Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/586 E. 2021/658 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/586 Esas
KARAR NO: 2021/658
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI : 2020/349 E. – 2020/757 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına dava konusu, keşidecisi …, lehtarı müvekkil …-İbrahimoğulları … olan … Bankası Mersin Mezitli şubesine ait … seri numaralı 10.09.2019 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli çeke ilişkin Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/403 Esas sayılı dosyası ile zayi nedeni ile çek iptali davası açılmış olduğunu, yargılama aşamasında davalı tarafından müvekkil, keşideci ve dava dışı … aleyhine dosyası ile icra takibi başlatıldığını, çek iptali davasının ikame edildiği Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/403 esas sayılı dosyasından 14.10.2019 tebliğ tarihli ve 11.10.2019 tarihli ara karar ile TTK 758 ve 763. Maddeleri gereğince çekin istirdadı için verilen süre içerisinde iş bu davayı açtıklarını, müvekkil ile faktoring müşterisi Şükrü Saydam arasında çek keşide etmek veya ciro etmek gibi herhangi bir işlem tesis edilmediğini, müvekkil iş yerinin tadili sırasında gerek olması halinde kullanmak adına keşideci tarafından 1 adet çek aldığını, tadilat sırasında evraklar arasında kaybolan/çalınan çek akibeti yani, çalınma veya kaybolma durumundan emin olunmadığından zayi nedeni ile çek iptali davası ikame edildiğini, çekin … tarafından çalındığı ve ciro edildiğini davalı tarafça İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibinin başlatılması üzerine haberdar olduklarını, müvekkil tarafından …’ a keşide edilen veya ciro edilen herhangi bir çekin bulunmadığını belirterek, dava konusu çekin dava süresince icra takibine konu edilmemesi yönünde tedbirin devamına, tazminat hakları saklı kalmak üzere, dava konusu çekin iktisabında ağır ihmali/kusuru bulunan davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, yargılama sürecinde iş bu çeke istinaden yapılacak tahsilatların tahsil tarihi itibari ile en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olduğundan, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, davaya konu çekin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine konu edildiğini ve takibin davacı yönünden kesinleşmiş olduğunu, bu nedenle davanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması belirterek yetkisizlik kararı verilmesini, esas yönden ise müvekkili firma ile dava dışı faktoring müşterisi … arasında Faktoring Sözleşmesi imzalandığını, Faktoring müşterisi … Faktoring Sözleşmesi uyarınca, 13.05.2019 tarihli Alacak Bildirim Formu ile kendisi tarafından ” Künefe …” adına düzenlenmiş olan Fatura uyarınca davaya konu; Halkbank Mezitli Şubesine ait, keşide tarihi 10.09.2019, seri numarası … ve miktarı 40.000,00 TL olan çeki, Müvekkili firmaya ciro etmek suretiyle devrettiğini, faktoring işlemi neticesinde de müvekkil tarafından … finansman sağlanmak suretiyle ödemenin gerçekleştirildiğini, faktoring işlemleri ertesinde müvekkili firmanın, keşide tarihi itibariyle davaya konu çeki bankaya ibraz ettiğini ancak, muhatap bankadan çek tutarını tahsil edemediğini belirterek … Mezitli Şubesine ait, keşide tarihi 10.09.2019 seri numarası 8891337 ve miktarı 40.000,00 TL olan çek, İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasıyla, icraya konulduğunu belirterek, öncelikle zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usulden reddine, dosya bakımından İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olması sebebiyle, yetkisizlik kararı verilmesini, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; Davanın, muhatap bankası … Bankası Mersin Mezitli Şubesi, keşidecisi… keşide tarihi 10 Eylül 2019, seri numarası …, bedeli 40.000 TL, lehtarı davacı … olan çekin davalıdan istirdadına ilişkin iade davasıdır. Dava 15.10.2019 tarihinde açılmıştır. Bu tarih itibarı ile arabuluculuk 06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” dava şartıdır ve iş bu davada niteliği gereği istirdat- iade istenilmekle arabuluculuk kurumuna başvuru zorunludur. