Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/830 E. 2021/1033 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/830
KARAR NO: 2021/1033
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/109 E.
DAVANIN KONUSU: (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili …’un, Solunum Destek Ünitesi İçeren CPCR (Cardio Pulmoner Cerebral Resüsitasyon Cihazı) için Ar-Ge çalışması yaptığını ve bu hakkını sahibi olduğu … A.Ş.’ne devrettiğini, tıp doktoru olması sebebiyle davalı … ile üretim yapmak üzere şirket kurulması konusunda anlaşma sağlandığını, davalının taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle ortaklığın gerçekleşmediğini, patent danışmanının ortak olunacağı düşüncesi ile cihazın çizimlerini davalı ile paylaştığını, müvekkiline ait patent ve faydalı model cihazın davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak ele geçirilip, kendi adına patent ve faydalı model başvurusunda bulunulduğunu, dava konusu … sayılı Solunum Destek Ünitesi İçeren CPCR (Cardio Pulmoner Cerebral Resüsitasyon Cihazı) başlıklı patent başvurusunun ve … sayılı Solunum Destek Ünitesi içeren CPCR( Cardi pulmoner cerebral resüsitasyon ) cihazının, gerçek buluş sahibi olduğundan, SMK madde 109/1’e göre patent ve faydalı model isteme hakkı asıl sahibi olduğunun tespitini, bu hakkını … şirketine hak sahibi olarak devrettiğinden, … şirketinin hak sahibi olduğunun tespitini, davalı …’un kötü niyetli olarak TÜRKPATENT’e başvuru yaptığından, dava konusu başvurular için patent ve faydalı model verilmesi işlemlerinin durdurulmasını, her türlü devir, temlik, lisans, rehin ve teminat gibi rızai tasarruflara konu edilmesini önlemek için sicil kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davacı vekilince HMK 390/3 maddesi anlamında yaklaşık ispata yarar hiçbir delil ibraz edilmediğinden, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine, ancak SMK’nun 110/2 maddesi uyarınca patent isteme hakkının olduğu iddiasıyla dava açıldığının TPMK’ya bildirilmesine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 1- İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesinde talep edilen tedbir isteğinin “yaklaşık ispata yarar delil bulunmadığı” gerekçesi ile reddedildiğini, davanın niteliği gereği ispata yarar her türlü açıklama yapıldığını, müvekkillerinin AR-GE araştırmaları ve yatırımları konusunda bilirkişi incelemesi yapılarak tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, davanın niteliği gereği işin esasına girilmeksizin yaklaşık ispata yarar delil oluşturmanın mümkün olmadığını, tüm teknik araştırma, yatırım ve çalışmaların müvekkilleri tarafından yapıldığına ilişkin teknik çizimlerin, bunların tamamının müvekkili şirketin çalışanları tarafından ve kendilerine ait bilgisayarlarda üretildiğine dair projelerin sunulduğunu, dava konusuna ilişkin yaklaşık üç yıldır süregelen çalışmalar için hazırlanan atölye ortamı, yapılan yatırımlar ve masrafların keşif ile kolayca tespit edilebileceğini, mahkemenin ön inceleme, keşif yada bilirkişi incelemesi yapmaksızın tedbir talebini reddetmesinin HMK 389/1 kapsamında müvekkillerinin haklarını zedeleyeceğini, konunun tespiti için yaptırılacak ön bilirkişi incelemesi ile durumun tespitini ve tedbir kararı verilmesini gerektiğini, 2-Tüm başvuru formları, evrakları ve belgelerinin bizzat müvekkillerinin sürekli olarak Marka/Patent vekilliğini yapmakta olan … – … tarafından hazırlanıp, davalıya bilgi amaçlı iletildiğini, davanın niteliği gereği tedbir konulmaması halinde ileride önlenemez zararlara yol açabileceğini, bu nedenle Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin tedbirin reddi kararının kaldırılarak, öncelikle teminatsız olarak yada mahkemenin öngöreceği makul bir teminat karşılığı; … sayılı Solunum Destek Ünitesi İçeren CPCR (Cardio Pulmoner Cerebral Resüsitasyon Cihazı başlıklı patent başvurusunun ve … sayılı Solunum Destek Ünitesi içeren CPCR( Cardi pulmoner cerebral resüsitasyon ) cihazı