Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/955 E. 2021/1006 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/955 Esas
KARAR NO: 2021/1006
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2020
NUMARASI: 2019/818 E., 2020/713 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hesabının bulunduğu … bankası merkez plaza şubesine ait 26/03/2019 tarihli 266.000 TL’lik 4802663 no’lu çek kaybolmuş ve TTK gereği bankaya ibrazına kadar herhangi bir işlem yapılamamış, çek davalı tarafından bankaya 26/03/2019 tarihinde ibraz edilmiş olmakla huzurda işbu davayı açma zorunluluğu doğmuş olduğunu, daha sonra, davalı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına ait ödeme emri 12/04/2019 tarihinde tebellüğ edilmiş, çek üzerindeki imza şirket yetkili …’e ait olmaması ile imzaya, borca ve fer’ilerine itiraz nedeniyle 15/04/2019 tarihinde İstanbul 25.İcra Hukuk Mahkemesinde dava açılmış olduğunu, İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/263 esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, aynı zamanda mahkemece imza inkarı ve borçları olmaması sebebiyle menfi tespit ve çekin iptalini isteme zorunluluğu doğduğunu, … merkez bankası plaza şubesine ait 26/03/2019 tarihli 266.000 TL’lik keşidecisi … SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ olan … no’lu çeke ilişkin olarak imzaya,borca ve tüm fer’ilerine apaçık bir şekilde itirazları sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine ve çekin iptaline, yapılan haksız takip sebebiyle %20 ‘ den az olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 24/12/2020 tarihli gerekçeli karar ve yargılama sonunda; “Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı tarafça takip konusu çekteki imzaya itiraz edilmesi nedeniyle davacı şirket yetkilisinin alınan ıslak imza örnekleri, davacı şirkete ait imza sirküleri aslı ile dava konusu çekteki imzanın karşılaştırılması suretiyle davacı şirket yetkilisi …’ün eli ürünü olup olmadığı hususunda yapılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen grafolog bilirkişi raporu ile dava konusu çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, düzenlenen rapor denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğundan davacı tarafın çekteki imzaya itirazının geçerli olduğu ve çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı sabit olduğundan dava ve takip konusu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine konu keşidecisi … San ve Tic Ltd Şti muhatabı … Bankası-Merkez Plaza şubesi olan, 26/03/2019 keşide tarihli, … numaralı, 266.000,00 TL bedelli çekten dolayı İİK 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespitine, borca karşılık alacağın likit oluşu çekteki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşılması ve çekte davacının keşideci davalının lehdar olması ve davalının çekteki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olması dikkate alınarak kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluştuğu anlaşılmakla çek bedeli olan 266.000 TL nin %20 si oranında kötü niyet tazminatına davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine ” karar verilmiştir. Davalı vekili 07/05/2021 havale tarihli yargılamanın iadesi talepli dilekçesinde özetle; Müvekkili tebligatlardan haberdar olmaması ve köyde çiftçilikle uğraşması nedeni ile gıyapta yapılan yargılama sadece imza incelemesi yapılarak başka hiçbir araştırma yapmadan davanın kabulüne karar verilmiş ve kararın istinaf edilmeden 13.03.2021 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, davacı vekili bu karara dayanarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya ile icra takibi yapmış ve müvekkilin aracı bağlanmış bu vesile ile karardan haberdar olduğunu, davacı hile ve hüda yaratarak işbu kararı aldığını HMK’nın 475. maddesinin h fıkrasında belirtilen; Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması hükmü uyarınca yargılamanın iadesi talebinde bulunulduğunu, şöyle ki; … Bankası A.ş Merkez Plaza Şubesi … çek seri numaralı 29.01.2019 tarihli 250.000,00 TL, … bankası a.ş merkez plaza şubesi … çek seri numaralı 23.11.2018 tarihli 250.000,00 TL … bankası a.ş merkez plaza şubesi … çek seri numaralı 26.03.2019 tarihli 266.000,00 TL meblağlı üç adet sıralı çek uyarınca … san.ve tic.ltd.