Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/935 E. 2021/1005 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/935 Esas
KARAR NO: 2021/1005
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/185 E.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir isteyen davacı vekili; Taraflar arasında İstanbul …Noterliği’nin 26/09/2014 tarih, … yevmiye nolu finansal kiralama sözleşmesinin düzenlendiğini, davalı ile İstanbul ..2.Noterliği’nin 31/05/2017 tarih ve … yevmiye nolu sözleşmesi ile tadil sözleşmesi yapıldığını ancak, buna da uyulmadığını, buna dayanarak kira borçlarının ödenmemesi nedeniyle İstanbul …Noterliği’nin 09/07/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile borçların tebliği müteakip 60 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, aksi halde finansal kiralama sözleşmesinin feshedileceğinin borçluya bildirildiğini ileri sürerek açılan esas davaya yönelik sözleşmelere konu bilgileri dava dilekçesinde yazılı gayrimenkullerin tahliyesi ve teslimi konusunda tedbir kararı verilmesi istenmiştir. İlk derece mahkemesinin 23/03/2021 tarihli ara kararıyla; “Somut olaya bakıldığında ihtiyati tedbir isteyen tarafından karşı tarafa çıkarılan 09/07/2019 tarihli ihtarnamede; sözleşmenin fesh edildiği, alacakların 60 gün içinde ödenmesinin, süre sonunda 3 günlük sürede ise sözleşme konusu malların teslimi istendiği, söz konusu ihtarnamenin 11/07/2019 tarihinde karşı tarafa tebliğ edildiği görülmüş olup; ihtiyati tedbir isteyenin iddialarını yaklaşık olarak ispatladığı ve sözleşmenin kiralayan tarafından feshedildiği gözetildiğinde 6361 Sayılı Kanun ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince talebin kabulüne” karar verildiği görülmüştür. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili 03/05/2021 tarihli dilekçesi ile; Sözleşmenin feshinin müvekkilinin ihmalinden kaynaklanmadığını, müvekkilinin borcu ödemeye hazır olduğunu ancak, davacı tarafın buna yanaşmadığını, sözleşmenin davacı tarafça haksız feshedildiğini, sözleşmenin feshine ilişkin ihtarnameye ilişkin tebligatın ve ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkilinin borçlarını ödemede büyük hassasiyet gösterdiğini, müvekkilinin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil bulunmadığını, müvekkilinin borçların ödenmesi yönündeki her türlü çabasının karşılıksız çıktığını, davacı bankanın süreçte kötüniyetle hareket ettiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 24/03/2021 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 24/06/2021 tarihli ara kararıyla; ”İtiraz eden tarafça her ne kadar ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de, tedbirin yasaya ve dosya kapsamına uygun olduğu ve ihtarnamenin kiracı/borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşıldığından itiraz yerinde görülmeyerek itirazın reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Dava dosyası incelendiğinde ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, leasing sözleşmesinin feshedilmesinin müvekkilinin ihmalinden kaynaklanmadığını, haklı bir fesihten bahsedilemeyeceğini, Bankanın belirtmiş olduğu leasing borcunu müvekkilinin yatırmaya hazır olduğunu defatle beyan etmesine karşın davacı bankanın buna yanaşmadığını, belirlenen ödeme planlarının, bahsi geçen taşınmazların alım bedeli olarak belirlendiğini ve kira bedellerinin çok çok üzerinde ödeme yapıldığını, tüm taksit ödemelerinin eksiksiz bir şekilde yapıldığını, finansal kiralama sözleşmesinin hangi nedenlerden ötürü feshedildiğinin açıkça belirtilmediğini, davacının ihtarnameye ilişkin tebliğ işlemi ve tebligatın içeriği olan ihtarnamenin usulüne uygun olmadığını, müvekkilinin defaten davaya konu borcu kapatabileceğini beyan etmiş ise de davacı finansal kuruluşunun buna yanaşmadığını, Müvekkili firmanın davacı bankaya finansal kiralama borcunu defaten kapatmayı teklif etmiş ise de davacı bankanın finansal kiralama dışındaki ve vadesi gelmemiş banka borcunu kapatmayı ön şart olarak koştuğunu, normal krediler ile leasing kredilerin birbirinden bağımsız olduğunu tüm nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Finansal kiralama konusu malın iadesi isteminden ibarettir. İstinafa konu talep, ihtiyati tedbirin reddine itiraz istemine ilişkindir. Dosyanın yapılan incelemesinde, davalı yanın kira borcunu ödemede temerrüde düşürüldüğü, verilen 60 günlük yasal önelde ödeme olmadığı, alacağın varlık ve miktarının belirlenmesi yargılama gerektirdiği ancak ihtiyati tedbirin geçici hukuki korumalardan olduğu dikkate alındığında bu aşamada davacı yanın yasal önel içeren ihtarnamesine rağmen borcun ödenmediği ve sözleşmenin feshedildiğinin sabit olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, sözleşmenin feshine ilişkin tebliğin usulüne uygun olmasına, içerik olarak yapılan ödemelere ilişkin incelemenin ancak bilirkişi incelemesi sonucu yargılama neticesinde ortaya çıkmasına ve yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir şartlarının mevcut olmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/185 E. ve 24/06/2021 tarihli ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021