Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/934 E. 2021/979 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/934 Esas
KARAR NO: 2021/979
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2021
NUMARASI: 2021/107 E., 2021/107 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep edenler vekili D.İş başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin TPMK nezdinde 2020/01590 numarası ile tescilli bobin tasarımlarının sahibi olduklarını, bu tasarımların 6769 sayılı SMK ve TTK hükümleri çerçevesinde korunduğunu, aleyhine tespit ve tedbir talep edilenlerin, müvekkillerinin tasarımlarını taklit ederek üretim ve satışını yaptıklarını, taklit ürünlerin üretilmesinin, satılmasının 6769 sayılı SMK 81 ve TTK 55/1-a-4 bendine aykırılık teşkil ettiğini, ileride karşı taraf aleyhine açılacak davalarda delil olması ve bu ürünlerin yok edilmesinin önüne geçilebilmesi için müvekkilinin tescilli tasarımının taklitlerinin ve benzerlerinin aleyhine tespit – tedbir istenilen muhataplarının bulunduğu adreslerde bulunup bulunmadığı, varsa hangi ürünler üzerinde kullanıldığının ve tespit edilen ürünlerin miktarının, adedinin bilirkişi marifeti ile tespiti ile ileride telafisi mümkün olmayacak zararların önlenmesi ve hemen el koyulmaması halinde taklit olan ürünlerin saklanması, satışına devam edilecek olacağından, taklit ürünlere ve bu ürünlerin üretiminde kullanılan kalıplara el konulmasını, internette yapılan yayınlara erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 08/06/2021 tarihli kararıyla; “Tespit-tedbir talepli dilekçe, bilirkişi raporu, tespit-tedbir isteyenler vekilinin rapora karşı beyanı, aleyhine tespit-tedbir istenenler vekilinin rapora karşı beyan-itirazları ve bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: Tespit-tedbir isteyene ait … tescil numaralı tasarımın yenilik ve ayırt ediciliği özelliğine sahip olup olmadığı, aleyhine tespit-tedbir istenenlerin tasarıma tecavüz teşkil eden eylemlerinin bulunup bulunmadığının, kısacası ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği kanaatine varıldığından, ihtiyati tedbir talebinin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Tedbir talep edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Dosyada alınan 15.04.2021 tarihli bilirkişi tespit raporunda belirtildiği üzere bilirkişi tarafından ”Tespit isteyen tarafa ait … numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenilen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları..’ nın açıkça tespit edildiği, bu durumda dosyada mevcut bilirkişi raporuna rağmen ihtiyati tedbir kararı verilmemesinin açıkça hatalı olduğu, 2- Yine müvekkillerinin, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli 2020/01590 nolu bobin tasarımlarının sahibi olup bu tasarımlarının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile TTK hükümleri çerçevesinde korunduğu, 3- Aleyhine tespit ve tedbir talebinde bulunulan şirketin, müvekkili şirketin tescilli tasarımının aynısının taklit edildiği ürünleri satması, üretmesi, kendi ürünleri üzerinde kullanması, satış amacıyla teşhir etmesi fiillerinin, 6769 sayılı SMK 81 ve TTK 55/1-a-4 bendine aykırılık teşkil ettiği, 4- Bilindiği üzere haksız rekabete konu hakların, kısa ömürlü olup ister ileri teknoloji gerektiren yeni bir alet isterse bir dönem moda olan ürünler olsun, bu mallar ve mallar üzerindeki haklar uzun süren davaları kaldırmayacak kadar geçici oldukları, bu nedenle haksız rekabete maruz kalanın, zamanın uzaması sebebiyle etkin hukuki himayeden yoksun kalmasının önlenmesinde ihtiyati tedbirlerin büyük öneminin bulunduğu, ihtiyati tedbirlerin, esas hakkındaki hükme kadar, taraf açısından davanın uzamasından doğan sakıncaları gidermek ve geçici hukuki korunma sağlamak için yapılan kazai tasarruflar olduğu ileri sürülerek, bu nedenlerle ileride telafisi mümkün olmayacak zararların önlenmesi ve hemen el koyulmaması halinde müvekkili şirketin tescilli 2 adet tasarımının taklidi olan ürünlerin saklanması, satışına devam edilmesi söz konusu olup bu halde de müvekkil şirketin haklarının etkin himayesi imkanının ortadan kalkması sonucu doğacağından Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159 uncu maddesi hükmü çerçevesinde; müvekkil şirketin tasarımdan doğan haklarına tecavüz teşkil eden fillerin durdurulması ve tasarımdan doğan haklara tecavüz edilerek üretilen ürünlere ve KALIPLARA el konulması, toplatılması ve bunların muhafazası, internette yapılan yayınlara erişimin engellenmesi yönünde İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilmesi gerekirken; reddine karar verildiğinden, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına ilişkin itirazlarının kabulü ile dosyanın yeniden incelenerek ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın bozularak ortadan kaldırılması ve ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi talep edilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, tedbir talep eden tarafın 2020/01590 numaralı tasarımının davalı şirketçe taklit edildiği iddiası ile davalı şirkete ait ürünlere ve ürünlerin üretiminde kullanılan kalıplara el konulması, internette yapılan erişimlerin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Davacılara ait talep konusu endüstriyel tasarımın, … nolu olup 26.02.2020 tarihinde … ve … adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Dosyaya, yerinde inceleme sonucu düzenlenip sunulan 15.04.20121 tarihli bilirkişi raporunda özetle; tespit isteyen tarafa ait 2020/01590 no’lu tasarım ile aleyhine tespit istenene ait işyerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu nedenle benzer olarak algılandıkları tespiti yapılmıştır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 81. hükmünün konuyla ilgili bölümleri şöyledir; ”(1) Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır; Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir.” 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 56.maddesine göre de, “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur…” 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Görüldüğü üzere HMK’da ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın tereddütsüz şekilde ispatı şartı aranmamakta, yaklaşık olarak ispat yeterli görülmektedir. Tedbir talep edenin, kendi sunduğu ve davalı tarafından satışı yapıldığı iddia olunan ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, raporda konu ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı bu nedenle benzer olarak algılandıkları tespitleri yapılmakla birlikte, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 56.maddesinde hüküm altına alındığı üzere davacı ürünlerinin “Yenilik ve Ayırt edicilik” özellikleri bulunduğuna dair bir tespitin yapılmadığı, bu durumda, yargılama sonucunda elde edilecek bir sonucun tedbir kararıyla verilmesi mümkün olmadığından, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda mahkemece tedbir konusunda verilen karar esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, talep edenler vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/04/2021 tarih ve 2021/107 E., 2021/107 K. sayılı kararına karşı talep edenler vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı talep edenler tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Talep edenler tarafından mükerrer yatırıldığı anlaşılan 59,30 TL istinaf karar harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere 221,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendisine İADESİNE, 4- Talep edenler tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- Talep edenler tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021