şti’den alacaklı olduğunu, … bankası a.ş merkez plaza şubesi 4802661 çek seri numaralı 23.11.2018 tarihli 250.000,00 tl çek bankadan müvekkili …’a ödendiğini, … bankası a.ş merkez plaza şubesi … çek seri numaralı 29.01.2019 tarihli 250.000,00 TL çek ise İstanbul 10.asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/305 D.iş Sayılı İhtiyati Haciz Kararına İstinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, dava konusu edilen … bankası a.ş merkez plaza şubesi … çek seri numaralı 26.03.2019 tarihli 266.000,00 TL meblağlı çek müvekkili tarafından 26.03.2019 tarihinde bankaya ibraz edildiğini ve İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/137 e. sayılı dosyasında … adlı kişinin çeki kaybettiğini iddiası ile çek iptali için dava açması ve mahkemenin de ödeme yasağı kararı vermesi nedeni ile çek banka tarafından ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/137 e. sayılı dosyasına taraflarınca itiraz edilmiş ve hemen akabinde iş bu davanın davacısı ile işbirliği içinde olan … davadan feragat ettiğini, telafisi güç ve imkânsız zararların doğmasına neden olacağından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı Dosyasının Durdurulması Ve Hacizlerin Fekki İçin teminatsız veya teminat mükabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 09/06/2021 tarihli ek kararıyla; “Davalı tarafa dava dilekçesi ve diğer usuli işlemlerin bu adrese tebliğ edildiği, herhangi bir itirazın olmadığı, gerekçeli kararında tebliğ edilmesine rağmen süresinde istinaf yoluna başvurulmadığından kararın tarihinde kesinleştiği, adreslerinin aynı olduğu, davalı tarafından ileri sürülen yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin istinaf sebepleri olarak ileri sürülebileceği, davalı tarafa yapılan usul ve yasaya tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, davalı taraf HMK 375. Maddesinin h fıkrasında belirtilen lehine karar verilen tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunması maddesine dayandığı ve soruşturma dosyalarının bulunduğunu beyan ettiği, söz konusu soruşturma dosyalarının incelemesinde davacının hileli davranışta bulunduğunun sabit olmadığı, HMK’nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirinin somut olayda oluşmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/818 E. 2020/713 K. Sayılı dosyasında yargılamanın iadesinin talep edildiğini sayın mahkemenin 08.06.2021 tarihli ek kararı ile talebin reddine usul ve yasaya aykırı olarak karar verdiğinden ek kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, -Müvekkilinin tebligatlardan haberdar olmaması ve köyde çiftçilikle uğraşması nedeni ile gıyapta yapılan yargılama sadece imza incelemesi yapılarak başka hiçbir araştırma yapmadan davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın istinaf edilmeden 13.03.2021 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, davacı vekili bu karara dayanarak İstanbul Anadolu ..3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya ile icra takibi yaptığını ve müvekkilin aracı bağlandığını, bu vesile ile karardan haberdar olduğunu, davacı hile ve hüda yaratarak işbu kararı aldığını HMK’nın 475. maddesinin h fıkrasında belirtilen; lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması hükmü uyarınca yargılamanın iadesi taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Mahkeme ek kararının bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini, -… Bankası A.ş Merkez Plaza Şubesi … çek seri numaralı 29.01.2019 tarihli 250.000,00 TL, … Bankası A.ş Merkez Plaza Şubesi … çek seri numaralı 23.11.2018 tarihli 250.000,00 TL … Bankası A.ş Merkez Plaza Şubesi … çek seri numaralı 26.03.2019 tarihli 266.000,00 TL meblağlı üç adet sıralı çek uyarınca … San.ve Tic.ltd.şti’den alacaklı olduğunu, … Bankası A.ş Merkez Plaza Şubesi … çek seri numaralı 23.11.2018 tarihli 250.000,00 tl çek bankadan müvekkili …’a ödendiğini, … Bankası A.ş Merkez Plaza Şubesi … çek seri numaralı 29.01.2019 tarihli 250.000,00 TL çek ise İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/305 D.iş Sayılı İhtiyati Haciz Kararına İstinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, dava konusu edilen … Bankası A.