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca davacının dosya kapsamına sunulu tüm bilgi ve belgelerden arabuluculuğa başvurmadığı anlaşılmış ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. İş bu dava niteliği gereği istirdat- iadeye ilişkin arabuluculuğa tabi olup, arabuluculuk dava şartı tamamlanabilir bir dava şartı olmadığından 6100 Sayılı HMK un 115/son maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı anlaşılmakla, davacının duruşma esnasındaki davanın arabuluculuğa tabi olmayan davalardan olmadığına dair iddiası kanunen uygun bulunmamış, davalı tarafın duruşmadaki beyanı da gözetilerek dava şartı Mahkeme Hakimince her aşamada re’ sen incelenilmekle 6235 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Eldeki davada birincil istem Çek’ in istirdatına yönelik olup, karar gerekçesi olarak belirtilen “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi” olmadığını, davanın açıldığı tarih itibariyle ikinci istem olan çek bedelinin tahsili halinde taraflarına ödenmesi istemi de çek istirdatı istemi ile ayrılmaz bir bütün olup, dava tarihi itibarıyla ikincil istemlerinin müstakilen açılmasının hukuki yararın olmaması nedeni ile mümkün olmadığını, arabuluculuk dava şartının dava konusu olayda uygulanamayacağını, ilk derece mahkemesince kurulan hükmün kaldırılarak yeniden esas hakkında inceleme yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı vekili, davanın çek istirdatı davası olup; bir alacak veya tazminatı konu almadığını, yani parasal bir edimi içeren eda davası niteliğinde olmadığından arabuluculuğun uygulama alanı dışında kaldığını, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.İlk derece mahkemesince arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de; 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20.maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddeye göre; “(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Görüldüğü üzere, 6102 Sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda arabuluculuk, dava şartı olarak belirlenmiştir. Madde gerekçesi “Maddeyle, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde belirtilen davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilerek bu uyuşmazlıkların temelinden, çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi amaçlanmaktadır.” şeklindedir. Yukarıda belirtildiği üzere gerekçede amaçlanan, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların, arabulucuda çözümlenmesi olup, madde metninde konusu …”bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava…” denilmek suretiyle dava türleri ayrımı belirtilmemiştir.Davanın 7155 Sayılı Yasa’nın 20. maddesi ile TTK’nın 5. maddesine eklenen 5/A maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı uyuşmalık konusu değildir. Bahse konu maddeye göre TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Eldeki davada uyuşmazlık, TTK’nın 792. maddesine göre açılan çek istirdadı davasında arabulucuya başvurmanın dava şartı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. TTK’nın 792. maddesi “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür” şeklindedir. Anılan madde hükmüne göre açılan davada davacının talebi, bir miktar paranın ödenmesi, alacak veya tazminat değil kıymetli evrak olarak çeki haksız olarak elinde bulundurduğu iddia edilen hamilden çekin iadesidir. Bu itibarla TTK’nın 792. maddesi kapsamında açılan çek istirdadı davasında arabulucuya başvurmak dava şartı değildir. (Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2020 tarih ve 2019/3048 E. – 2020/1093 K. sayılı ilamı hükmü bu yöndedir.) Bu itibarla, ilk derece mahkemesinin çek istirdadı davasında arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu yönündeki değerlendirmesi yerinde değildir. Dava devam ederken çekin bedelinin davalı tarafça tahsil edilmesi halinde davanın çek bedelinin istirdatına dönüşmesinde de durum değişmeyecektir. Zira çek bedelinin istirdatı istemi, çek istirdatı isteminin kabul edilmesine bağlıdır ve terditli bir talep olarak ileri sürülecektir. O halde ilk derece mahkemesince davacının asıl talebi olan çek istirdatı talebinin 6102 Sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı dikkate alınarak işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2020 gün ve 2020/349 Esas, 2020/757 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/06/2021