Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/704 E. 2021/731 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/704 Esas
KARAR NO: 2021/731
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2020/568 D.İş, 2020/578 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesi ile; Karşı tarafın 19.200,00 TL lik çek karşılığında 19.200,00 TL açısından borçlu olduğunu ancak vadesi geldiği halde borçlunun borcunu ödemediğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan borçlunun borca yeter miktarda menkul/gayrimenkul ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 10/11/2020 tarihli Değişik İş kararıyla; ”Yapılan incelemede karşı taraf …, …, … Limited Şirketi, … Limited Şirketi Ve … Anonim Şirketi’nin 30/10/2020 keşide tarihli 19.200,00 TL bedelli bir adet çek aslı ile ihtiyati haciz isteyen … Anonim Şirketi ‘ne borçlu olduğu, ancak borçluların borçlarını ödemedikleri dosya kapsamında anlaşılmakla borç miktarı olan 19.200,00 TL için % 15’i oranındaki teminatı karşılığında ( teminat yatırıldığında) borçluların borcuna yeter miktarda menkul/gayrimenkul ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine” karar verilmiştir. Karşı taraflar … Ltd. Şti ile … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 27.12.2020 tarihli dilekçe ile ihtiyati hacizde yetkiye dair itirazda bulunduklarını, Yerel mahkemece 11.02.2021 tarihli karar ile; ihtiyati haciz talebinde bulunanın yerleşim yerinin Şişli – İstanbul olduğu, sözleşme gereği yetkili mahkemenin de İstanbul Mahkemelerinin olduğunun savunulduğu, çekin keşide yerinin Fethiye olduğu, çekin aranılacak borç olduğu ve çekin ibrazı ile birlikte götürülecek borç haline dönüştüğü, bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 89. maddesi gereği mahkemenin yetkili olduğu ileri sürülerek itirazlarının reddine karar verildiğini, mahkeme kararınında sözleşme gereği yetkili mahkemenin İstanbul olduğundan bahsedilmişse de, müvekkili şirketler ile … A.Ş. arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, Müvekkili şirketlerden … Ltd. Şti. tarafından lehdar … A.Ş. olarak keşide edilen çekin kargoda çalındığını, daha sonrasında … A.Ş.’nin imzası ve kaşesi sahte olarak üretildikten sonra çekin ihtiyati haciz talebinde bulunanın eline geçtiğini, sözleşme tarafı olmaması nedeniyle HMK’nın genel yetki ile özel kanunlarda yer alan düzenlemeler doğrultusunda kambiyo senetlerinde ihtiyati hacze yetkili yer mahkemesi kambiyo senedinin keşide edildiği yer mahkemesi ya da borçlunun yer mahkemesi olduğunu, Müvekkil şirketlerden … A.Ş.’nin mukim adresi … Mah. …Sitesi … Cadde No:… Beylikdüzü/İstanbul olup, yetkili mahkeme ise Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yanı sıra müvekkil şirket … Ltd. Şti.’nin mukim adresi ise Fethiye olduğunu, bu nedenle de yetkili mahkeme işbu müvekkil şirket yönünden Fethiye Asliye Hukuk Mahkemeleri (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunu, çekin öncelikle usule uygun ve çek kanunu’na uygun bir şekilde ibraz edilmediğini, çeke ilişkin çek iptali davasında iptal kararı bulunmadığından, çekin aranılacak borç olduğunu, TBK m.89/1 göre çekteki borcun götürülecek borç olduğunu kabul etme olanağı bulunmadığını, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak, ihtiyati hacizde yetkiye itirazımızı beyanla; müvekkillerden … Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin adresinin FETHİYE olması ile çekin keşide yerinin FETHİYE olması nedeniyle bu müvekkil şirket açısından yetkili mahkemenin Fethiye Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olması nedeniyle, Müvekkillerden … Anonim Şirketi’nin ise adresinin … Mah. … Sitesi … Cadde No:… Beylikdüzü/İstanbul olması nedeniyle yetkili mahkeme ise Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle; Yetkisiz mahkeme tarafından karar verilen ihtiyati haciz kararının müvekkil şirketler açısından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Talep eden vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; -Davaya konu çek müvekkil tarafından yasal süresinde ibraz edilmiş olup ; davaya konu çeke ilişkin borç götürülecek borç haline dönüştüğünü, muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanacak olup bu durumda ihtiyati haciz talebinde 6098 Sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili hale geleceğini, bu nedenle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, -Müvekkili şirketin takip konusu çeke ilişkin alacağı usul ve yasaya uygun bir şekilde Faktoring Sözleşmesi , alacak bildirim formu , fatura tavsik edilerek … Havalandırma Makina’den devraldığını, Borçlu … ile müvekkil arasında akdedilmiş Faktoring sözleşmesinde sözleşme serbestisi çerçevesinde sözleşmeden doğacak ihtilaflarda İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri ve İstanbul (Çağlayan) İcra Müdürlükleri yetkili olduğunun kabul edildiğini, borçluların ihtiyati hacze itirazlarının hem alternatifli olarak birden çok yetkili mahkeme belirtmeleri nedeniyle hem de TBK md 89 gereğince usul ve yasaya aykırı olduğunu, usul ve yasaya aykırı yetki itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; İİK.’nun 257. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararına İİK’nun 265. maddesi gereğince süresi içerisinde yapılmış itirazın reddine dair mahkeme kararının, mahkemenin yetkisiz olduğundan bahisle kaldırılmasına ilişkindir. 