Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/873 E. 2021/977 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/873 Esas
KARAR NO: 2021/977
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2020/492 E., 2021/556 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın dava dışı takip borçlusu … Ltd. Şti. Aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, anılan takip dosyası üzerinden müvekkiline 3. şahıs sıfatıyla İİK’nun 89. maddesi kapsamında 1. 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine pandemi nedeniyle itiraz edilemediğini, 3. haciz ihbarnamesine ise 22/09/2020 tarihinde itiraz edildiğini, müvekkilinin takip borçlusu olan dava dışı şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalı takip alacaklısı tarafından herhangi bir bilgi veya belgeye dayanılmaksızın müvekkiline haciz ihbarnameleri gönderildiğini belirterek, müvekkilinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından takip borçlusu … Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı yana İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 3. şahıs sıfatıyla İİK md. 89/1-2-3. haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin 06/03/2020 tarihinde, pandemi sürecinden önce , 89/2 haciz ihbarnamesinin 28/07/2020 tarihinde pandemi sürecinde ancak adliyelerin açık olduğu dönemde tebliğ edildiğini, anılan ihbarnamelere itiraz edilmediğinden işlemlere devam edildiğini, 89/3 haciz ihbarnamesinin 22/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu, davacının takip borçlusuna borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Eldeki davada; davalı takip alacaklısı tarafından, dava dışı takip borçlusu aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacı şirketin takip borçlusu şirkete olan borcundan dolayı, davacıya İİK’nun 89/1 ve 89/2 maddeleri uyarınca haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacının borçlu olmadığı iddiasıyla İİK’nun 89/3 maddesi uyarınca menfi tespit davası açıldığı, davanın tarafları arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, TTK’nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari davadan söz edilemeyeceği, davanın HMK’nın 2.maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği (İstanbul BAM 16. HD 2020/1973 Esas 2020/1988 Karar Sayılı İlamı, İstanbul BAM 9. HD 2020/1273 Esas 2020/3721 Karar Sayılı İlamı) kanaatine varılmakla; mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine” karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Öncelikle beyan etmek gerekir ki; İcra İflas Kanunu 89/3 ve devamı maddeleri kapsamında açılan menfi tespit davasında; davanın, takip alacaklısına yöneltileceği ve mezkur davada davacının yani 89/1-2-3 müzekkere muhatabının, takip borçlusuna borçlu olmadığına dair bir diğer ifadeyle menfi tespite yönelik iddia ve talebinin değerlendirildiği, huzurdaki davanın, İİK 89/1-2-3 ve devamı maddeleri kapsamında müvekkili şirket tarafından takip alacaklısına karşı açılan dava ve davada ise dava dışı takip borçlusuna borçlu olunmadığına dair açılan menfi tespit davası olduğu, 2- Bu kapsamda, gerek mevzuat ve teori, gerekse uygulama açısından İİK 89/3 kapsamında açılacak menfi tespit davalarında görev belirlemesi açısından, takip alacaklısı ve takip borçlusunun şirket/tacir olup olmadığı, takibin sebebinin takip taraflarının ticari iş ve işlemlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, takibin sebebinin Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan olup olmadığı, İİK 89/3 kapsamında açılan menfi tespit davasının taraflarının şirket/tacir olup olmadığı gibi hususların belirleyici olduğu, bu itibarla, takip alacaklısı ve takip borçlusunun tacir/şirket olması, takibin sebebinin takip alacaklısı ve takip borçlusu arasındaki ticari işlerden kaynaklanması, takibin sebebinin “cari hesap alacağı” olarak gösterilmesi ve cari hesabın TTK’de düzenlenmesi, kaldı ki huzurdaki davanın da, davacısı ve davalısının da şirket/tacir olması gözetildiğinde huzurdaki dava açısından Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, 3- T.C. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.04.2021 tarih, 2020/492 Esas ve 2021/556 Karar sayılı görevsizlik kararının gerekçesi “..davanın tarafları arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari davadan söz edilemeyeceği..” şeklinde olup kanaatimizce Yerel Mahkeme tarafından İİK madde 72 uyarınca açılan menfi tespit davası ile İİK 89/3 ‘e göre açılan menfi tespit davası arasındaki ayrımda hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olabileceği kanaatinde oldukları, 4- Öte yandan gerek huzurdaki davanın tarafları gerekse huzurdaki davaya dayanak olan işlemlerin yapıldığı icra takip dosyasının alacaklısı ve borçlusunun yani takip alacaklısının ve takip borçlusunun şirket/tacir olması, ayrıca huzurdaki davanın davalısının icra takip dosyasında alacağının sebebinin “Cari Hesap Alacağı” olarak göstermesi gözetildiğinde her hal ve şartta huzurdaki davada Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu ve yine yasa gereği davanın 3. Şahıs ikametgahında da açılabilecek olması kapsamında İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğu ileri sürülerek, yerel mahkemenin görevsizlik kararının usul ve esasa aykırı olduğundan kaldırılması talep edilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 89 maddesi uyarınca haciz ihbarnamelerinden dolayı borçlu olunmadığına yönelik menfi tespit davasıdır. Davalı tarafından dava dışı şirkete karşı İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında takip başlatıldığı, bu takip çerçevesinde davacı şirkete 3 1-2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacı tarafça bu haciz ihbarnamelerinden dolayı dava dışı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, mahkemece özetle taraflar arasında doğrudan ticari bir ilişki bulunmadığı ve davanında TTK’da tanımlanan ticari nitelikli bir dava olmadığı gerekçesiyle görev nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Dosyada mevcut İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası incelendiğinde davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu … LTD.ŞTİ. Aleyhine cari hesap alacağı nedeniyle icra takibi başlattığı, dava dışı borlu ile dosya taraflarının tümünün tacir olduğu, takibe konu borcun cari hesaptan kaynaklandığının iddia edildiği, bu nedenle görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğu davacı tarafça istinaf sebebi olarak ileri sürülmüşse de, davanın tarafları arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, davacının alacak ilişkisinde 3. Kişi konumunda bulunduğu, bu haliyle davanın 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddede sayılan mutlak veya nispi ticari davalardan olmadığı, bu sebeplerle bu tür davalara bakma görevinin genel mahkemeler olduğu anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarih ve 2020/492 E., 2021/556 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/09/2021