Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/872 E. 2021/1034 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/872
KARAR NO: 2021/1034
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/274 E.
DAVANIN KONUSU: (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili dava dilekçesi ile, TPE nezdinde davalı adına tescilli … kayıtlı numara ile Faydalı Model Belgesinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini ve dava konusu Faydalı Modelin dava süresince üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davacı vekilinin dava dilekçesi ile, davalı adına kayıtlı 2012/01649 tescil nolu faydalı modelin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalının 2012/01649 sayılı faydalı model belgesinden doğan haklarını müvekkiline ve üçüncü kişilere karşı ileri sürmesinin engellenmesini talep etmiş olmakla, davada davalı adına tescilli faydalı modelin hükümsüzlüğüde talep edildiği nazara alınarak, dava dilekçesi ve ekli belgelere göre, HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile SMK’nın 159. maddesi uyarınca 3. kişilere devrinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davalı adına tescilli markaların üçüncü kişilere devrinin tedbiren önlenmesine, sair tedbir taleplerinin ilerleyen aşamalarda alınacak raporlardan sonra yeniden değerlendirilmek üzere bu aşamada yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili itiraz başvuru dilekçesi ile; Aleyhine tedbir kararı tesis edilen müvekkili tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … kayıtlı numara ile Faydalı Model Belgesine sahip olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde 2015 yılında tescil ettirdiğini, …’ın kendi şirket bünyesinde geliştirdiği ”…” adlı faydalı modeli Türk Patent Marka Kurumu nezdinde 05.02.2012 tarih ve … sayılı ”faydalı model” ile kayıt ettirdiğini ve model üzerinde münhasıran hak sahibi olduğunu, 6100 Sayılı HMKnın 390/3 maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü havi olduğunu, (Yargıtay 15. HD, 06.07.2012, 4060/5172) Davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek koşulunu yerine getirmediğini, iddiasını ispata yarar delil sunamadığını, 6100 Sayılı HMK 389 ve 390. uyarınca aranan şartlar sağlanmadığından tedbir kararı da verilemeyeceğini, İhtiyati tedbir kararının, yasal koşulların oluştuğundan bahisle verilmiş ise de, yasal koşulların gerçekleşme gerekçesinin açıklanmadığını, gerekçesi açıklanmadan salt HMK.’nun 389. vd. maddelerine atfen konulan ihtiyati tedbirin savunma haklarının kısıtlanmasına yol açtığını, HMK.’nun 392. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğundan, İhtiyati tedbir kararının teminatsız olarak verilmiş olmasının da isabetsiz olduğunu, Müvekkili …’ın 05.02.2012 tarih ve … nolu ”…” adlı faydalı modeli, adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli söz konusu ürünü kendi şirket bünyesinde gerekli ar-ge çalışması sonucunda geliştirip hak sahibi olarak ticari faaliyetlerinde kullandığını, Davacı …’in, müvekkil adına Faydalı Model Tescil Belgesi bulunan söz konusu ürünü izinsiz olarak kullandığından “üretim, tanıtım ve satış faaliyetlerine son verilmesi için” 17/3/2020 tarihli Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihlale son verilmesi yerine dava açıldığını, davacının, müvekkilinin yıllar geçtikçe artan başarılarına ket vurma amacıyla ve kötü niyetle hareket ettiğini, davaya karşı savunmaları, cevapları alınmadan, salt davacının soyut iddialarına itibar edilmek suretiyle ve üstelik teminatsız olarak verilen söz konusu ihtiyati tedbir kararı haksız ve mesnetsiz olup, müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verdiğinden ivedilikle kaldırılması gerektiğini, açıklanan ve re’sen nazara alınacak sebeplerle, mahkemece 16.06.2020 tarihinde tesis edilen usul ve yasaya aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece tedbire itiraz üzerine; ”Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin şartlarının mevcut olmadığını, teminatsız olarak verilmesinin davacının haksız çıktığı takdirde müvekkilinin bu yüzden uğrayacağı muhtemel zararın nasıl tazmin edileceği sorusunu