Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/715 E. 2021/741 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/715 Esas
KARAR NO: 2021/741
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2021
NUMARASI : 2020/465 E. – 2021/180 K.
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile aleyhine 40.950 TL bedelli, 23/04/2020 vade tarihli kambiyo senedinden dolayı icra takibi başlattığını, senedin … toplu gösterimine ilişkin bir teminat senedi olduğunu, şu ana kadar taksitlerini düzenli olarak ödediğini, senedi toplu gösterimden alacağı para ile yapacak olduğunu, ancak yaşanan pandemi süreci ile toplu gösterimlerin yasaklandığını, zor durumda kaldığını ve … gösterimi de yapamadığını belirterek icra takibinin iptaline talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının senetteki imzayı ve borcunu kabul ettiğini, senedin teminat senedi olduğu ile ilgili hiçbir belge ve delili dosyaya sunamadığını, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, senedin teminat senedi olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının borçlu olmadığının tespitini istediği Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyada bonoya dayalı takip yapılmış olup, kıymetli evrak vasfı taşıyan senedin illetten mücerret olduğu ve kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiği, davacının bononun teminat verildiği iddiası bakımından dosyaya yazılı bir belge sunamadığı, bono üzerinde de buna dair bir şerh bulunmadığı, senedin teminat senedi olduğu şeklindeki iddialarını yerleşmiş Yargıtay Kararları ve yasa hükümleri gereğince ancak yazılı delil ile ispatına yükümlü iken, davada davacının bu iddiasını ispatlayacak nitelikte hiçbir delil ve belge sunmadığı, dosyaya sunulan dijitürk sözleşmesi incelendiğinde bu bonoya ilişkin herhangi bir madde içermediği, sunduğu ödemelerdeki miktarlardan bu sözleşmenin senetlere bağlandığı çıkarımının yapılamayacağı, bu şekilde bir yorum yapılsa dahi davacının son taksitin ödenmediği yönündeki beyanı ve bu senedinde onun için düzenlendiği yönündeki tüm beyanları, dava dilekçesinde yemin deliline dayanmamış olduğu anlaşılmakla ispat yükü üzerinde olan davacının, ispat yükümlüğünü yerine getirmediğinden haksız ve ispat edilemeyen davanın reddine” karar verilmiştir.Davacı istinaf dilekçesinde özetle;-İcra takibine mesnet senet üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak, … Abonelik sözleşmesinde taksitlere bağlanan abonelik bedeline ilişkin olarak, bu abonelik bedeli için tarafından imzalanıp alacaklıya verildiğini, … Abonelik sözleşmesinde, aylık taksitlerin 4 375.00 TL olduğunu, yine dava dosyasına sunduğu … Kredi Kartı Hesap özetlerinden; … Nokta hesabına yaptığım; 27.03.2019 tarihinden 27.03.2020 tarihine kadar aylık 4 375.00 TL, dan 6 aylık ödeme yapıldığını, ilk taksit olan 4 375.00 TL. sözleşme imzalandığında … Satış temsilcisi olan …’ a elden nakit olarak verildiğini, geriye kalan 7 taksitin 6 adetinin ödemesi … Kredi Kartı Hesap özetlerinden tarafımdan … Nokta hesabına ödendiğinin ekstrelerde görüldüğünü, sadece son taksit bedeli olan 4.375.00 TL’si pandemi koşulları sebebiyle, mücbir sebeple işyerini 13.02.2020 tarihinde kapatmak zorunda kaldığından ödenmediğini, zaten dava konusu icra takibinde de takibe mesnet gösterilen senet bedeli olan 35.000.00 TL değil, tarafından ödenmeyen son taksit tutarı olan 4.375.00 TL’ nin ödenmesinin talep edildiğini, ikrarının, vasıflı ikrar niteliğinde olduğunu, ispat yükünün davalıya ait olduğunu, pandemi koşullarının mücbir sebep olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun tartışılmadığını, “İşyeri Kapanışına dair Vergi Dairesi Yoklama Fişi ” nden anlaşılacağı üzere, işyerinin 13.02.2020 tarihinde pandemi nedeniyle kapatıldığını, pandemi koşullarının yarattığı mücbir sebeple işyerini kapanmış olduğundan ve de … Yayınını da alamadıklarından, Digitürk Aboneliğinin son taksidi olan 4.375,00 TL’nin tarafından ödenmediğini, kullanılamayan yayının abonelik ücretinin Aboneden alınmasının haksız olacağı hususu değerlendirilip tartışılmadan karar verilmesinin hukuka ve adalete aykırı olup kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık senedin teminat olarak alınıp alınmadığı, pandemi koşulları nedeniyle senetten kaynaklı borcun talep edilip edilemeyeceği hususlarına ilişkindir.Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bu genel açıklamadan sonra hemen belirtelim ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 691/1).Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel defi nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır. Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehtarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir (12/4/1933 gün ve 1933/30-6 sayılı YİBK ).Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır. Takip kambiyo senedine dayandığı zaman, ispat yükü yer değiştirir ve ispat yükü davacı/borçluda olur. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibareleri tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Aynı yönde (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamı), bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır.Somut olayda takip kambiyo senedinde dayandığından ispat yükü davacı borçluda olup, davacı dava konusu senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmektedir. Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği, … sözleşmesi yazılı delil niteliği taşıdığından, bu suretle ispat yükü üzerinde olan davacının dava konusu senedin teminat senedi olduğu iddiasını ispat ettiği, yapılan ödemeler ile senet bedelinin uyuştuğu, tarihlerinin ve bedellerin senet içeriğini doğruladığı, senedin teminat senedi olduğunun anlaşıldığı bu sebeple Mahkemenin senedin, teminat senedi olmadığına dair gerekçesinin yerinde olmadığı ancak davalının senet sebebiyle davacının borçlu olduğunu kanıtlaması gerektiği, davacının da icra takibi miktarı kadar borçlu olduğunu kabul ettiği, pandemi hususunun ise mücbir sebep olarak davalıya karşı ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında senedin teminat senedi olduğu ancak senet sebebiyle davacının takip miktarı kadar borçlu olduğu ve senetteki kalan miktar yönünden borçlu olmadığı, izah edilen sebeplerle, ilk derece mahkemesi hakiminin gerekçesi hatalı ise de, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre dava sonucu yerinde olduğundan, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, Dairemizce, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, mahkemenin gerekçesi yönünden hata edildiğinden “gerekçe düzeltilerek ve değiştirilerek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin, ilk derece mahkemesinin gerekçesindeki hata sebebiyle re’sen incelenen sebeplerle KABULÜNE,2- 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2021tarih, 2020/465 E. – 2021/180 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan DAVANIN REDDİNE,4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı,48,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 210,60 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/06/2021