Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/94 E. 2021/97 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/94 Esas
KARAR NO: 2021/97
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/11/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/742 E.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak özetle; İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki takibin durdurulması, icra dosyasında konulmuş olan banka hacizlerinin kaldırılmasını veya yapılmış olan haciz işlemlerinin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemenin 02/10/2020 tarihli ara kararı ile talep kısmen kabul edilerek; -İcra takibinden sonra açılan Menfi Tespit davasında, ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğinin İcra İflas Kanunu’nun 72/3. maddesinde düzenlendiği gözetilerek takibin durdurulması talebinin reddine, -İcra takibinden sonra açılan Menfi Tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilebileceği İ.İ.K.’nun 72/3. maddesinde düzenlenmiş olup takibe konulan çek bedelinin (100.000-TL) %15 tutarında teminatın (15.000-TL) yatırılması halinde iyiniyetli dava dışı üçüncü kişileri etkilememek kaydıyla icra veznesindeki paranın İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki alacaklı-davalı …’e ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, görülmüştür. İhtiyati tedbire davalı tarafın itirazı üzerine, İlk derece mahkemesi 16.11.2020 tarihli ara kararıyla; İcra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi de İcra İflas Kanunu m.72/3 kapsamında bir ihtiyati tedbirdir. Davacının çekin ödenmemesine ilişkin iddia ve talepleri yargılamayı gerektirmektedir. Talep yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Davacı, dava dilekçesinde ve ekinde; ihtiyati tedbir talebinde yaklaşık ispat şartını sağlayamamıştır. Davacı taraf, bu aşamada ihtiyati tedbir yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğinden ve istem yargılamayı gerektirdiğinden; itirazın kabulüne, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Mahkeme tarafından ihtiyati tedbir yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edilemediğinden ve istem yargılamayı gerektirdiğinden; itirazın kabulüne, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verildiğini ancak kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının TCK 241 maddesi uyarınca suç işlediği “çekleri” ticaret amacı ile topladığı konusunda bir çok şahsın sözlü beyanları mevcut olduğunu, bu delillerin yazılı hale getirilmek için henüz toplanma aşamasında olduğunu, bir çok şahıs davalının tefecilik vb suçları işlediği yönünde suç işlediğini iddia ederek İstanbul Orhanli Polis Karakolu / Tuzla da ifade verip şikayetçi olmasına rağmen dosyaların savcılık nezdinde yapılan arama ve ve karakolla yapılan şifahi görüşmelerde evrakların bulunamadığını, savcılık ve cimer başvuru aşamasında olduklarını, savcılık başvurusunda bulunduklarında mahkemeye soruşturma numarasının da verileceğini, yargılama neticesinde karar verilecek ihtiyati tedbirin yargılamaya başlanılmadan itirazın kabul edilerek kaldırılmasının yargılama yapılmadan verilmiş bir karar olduğundan kendi içinde hukuka uygun olmadığını, dava konusu çekin tahsil edilmesinin davacının işlerini aksatacağını, bekletici mesele yapılmayan üstelik Ödemeden Men Şerhi verilmiş bir dosyanın yargılamaya dahil edilmeyişinin ve tedbirin kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, korunması gereken hak kayıplarına yol açmamak için dosyaya teminatın yatırıldığını, dosyadan verilen tedbirin kaldırılmasına yönelik kararın bozularak/ kaldırılarak yahut değiştirilerek ihtiyati tedbirin devamına ,(ya da ihtiyati tedbire itirazın reddedilmesine) karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İstinaf dilekçesinin 2. paragrafında ileri sürülen hususların iddianın genişletilme yasağına tabi beyanlar olup ikinci delil dilekçesi de sunulamayacağından dolayı iddialara da bahsi geçen delillere de muvafakatleri bulunmadığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davacı/ borçlu tarafından yatırılan ve tedbir talep edilen paranın, taraflarına ödenmesi ile dava ve tedbirin konusuz kaldığını, iş bu nedenle de dava da istinaf talebinin de ret edilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit talebine ilişkindir. Davanın hukuki niteliği itibariyle takipten sonra açılan menfi tespit davası olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde tedbirin durdurulmasını talep ettiği ancak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına yönelik ara karar olşuturulduğu ve bu ara karardan da yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gerekçesi ile ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 2004 Sayılı İİK’nın 72/3 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir”, hükmü yer almaktadır. 2004 Sayılı İİK.’nın 72/3 maddesi ile ilgili düzenlemenin gerekçesi “…Borçlu, takip konusu olan alacağın haddizatında mevcut olmadığı hakkında her zaman yani takibin her safhasında menfi tespit davası açabilecektir. Menfi tespit davası başlı başına takibin seyrine tesir etmez. Yalnız bunun zımmında borçlu alacaklıya paranın, ancak teminat mukabilinde ödenmesi hususunda, ihtiyati tedbir alabileceği gibi, alacaklı böyle bir teminat göstermeyeceğini beyan ederse, alacaklının hakkını almış bulunmaktan doğan zararlarını temin etmek şartı ile borçlu paranın alacaklıya icra dairesinde ödenmemesi hususunda tedbir kararı almaya yetkili kılınmıştır. Alacaklının, maruz kalacağı tedbirlerin kendisine verebileceği zararlar bu babta tedbir isteyen borçlu tarafından gösterilecek teminatla karşılanmış olacağından bu tanzim tarzı karşılıklı menfaatleri telif etmiş olacaktır…” şeklinde belirtilmiştir. Bu maddede yer alan düzenleme 6100 Sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir ile ilgili düzenlemeye benzeyen ancak kendine özgü özellikleri de olan ve borçluya tanınan bir hak olduğu, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere İİK’nın 72.maddesi kapsamında takipten sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasının mümkün olmadığı, ancak icra veznesine girecek paranın ödenmemesine yönelik tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle açılan takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararının reddine yönelik mahkeme kararında dosya kapsamı ve mevcut delil itibariyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına yönelik de davacı tarafın isteminin bulunmadığı, değişen hal ve koşullara göre ilerde yeniden tedbir talep edilmesi mümkün olup, mevcut delil durumu itibariyle, yerel mahkemenin takdirinin yasa ve usul kapsamında olması nedeniyle bu yöne yönelik istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/742 E., sayılı dosyasındaki 16/11/2020 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/02/2021