Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/911 E. 2021/1036 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/911
KARAR NO: 2021/1036
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2021
NUMARASI: 2020/306 E. 2021/293 K.
DAVANIN KONUSU: Ticari Ünvanın Korunması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davalı şirketin faaliyet konularının aynı olduğunu, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tescil ettirdiği ticaret unvanının müvekkili şirketin ticaret unvanı ile iltibasa sebebiyet verdiğini, davalının alan adının da müvekkili şirketin haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu, müvekkilinin … Tic. Ltd. Şti. şeklindeki ticaret unvanından ayırt edilmeyecek ve iltibasa sebebiyet verecek biçimde tescil ettirdiği davalının … Ltd. Şti. şeklindeki ticari unvanında haksız ve hukuka aykırı kullanımının tespitine, davalının ticaret unvanında yer alan … esaslı unsuru başta olmak üzere ticaret unvanının silinmesini ve sicilden terkinini, davalı adına olan www…com.tr alan adının da haksız ve hukuka aykırı kullanımının tespiti ile terkinini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı üzere sicile uygun olarak tescil edildiğini, Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan … numaralı başvuru ile marka haklarının korunması yoluna gidildiğini, davacı tarafın yıllardır müvekkili firmadan haberdar olduğunu, bugüne kadar böyle bir itirazı dile getirmediğini, marka tasarımlarının renkleri ve ifade biçimleri bakımından ortalama tüketici nezdinde karıştırılamayacağını, tarafların faaliyet sınıflarında farklılıklar bulunduğunu beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacıya ait “…” markasının 11.06.2009 tarihli ve … numara ile TPMK tarafından tescil edildiği, davacı … Ltd. Şti.’nin ise 18/12/2017 tarihinde tescil edilerek ilan edildiği, markanın SMK 4. vd maddelerinde düzenlendiği, tescil edilen markanın SMK kapsamında korunduğu, tescil edilmeyen markaların TTK 54 vd maddeleri gereğince haksız rekabet hükümlerine göre korunduğu, bu kapsamda marka tescilli olduğu ve SMK kapsamında hükümsüzlük ve diğer davalara ihtisas mahkemesi kurulan yerlerde bakmakla görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğundan, HMK 2,4, 20,114 ve 115 maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle, davanın usulden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Müvekkili ve davalı tarafın faaliyet sahalarının, iş kollarının ve hitap ettikleri müşteri çevrelerinin aynı olması, davalı tarafın ticaret unvanının, müvekkili şirketin mutlak, münhasır ve öncelikli kullanım hakkına sahip olduğu ticaret unvanına ayırt edilemeyecek derecede benzer olması nedeniyle iltibasa sebebiyet verdiğinden, terkini talebi ile dava ikame edildiğini, davalı tarafın hatalı hukuki nitelendirmede bulunarak, davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini iddia ettiğini, İkame edilen davada, müvekkilinin mutlak, münhasır ve öncelikli kullanım hakkına sahip olduğu ticaret unvanının korunması amacıyla davalı tarafın ticaret unvanının terkini ve kurulacak hükmün TTK md.52/2 gereğince gazete ile yayımlanmasının talep edildiğini, taleplerinin TTK’da düzenlenen hususlardan kaynaklanan mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu, davanın marka hükümsüzlüğü ile ilgisinin bulunmadığını, TTK md.4/1-a amir hükmü uyarınca mutlak ticari dava olan ticaret unvanının korunması davasında ilk derece mahkemesince Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30.09.2015 tarih ve 2015/8600 E. – 2015/9696 K. Sayılı ve 03.10.2016 tarihli 2016/6480 – 2016/7697 K. Sayılı kararlarına aykırı olarak, hükümsüzlük davası olarak nitelendirilerek, SMK’nın mevcut olaya uygulanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiğinden hatalı olduğunu, izah edilen ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde talebini; “Davalının iyiniyetle bağdaşmayacak ve müvekkil şirketin”… Ltd. Şti.” şeklindeki ticaret unvanından ayırt edilemeyecek ve iltibasa sebebiyet verecek biçimde tescil ettirdiği “… Ltd. Şti.” şeklindeki ticaret unvanının haksız ve hukuka aykırı kullanımının tespitine, davalının ticaret unvanında yer alan “..” esaslı unsuru başta olmak üzere ticaret unvanının silinmesine ve sicilden terkini, II-) Davalı adına tescili www…com.tr alan adının da haksız ve hukuka aykırı kullanımının tespiti ile terkini, III-) TTK mad. 52/(2) hükmü gereğince; giderleri davalı tarafa ait olmak üzere, kurulacak hükmün gazete ile yayımlanması,” olarak belirtmiştir. TTK 52/1. maddesinde; “Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bur şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüz sonucu oluşmuş maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir. Mahkeme davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına karar verebilir” düzenlemesi mevcuttur. Davacı vekilinin isteğinin dava dilekçesinde izah ediliş şekli nazara alındığında; davalı şirketin … Ltd. Şti. şeklindeki ticari unvanında kullanılan … ibaresinin, müvekkilinin … Ltd. Şti. şeklindeki ticaret unvanında kullandığı … kelimesi ile iltibas yarattığından, haksız ve hukuka aykırı kullanım olduğunun tespitine, davalının ticaret unvanında yer alan … esaslı unsuru başta olmak üzere ticaret unvanının silinmesi ve sicilden terkini, davalı adına olan www…com.tr alan adının da haksız ve hukuka aykırı kullanımının tespiti ile terkini, kararın gazete ile ilanınına ilişkin olup, markasal kullanıma dayanılmamış, davada 556 sayılı KHK kapsamında kalan bir hukuki koruma talebinde bulunulmamıştır. Markasal kullanıma dayanılmadığında talep, TTK 52. maddesinde belirtilen talep kapsamında kalır. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/4657 esas ve 2017/6701 karar sayılı, Yargıtay 11. Hukuk dairesi’nin 2015/8600-9696 esas ve karar sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 6480-7697 esas ve karar sayılı kararları ) markasal kullanıma dayanılmadığı ve davada 556 sayılı KHK kapsamında kalan bir hukuki koruma talebi bulunmadığında, Fikri Mülkiyet Yasası’nın uygulanması gerekmediğinden, fikri sınai haklar hukuk mahkemesinin görev alanına giren bir dava söz konusu olmaz. Davacı tarafın talebi TTK 52. maddesinde hüküm altına alınan ticaret unvanında kullanılan “…” ibaresinin silinmesi talep kapsamında olmakla, TTK. 4 ve 5. maddeleri uyarınca görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan, mahkemece, 6100 Sayılı HMK’nın 2,4, 20,114 ve 115 maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliği sebebiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2021 tarih ve 2020/306 E. 2021/293 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. hükmü gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. ve 362/(1)/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021