başlıklı faydalı model başvurusunun, her türlü devir temlik, intikal, lisans , rehin ve teminat gibi rızai tasarruflara konu edilmesini önlemek üzere, Türk Patent ve Marka Kurumu sicil kaydına ihtiyati tedbir konulmasını, patent başvurusunun ve … sayılı Solunum Destek Ünitesi içeren CPCR( Cardi pulmoner cerebral resüsitasyon ) cihazı başlıklı faydalı model başvurusunun patent ve faydalı model verilmesi işlemlerinin 6769 sayılı SMK 110/2. maddesi uyarınca, dava süresince durdurulmasına, gerekli görülmesi halinde iddialarının yaklaşık ispata yarar delillerinin tespiti yönünden keşif ve ön bilirkişi incelemesi yaptırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; 1- Müvekkilinin konunun eğitimini almış, çok sayıda patent ve tasarım tescili bulunan doktor, davacının ise İlkokul 4. sınıfı terk etmiş biri olarak biyomedikal tıbbı cihaz üretimine ilişkin hiçbir bilgi ve tecrübesi olmayan bir kişi olduğunu, davalının; Biyomedikal Tıbbi Cihaz alanında almış olduğu eğitime ait senelerin bilgi ve tecrübesi ile müvekkilinin geliştirdiği CPCR (Cardio Pulmoner Cerebral Resisütasyon) cihazını kendi ürettiğini iddia ettiğini, 2-HMK m. 389/3 gereği tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olup, davacı tarafça haklılığını gösterecek bir belge veya delil sunulamadığını, sırf bu sebeple dahi ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olduğunu, 3-Dava dilekçesinde … ve şirketinin, farkına varmadan CPCR cihazının …’a ait olduğunu ikrar ettiklerini, dava dilekçesindeki bu husustaki beyanların tedbir taleplerinin reddi için yeterli olduğunu, 4-Davacıların müvekkilinin hastası olması sebebiyle tanışarak, bilimsel çalışma ve buluşlarından haberdar olduklarını, dava konusu buluşu geliştirmek ve üretimini yapmak üzere kendi tesislerinden yararlanmasını teklif ettiğini, davacıya inanan müvekkilinin kurulacak şirkette ortaklık teklif ettiğini, ancak davacının sözlerini yerine getirmediği gibi davalının çalıştığı bilgisayardan mevcut bilgileri izinsiz olarak kopyaladığını, 5-Davacı tarafın istinaf dilekçesinde bahsetmiş olduğu mailler ve bunlardan müvekkilinin bilgisi olduğundan bahisle hak iddia etmelerinin hukuken ve ahlaken kabul edilemeyeceğini, maillerin dava konusu ürünün müvekkilinin bilgi birikimiyle ortaya çıkardığını göstereceğini, 5-CPCR cihazının birkaç ay içerisinde projelendirilip ortaya çıkarılacak basitlikte olmadığını, davacı tarafın “Bu görüşmeler 2018 yılının ilk aylarında olmuştur” şeklinde beyanda bulunduğunu, müvekkilinin, bu tarihte buluşunu Patent ve Marka Kurumu’na götürmüş olduğunu, davacı tarafın başvuru tarihine bakıldığında; davalı …’tan aldıkları bilgileri onu devre dışı bırakarak aynen taklit edebilmek için iki yıldan fazla zaman harcadıklarının açıkça anlaşıldığını, izah edilen sebeplerle ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını, mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça, … sayılı Solunum Destek Ünitesi İçeren CPCR (Cardio Pulmoner Cerebral Resüsitasyon Cihazı) başlıklı patent başvurusuna konu Solunum Destek Ünitesi içeren CPCR( Cardi pulmoner cerebral resüsitasyon ) cihazın gerçek SMK madde 109/1’e göre patent ve faydalı model isteme hakkı asıl sahibinin …, bu hakkın devredildiği … şirketinin hak sahibi olduğunun tespiti, davalı …’un TÜRKPATENT’e başvurusu yönünden patent ve faydalı model verilmesi işlemlerinin durdurulması ve her türlü devir, temlik, lisans, rehin ve teminat gibi rızai tasarruflara konu edilmesinin önlenmesi için sicil kaydına ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir. Mahkemece; Davacı tarafça HMK 390/3 maddesi anlamında yaklaşık ispata yarar hiçbir delil ibraz edilmediğinden, ihtiyati tedbir talebinin reddine, SMK’nun 110/2 maddesi uyarınca patent isteme hakkının olduğu iddiasıyla dava açıldığının TPMK’ya bildirilmesine karar verilmiştir. 1-HMK 389/1. