Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/876 E. 2021/1002 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/876 Esas
KARAR NO: 2021/1002
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2021
NUMARASI: 2019/555 E., 2021/362 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait iş yerinde 24.09.2018 tarihli hırsızlık olayı neticesiyle davaya konu … Silifke şubesine ait … seri numaralı, 10/10/2018 keşide tarihli, 9.000 TL bedelli çekinde aralarında bulunduğu, bir çok kıymetli evrak, davacı müvekkilinin uhdesindeyken çalındığını, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde çek iptal davası açıldığını ve ödemeden men kararı verildiğini, davaya konu çek cirosu üzerindeki imza müvekkiline ait olmadığını, çek hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkili tarafından icra dosyasına 13.442,00 TL ödeme yapıldığını, dava süresince icra dosyası alacaklısına ödenmemesi noktasında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulünü, müvekkilin dava konusu çekin haki ve yetkili sıfatıyla alacaklısı olduğunun tespitini, 13.442 TL çek bedelinin faiziyle birlikte müvekkiline istirdadını, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Çeklerdeki imzanın davacıya ait olmadığına ilişkin menfi tespit talebini ettiklerini, icra dosyasından tahsil edilen bir para bulunmadığını, davacının icra dosyasına bir para yatırmış ise menfi tespite ilişkin kabul kararını icra dosyasına ibraz ederek İİK m. 361’e göre bu parayı geri alması mümkün olduğunu, istirdat talebinin reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Davanın konusuz kalması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı tarafça açılan davanın İİK’nun 72/7. maddesine dayandığını, bu maddenin uygulanabilmesi için ancak tahsil edilmiş bir para olması gerektiğini, icra dosyasındaki paranın yetkisizlik kararının talepte bulunulmadığından uygulanmaması nedeniyle icra dosyasının davacı … açısından kanunen açılmamış sayıldığını, Davacının ise icra dairesine yatırmış olduğu bu parayı 25/05/2019 tarihinde, yani icra takibinin borçlu açısından kanunen açılmamış sayılması gerektiği tarihten 1 ay sonra ödediğini, paranın yatırıldığı tarihte davacının, icra dosya borcundan sorumlu olmadığını, paranın da kendilerine gönderilmeyip, icra dosyasında muhafaza edildiğini, mahkemenin davanın konusuz kaldığına karar verdiğini ve taraflarına vekalet ücreti ödemeye mahkum ettiğini ancak olayımızda davanın konusuz kalmadığını, davacının, eksik bilgi ve eyleminden kaynaklı açtığı bu davada davacı lehine sonuç bağlanmasının mümkün olmadığını, İİK’nun 361. Maddesi gereğince davacının icra dosyasına sadece birkaç satırlık bir talep açarak ve paranın kendisine iade edilmesini talep ederek parasını alabileceğini, gerek davanın açılması gerek yargılama sürecinde yapılan tüm masraflar açıkça haksız nitelikte olup davalıya yükletilmesinin mümkün olmadığını, HMK’nun 312/2 maddesinde ‘Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.’ hükmü yer aldığını, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf her ne kadar davanın çek istirdatı davası olduğunu beyan etmiş ise de, dava dilekçesi inceleniğinde davanın İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemlerini de içerdiği görülmektedir. Alacaklı taraf icra takibinin yetkisizlik kararı nedeniyle konusuz kaldırıldığı bu nedenle davcının hukuki yararı bulunmadığı iddiasında ise de, takibe ilişkin yetkisizlik kararı sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz. Bu itibarla borçlu çeki elinde bulunduran alacaklıya karşı maddi hukuk anlamında, borcun bir an önce ve kesin olarak ortadan kaldırılmasını istemek hakkına sahip olup, böyle bir durumda dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını kabul etmek mümkün değildir. Somut olaya dönülecek olursa, yargılama sırasında davacı icra dairesine ödediği parayı tahsil etmiş olduğundan istirdat istemi konusuz kalmış ise de, davalı alacaklının her zaman alacağının tahsili için dava açma hakkı bulunduğundan davacının bu hukuki baskıdan kurtulmak amacıyla menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Takip hukukuna ilişkin takibin düşmesi veya kaldırılması dolayısıyla takibin kesinleşip kesinleşmemesi hukuki yarar bakımından sonucu etkilemez. Hukuki yarar dava şartlarından olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece bu durumda davanın esasına girilerek borç ve alacak durumunu tespit eder şekilde bir karar verilmesinde ve icra takibi nedeniyle davalı tarafın davanın açılmasına sebebiyet vermiş olduğu gözetilerek mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355.maddesi uyarınca kamu düzeni ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda; açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/04/2021 tarih ve 2019/555 E., 2021/362 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.30/09/2021