Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/905 E. 2021/1004 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/905 Esas
KARAR NO: 2021/1004
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2018/1265 E., 2021/375 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2010 yılı Mayıs ayı başlarında davalının sahibi olduğu … A.Ş firmasında asansör ustası olarak aylık ücret karşılığında çalışmaya başladığını, işe girerken müvekkiline davalı tarafından teminat senedi olarak miktarsız, tarihsiz, boş bir bononun imzalatıldığını, müvekkilinin SSK emeklisi olduğu için davalı tarafından yeniden sigorta yapılmadığını, müvekkilinin işten ayrıldığı 05/07/2017 tarihine kadar davalının yanında sigortasız olarak çalıştığını, çalıştığı süre içinde müvekkilinin ücretini düzenli olarak alamadığını, davalının bugün vereceğim, yarın vereceğim diyerek müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin en son alması gereken 2.500 TL ücretini ve geçmiş aylara ve yıllara ait birikmiş ücretini alamadığını, toplam alacağının 30.000 TL olduğunu, müvekkilinin alacağını alamadığı için işten kendi isteği ile ayrılmak zorunda kaldığını, davalının müvekkiline imzalamış olduğu bonoyu üzeri yazılı ve 30.000 TL olarak düzenlenen bir adet imza yeri yırtık bonoyu iade ettiğini, müvekkiline … Bankası Zeynep Kamil Üsküdar şubesinden protesto çekildiğini, müvekkilinin davalının kendine karşı kurduğu tuzaktan bu şekilde haberdar olduğunu, üzerinde müvekkilinin imzası olan, gerçek olup olmadığını bilmedikleri bononun davalının ortak iş yaptığı müvekkilinin önceden bildiği … Ltd. Şti’ne gerçek olduğunu sandıkları takibe konulan bononun davalı tarafından ciro edilerek boş yerleri doldurulmak suretiyle bankaya verildiğini, davalının bedelsiz olan müvekkiline işe girdiğinde imzalattığı bonoyu avukatı vasıtasıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, davalının müvekkiline gerçek senedi iade ettiği inancını oluşturarak suç işlediğini, bu konuda suç duyurusunda bulunulduğunu, beyan ederek, öncelikle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibin tedbiren durdurulmasına, dava değerinin %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davacının davalıya borcunun olmadığının tespiti ile haksız ve kötü niyetli takibin iptaline, ayrıntısı yazılı bedelsiz senedin iptaline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davalı vekili her ne kadar dava konusu senedin davacının eşinin … A.Ş’ye ortaklığı için aldığını savunmuş ise de, buna ilişkin yazılı delilin dosyaya sunulmadığı, davacının şirket işlerinde müvekkili ile birlikte çalıştığını, davacının borçları olması sebebiyle sigorta girişinin yapılmasını istemediğini bu nedenle sigorta girişinin yapılmadığını ancak her ay ücretinin ödendiğini beyan ettiği buna göre taraflar arasındaki iş sözleşmesinin hukuken değerlendirilmesinin gerektiği, davalının çalıştığı şirket ile bir ilgisinin bulunmadığı, taraflar arasındaki temel ilişkinin sona ermiş olsa dahi işçi – işveren ilişkisi olduğunu ortaya koyduğu, 7036 sayılı İş mahkemeleri Kanunu 5.maddesi gereğince “5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,” iş mahkemelerinde bakılması gerektiği, Davaya konu bononun işe girerken işverence boş olarak imzalatıldığı öne sürüldüğüne göre uyuşmazlığın işçi işveren ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmakla göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkemenin görevsizliğine” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı müvekkili ile davacı arasında hiçbir zaman işçi işveren ilişkisi olmadığını, dosya kapsamında bu yönde bir delil de bulunmadığını, Davacının dosyaya iddialarını kanıtlar nitelikte bir delil de ibraz edemediğini, görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, kararın istinaf kanun yolu ile incelenerek ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesine göre; mahkemelerin görevleri ancak kanunla düzenlenir, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup yargılamanın her safhasında kendiliğinden araştırılır ve taraflarca da her zaman ileri sürülebilir. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün iş yerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanun’un uygulanacağı belirtilmiştir. 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, 5953 Sayılı Kanun’a tabi gazeteciler, 854 Sayılı Kanun’a tabi gemiadamları, 4857 Sayılı İş Kanunu’na veya 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözlemeden veya Kanun’dan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. Somut olayda, davacı tarafından davalı … ile iş ilişkisi kapsamında çalıştığı ve davaya konu senedin iş ilişkisi kurulurken teminat amaçlı olarak verildiği iddia edilmektedir. Bu haliyle davanın işçi ile işveren veya işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle doğan bir uyuşmazlık iddiasına yönelik olduğu açıktır. Sigorta ve ticaret sicil kayıtları getirilerek davalının, davacının çalıştığını iddia ettiği şirkette irtibatı araştırılmalıdır. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak belirlenmiştir. Yine, 115. maddesinde dava şartlarının davanın her aşamasında ve resen inceleneceği, 137 ve 138. maddelerinde ise dava şartlarının (ve ilk itirazların) öncelikle inceleneceği belirtilmiştir. Somut olayda davacı iddialarının değerlendirmesinin iş hukuku kurallarına göre yapılması gerektiği (emsal Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 08/09/2014 tarihli 2014/11745 Esas-2014/13018 Karar sayılı kararı) kanaatiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 tarih ve 2018/1265 E., 2021/375 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-g. maddesi gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021