Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/746 E. 2021/755 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/746 Esas
KARAR NO: 2021/755
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 25/05/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/92 E.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model İsteme Hakkının Ve Faydalı Md. Gaspı İddialı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … adına başvurusu yapılan ve davalı …’nun da buluşçu olarak gösterildiği dava konusu … sayılı patent/ faydalı model başvurusunda bulunma hakkının müvekkiline ait olduğunun tespitini, başvurunun gaspı davasının patenti gasbı davasına dönüşeceğinden yargılamaya patentin gasbı davası olarak devamına ve patentin davacıya devrine dair açtığı davada dava konusu patent/faydalı model belgesi verilmesi işlemlerinin tedbiren durdurulmasına ve … belgesinin 3.kişilere devrinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 29/03/2021 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararı ile, “Dava konusu … başvuru numaralı patent/faydalı model başvuru tescil işlemi kesinleşmemişse SMK 110/2 maddesi uyarınca patent/faydalı model belgesi verilmesi işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, davalı … adına olan 2017/03882 sayılı patent/faydalı model belgesinin üçüncü kişilere devrinin tedbiren önlenmesine” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Davalı vekili 19/04/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili tarafından yapılan … sayılı patent başvurusunun durdurulmasına ve 3.kişilere devrinin önlenmesi talebi içerikli dilekçesinde ileri sürdüğü hususların gerçek dışı olduğunu iddia ederek, verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması talep etmiştir. Mahkemece 25/05/2021 tarihli ara kararıyla; “Davanın niteliği, Mahkememiz kararında ki gerekçe ve mevcut delil durumuna göre davalının ihtiyati tedbire itirazının reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacının, Müvekkilleri … ile birlikte müştereken buluşçu olarak … sayılı patent/ faydalı model başvurusunda bulunduğu ürün ile ilgili olarak, başvuru hakkının sadece kendisinde olduğunun tespiti ve başvurunu iptali talebi ile işbu davayı ikame ettiğini ve ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu ve Sayın Mahkeme bu talebi kabul ettiğini, itirazlarının reddedildiğini, …’nun vekaletnamesini ibraz ettiklerini ancak görmezden gelindiğini, davacının, davasına ve taleplerine hukuki dayanak olarak dosyaya sundukları 10.02.2017 tarihli sözleşmenin sayfalarının imzasız olduğunu ve son sayfasında sözleşmenin 19 sayfa olduğunun sabit olmasına rağmen dosyaya sunulanın 10 sayfa olduğunu ve davacının imzasız olan sayfaları kendi çıkarlarına göre değiştirmiş olduğunu beyan ve iddia etmelerine rağmen Sayın Mahkemenin imzasız, tahrif edilmiş ve eksik sözleşmeye itibar ettiğini, -Davacının, müvekkillerinin davacıya üretilen ürün başına 50 TL ödemesi gerektiğini ancak ödenmediğini iddia ettiğini ancak müvekkillerinin davacıya yaptığı 50 TL karşılığı paraların dekontlarını ibraz ettiklerini, ancak davacının 1000 adet hatalı ürün ürettiğini ve bunların müşteriden geri geldiğini, bu hataların giderilmesinden sonra davacının ürünü kopyaladığını ve … sayılı patent/faydalı model başvuru yaptığını ve ürünün halen davacı tarafından … markası ile piyasada satılmakta olduğunu, bu hususların değerlendirilmediğini, -Davacının getirdiği ve … ile birlikte üzerinde çalışıp yeni düzenlemelerden sonra birlikte patent başvurusunda bulunmuş oldukları, ayrıca bu ürününün satışı konusunda tanzim olunan distribütörlük anlaşmasının son sayfasında davacının ve …’nun buluşçu olarak müşterek imzasının bulunduğu sözleşme sayfasını dosyaya ibraz ettiklerini ancak bu delillerin de değerlendirilmediğini -Davacının müvekkillerime konu ile ilgili olarak hakaretler etmesi sebebi ile Bakırköy 7. Asliye Ceza mahkemesinde 2019/1328.E 2020/377.K sayılı karar ile mahkum olduğunu ve kararın kesinleştiğini, halen