Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/887 E. 2021/1084 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/887
KARAR NO: 2021/1084
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2019/979 E. 2021/245 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin kardeşi ile birlikte İstanbul ili Pendik ilçesi … Mah. … Mevkii … Ada, … Parselde bulunan taşınmazı satın alındığını, taşınmaz alınırken davalı tarafın alacaklı olduğu İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden haciz bulunduğunu, müvekkilinin taşınmazı satın aldığı gün öncesi protokol düzenlendiğini, davalı tarafın taşınmazı devreden dava dışı kişilerle dosya borcu konusunda anlaştıklarını, taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılacağının belirtildiğini, müvekkilinin haczin kaldırılacağı düşüncesi ile taşınmazı satın aldığını, ancak haczin kaldırılmadığını öğrendiğini, müvekkilinin acil krediye ihtiyaç duyduğundan banka ile işlemlerin yarım kaldığının ve finansal olarak zor günler geçirdiğini, müvekkilinin bu zor durumundan faydalanan davalının dosya borcuna esas borçlulardan tahsil ettiği hacizleri kaldırmak için müvekkilinden baskı altında davaya konu 30/10/2019 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli senedi hukuka aykırı bir biçimde aldığını, davalının zorla müvekkilinden senedi aldığı gün (25/09/2019 tarihinde) aynı zamanda müvekkiline ait taşınmaz üzerinde bulunan hukuka aykırı haczi kaldırdığını beyan ederek, açılan menfi tespit davasının kabulü ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yürütülen takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili beyan dilekçesinde; Davacı tarafın, huzurdaki davadan önce İstanbul Anadolu 13 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/589 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığını, bu davanın huzurdaki davanın konusu, sebepleri ve taraflarıyla aynı olduğunu beyan ederek davanın derdestlik nedeniyle usûlden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın, işbu dava açılmadan önce İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/589 esas sayılı dosyasıyla dava konusu edildiği, anılan İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/589 esasında dava görülüyorken eldeki davanın açıldığı, derdestlik dava şartının giderilebilir bir dava şartı olmadığı gerekçeleriyle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usûlden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İstanbul Anadolu Adliyesi 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/589 E. Sayılı dosyası ile müvekkili adına menfi tespit davası açıldığını, söz konusu davanın, menfi tespit davalarında arabulucuğa başvurunun zorunlu olup olmadığının muallakta olduğu bir döneme denk geldiğini ve arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle davanın 07.11.2019 tarihinde usulden reddedildiğini, Davanın usulden reddedilmesi üzerine kendilerince arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşmama tutanağı sunularak tekrar 12.12.2019 tarihinde eldeki menfi tespit davasının açıldığını, eldeki davanın yerel mahkeme tarafından diğer dava kesinleşmeden açıldığı için haksız ve hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini,
HMK’nun 114. Maddesinde ‘ Dava şartları şunlardır:….ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması’ hükmüne yer verildiğini, söz konusu hükümde halen görülmekte olmaması denildiğini, oysaki ilk açılan davanın usulden reddedildiğini, usuli şartlar yerine getirilerek tekrardan açıldığını, dava ikinci kez açıldığında ise dava açılış tarihi üzerinden bir hafta geçtikten sonra açılan ilk davanın kesinleştiğini, yani yerel mahkemede dava görülürken ve duruşma yapıldığı sırada derdest bir dava bulunmadığını, somut olayda tensip zaptı dahi hazırlanmadan kesinleştirilen önceki dava dosyası gerekçe gösterilerek davanın reddedildiğini, müvekkilinin aleyhine yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretine hükmedildiğini, davacı tarafından haksızlığa uğrayan ve haksız yere baskı altında senet imzalatılan müvekkiliinin yerel mahkeme tarafından tekrardan maddi külfet altına sokulduğunu ve hak arama hürriyetinin engellendiğini, Mahkemece verilen kararın HMK’nun 115.maddesine aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, 25.09.2019 düzenleme, 30.10.2019 vade tarihli, 30.000,00 TL bedelli senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine yönelik menfi tespit davasıdır.Mevcut delillere göre, daha önce konusu, sebebi ve tarafları aynı olan bir davanın İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/589 Esas, 2019/57 Karar sayılı dosyasında görüldüğü, davanın arabuluculuk şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle reddine karar verildiği ve kararın 30.12.2019 tarihinde kesinleştiği, söz konusu davanın, eldeki davadan önceki bir tarihte açıldığı ve eldeki davada yargılama devam ederken karar verilip kararın kesinleştiği, eldeki davada her ne kadar davanın derdestlik nedeniyle dava şartları bakımından usûlen reddine karar verilmiş ise de; karar tarihi olan 18.03.2021 tarihi itibariyle ortada derdest bir davanın bulunmadığı görülmüştür. 6100 sayılı HMK.’nun m. 114/1-ı hükmü uyarınca aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması bir dava şartı olarak düzenlenmiş olup, dava koşullarının davanın başından itibaren yargılamanın sonuna kadar hatta karar kesinleşinceye kadar varlığını devam ettirmeleri gerektiği gibi, davanın başında eksik olan bir dava koşulunun sonradan tamamlanması halinde ise, davanın ön şart yokluğundan reddedilmeyerek yargılamaya devam olunacağı 6100 sayılı HMK’nun HMK’nun 115/3.maddesinin amir hükmüdür. Somut davada, derdestlik gerekçesine konu olan İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/589 Esas, 2019/57 Karar sayılı dosyası ile verilen usûli red kararı, eldeki davanın karar tarihinden önce kesinleştiğinden, artık ortada derdest bir davanın varlığından söz edilemeyeceği anlaşılmakla, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 2- İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 tarih ve 2019/979 E. 2021/245 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 113,25 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/10/2021