Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/575 E. 2021/539 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/575 Esas
KARAR NO: 2021/539
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/03/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/343 E.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin faaliyet alanı içerisinde çeşitli AR-GE çalışmaları yaptırarak yeni ve tamamen özgün tasarımlar oluşturduğu ve bu tasarımları adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin borcam saklama kabını 2018/05727 sayı ile tasarımı adına tescil ettirdiğini, ayrıca aynı ürünü TR 2019/05170 sayı ile pişirme amaçlı kullanılan cam tepsiler için geliştirilmiş taşıma ve saklama kabı başlıklı faydalı model olarak tescil başvurusuna da konu ettikleri ve araştırma raporunun olumlu geldiği ancak tescil işleminin henüz sonuçlanmadığını, davalı tarafından müvekkilinin tasarım ve faydalı model ile koruma altına aldığı ürünün benzerinin … markası altında üretim ve satışının yapılmakta olduğunu, davalı tarafından ihlal teşkil eden ürünler için TPMK nezdinde 2020/00594 sayı ile tescil belgesi aldığını, davalının müvekkili tarafından elde edilmiş görsellerinde, sosyal medya hesaplarında ürünlerin reklamını yaptığını, davalının eylemlerinin SMK uyarınca tasarım ve faydalı model hakkına tecavüz sayıldığını, ayrıca TTK. 54.madde gereğince haksız rekabet teşkil ettiğini, bu nedenle tasarımdan ve faydalı modelden doğan haklarının muhafazası, karşı yanın fiillerinin neticesinde müvekkilinin mağduriyetinin önüne geçilmesi ve tecavüz teşkil eden fiillerin devamı halinde müvekkilinin güç zararlara uğraması tehlikesi ile karşı kalınacağından tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 11/03/2021 tarihli ara kararıyla; Talep üzerine alınan bilirkişi raporunda özetle; “Dava dilekçesinde sunulan ürünün 2018/05727 nolu tasarımın koruma kapsamının içinde olduğu, https://www…..com /…; https:/ /www…..com …; www…..com linklerinden ulaşılan ürünlerin 2018/05727 no.lu tasarımın koruma kapsamının içinde olduğu, dava dilekçesinde sunulan ürünün TR 2019/05170 no.lu faydalı model başvurusunda tanımlı koruma kapsamının içinde olduğu, https://…… linkinden ulaşılan ürünlerin TR 2019/05170 no.lu Faydalı Model Başvurusunda tanımlı koruma kapsamının içinde olduğu, davalı yanın ilgili kullanımlarının davacı yan ile haksız rekabete sebebiyet verir mahiyette olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Tespit sonucu alınan bilirkişi raporu nazara alınarak, SMK’nın 159 ve HMK’nın 389 maddeleri koşulları oluştuğundan taktiren 10.000,00 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile https://www…..com/…; www…. https://www…..com… isimli internet sitelerine Türkiye’den erişimin tedbiren engellenmesine, bu hususta … müzekkere yazılmasına, sair taleplerin mahallinde inceleme yapılmadığından bu aşamada reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin 11/03/2021 tarihli tedbirin kısmen reddi kararında, davalının tecavüz oluşturan ürünlerin üretildikleri, satıldıkları, piyasaya sunuldukları ve ticari amaçlarla bulunduruldukları yerlerde toplanması, bu ürünlere el konulması, yine bu ürünlerin görsellerinin yer aldığı ve tanıtımlarının yapıldığı broşür, katalog vs. tanıtım vasıtalarına el konulması, imhasına yönelik tedbir talebinin bu ürünlerin kullanımına yönelik tespit işlemi yapılmadığı ve taraflarınca bu yönde bir tespit talebi bulunmadığı belirtilerek reddedildiğini, davaya konu ürünlerin davalı tarafından üretildiği, satıldığı, piyasaya sunulduğu ve ticari amaçla elde bulundurulduğu açık olduğundan talep edilen tüm hususlar açısından tedbir kararı verilmesi gerekmekte ve bu bağlamda davaya konu ürünlere ilişkin toplanma, el konulma, yine bu ürünlerin görsellerinin yer aldığı ve tanıtımlarının yapıldığı broşür, katalog vs. el konulması, davalı kullanımlarının talep edilen her husus için engellenmesi gerektiğini, tasarımdan doğan hakların ihlal edildiği açık olduğundan her bir talep edilen husus için ayrı ayrı tespit işlemi yapılmasına