yanıtsız bıraktığını, ileri sürerek tedbirin kaldırılmasını talep ettiği, 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararının, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olduğu, 10/09/2019 tarihli tedbire itiraz duruşmasında, taraf vekillerince dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde; davanın, davalı adına tescilli 2012/01649 tescil nolu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkin olup, söz konusu hükümsüzlüğü talep edilen faydalı model belgesinin davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiğinden, davalı vekilinin itirazının reddine, teminat konusundaki itirazlarının ise; konulan tedbir ile davalının muhtemel zararının karşılanması gerektiği hukuki mütalaasıyla kabulüne, takdiren 10.000,00 TL teminat belirlenmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Müvekkili …’ın kendi şirket bünyesinde geliştirdiği 05.02.2012 tarih ve … nolu ”…” adlı faydalı modelin adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil edildiğini ve model üzerinde münhasıran hak sahibi olduğunu, 1-Yerel mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararına karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, 6100 Sayılı HMKnın 390/3 maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü havi olup, davacı tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek koşulunu yerine getirmediğini, iddiasını ispata yarar delil de sunamadığını, bu kapsamda, 6100 Sayılı HMK 389 ve 390. uyarınca aranan şartlar sağlanmadığından tedbir kararı verilemeyeceğini, İhtiyati tedbirin doktrinde, “İhtiyati tedbir, maddi hukuk talebinin ve gecikmesinde tehlike olan bir halin yaklaşık ispat seviyesinde ispat edilmesi koşuluyla maddi hukuk talebinin ve gecikmesinde tehlike olan bir halin yaklaşık ispat seviyesinde ispat edilmesi koşuluyla gerektiğinde karşı tarafın hukuki dinlenilme hakkı ertelenerek, para alacağı dışında kalan taleplerin güvence altına alınmasına; istisnaen bütün taleplerin asıl dava için bağlayıcı olmayacak şekilde geçici olarak gerçekleştirilmesine hizmet eden geçici bir hukuki korumadır” (Erişir, Evrim, Geçici Hukuki Korumanın Temelleri ve İhtiyati Tedbir Türleri, ,s.137.İstanbul,2013.) şeklinde açıklandığını, Yargıtay’ın da HMK 390/3 hükmünden hareketle konuyu “…Tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır (HMK. m. 390/3) ispat ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. ” (Yargıtay 15. HD, 06.07.2012, 4060/5172) şeklinde açıkladığını, İhtiyati tedbirin şartları mevcut olmadığından, haksız ve dayanaksız ve usule aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, 2-Davacı tarafından, davanın haksız ve soyut iddialar ile ikame edildiğini, iddiaların gerçekliğine dair kanıt ve belge sunulmadığını, mahkemece davacı tarafın soyut iddialarından öteye geçmeyen beyanları doğrultusunda, tedbir kararı verildiğinden, ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddine yönelik mahkeme kararının hatalı olduğunu, 3-İhtiyati tedbir kararının, yasal koşulların oluştuğundan bahisle verildiğini ancak, anılan yasal koşulların ne şekilde gerçekleştiğinin somut gerekçesinin açıklanmadığını, gerekçesi açıklanmadan salt HMK.’nun 389. vd. maddelerine atfen konulan ihtiyati tedbirin savunma haklarının kısıtlanmasına yol açtığını, 4-Mahkemece karşı taraftan alınan 10.000-TL teminatın müvekkilinin ileride uğraması muhtemel zararlarını karşılamasının mümkün olmadığını, 5-Davacı Şirket …’in, müvekkili adına Faydalı Model Tescil Belgesi bulunan ürünü izinsiz olarak kullanması sebebiyle “üretim, tanıtım ve satış faaliyetlerine son verilmesi için” 17/03/2020 tarihli Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ihlale son verilmesi yerine dava açıldığını, davacının, müvekkilinin başarılarına ket vurmak amacıyla ve kötü niyetle hareket ettiğini, ihtiyati tedbirin de tamamen maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ve kötü niyetle talep edildiğini, 6-Dosyaya sundukları Uzman Görüşü ile, teknik olarak yapılan karşılaştırma ve değerlendirme neticesinde, müvekkiline ait … Tescil Numaralı Faydalı Modelin yenilik unsurunu taşıdığını, davaya mesnet