2004 Sayılı İİK.’nun 265/1. maddesi gereğince borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. İhtiyati hacizde hangi mahkemenin yetkili olduğunun İcra ve İflâs Kanunu’nun 258.’nci maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 50.’nci maddesi uyarınca belirlenmesi gerekir. 2004 Sayılı İİK’nun 258. maddesinde; ihtiyati hacze 50. maddeye göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri (HUMK.’nun 9-27) kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir” hükmü gereğince yetkili olan mahkeme tarafından karar verileceği, ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesinde, HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinini uygulanacağı belirtilmek suretiyle HMK’ya atıfta bulunulduğundan, bu durumda, çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin; 20/09/2016 tarihli, 2016/8892 E.-2016/7362 K. sayılı, 14/11/2016 tarihli, 2016/12481 E.-2016/8797 K. sayılı, 05/12/2016 tarihli, 2016/12815 E.-2016/9299 K. sayılı, 13/09/2017 tarihli, 2017/2488 E.-2017/4324 K. sayılı ilamlarında ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 17/07/2019 tarih, 2019/1365 E. ve 2019/980 K. sayılı kaldırma kararında vurgulandığı üzere; muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanacağından 6098 Sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelecektir. Mahkemenin bu yöndeki gerekçesi hukuka uygun olup alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olan ilk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme durumundadır bu sebeple karşı taraf … San. Ltd. Şti ile … A.Ş. vekilinin istinaf talebi bu yerinde değildir. Bunun yanı sıra somut olayda, alacağın dayanağı çek incelendiğinde keşide yerinin Fethiye olduğu, borçluların yerleşim yerinin Beylikdüzü ve Fethiye olduğu anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK nun 17. maddesinde yer alan yasal düzenleme ile tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Yetki sözleşmesi yapılmasında tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir. Somut durumda, ihtiyati haciz talep eden, taraflar arasında faktoring sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmede taraflar arasındaki ihtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığına dair kayıt bulunduğunu savunmuş ise de, 6100 Sayılı HMK’nın 17 maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira ihtiyati haciz talep eden alacaklının dayandığı sözleşme kendisini kambiyo senetlerinden doğan ihtilaflarda değil sözleşmenin objektif kapsamı içinde kalan ihtilaflardaki yetki ile sınırlamıştır. Bu sözleşme referans alındığında uyuşmazlık konusu çekin açıkça bu kapsama dahil edildiğini benimsemek mümkün değildir. Ön ödeme talimatı ve ödeme araçları tevdi bordrosu ile de dayanak çekin sözleşmenin objektif kapsamı içine dahil edildiğini benimsemek olanaklı değildir. Ayrıca sözleşmede takip konusu çekin açıkça zikredilmesi zorunludur. Genel olarak belirlenen yetki kaydı kambiyo senetleri açısından geçerli değildir. Somut olayda, yetki şartının bulunduğu Faktoring sözleşmesinde itiraz eden borçlu taraf olmayıp, sözleşme de imzası da bulunmamaktadır. Dolayısıyla faktoring sözleşmesindeki yetki şartı itiraz eden borçluyu bağlayacağı düşünülemez. Bu sebeple alacaklı vekilinin bu yöndeki beyanına itibar edilmemiş olup Mahkemenin bu yöndeki gerekçesi yerinde görülmemiştir. Tüm bu açıklamalarla birlikte, değerlendirilmesi gereken bir diğer husus da, HMK 19. maddesidir. HMK’nın 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” şeklinde düzenleme yapılmış olup, yine 19/4. maddede ise; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından Beylikdüzü veya Fethiye yetkili gösterilmek suretiyle, yasanın aradığı şekilde usule uygun bir yetki itirazında bulunulduğu söylenemez. HMK’nın 19/2. maddesi uyarınca, birden fazla yetkili icra dairesi varsa, borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. HGK’nun 22.09.1976 gün ve 10/1957-2554 sayılı ve 25.12.1987 tarih ve 1987/501103 sayılı kararlarında da benimsendiği gibi, anılan hükümde yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağı yasaklanmamıştır. Yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme (icra dairesi) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğü yerine getirilmiş olur. Ancak, borçlu bu yerlerden birini tercih etmelidir. (Bu yönde bknz. Yargıtay 11 HD. 2015/15232 E. – 2016/525 K.). Somut olayda ihtiyati hacze itiraz edenler Fethiye veya Bakırköy mahkemelerinin hangi gerekçelerle yetkili olduğunu beyan etmiş ise de, açıkça hangi mahkemenin yetkili olarak seçildiğini belirtmemiş olmakla usulünce bir yetki itirazının varlığından da bahsedilemez. Bu sebeple ihtiyati hacze itiraz edenlerin yetkili mahkemenin seçildiği yönündeki istinaf itirazı haklı görülmemiştir. Açıklanan hususlar gereğince muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanacağından 6098 Sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline geleceğinden ilk derece mahkemesi yetkili olduğundan istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler gereğince yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, karşı taraf vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2020 tarih ve 2020/568 D.İş, 2020/578 K. sayılı kararına karşı, karşı taraf … Ltd. Şti ile … A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı karşı taraf tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Karşı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Karşı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/06/2021