ş Merkez Plaza Şubesi … çek seri numaralı 26.03.2019 tarihli 266.000,00 TL meblağlı çekin müvekkili tarafından 26.03.2019 tarihinde bankaya ibraz edildiğini ve İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/137 E. Sayılı dosyasında … adlı kişinin çeki kaybettiğini iddiası ile çek iptali için dava açması ve mahkemenin de ödeme yasağı kararı vermesi nedeni ile çek banka tarafından ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/137 e. sayılı dosyasına taraflarınca itiraz edilmiş ve hemen akabinde iş bu davanın davacısı ile işbirliği içinde olan …’nın davadan feragat ettiğini, …’nın bu konu ile ilgili olarak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/32404 Soruşturma sayılı dosyasında verdiği ifadesinde; ” … San.ve Tic.Ltd.Şti’ne ait Büyükçekmece deki istasyonun dış kaplama işini yaptım ve çek aldım ancak çeki kaybettim ve avukatım vasıtası ile ödeme yasağı aldırdım ancak çek ortaya çıkınca davadan feragat ettim” diyerek davacı ile işbirliği içinde olduğunu ve davacının çekin kayıp olduğu iddiasını yalanladığını, -İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/132786 soruşturma sayılı dosyası ile …, … ve … Hakkında Nitelikli Dolandırıcılık Suçlaması ile suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini, dava konusu çeklerin davalı müvekkiline, davacı tarafından teslim edildiğini, müvekkilinin davacıdan ticari ilişki nedeni ile alacaklı olduğu yönünde tanıkların mevcut olup isim ve adreslerinin bildirildiğini, -Sayın Mahkemenin imza incelemesi için bilirkişiye gönderilen Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/32404 soruşturma nolu dosyasının bilirkişiden dönüşü beklenmeden karar verdiğini, şayet Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/32404 soruşturma nolu dosyasının bilirkişiden dönüşü beklenilmiş olsa davacı …’ün çeki şirket ortağı ve şirket adına vekil tayin edilen … tarafından imzalanmış olduğunu, dolayısı ile de HMK’nın 475. Maddesinin h fıkrasında belirtilen; lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması hükmünün somut olayda gerçekleştiğinin tespit edilebileceğini, hiçbir delil toplamadan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verdiğinden kararın kaldırılması gerektiğini, -Telafisi güç ve imkânsız zararların doğmasına neden olacağından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının durdurulması ve hacizlerin fekki için teminatsız veya teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalının talebi 6100 Sayılı HMK’nın 375/1-h maddesine dayalı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davalının yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde her ne kadar yargılamanın iadesi taleplerinin 6100 Sayılı HMK 375. Maddede de (h) bendinde belirtilen sebeplere dayandığını, yargılamanın iadesi şartının gerçekleştiğini ileri sürmüş ise de,
Yargılamanın İadesi Sebepleri HMK’nın 375. maddesinde düzenlenmiştir. Bu sepeple aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir; a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması. h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması, (Ek ibare: 7145 S.K. m.19; R.G: 25.7.2018) “veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre eldeki dosyaya baktığımızda 6100 Sayılı HMK’nın 375. Maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup bu sebeplerin kıyas yolu ile genişletilmesi mümkün değildir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre karara bağlanır. Davalının belirttiği soruşturma dosyası ve dava dosyalarında karar verilmesi ve HMK 375.ve devamı maddelerinde belirtilen nedenlerden birinin gerçekleşmesi ve belgelenmesi halinde davalının buna dayanarak yeniden dava açma hakkı söz konusu olabilir. Ancak dava tarihi ve karar tarihi itibariyle soruşturma dosyası sonuçlanmamış ve davacının hileli davranışını kanıtlar başkaca belge olmamış ve soruşturma dosyasının da HMK 375. Md deki tahdidi sayılan hallerden olmaması ve bu konudaki yargılamanın da devam ediyor ve kesinleşmemiş olması, kesinleşmiş olmasından sonra yargılama iadesi sebebi sayılacak olması nedeniyle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, İlk Derece Mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarih ve 2019/818 E., 2020/713 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021