gösterilen uluslararası mecrada tescilli …, …, …, …, … faydalı model belgesine sahip el arabalarına ait 5 patentin kapsamında olmadığından, davacının kötü niyetle davayı ikame ettiğini, açıklanan nedenlerle, Davacı’ya ait … model el arabalarının unsurları itibariyle ve teknik olarak, müvekkiline ait … sayılı faydalı modelden doğan haklara ihlal oluşturduğundan, davacı taleplerinin yerinde olmadığını, Açıklamaları doğrultusunda, mahkemenin tedbire itirazın reddine dair kararının müvekkilinin daha fazla zarara uğramasının önlenmesi için ivedilikle kaldırılmasını, tedbirin kaldırılması talebi kabul edilmediği takdirde alınan 10.000-TL teminat miktarının artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; Dava dilekçesinde bilimsel kanıtlarla hukuki olarak hükümsüzlüğe karar verilme şartlarının oluştuğu ve müvekkilinin … markalı ürününün ihlal oluşturmadığını açık biçimde ortaya koyan, FMB tescilinin -hukuki varlığını devam ettirebilme şartları olmasa da- halen patent sicilinde varlığını sürdürmesi karşısında, davalının gerçekte tescil koşullarını taşımayan ve hükümsüzlüğü gereken 2012/01649 sayılı FMB’yi üçüncü kişilere devretmesi halinde kötüniyetli davalının haksız ticari avantajlar sağlayacağı ve bu şekilde hükümsüz kılınmaya mahkum bir faydalı modeli devralan iyi niyetli üçüncü bir kişinin de sonucunda zarara uğrayacağını, dava konusu faydalı model belgesinin üçüncü kişilere devrinin yargılamayı gereksiz yere uzatacağını, önlenen hususun üçüncü kişiye devir işlemi olup, davalının bundan büyük bir zarara uğraması ihtimali bulunmadığını, Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi … tarafından düzenlenen uzman görüşü ile karşı yan FMB’nin hükümsüzlüğü koşullarının gerçekleştiğinin açık, net ve yaklaşık ispatın da üzerinde delillerle ispat edildiğini, aksi yöndeki itirazların soyut ve dayanaktan yoksun olduğunu, FMB’nin üçüncü bir kişiye devri ihtiyacı içinde ise karşı yanın bunun makul nedenlerini ve somut gerekçelerini ortaya koyması gerektiğini, mahkemenin bilgisi haricinde FMB’nin üçüncü kişilere devredilmesi halinde yargılama sonucu tesis edilecek hükmün etkisiz sayılma ihtimali doğacağını, Mahkemece söz konusu sakıncalar ve ciddi zarar endişesi isabetli biçimde yeterli bulunarak tedbir kararı verildiğini, tedbir kararının devamının müvekkilinin zarar görmemesi ve yargılamanın sıhhati açısından gerekli olduğunu, Teminatın dava konusu faydalı modelin değeri ve ileride davalının uğrayabileceği zarara göre mahkemece belirlendiğini, hükümsüzlüğe dair açık deliller sunulan bir faydalı modelin üçüncü kişilere devredilememesinden dolayı herhangi bir zararın doğacağı iddiası SMK kapsamında hükümsüzlüğün etkisini görmezden gelen hukuk dışı bir yaklaşım olduğunu, ifade olunan maddi vakıa ve deliller kapsamında ve re’sen nazara alınacak diğer sebeplerle davalının İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve teminatın artırılmasına ilişkin haksız ve mesnetsiz istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159. Maddesinde; “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, mahkemece ” davada davalı adına … tescil numarası ile tescilli faydalı model belgesinden doğan haklarını müvekkiline ve üçüncü kişilere karşı ileri sürmesinin engellenmesini talep etmiş olmakla, davada davalı adına tescilli faydalı modelin hükümsüzlüğüde talep edildiği nazara alınarak, dava dilekçesi ve ekli belgelere göre, HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile SMK’nın 159. maddesi uyarınca 3. kişilere devrinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davalı adına tescilli markaların üçüncü kişilere devrinin tedbiren önlenmesine, sair tedbir taleplerinin ilerleyen aşamalarda alınacak raporlardan sonra yeniden değerlendirilmek üzere bu aşamada yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde reddin ” karar verilip, itiraz üzerine; ” 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararının, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olduğu, davanın, davalı adına tescilli … tescil nolu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkin olup, söz konusu hükümsüzlüğü talep edilen faydalı model belgesinin davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiğinden, davalı vekilinin itirazının reddine, teminat konusundaki itirazlarının, konulan tedbir ile davalının muhtemel zararının karşılanması gerektiği hukuki mütalaasıyla kabulüne, takdiren 10.000,00 TL teminat belirlenmesine.” gerekçesi ile tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazın reddine, teminat yönünden itirazın kabulüne karar verilmiştir. 