Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/913 E. 2021/978 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/913 Esas
KARAR NO: 2021/978
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/04/2021
NUMARASI: 2020/648 E., 2021/328 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 24/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 6361 Sayılı Kanun kapsamında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince dava dilekçesinde ayrıntısı belirtilen 2 adet taşınmazın davalıya finansal kiralama yolu ile kiralandığını, davalı şirketin, finansal kiralama sözleşmesinden doğan kira bedelleri ile temerrüt faizini vadesinde ödememesi nedeniyle temerrüde düştüğünü, bu nedenlerle sözleşmeye konu taşınmazların boş olarak müvekkiline iadesine ve taşınmazlar üzerinde bulunan kiralama şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; Öncelikle taraflar arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinin 53. Maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğunu, söz konusu yetki sözleşmesinin HMK 17.md göre geçerli olduğunu, bu nedenlerle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen finansal kiralama sözleşmesinin 53. Maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiği, HMK 18.md gereğince yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, davalı tarafın süresinde yetki itirazında bulunduğu dikkate alınarak, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada mahkememizin yetkisiz olduğuna, yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine” karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yerel Mahkemede görülmekte olan davada, müvekkili hakkında, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020 / 917 Esas dosyasından iflas kararı verildiği, verilen bu kararın, Bakırköy … İflas İdaresinin … İflas dosyasına kaydedildiği ve tasfiye işlemlerine başlandığı, 2- Bu kapsamda müvekkili şirketin iflasına karar verildiğinden, huzurdaki davanın 2. alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya bırakılması gerekmekte iken, mahkeme tarafından bu talebin değerlendirilmediği, 3- Davacı tarafın arabuluculuk kanun yoluna başvurmadığı ve bu hususun yerine getirilmediği öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiği, 4- İş bu davanın belirsiz dava olarak yürütülmesinin de hukuk ve yasaya aykırı olduğu, 5- Davanın niteliği itibariyle; öncelikle dava değeri üzerinden harcın ikmali gerekmekteyken bu hususun tamamlanmaması ve davacı tarafa harcı tamamlaması için süre verilmemesinin usul açısından hatalı olduğu, bu nedenlerle eksik inceleme sonucunda karar verilmiş olmasından dolayı, istinaf incelemesi sonucunda yerel mahkeme kararının kaldırılması ve neticesinde iş bu davanın talepleri kapsamında, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; 1- Davacı tarafça açılan davada, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yargılama neticesinde; ” …. davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin istanbul ticaret mahkemesi olduğunun tespitine ….” denilerek, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması sebebiyle davanın yetkisizliğine karar verdiği, 2- Fakat Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/917 E. sayılı dosyasında verilen 30 Mart 2021 tarihli kararla Tasfiye Halinde … A.Ş. (VKN …)’nin iflasına karar verildiği, dolayısıyla kararı istinaf eden karşı taraf vekillerinin de vekalet ilişkilerinin sona erdiği, bu itibarla işbu istinaf talebinde bulunan vekillerinin yetkisiz olması nedeniyle işbu istinaf talebinin incelenmeksizin reddi gerektiği 3- Kaldı ki, kesinlikle istinaf eden vekillerin yetkili olduğunu kabul etmemekle birlikte, mahkemenin yetkisizliğini öne süren vekillerin, Mahkemenin yetkisizlik kararı sonrasında dosyanın yetkili mahkemesine gitmesi sürecini uzatmak amacı ile kötü niyetli bir şekilde bu kararı istinaf ettikleri savunularak istinaf başvurusun reddini talep etmişlerdir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, Leasing sözleşmesi kapsamında temerrüt nedeniyle kiralanan taşınmazların tahliyesi ve taşınmazlar üzerindeki kiralama şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkemece taraflar arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinin 53. Maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiği gerekçesiyle yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen 27.11.2018 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin konusu taşınmaz kiralamasına ilişkin olup 53. Maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiği, yapılan bu yetki sözleşmesinin HMK 18.maddesinde belirtilen şartlara uygun ve geçerli olduğu, bu nedenle mahkemece verilen kararda herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davacı vekilince dava şartları yönünden yapılan itirazlarının öncelikle değerlendirilmesi ve dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği iddiaları yönünden dosya incelendiğinde, HMK 117/ 2 maddesi uyarınca dava şartlarının ilk itirazlardan önce incelenip karara bağlanacağının hüküm altına alındığı, dosyada bu yönden yapılan incelemede HMK 114.maddede belirtilen dava şartlarının davada mevcut olduğu, bu yöndeki itirazların yerinde olmadığı görülmektedir. Öte yandan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/917 E. sayılı dosyasında , 30 Mart 2021 tarihli kararla Tasfiye Halinde … Tic. A.Ş. (VKN …)’nin iflasına karar verilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 513/1. maddesi hükmü uyarınca, vekalet sözleşmesi, vekalet verenin iflası ile son bulur. Aynı kanunun 513/2 maddesine göre de vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür. Somut olaya bakıldığında, davalı vekillerin tarafından karardan önce sundukları 19.04.2021 tarihli dilekçe ile mahkemeye, davalı şirket hakkındaki iflas kararı ve yetkili iflas idaresi bildirildiği fakat, mahkemece dava yetkili iflas idaresine ihbar edilmeden karar verildiği, bu nedenle vekalet verenin menfaatleri yönünden davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 513/2 maddesi kapsamında değerlendirilerek geçerliliğinin kabulü gerektiğinden, davacı vekilinin itirazlar yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/04/2021 tarih ve 2020/648 E., 2021/328 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021