derdest olan dava ve soruşturma olduğunu, ihtiyati tedbire itirazımızın reddine ilişkin 25.05.2021 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; -Taraflar arasında akdedilen 10.02.2017 tarihli sözleşmenin, taraflar arasında nasıl düzenlenmiş ise, olduğu gibi mahkemeye sunulduğunu, hiçbir maddesinde değişiklik yapılmadığını, Davalı tarafın son sayfadaki imzayı kabul ettiğine göre, elinde bulunan imzalı önceki sayfa metinlerini kendisinin dosyaya sunması gerektiğini, daha önce … tarafından …’e karşı açılmış olan ve hali hazırda Bakırköy 2. FSHHM nezdinde 2021/97 esas sayı ile görülen sözleşmenin iptali davasında mahkeme dosyasına … Tarafından 09.10.2018 tarihinde ibraz edilen sözleşme ile işbu dosyada tedbir kararı alınmasına temel olan sözleşmenin aynı sözleşme olduğunu, davalı yanın iddialarını kabul etmediklerini, -… sayılı başvuruya konu buluşun sahibinin müvekkil … olduğu daha evvelki tarihli 10.02.2017 tarihli sözleşme ile teyit edildiğini, sözleşmede buluşçunun … olduğunun net biçimde gösterildiğini, sözleşmeye davalı şirketi temsilen … imza koyduğunu, hiç kimsenin kendisine ait buluşun başkasına ait olduğu yönünde bir sözleşmeye imza koymayacağını -Davalı tarafın … ile …’ın müştereken patent başvurusu yaptıklarına ilişkin beyanı tamamen gerçek dışı olduğunu, Davalılar tarafından müvekkile ödemeler yapıldığına ilişkin beyanların ve sunulan dekontların patent isteme hakkının gasp edilmiş olduğu gerçeğini değiştirmediğini, müvekkilinin patent isteme hakkını davalı şirkete devrettiğine ilişkin hiçbir hüküm olmadığını, hatalı üretim sorumlusunun da üretici olan şirket olduğunu ve bu hususun patent isteme hakkının gaspıyla bir ilgisi olmadığını, Müvekkili hakkındaki hakaret eylemleri ile ilgili davaların veya soruşturmaların, davalı tarafın gasp eylemini hukuka uygun hale getirmeyeceğini, açıklanan sebeplerle ihtiyati tedbire itirazın reddine dair kararın kaldırılmasına ilişkin istemin ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 sayılı Kanun’un 159.maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde olup, söz konusu ihtiyati tedbir kararı, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebilir. Bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 Sayılı HMK hükümleri uygulanır. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, davalının buluş sahibi olduğu ve davacı adına yapılan patent başvurusunun iptalini istediği, taraflar arasında önceye dayalı hukuki ilişki olduğu, sözleşmelerin bulunduğu, her ne kadar sözleşmelerin geçersizliği ileri sürülmüş ise de bu hususların yargılama gerektirdiği, davalı adına kayıtlı patentin yargılama süresince üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve davacıya karşı ileri sürülmesi dışındaki tedbirler açısından yaklaşık ispatın bu aşamada gerçekleştiğini kabul etmek ve tedbirlere hükmetmek mümkün olmamakla birlikte, patentin üçüncü kişilere devredilmek suretiyle taraf teşkilinde sorunlar yaşanmaması ve usul ekonomisi prensipleri gereği tedbir kararı verilmesinin gerek ilk derece mahkemesi kararları, gerekse Dairemizin kararları ile yerleşik uygulama haline geldiği, patentin devrinin önlenmesi tasarruf yetkisine getirilen bir sınırlama ise de, bu yönde tasarrufu gerektiren bir zorunluluğun ya da zararın davalı tarafça ileri sürülmediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmamış ise de, bu kapsamda, sözleşme içerikleri, dosyası içeriği, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, yargılama gerektirmekle birlikte verilen tedbirin niteliği yani sadece tarafları ilgilendiren tedbir olduğu dikkate alınarak yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, ilk derece mahkemesince tedbire itirazın reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/05/2021 tarih ve 2021/92 Esas sayılı ara kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalılar tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalılar tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/07/2021