1-Mahkemece itiraza ilişkin duruşmalı yapılan inceleme sonunda; “Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin şartlarının mevcut olmadığını, teminatsız olarak verilmesinin davacının haksız çıktığı takdirde müvekkilinin bu yüzden uğrayacağı muhtemel zararın nasıl tazmin edileceği sorusunu yanıtsız bıraktığını, ileri sürerek tedbirin kaldırılmasını talep ettiği,” şeklinde tespit yapılarak, “6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararının, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olduğu, 10/09/2019 tarihli tedbire itiraz duruşmasında, taraf vekillerince dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı topluca değerlendirildiğinde; davanın, davalı adına tescilli … tescil nolu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkin olup, söz konusu hükümsüzlüğü talep edilen faydalı model belgesinin davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiğinden, davalı vekilinin itirazının reddine, teminat konusundaki itirazlarının ise; konulan tedbir ile davalının muhtemel zararının karşılanması gerektiği hukuki mütalaasıyla kabulüne, takdiren 10.000,00 TL teminat belirlenmesine” karar verildiğinden, davalı vekilinin itirazlarının dikkate alınmadığına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159. Maddesinde; “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” HMK 389/1.maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükümleri düzenlenmiştir. Davacı tarafça; davalı tarafın adına … tescil nolu faydalı modelin yenilik unsuru taşımadığı, …, …, …, …, … faydalı modellerin davalının modelinden önceye kamuya sunulduğu iddiası ile belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talep edilmiş olup, gerçek hak ve haklılık durumu yapılacak yargılama ile belirleneceğinden, tedbir kararı için bulunması gereken koşullardan,”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme” nedeni gerçekleşmiştir. Yargılamanın usul kanunumuzdaki aşamaları dikkate alındığında, yargılamanın devamı sırasında … tescil nolu faydalı modelin el değiştirmesi ve bu işlemin birden fazla tekrar etmesi halinde, taraf teşkilinin sağlanması zorlaşacağı için yargılama uzayacaktır. Ülkemizde iş yükünün fazlalığı sebebiyle davaların kısa sürede sonuçlanmaması en çok şikayet edilen konudur. Bu sebeple hedef süre uygulamasına geçilerek davaların sonuçlandırılması gereken makul süreler belirlenerek, dava açılışında tevzi formunda belirtilmektedir. Tedbir kararı verilmediği taktirde, devredilen yeni malikin davaya dahil edilme işlemleri ile karar tarihinden sonra devredilmesi halinde karar tebliği ve infaz işlemleri nazara alındığında davacı tarafın zarara uğrayacağı açıktır. HMK 389. maddesindeki “değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi haller” koşuluda yerine geldiğinden, “… tescil nolu faydalı model” davanın konusu olduğundan, davalı tarafça dava konusu faydalı modelin üretilmediği, ileri sürülmediğinden 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159. Maddesi uyarınca; Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebileceğinden, tedbirin koşullarının oluşmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 2-Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde; Çin patentli …, 24/01/1945 tarihinde kamuya sunulduğu iddia edilen …, 12/05/1959 tarihinde kamuya sunulduğu iddia edilen …, 16/09/1958 tarihinde kamuya sunulduğu beyan edilen …, 02/06/1981 tarihinde kamuya sunulduğu beyan edilen … faydalı model belgeleri ve uzman görüşüne dayanmış olduğundan, davalı vekilinin, davanın haksız ve soyut iddialar ile ikame edildiği, kanıt ve belge sunulmadığı, mahkemece davacı tarafın soyut iddialarından öteye