Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/855 E. 2021/849 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/855 Esas
KARAR NO: 2021/849
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/04/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/42 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-alacaklı tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından müvekkili şirket aleyhinde ilamsız icra takibine girişildiğini, takibe konu çeklerin Davalı-alacaklı elinde bulunmadığının itiraz süresi geçtikten sonra öğrenildiğini, çeklerin dava dışı bankalar tarafından tahsil edildiğini, Davalı- İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının tarafı olması nedeni ile durumu bilmesine karşın kendisince haksız açılan ve bedelsiz kalan icra dosyasını kapatmadığını, Davalı- Alacaklının takibin dayanaksız olduğunu ve çeklerin bankaya teslim edildiğini bilmesine karşın İstanbul … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyasından müvekkilin Araç- Gayrimenkulleri ve 3. Şahıslardaki hak ve alacakları haczedilerek müvekkili şirketin zor durumda bırakıldığını, bunun üzerine taraflarınca İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/13 D.İş sayılı dosyasından İİK Madde 72/3 kapsamında ihtiyati tedbir kararı alındığını ve dosya borcunun icra dosyasına depo edilerek hacizlerin fek edildiğini, takip dosyasından borçlu olmadıklarının tespiti ile kötü niyeti sabit olan davalı hakkında %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.İtiraz eden borçlu vekili dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, borçlunun itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, 2019 ve 2020 yıllarında tedbir talep edenin banka hesaplarına haciz işlendiğini ancak bir kısımların boş olması, bir kısım hesaplarda ise başka alacaklıların hacizleri olduğundan alacaklarını tahsil edemediklerini, tedbir talep eden tarafın borçlu olmadığını iddia ettiğini ancak bu iddiasının ispatının ancak yargılamayla mümkün olabileceğini, borçlunun icra dosyasında takibe itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, bu dosyadan yapılan diğer hacizlere bir itirazının da olmadığını, iki sene geçtikten sonra dava açılması ve tedbir talep edilmesinin kötü niyetli olduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, ayrıca dosya borcunun 148.000 TL olduğunu, 100.000 TL üzerinden teminat alınarak ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/13 D.iş sayılı dosyasında verilen 13/01/2021 tarihli ve 15/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/13 D.iş sayılı dosyasında verilen 13/01/2021 tarihli kararıyla; “Söz konusu icra takibine konu edilmesi ve bankaya ibraz halinde ödenmemesine yönelik tedbir talebi bulunmadığından, açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir karar verebilir.” denildiğinden, somut olayda Maddenin açık lafzından da anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilebilir hükmü uyarınca talep eden vekilinin müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasının tedbiren durdurulması talebinin kabulüne, ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık HMK 392 maddesi gereğince talep eden tarafından borcun %15″i oranında nakdi teminat yatırılmasına veya aynı miktarda bankadan kesin ve süresiz teminat mektubu sunmasına” şeklinde karar verildiği görülmüştür.İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/13 D.iş sayılı dosyasında verilen 15/01/2021 tarihli kararıyla; “Somut olayda, davalı firmanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası kapsamında, davalı alacaklı tarafından müvekkili firma aleyhinde takip dayanağı olarak … Beylikdüzü Şubesine ait 25/04/2019 keşide tarihi ile … seri nolu 50.000,00 TL tutarlı çek gösterildiği, … Maslak Şubesine 25/05/2019 keşide tarihi, … seri nolu 50.000,00 TL tutarlı müvekkilinin araç, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarını haczederek müvekkili şirketi zor durumda bıraktıklarını, icra dosyasına ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyatı tedbir kararı verilmesini talep etmiş olmakla; talebin mahkememiz dosyasına icra dosyasındaki asıl alacak rakamı olan 100.000,00 TL’nin %15’i oranında nakdi veya kesin ve suresiz teminat mektubu sunulduğu takdirde