Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/912 E. 2021/864 K. 02.08.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2021/912
KARAR NO : 2021/864
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2021
NUMARASI: 2021/335 E. 2021/658 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 02/08/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesi ile; Davacı şirketin inşaat malzemeleri alım satım ve gıda sektörü alanında iştigal eden bir firma olduğunu, takibe konu olan çekin şirketin unvanı ve kaşesinin sahte olarak kullanılarak düzenlendiğini, çek üzerindeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını, bu konuda şikayeti üzerine Bakırköy C. Başsavcılığı’nca 2020/15850 soruşturma başlatıldığını, soruşturma akıbetini araştırdığında dosyasını bulamadığından ikinci kez şikayette bulunduğunu, Bakırköy C. Başsavcılığı’nın 2021/5454 soruşturma evrakının halen devam ettiğini, çek üzerindeki imzaların şirket yetkilisine ait olmaması sebebiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibin teminatsız veya uygun görülecek teminatla tedbiren durdurulmasına, davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davanın sonunda %20 tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile;Görülmekte olan dava ile Bakırköy 2. ATM’nin 2021/334 Esas sayılı dosyasında görülen dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan HMK md. 166/gereği davaların birleştirilmesine, dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmadığından, davanın usulden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20’den az olmamak üzere müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; “Talebin, icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir olduğu, menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir müessesesine ilişkin özel düzenleme bulunmakta olup İİK’nun 72/3 1. cümlesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, somut olayda icra takibinden sonra menfi tespit davası açıldığı nazara alınarak, icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkemece İİK 72/3, maddesi 1. cümlesi gereğince icra takibinden sonra açılan davalarda ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, kararın usul yönünden eksik inceleme sonucu verilmiş olduğunu,Davalısının … olan, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/334 esas sayılı dosyasında verdiği “çoğun içinde az vardır” kuralı gereğince %15 teminatla takip durdurulduğundan, görülmekte olan dosyada da takibin durdurulmasına karar verilmesini, Anadolu Bostancı tarafında firmanın ismini kullanarak dolandırıcılık yapıldığının tespit edildiğini ve Bakırköy Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, 2020/15850 nolu soruşturma devam ederken, bu firmayla iş yapmış olan tüm illegal yollarla bu işe karışmış olanlarında şikayet edildiğini ve açılan Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı 2021/5454 soruşturma nolu dosyasının derdest olduğunu, … firmasıyla hiçbir şekilde ticari ilişkisinin olmadığını, kaşenin üzerinde bulanan imza ve kaşenin eli mahsulü olmadığını, şirket yetkilisi … elinde bulanan farklı çeklerle ilgili imza örnekleri alındığını, buradaki imzalarda tarafımıza ait olmayacağının ortaya çıkacağını,Yargıtay 11. H.D. 30/11/1982 T. 6501/7252 E. Sayılı kararındaki; “Borçluların itirazları üzerine icra takibinin durması alacaklının takibe davam etmeyeceği anlamına gelmez itiraz icra takibini ortadan kaldırmaz. Kaldı ki; icra takibinden önce de menfi tespit davası açılması mümkün olduğuna ve davalı alacağın varlığını bu davadan övce iddia etmiş bulunmasına göre, bu davanın iddia ve savunma çerçevesinde incelenerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı nedenle mahkemece ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” gerekçesi uyarınca borçlunun, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki parasının alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini, mahkemece delilerinin eksik incelenmesi sonucu ret kararı verilmiş olduğundan izah ettiği ve re’sen dikkate alınacak gerekçelerle, yerel mahkemenin 2021/335 esas sayılı ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını ve talebi doğrultusunda kabulüne karar verilmesini, yada kararın kaldırılarak, dosyanın yeniden incelenmek üzere ilk dedece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı tarafça; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takibe konu çekteki kaşe ve imzanın şirkete ait olmadığından, takip konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, teminatsız veya uygun teminat karşılığında icranın durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.Mahkemece; “davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72/3. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, talebin İcra İflas Kanunu’nun 72/3. maddesi gereğince reddine” karar verilmiştir.Davacı şirket temsilcisi, davalısı aynı olan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/334 esas sayılı dosyasında verdiği “çoğun içinde az vardır” kuralı gereğince %15 teminatla takibin durdurulduğunu, görülmekte olan dosyada da takibin durdurulmasına karar verilmesini, takip konusu çeklerden dolayı Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nın 2020/15850 ve 2021/5454 soruşturma nolu dosyaların derdest olduğunu, delillerinin yeterince incelenmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.6100 Sayılı HMK’nın 26. maddesinde; “Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde ve aynı yasanın 390/3 maddesinde, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemeleri mevcuttur.Yasa koyucu yanlış anlamaları engellemek amacı ile HMK 390/3. maddesinde tedbir talep eden tarafa “dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtme” zorunluluğu getirmiştir. Dava dilekçesinde tedbir isteğinin açıklandığı bölümde açıkça “takibin durdurulması” talebinde bulunulduğu görülmüş olup, HMK 26. maddesindeki; “Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” düzenlemesi karşısında mahkemece, yorum yolu ile talebin “icra veznesine ödenecek paranın alacaklıya verilmemesi” olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından, tedbirin takibin durdurulmasına ilişkin olduğu doğru olarak nitelendirilmiştir.İİK’nın 72. maddesinin 1. ve 2. Fıkrası ile 3.fıkrasının ilk cümlesi; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra İflas Kanunu, takip hukukundan doğan ihtilaflara ilişkin özel bir yasadır. Genel kural; ihtilafa ilişkin özel yasa mevcut ise genel nitelikteki 6100 Sayılı HMK’nın tedbire ilişkin hükümleri uygulanmaz. Tedbir isteyen taraf, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldıktan sonra ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasını talep ettiğinden, talebi takip hukukuna ilişkin olduğundan, uygulanması gereken İcra İflas Kanunu’nun ilgili hükümleridir.İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. Tedbir talepli görülmekte olan davanın icra takibinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 72. maddesinin 3. fıkrasındaki “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” düzenlemesi karşısında; mahkemece takip başlatıldıktan sonra ihtiyati tedbir talep edildiği taktirde takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesi de red kararını aynı gerekçeye dayandırdığından, kararın yasaya aykırı olduğuna dair istinaf talebi yerinde olmadığından, davacı şirket yetkilisinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE karar verilmesi gerekmiştir.Davacı taraf istinaf dilekçesinde %15 teminat karşılığı icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; talep bu hali ile yeni tedbir isteği niteliğindedir. 6100 Sayılı HMK’nın 390/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili mahkemelerden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden istenebileceğinden, dava halen dosyanın birleştirildiği Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/334 Esas sayılı dosyasında derdest olduğundan ve 6100 Sayılı HMK ‘nın 390/1 maddesi düzenlemesi uyarınca bu talep yönünden karar verme yetkisi Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğundan, yeni talep yönünden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2021 tarih ve 2021/335 E., 2021/658 K. Sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Teminat karşılığı icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir talebi konusunda MAHKEMESİNCE KARAR VERİLMESİNE, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,4- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6-Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,7-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/08/2021