geçmeyen beyanları doğrultusunda, tedbir kararı verildiğine ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir. 3-Mahkemece itiraz üzerine verilen kararda; “6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararının, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma olduğu, davanın, davalı adına tescilli … tescil nolu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkin olup, söz konusu hükümsüzlüğü talep edilen faydalı model belgesinin davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiğinden, davalı vekilinin itirazının reddine, teminat konusundaki itirazlarının, konulan tedbir ile davalının muhtemel zararının karşılanması gerektiği hukuki mütalaasıyla kabulüne, takdiren 10.000,00 TL teminat belirlenmesine.” şeklinde gerekçe yazıldığından, tedbir kararının gerekçesiz olduğuna ve savunma haklarının kısıtlanmasına yol açtığına, ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. 4- HMK 392.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın haksız çıktığında kaşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararı karşılamak üzere teminat göstermek zorunda ise de, koşullar gerektiriyor ise mahkemece gerekçesi açıklanmak suretiyle teminat alınmaması yönünde karar verilebileceğinden, mahkemece teminat miktarı verilen ihtiyati tedbirin doğuracağı sonuç ve muhtemel zarar nazara alınarak takdir edilecektir. Mahkemece verilen tedbir kararı, “davalı adına tescilli markaların üçüncü kişilere devrinin tedbiren önlenmesine” ilişkin olup, davalı tarafın dava konusu modelin üretiminin durdurulması, satışının önlenmesi yönünde olmadığından, HMK 399/1.maddesi uyarınca dava sonunda davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğunun anlaşılması halinde, davalı taraf kanıtlamak koşulu ile sadece devir yasağı sebebiyle uğradığı zararı talep edebileceğinden, verilen tedbirin niteliği ve dosya kapsamındaki …, …, …, …, … faydalı model belgeleri ve uzman görüşü nazara alındığında yeterli olduğundan, teminat miktarının yetersiz olduğuna ilişkin istinaf isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. 5-Dava dosyası halen derdest olup, davanın kötü niyetle açıldığına dair itiraz esasa ilişkindir ve yapılacak yargılama ile belirlenecektir. Mahkemece ihtiyati tedbir kararı ve tedbire itiraz üzerine verilecek karar, talep tarihleri itibariyle mevcut deliller değerlendirilerek verileceğinden, tedbir ve tedbirin reddine ilişkin kararın verildiği tarih itibariyle davacı tarafın talebinde kötü niyetli dava ikame ettiği sabit olmadığından, mahkemece bu aşamada nazara alınamayacağından, davalı vekilinin 7/03/2020 tarihli Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnameye rağmen kötü niyetle dava açılarak tedbir talep edildiğine ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir. 6-Dosyadaki yargılama aşaması itibariyle mahkemece davalı tarafa ait faydalı model ile davacı tarafın bildirdiği uluslararası alanda tescilli …, …, …, …, … faydalı modeller üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmadığından, davacı tarafın kötü niyeti tespit edilmemiştir. İhtiyati tedbir kararı ve tedbire itiraz üzerine verilecek karar, talep tarihleri itibariyle mevcut deliller değerlendirilerek verileceğinden, tedbir tarihi ve tedbirin reddine ilişkin kararın verildiği tarih itibariyle konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak davacı tarafın kötü niyetli dava ikame ettiği sabit olmadığı ve kötü niyet iddiası davanın esasına ilişkin olduğu gibi, mahkemece 6100 Sayılı HMK’nın 293/2. maddesi uyarınca işlem yapılmadan, tarafların sundukları uzman görüşü mahkemece bu aşamada nazara alınamayacağından, mahkemenin kararında bu hususta gerekçe yazmamasında usule aykırılık olmadığından, davalı vekilinin davanın kötü niyetle ikame edildiğine ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığından reddi gerektiğinden, verilen ihtiyati tedbir kararının, verildiği aşama itibarıyla usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı tarafın istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/06/2021 tarih ve 2021/274 E. Sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021