Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/707 E. 2021/712 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/707
KARAR NO: 2021/712
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2021
NUMARASI: 2021/137
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
6100 sayılı HMK’nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tedibr talebinde; davalı tarafça müvekkilleri aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takip nedeniyle haciz baskısı altında, borçlu olunmamasına rağmen 10.02.2021 Tanzim 11.02.2021 ödeme tarihli 10 .000 TL tutarlı bono, 10.02.2021 Tanzim 18.02.2021 ödeme tarihli 10 .000 TL tutarlı bono, 10.02.2021 Tanzim 25.02.2021 ödeme tarihli 10.000 TL tutarlı bono, 10.02.2021 Tanzim 30.06.2021 ödeme tarihli 45.000 TL tutarlı bonoların verildiğini beyan ederek, anılan senetlerden ötürü borçlu olunmadığının tespiti ile icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 05.03.2021 tarihli ara karar ile, yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen 05.03.2021 tarihli ara karara karşı davacı vekili tarafından itiraz yoluna gidilmiş, ancak 23.03.2021 tarihli ara karar ile, daha önce verilen ara karara yönelik itirazların istinaf incelemesinde değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Davacı tarafça bu ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; aynı olay gününe ait başka bir menfi tespit davasında, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/136 E. Sayılı dosyasında verilen ara kararda tedbir talebinin kabul edildiğini, Mahkemece yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğine yönelik gerekçenin hatalı olduğunu, İcra dosyası, kamera kayıtları, tanık beyanları ile olayın ispatlanacağını beyan ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece, 05.03.2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talep eden davacının bu talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı istinaf yolu açık tutulmuştur. Ancak davacı vekilince, istinaf yasa yoluna başvurmak yerine 08.03.2021 tarihli dilekçe ile ara karara karşı itiraz yoluna gidilmiştir. İtiraz üzerine İlk Derece Mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş, 23.03.2021 tarihli ara karar ile ”Davacının mahkememizce verilen 04/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karara yönelik itirazlarının İstinaf incelemesinde değerlendirilmesine,” şeklindeki karar ile, itirazların, istinaf incelemesinde değerlendirileceği belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından bu defa 23.03.2021 tarihli ara karara yanlış anlam verilerek bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş ise de, 08.03.2021 tarihli itiraz dilekçesi istinaf dilekçesi olarak kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde değerlendirmeye geçilmiştir. Davacı vekili tarafından ileri sürülen temel iddia, dava konusu senetlerin, borç ilişkisinin tarafı olunmamasına rağmen, haciz tehdidi altında imzalanması nedeniyle senetlerden kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespitine yöneliktir. Ancak HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, bu kapsamda, dava konusu senetlerin haciz baskısı ile imzalanıp imzalanmadığı, senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği, somut olayda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmemiş olduğu, İlk derece mahkemesince tedbirin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, HMK’nun 353/1-b/1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2021 tarih ve 2021/137 sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/06/2021