Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/671 E. 2021/930 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/671
KARAR NO: 2021/930
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/367 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesi ile; Müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … ve … esas unsurlu seri markalarının … (…), … (…), … (…), … (…), … (…) ve …(…) no ile tescilli olduğunu, yine “…” markalı ürünler için kullanılan ambalajların ise … no ile tescilli olduğunu, davalının, CNR Expo Fuar Merkezi’nde 25 – 28 Kasım 2020 tarihlerinde düzenlenen fuara katıldığını ve davacı adına tescilli markaları … olarak kullandığının tespit edildiğini, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/473 D. İş sayılı dosyası kapsamında tanzim edilen 03.12.2020 tarihli bilirkişi raporu ile davalı kullanımlarının müvekkili firma adına tescilli markalara ve tasarımlar benzer olduğu ve iltibas tehlikesinin doğduğunun tespit edildiğini, davalı kullanımları ile yapılan araştırmada arama motorunda dahi ilk önce müvekkilinin markasının sıralandığını, bu iki marka ile aynı anda karşılaşacak olan ortalama seviyedeki tüketicinin markaları ayırt etmesinin mümkün olmadığını, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalının kullanımlarının davacının tescilli markalardan kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, hükmün etkinliğini sağlamak ve müvekkilinin zarara uğramasını engellemek için, davalı tarafa ait www…com ve https://www.facebook.com/…/ internet sitesi içerisinde yer alan tecavüz teşkil eden yayınlara erişimin engellenmesi/ içeriğin yayından kaldırılması, ilgili ürünlerin üretilmesi, satılması, kullanılması, tecavüz teşkil eden eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, gereç, cihaz, kalıp, makine gibi vasıtalara tedbiren el konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Dava dilekçesinde sözü geçen “…” markasının … tescil numarasıyla … Lt. Şti. adına tescilli olduğunu, https://www.facebook.com/…/ isimli alan adının da müvekkili şirketle ilgisi olmadığından, davada müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, … tescil numaralı “…” müvekkili şirkete ait olsaydı dahi; evleviyetle Türk Patent Enstitüsü nezdinde “…” veya “…” ibaresini içeren 5380 tescilli marka müracaatı bulunduğunu, ayırt ediciliği zayıf, harcı alem “…” kelimesinin münhasıran davacı şirketin tekelinde olamayacağını, aynı durumun “…” kelimesi içinde geçerli olduğunu, davacı taraf markasının bir bütün olarak “…” olup markanın esas unsurunun, markanın tamamen kendisi olduğunu, Dava dışı … Ltd. Şti. adına tescilli “…” markasında durumun aynı olduğunu, “…” kelimesinin 31/12/1994’den itibaren TPE nezdinde … (…) şirketi adına korunduğunu, ( Aynı kelimenin 32 numaralı emtia sınıfında 16/03/1993’den itibaren TPE nezdinde … A. Ş. (…) adına korunduğunu, Bir kelime markası olan her iki marka arasında ayırt edicilik yahut iltibas seviyesindeki benzerliğin, davacı markasında yer alan ” …” kelimesi ile dava dışı şirketin markasında yer alan “…” ibaresi arasında aranması gerektiğini, Bu iki kelimenin görsel, işitsel ve anlamları bakımından birbiriyle benzeşmediğinin izahtan vareste olduğunu, Davacı markası ile “…” markası arasında, ortalama tüketicinin, markaları karıştırmasına neden olacak derecede benzerlik bulunmadığı halde mahkemece; dosya üzerinden sathi bir inceleme sonucu rapor ibraz eden bilirkişinin “… Davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarına görsel, fonetik ve kavramsal açıdan benzer olduğu, … Orta düzeydeki tüketicinin iltibasa düşme ihtimalinin çok yüksek olduğu, … İnternet adreslerindeki kullanımın marka hakkında tecavüz ettiği,” kanaatinin, karar gerekçesi yapılarak http://…com./… ile http://www.facebook.com/…/ adreslerine “Türkiyeden Erişimin Tedbiren Engellenmesine” karar verildiğini, Mahkemece, dosya üzerinden sathi bir inceleme sonucu verilen rapora itibar edilemeyeceğini, açıklandığı üzere davacının “…” ibaresi üzerinde marka hakkına sahip değil iken ve TPE kayıtlarıyla da davacının bu ibare üzerinde marka hakkına sahip olamayacağında tereddüt yok iken, “…” markasının iltibasa mahal verdiği sonucuna varılamayacağını, TPE kayıtlarının aleni olduğunu, bilirkişinin bu kayıtları incelemediğini, sathi bir inceleme sonucu verilmiş bilirkişi raporuna istinaden ihdas edilen 29/03/2021 günlü “ihtiyati tedbir” kararının kaldırılması gerektiğini, Müvekkil şirkete ait http://…com./… adresinde yer verilen “…” markasını taşıyan tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını haiz olduğunun mahkemenin kabulünde olduğunu, bilirkişinin tasarımlar arasında benzerlik olmadığını, müvekkiline ait internet sitesinde yayımlanan tasarımların, davacıya ait tasarımlardan farklı olduğunu rapor ettiğini, nizalı tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını haiz olduğu kabul edildiği halde verilen ihtiyati tedbir kararının, SMK hükümleri ve istikrarlı yargı pratiğine aykırı olduğunu, Bilimsel değerlendirme içermediğinden