gerek bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararlarının tespit işlemine bağlı olmadığını, taraflarınca internet sitesi üzerinde tespit talep edilmesinin nedeninin, davalının müvekkilin tasarımıyla aynı nitelikteki tasarımları kullanımının kolayca tespit edilebilmesi ve müvekkilin tasarım ve faydalı modelden doğan haklarına tecavüz teşkil eden eylemlere maruz kaldığı ve hak kaybına uğradığının bilirkişi raporu ile kanıtlanması adına olduğunu, yani davalının kullanımının rapor ile tespit edilmesi amaçlandığını, davalının müvekkile ait tasarım ve faydalı modelinin aynısını kullandığı tespit edildiğinden tarafımızca talep edilen tüm hususlar için davalının kullanımının engellenmesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, bu manada dava dilekçesi ile talepte bulundukları davalının tecavüz oluşturan ürünlerin üretildikleri, satıldıkları, piyasaya sunuldukları ve ticari amaçlarla bulunduruldukları yerlerde toplanması, bu ürünlere el konulması, yine bu ürünlerin görsellerinin yer aldığı ve tanıtımlarının yapıldığı broşür, katalog vs. tanıtım vasıtalarına el konulmasınına yönelik de tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından üretilerek piyasaya arz edilen tasarıma konu ürün ile davacı yan ürünü arasında esaslı nitelikte farklılıklar bulunduğunu, müvekkilin ürününe konu faydalı model belgesi ile davacı yan faydalı model belgesi arasında da herhangi bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilin faydalı model belgesine konu ürünün istemleri ile davacı yan faydalı modelinin istemleri de birbirinden tamamen farklı olduğunu, davacı yan adına tescilli ürünün benzerlerinin çok daha önce Türkpatent nezdinde tescil edildiğini, yani davacı yan ürünün yenilik niteliği de tartışmalı olduğunu, SMK anlamında yenilik ve tekniğin bilinen durumunu aşma kriterine haiz olmayan tasarım ve faydalı patent belgesine istinaden müvekkil hakkında tedbir kararı verilmesinin bütünüyle haksız ve hukuka aykırı olup; müvekkil şirket aleyhinde 11.03.2021 tarihinde ihdas edilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Tedbir ve tespit isteyen vekili, borcam saklama kabı sektöründe faaliyet gösterdiğini, tasarım tescili ile korunan ürünleriyle ilgili olarak karşı tarafça üretim, satış ve satışa hazır bulundurma faaliyetlerinde bulunulduğunu beyan ederek yukarıda içeriği açıklanan tedbir kararının verilmesini talep etmiştir.6769 Sayılı Kanun’un 159. maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde olup, söz konusu ihtiyati tedbir kararı, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebilir. Bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 Sayılı HMK hükümleri uygulanır.6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, bu kapsamda, somut olaya bakıldığında davalı tasarımlarının da tescilli olduğu, dava konusu ürünlerin davalı tasarım kapsamında kalıp kalmadığının ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiği, davacı ve davalı tasarımlarının karşılaştırılması yapıldıktan sonra haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağının tespitinin yapılabileceği, bu kapsamda verilen tedbir kararının bu aşamada yeterli ve denetlenebilir olduğu, bilirkişi raporunun amacının tedbire dayanak teşkil eden eylemlerin tespiti olup, tasarıma konu ürünler incelenmeden diğer tasarım konusu tedbir istemlerinin değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, tedbir talep edenin bilirkişi raporu kapsamı itibariyle isteminin amacı karşılamaması sebebiyle hukuki yararın oluşmadığı, tedbirin de bu nedenle kısmen kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, iddianın bu aşamada tasarım tecavüzü yönünden davalı tasarımlarının da bulunması nedeniyle diğer istemler bakımından yaklaşık olarak ispat edilemediği, öte yandan yapılacak bilirkişi incelemelerinden sonra da yargılamanın her aşamasında ihtiyati tedbir istenilmesinin tabii bulunduğu anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/343 Esas ve 11/03/2021 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021