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” HMK 390/3. maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemeleri mevcuttur. Mevut düzenlemeler nazara alındığında HMK 389.maddesine göre tedbir kararı verilebilmesi için, tedbir talep eden taraf HMK 390/3.maddesi uyarınca davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık ispat etme yükümlülüğü altındadır. Davacı taraf mahkemeye sunduğu 20/04/2021 tarihli dava dilekçesi ile ihtiyati tedbir talep etmiş olup, dava dilekçesinde mahallinde keşif icrası ile dava konusu faydalı modelin davacıya aidiyetine karine teşkil edecek bilgi ve belgenin tespitine ilişkin talepte bulunmadığı gibi, dilekçe ekinde vekaletname dışında hiçbir belge sunulmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece talep mevcut hali ile değerlendirileceğinden ve davacı taraf talep tarihi itibariyle “davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat zorunluluğunu” yerine getirmediğinden, mahkemece de bu gerekçe ile tedbir talebi reddedildiğinden davacı vekilinin mahkemenin ön inceleme, keşif yada bilirkişi incelemesi yapmaksızın tedbir talebini reddetmesinin HMK 389/1.maddesine aykırı olduğuna ilişkin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı vekili; Tüm başvuru formları, evrakları ve belgelerinin bizzat müvekkillerinin sürekli olarak Marka/Patent vekilliğini yapmakta olan … – … tarafından hazırlanıp, davalıya bilgi amaçlı iletildiğini, davanın niteliği gereği tedbir konulmaması halinde ileride önlenemez zararlara yol açabileceğini, bu nedenle Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin tedbirin reddi kararının kaldırılarak, gerekli görülmesi halinde iddialarını yaklaşık ispata yarar delillerin tespiti yönünden keşif ve ön bilirkişi incelemesi yaptırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafın iddiasını kanıtlayarak lehine karar alması durumunda mevcut durumda değişiklik olması ve tedbir kararı verilmediği taktirde zararın doğma ihtimali mevcut ise de; 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesine göre tedbir kararı verilebilmesi için, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi yanında, tedbir talep eden tarafın 6100 HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık ispat etme yükümlülüğü vardır. 6100 Sayılı HMK’nın 25.maddesinde “Taraflarca Getirtilme İlkesi” ni düzenleyen “Kanunda ön görülen istisnalar dışında, hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.Kanunda belirtilen durumlar dışında, hakim delil toplayamaz” “Taleple Bağlılık İlkesi” ni düzenleyen 6100 HMK’nın 26.maddesinde; “Hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” hükümleri mevcuttur. 6100 Sayılı HMK’nın 389 maddesi uyarınca tedbir konulmaması halinde ileride önlenemez zararlara yol açabilme ihtimali mevcut olsa da, tedbir talep eden tarafın 6100 HMK’nın 390/3. maddesindeki davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık ispat etme yükümlülüğü’nü yerine getirmesi gerekip, davacı taraf tüm başvuru formları, evrakları ve belgelerinin bizzat müvekkillerinin sürekli olarak Marka/Patent vekilliğini yapmakta olan … – … tarafından hazırlanıp, davalıya bilgi amaçlı iletildiğine ilişkin delil sunmadığı gibi, davanın esası yönünden haklılığını göterir delil ibraz etmediğinden ve mahkemeye sunduğu 20/04/2021 tarihli dava dilekçesinde mahallinde keşif icrası ile dava konusu faydalı modelin davacıya aidiyetine karine teşkil edecek bilgi ve belgenin tespitine ilişkin talepte bulunmadığı tespit edildiğinden, mahkeme hakimi 6100 Sayılı HMK’nın 25. maddesindeki “Taraflarca Getirtilme İlkesi” ve 26. maddesindeki “Taleple Bağlılık İlkesi” nazara alınarak, talep olmadan keşif ve tespit kararı veremeyeceğinden, mahkemece gerekli görülmesi halinde iddialarını yaklaşık ispata yarar delillerin tespiti yönünden keşif ve ön bilirkişi incelemesi yaptırılmadan tedbir talebi reddedildiğine ilişkin istinaf sebebi de yerinde olmadığından davacı tarafın tüm istinaf sebeplerinin HMK 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/109 E. Sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/09/2021