hükme esas alınması mümkün olmayan bilirkişi raporuna istinaden http://…com./… ve http://www.facebook.com/…/ adreslerine “Türkiyeden Erişimin Tedbiren Engellenmesine” ilişkin karardan sarfı nazar edilmesine, davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dosyanın tevdi edildiği bilirkişi raporunda; ” davacının … ve … tescil nolu markalarının 32.sınıfta yer alan “enerji içeceği” emtiasında tescil edilmiş olduğu, davalı kullanımlarının davacının tescilli markasından uzaklaştırmaya yetmediği ve davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarına görsel, fonetik ve kavramsal açıdan benzer olduğu, davalının söz konusu kullanımlarının, davacının tescilli markaların tescil kapsamlarındaki emtiasında kullandığı, enerji içeceği ürününün orta düzeyde tüketici kitlesine hitap ettiği, orta düzeydeki tüketici iltibasa düşme ihtimallerinin çok yüksek yüksek olduğu, davalının kendisine ait web sitesindeki http://…com/project/… linkinde https://www.facebook.com/…/ kullanımlarının davacının tescilli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği, davacı tasarımı ile davalı kullanımları karşılaştırıldığında; tasarımlar arasındaki farkların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde karışıklığa neden olmayacağı” hususlarının tespit edildiği, SMK’nun 159 ve HMK’nun 389 maddeleri koşulları oluştuğundan, 30.000,00 TL teminat ile davalı tarafa ait http://…com/project/…/ ve https://www.facebook.com/…/ isimli internet sitelerine Türkiye’den erişimin tedbiren engellenmesine, davalı adresinin Gaziantep olduğu ve bilirkişi raporunun taleple bağlılık ilkesi gereği dosya üzerinden hazırlanmış olduğu, bu haliyle davalı adresinde tespit yapılmadığı nazara alınarak el koyma talebinin bu aşamada reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/367 Esas sayılı dosyasında, müvekkili firma markalarına vaki tecavüz ile haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespiti, durdurulması ve önlenmesinin talep edildiğini, ihtiyati tedbir olarak; “Davalı tarafa ait … “http://www…com” www…com internet sitesi ve … “https://www.facebook.com/…/” https://www.facebook.com/…/ internet sitesi içerisinde yer alan tecavüz teşkil eden yayınlara erişimin engellenmesi/ içeriğin yayından kaldırılması, ilgili ürünlerin üretilmesi, satılması, kullanılması tecavüz teşkil eden eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, gereç, cihaz, kalıp, makine gibi vasıtalara öncelikle davalıya ait işyerinde arama yapılarak – el koyulmasını ve tecavüz teşkil eden eylemlerin dava neticelenene kadar tedbiren önlenmesi, dava neticelendiğinde ise ilgili ürünlerin imhasının” talep edildiğini, Mahkeme tarafından alınan 11.03.2021 tarihli raporda; “Dava konusu olan davalı markasal kullanım ve ürünlerin müvekkili firmaya ait mesnet markaların tescili kapsamında yer aldığı, Davalı kullanımlarının müvekkilinin tescilli markasından uzaklaştırmaya yetmediği ve davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarına görsel, fonetik ve kavramsal açıdan benzer olduğu, Davalının “…” şeklindeki markasal kullanımlarının müvekkiline ait markalar ile benzer olduğu, davalının bu kullanımlarının müvekkilin markasal haklarına tecavüz teşkil ettiği” yönünde görüş bildirildiğini ve mahkeme tarafından 29.03.2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü kısmen reddine karar verildiğini, Davalının, müvekkilinin de katıldığı CNR Expo Fuar Merkezi kapsamında 25 – 28/11/2020 tarihlerinde düzenlenen fuara katıldığını ve markasal kullanımlarda bulunduğunu, davalı tarafından gerçekleştirilen kullanımlar dikkate alındığında, müvekkili firma ve markalarından haberdar olan davalının markaların ibare olarak ayırt edilemeyecek derecede benzerini ve müvekkili tarafından oluşturulan markanın genel sunum şekli/ambalaj kompozisyonunun birebir aynısını kullandığının ve davalı kullanımlarının müvekkilinin markasal haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespit edildiğini,
Davalı tarafın haksız kullanımlarının, tespit dosyası ve esas dava dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporları ile tespit edilerek, mahkemede davalının kullanımlarının haksız ve müvekkilinin markalarından kaynaklı haklarına tecavüz teşkil ettiği kanaati oluştuğu halde, ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü yönündeki kararda yer alan aleyhe hususların kabulü mümkün olmadığından, 11.03.2021 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/367 Esas sayılı dosyası kapsamında ittihaz edilen 29.03.2021 tarihli ara kararının aleyhe hususlar bakımından kaldırılmasını, ihtiyati tedbir taleplerinin tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının talebi, sahibi olduğu “…” hakim unsurlu markalarla iltibas oluşturan “…” markalı ürünlerin teşhir edildiği www…com, https://www.facebook.com/ … internet sitelerine erişimin engellenmesi veya içeriğin yayından kaldırılması, “…” marka ürünlerin üretim tesisine el konularak imhasına, “…” markasına ve bu markaya ait tasarıma tecavüzün tespit ve