/2022 tarih ve 2022/46 E., 2022/50 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2022