Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/87 E. 2021/323 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/87 Esas
KARAR NO: 2021/323
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/496 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili; Açmış olduğu menfi tespit davasında, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine konu senedin tanzim tarihinde tahrifat ile düzeltme yapıldığını, sonradan yapıldığı haliyle davacının düzeltme parafından yoksun evrakın kambiyo vasfı olmamasına rağmen kambiyo takibine konu edildiğini, senet aslı incelendiğinde, davacı tarafından tanzim tarihinin 04/10/2008 olarak yazıldığını, senedin vade tarihinin tanzim tarihinden evvel olan bir tarih olan 30/04/2008 olduğunu, bu haliyle kambiyo vasfı taşımayan senedin tanzim tarihinin, davacı tarafça yazılmış tarihin 1 sene evveli olacak şekilde tahrif edilerek senede kambiyo vasfı kazandırılmaya çalışıldığını ve senedin takibe konu edildiğini beyan ederek icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasını talep ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece, İİK’nun 72/3 maddesine göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği gerekçesiyle davanın takipten sonra açılmış olması nedeni ile takip dosyasındaki dosya borcunun tamamının icra dosyasına yatırılmış olması ve bunun %20’si tutarında teminatın mahkeme veznesine yatırılmış olması şartı ile, icra dosyasına ödenen paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar davacı vekilince istinaf başvurusuna konu edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Senette sahtelik iddiasında bulunulması nedeniyle somut olaya İİK’nun 72/3.maddesinin değil, 6100 sayılı HMK’nun 209.maddesinin uygulanması gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Talep, Mahkemece İİK’nun 72/3.maddesi uyarınca verilen tedbir kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK’nun 209.maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir. İhtiyati tedbir talep eden tarafça, senedin tanzim tarihinde tahrifat yapıldığı iddiasında bulunulmuş, bu nedenle somut tedbir talebinin 6100 sayılı HMK’nun 209.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Dava, 2004 Sayılı İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. 2004 Sayılı İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İİK’nun 72/3 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, sadece teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilebilir. Diğer yandan 6100 Sayılı HMK’nın 209/1. Maddesine göre; adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yargılama usullerini düzenleyen genel nitelikte bir kanun iken, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ise takip hukukuna ilişkin özel nitelikte bir kanundur. Eldeki davadan önce, icra takibine girişilmiş olması nedeniyle takip hukukuna ilişkin kurallar uygulanmaya başladığından özel nitelikteki İİK’nın 72/3. Maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği” şeklindeki özel nitelikteki emredici düzenlemeye rağmen genel kanun olan 6100 Sayılı HMK’nın 209/1. maddesine göre takip hukukuna ilişkin sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. 6100 Sayılı HMK’nın 209/1. maddesi mahkemelerdeki yargılamalara ilişkin olarak adi senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını ve delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup icra takibine etkisi yoktur.Açıklanan sebeplerle mahkeme kararının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/496 Esas sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021