icra kasasına girecek paranın alacaklıya ödenmemesinin tedbiren durdurulmasına karar vermek gerekmiştir” şeklinde karar verildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesinin 14/04/2021 tarihli ara kararıyla; “6100 Sayılı HMK 389/1 fıkrası gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bu şartların varlığı başlı başına ihtiyati tedbir kararı verilmesi sonucunu doğurmaz. Zira bu husus hakimin takdirine bırakılmıştır. Hakim, ispat kuralları çerçevesinde gerekli incelemeleri yaparak kanunda belirtilen olumsuz, sakıncalı, zararlı ihtimalin var olduğu kanaatine varırsa ihtiyati tedbir kararı verebilir. Tedbir talep eden, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır, tam ispat aranmaz ancak basit bir iddia da yeterli olmaz. Dosya kapsamı, delil durumu, davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmiş olması dikkate alınarak ve İİK 72/3.fıkrası kapsamında verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı yerinde kabul edilerek itirazın reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/42 E. sayılı dosyasında görülmekte olan menfi tespit davası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapmış oldukları itirazlarının 14/04/2021 tarihli ara karar ile reddedildiğini, HMK. 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığını, İcra dosyası kapsamında güncel borç tutarının yaklaşık 148.000 TL olduğunu, nitekim işbu tedbir kararı üzerine borçlu tarafından dosyaya 148.000 TL ödendiğini, ödemeye ilişkin tahsilat makbuzunun ekte sunulduğunu, dosya borcu 148.000 TL iken teminatın asıl alacak olan 100.000 TL üzerinden 15.000 TL olarak hesap edilerek ihtiyati tedbir kararı verilmesinin yasalara aykırı olduğunu, 15.000 TL’lik teminatın müvekkilin zararını karşılamaya yetmeyeceğini, gerekçesiz karar verilemeyeceğinden itiraz konusu tedbir kararlarının kaldırılması gerektiğini, istinaf taleplerinin kabulü ile İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2021 tarihli ve 2021/42 E. sayılı ara kararının ve dolayısıyla itiraz etmiş oldukları ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmalarına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. Tedbir talepli somut davanın icra takibinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 72/3. maddesinde; ”İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” denilmiştir. 2004 Sayılı İİK.’nın 72/3. maddesi ile ilgili düzenlemenin gerekçesi “…Borçlu, takip konusu olan alacağın haddizatında mevcut olmadığı hakkında her zaman yani takibin her safhasında menfi tespit davası açabilecektir. Menfi tespit davası başlı başına takibin seyrine tesir etmez. Yalnız bunun zımmında borçlu alacaklıya paranın, ancak teminat mukabilinde ödenmesi hususunda, ihtiyati tedbir alabileceği gibi, alacaklı böyle bir teminat göstermeyeceğini beyan ederse, alacaklının hakkını almış bulunmaktan doğan zararlarını temin etmek şartı ile borçlu paranın alacaklıya icra dairesinde ödenmemesi hususunda tedbir kararı almaya yetkili kılınmıştır. Alacaklının, maruz kalacağı tedbirlerin kendisine verebileceği zararlar bu babta tedbir isteyen borçlu tarafından gösterilecek teminatla karşılanmış olacağından bu tanzim tarzı karşılıklı menfaatleri telif etmiş olacaktır…” şeklinde belirtilmiştir.İİK’nun 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İİK’nun 72/3 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, sadece teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilebilir. Yukarıda açıklananlar ve tüm dosya kapsamına göre, Mahkemece delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve gerekçelendirilerek kararda yazılı olduğu şekilde mevcut delil durumu itibariyle davalının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilemediği, davacının ileri sürdüğü iddia ve defilerin davalı açısından sonuç doğurup doğurmayacağının ancak yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden, ayrıca verilen teminat miktarının da yasa maddelerine uygun olduğu anlaşılmakla, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinde istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, 6100 Sayılı HMK 355. maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2021 tarih ve 2021/42 E. sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/07/2021