durdurulmasına, haksız rekabetin tespit ve menine karar verilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu özetlenerek SMK’nın 159 ve HMK’nun 389. maddelerindeki koşullar oluştuğundan bahisle, 30.000,00 TL teminat karşılığı davalı tarafa ait http://..com/…/ ve https://www.facebook.com/…/ isimli internet sitelerine Türkiye’den erişimin tedbiren engellenmesine, davalı adresinin Gaziantep olması ve bilirkişi raporunun taleple bağlılık ilkesi gereği dosya üzerinden hazırlanmış olması, davalı adresinde tespit yapılmaması nazara alınarak el koyma talebinin bu aşamada reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça; Dava açılmadan önce alınan Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/473 D. İş sayılı dosyası kapsamında tanzim edilen 03.12.2020 tarihli bilirkişi raporu ve CNR Expo Fuar Merkezi kapsamında 25 – 28/11/2020 tarihlerinde düzenlenen fuara katılıma ilişkin olduğu belirtilen, bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ile istinaf başvuru dilekçesinde görseline yer verilen resim ile mahkeme dosyasında alınan 11.03.2021 tarihli raporda, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz edildiğinin tespit edilmesine rağmen, “İlgili ürünlerin üretilmesi, satılması, kullanılması tecavüz teşkil eden eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, gereç, cihaz, kalıp, makine gibi vasıtalara öncelikle davalıya ait işyerinde arama yapılarak – el koyulması ve tecavüz teşkil eden eylemlerin huzurdaki dava neticelenene kadar tedbiren önlenmesi, dava neticelendiğinde ise ilgili ürünlerin imhasına, ilişkin tedbir taleplerin reddine dair bölüm aleyhine istinaf yoluna başvurulmuştur. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. Maddesinde; “bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir” ve “bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümlerinin uygulanacağı” HMK’da ihtiyati tedbiri düzenleyen 389.maddesinde;“Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemeleri mevcuttur. İhtiyati tedbir, geçici hukuki korumalardandır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi ve HMK’da ihtiyati tedbiri düzenleyen 389.maddesi uyarınca tedbir kararı verilebilmesi için talepte bulunan tarafın haklılığını yaklaşık ispat etmesi gerekir. Davacı ve tedbir isteyen vekili “öncelikle davalıya ait iş yerinde arama yapılarak, ürünlerin üretilmesi, satılması, kullanılması tecavüz teşkil eden eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, gereç, cihaz, kalıp, makine gibi vasıtalara el koyulmasını ve tecavüz teşkil eden eylemlerin dava neticelenene kadar tedbiren önlenmesini” talep etmesine rağmen mahkemece dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu uyarınca internet sitelerine teminat karşılığı tedbir tesis edildiği, davalı şirketin adresinin mahkemenin yetki sınırlarında olmadığından, davalı adresinde tespit yapılamadığından bahisle ürünlere el koyma talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı iddialarının ve reddine karar verilen ihtiyati tedbirin değerlendirilebilmesi için davalı iş yerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılması zorunludur. HMK 288.maddesinde; “Hakim uyuşmazlığın konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir, Hakim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur” HMK 289.maddesinde;”Keşif davaya bakan mahkemece icra edilir. Keşif konusu, mahkemenin yargı çevresi dışında ise inceleme istinabe yolu ile yapılır” düzenlemelerine yer verilmiştir. Alınan her iki rapor ile; Davalı kullanımlarının davacının tescilli markalarına görsel, fonetik ve kavramsal açıdan benzer olduğu, … Orta düzeydeki tüketicinin iltibasa düşme ihtimalinin çok yüksek olduğu, tespit edildiğinden, tedbir talebi konusunda karar verilmediği sürece davacı tarafın marka hakkından doğan zararı artmaya devam edecektir. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesindeki; “dava konusu kullanımın, ülke içinde sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbir verilmesi” istenebileceğine ilişkin hüküm ve HMK’da ihtiyati tedbiri düzenleyen 389.maddesindeki;“ gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükümleri birlikte değerlendirilmesi gerekir. Davacı iddialarının ve reddine karar verilen ihtiyati tedbirin değerlendirilebilmesi için davalı iş yerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılması gerektiği halde ilk derece mahkemesince davalı iş yerinin mahkemenin yetki sınırları dışında olduğundan bahisle dosya üzerinden rapor alınarak tedbir talebinin reddine karar verilmesi usule uygun olmadığından, davacı ve tedbir isteyen vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesince davalı işyerinde gerekirse istinabe suretiyle bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak, alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafın tedbir talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/367 E. Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda DİKKATE ALINMASINA, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/09/2021