Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/666 E. 2021/663 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/666 Esas
KARAR NO : 2021/663
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2021 (Ara Karar)
NUMARASI : 2021/446 E.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kadın iç çamaşırı alanında tanınmış bir marka olduğunu, çok sayıda yeni ürün modeli açısından öncü konumda olmakla birlikte sektöründe lider konumda olduğunu, davalı şirketin kendisine ait olan @… kullanıcı isimli instagram sayfasında ve davalıya ait www…..com.tr uzantılı internet sitesi ile 3.bir kişiye ait olduğu tahmin edilen https://www….com/ uzantılı internet sitesinde gerçekleştirilen ürün tasarımlarının müvekkili şirkete ait tasarımlara ait olduğu ve davalı tarafından iltibasa yol açacak şekilde taklit ürünler gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, bu nedenle davalı şirketin müvekkili şirketin tasarımlarının satışının önlenmesi için işbu dilekçede uzantıları belirtilmiş olan internet sitelerindeki müvekkili şirkete ait tasarımlara ait ürünlere dair erişimin engellenmesine karar verilmesini, tecavüz teşkil eden ürünlerin toplatılması ve el konulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bunların mümkün olmaması halinde mahkemece belirlenecek bedelin davalı şirket tarafından teminat verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 02/04/2021 tarihli ara kararıyla; ” Davacının ihtiyati tedbir talebinin HMK.nun 390/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir isteyen, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek ve ispata yeter delillerini dilekçesine eklemek zorundadır. Somut olayda delil listesinde herhangi bir tespit dosyası yahut rapor sunulmadığı gibi dava dilekçesinde bu yönde bir talep de bulunmamaktadır. Mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine ” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Davacı şirketin, kadın iç çamaşırı alanında tanınmış bir marka olduğunu, davalının ürünlerini taklit ettiğini, delilleri arasındaki yer verdikleri tablolarda da davalılar tarafından kullanılan ürünlerin taklidi nitelikte olduğunun açıkça görüldüğünü, Türk Patent Enstitüsünde 2019/06451, 2019/04312 ve 2019/04015 sayılı dosyalarında da görüleceği üzere bu tasarımların müvekkil şirket adına tescil edildiğini, tasarımı müvekkil şirkete ait olan ürünlerin taklitlerinin …markası altında satışının yapıldığının tespit edildiğini, davalının söz konusu fiilleri nedeniyle müvekkil şirket ciddi zarara uğramakta olup; halihazırda da işbu tecavüz fiillerinin devam etmesi nedeniyle müvekkil şirket zarara uğramaya devam etmekte olduğunu, gecikme yaşanması halinde sakınca yahut ciddi zarar doğacak durumlarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini açıkça belirtildiğini, yaklaşık ispatın ise ihtiyati tedbir için aranan ölçütün kesin değil yaklaşık ispat ölçüsü olması gerektiği oldukça açık olduğunu, dosyaya sunulan deliller incelendiğinde müvekkil şirketin söz konusu tedbir isteminde haklı olduğu, davalı tarafından ürünlerin kullanılmaya devam edilmesinde müvekkil şirketin hak kaybının olacağı tarafımızca HMK uyarınca tespit edildiğinden kararın kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ileri sürülen iddialar tamamıyla kötü niyetli olup müvekkil şirket tasarımları ile davacı tasarımları arasında iddia edildiği gibi birebir benzerlik bulunmadığını, her ne kadar ilgili görsellerin davacı tarafça tasarım olarak tescil edildiği belirtilmekte ise de iç giyim sektörü açısından bu tarz bir tescilin geçerliliği söz konusu olamayacağından, tarafımızca davaya konu tasarımların tescilinin hükümsüzlüğü adına gerekirse yasal yollara başvurulacağını, müvekkil şirket tarafından, dava konusu ayırt ediciliği haiz tasarımlar uzun süredir üretilmekte ve satışa sunulduğunu, davacının herhangi bir zararının doğmasının da mümkün olmadığını, ihtiyati tedbir talep edebilmek için davacı tarafından söz konusu iddiaların ispatlanması zaruri olduğundan davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurması haksız ve hukuka aykırı olduğundan davacı taleplerinin reddi gerektiğini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Görüldüğü üzere HMK’da ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın tereddütsüz şekilde ispatı şartı aranmamakta, yaklaşık olarak ispat yeterli görülmektedir. Tedbir talep edenin, kendi sunduğu ve davalı tarafından satışı yapıldığı iddia olunan ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığı, sadece tablo halinde sunulduğu ancak tasarım hususunun ayrı bir incelemeye tabi olduğu, ürünlerin karşı tarafa ait olup olmadığı belirlemesinin yapıldıktan sonra karşılaştırmasının yapılacağı, davaya konu ürünler incelenmeden tasarım hakkına tecavüz bulunup bulunmadığı hususunun yaklaşık olarak ispatının gerçekleşemeyeceği, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre; taraflara ait tasarımcının seçenek özgürlüğünün sınırları ve tescilli tasarım incelenmeksizin yalnızca her iki tarafın tablodaki karşılaştırılması suretiyle tespitinin yapılmasının mümkün olmadığı, yaklaşık ispatın bu aşamada gerçekleşmediği, değişen durum ve şartlara göre yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulmasına bir engel olmamasına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/04/2021 gün ve 2021/446 E. sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Davacı tarafın istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10/06/2021