Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/571 E. 2021/594 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/571 Esas
KARAR NO: 2021/594 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/06/2019
NUMARASI: 2019/120 E. 2019/48 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali(Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2021
6100 sayılı HMK’nın 352.maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Üniversite Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanlığı’nın 17/04/2017 tarih ve … sayılı yazılarında bahsi geçen “…” isimli kitabın çevirisinden sorumlu gösterilen Doç. Dr. …’in telif hakkı ödemesinden kaynaklı kamu zararı alacağından doğan 16.851,06 TL’sı borcunu süresi içinde ödemediğinden, aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı ilamsız icra takibine, davalı hukuki nedene dayanakmasızın itiraz ettiğinden, takibin durduğunu, müvekkili kurumun Nörolojik Bilimler Enstitüsü’nün 8 Ocak 2013 2013 tarihinde Yayın Komisyonu Başkanlığına hitaben … isimli kitabın 6.250,00 ABD doları olan telif bedelinin üniversite kaynaklarından ödenmesine ilişkin yazılı başvurusuna istinaden, Yürütme Kurulu toplantısında telif ücretinin ödenmesine ve Prof. Dr. M. …’e konuyla ilgili işleri yürütmek üzere yetki verildiğini, yönetim kurulu kararından önce kitabın Doç. Dr. … tarafından 2012 yılında imzalandığını, 6.250,00 ABD doları telif bedelinin, … Yayınevine, Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanlığı tarafından 25/04/2013 tarihinde ödendiğini, 30/07/2013’te sözleşme süresi bittiği halde çevirinin tamamlanmadığını, kitabın telif süresi geçtiği ve yeniden basılması mümkün olmadığından kamu zararı doğduğunu, davalının FETÖ/ PDY soruşturması kapsamında 01/09/ 2016 tarih ve 672 sayılı KHK ile kamu personeli görevinden çıkarıldığını, kitabın çevirisini tamamladığını, gerekirse parasını kendi ödemesi koşuluyla basılmasını talep ettiğini, kitabın basımının uygun olmadığına karar verildiğini, telif ücreti ödenmesinde mali işlem aşamasının mevzuata göre yerine getirildiğinden, bu aşamada görev alan kamu görevlilerinin kamu zararı oluşmasında hukuka aykırı bir fillerinin bulunmadığını, işlemin ikinci aşaması olan çevirme yükümlülüğünün adı geçen akum görevlisi tarafından yerine getirilmemesinden kaynaklandığını, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Müvekilinin 2007-2009 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri Florida Üniversitesi Beyin Cerrahisi Mikronöroşirürji Labaratuarında Prof. Dr. … mentörlüğünde araştırmalar yaptıklarını, ortak bilimsel çalışmalar sürdürdüklerini, 2010 yılında Marmara Üniversitesi’ne davet ederek Prof … onuruna toplantı düzenlediğini, Prof … ait “…” isimli eserinin Türkçe’ye çevrilmesi hususunda kendisi ile mutabakata varıldığını, Marmara Üniversitesi’nde öğrencilik, asistanlık ve öğretim üyeliği görevini yapıyor olması nedeniyle bu denli prestijli bir yayının sadece kendi adına değil aynı zamanda üniversite adına da çıkmasına karar verdiğini, yöneticiler ile konuşarak telif ücretinin üniversite tarafından ödenmesini kararlaştırdıklarını, müvekkilinin çeviri faaliyetlerine başladığını, kitabın prestijine ve kalitesine uygun olması için gereken azami çabayı gösterdiğini, bu nedenle bazı chapterların birkaç defa yeniden çevrildiğini, tekrar ve tekrar gözden geçirildiğini, farklı konumlardaki kişiler ile irtibat ve bir araya gelmenin kolay olmadığını, her birinin ve kendisinin iş yoğunluğu nedeni ile sürecin uzadığını, ancak çalışmaların hiç durmadığını, zaruri nedenlerden dolayı müvekkilinin üniversite ile ilişiğinin kesildiğini ve çeviri işi ile ilgilenemediğini, izah edilen nedenlerle haklarının müvekkiline iade edilmemesi nedeniyle takip konusu alacağın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce; her ne kadar İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/228 E – 2018/566 K sayılı 20/12/2018 tarihli kararında Yargıtay 11.HD nin 2016/721 Esas 2017/4010 Karar sayılı kararı nazara alınarak, üniversite ile davalı arasında “…” isimli kitabın çevirisinden dolayı telif hakkı ödemesi kaynaklı oluşan kamu zararının tahsili talep edildiğinden, Yargıtay ilamı uyarınca ilim ve edebiyat eserleri arasında olması nedeniyle davaya bakma görevinin 5846 sayılı yasanın 76.maddesi uyarınca Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine ait olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilerek mahkememize gönderilmiş ise de; mahkeme tarafından görevsizlik kararına dayanak yapılan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/721 E. 2017/4010 sayılı kararının, davacının uygulanan projeden kaynaklı mali haklarına yönelik olarak davalının uygulamaya koyduğu 61 adet villanın telif haklarına ilişkin olup, verilen görevsizlik kararının gerekçesi olamayacağı, Davanın niteliği itibariyle, fikri mülkiyet hukukundan kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığı, davacının dava dışı 3. bir şahsa ödediği bedelin davalıdan tazminat olarak talep edilmesine yönelik rücu davası olduğu, işin esasının genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle usulden red kararı verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/12-48 esas ve karar sayılı dosyasının, 11.06.2019 tarihli duruşmasında, mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğini, gerekçeli kararı tebellüğ ettiklerini, gerekçeli karara istinaden dosyanın kesinleşmesini müteakiben, yargı yerinin belirlenmesi için Anadolu Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesini talep etmiştir.İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça; “…” isimli kitabın 6.250,00 USD olan telif bedelinin, Marmara Üniversitesi Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanlığı tarafından 25/04/2013 tarihinde, … Yayınevine üniversite kaynaklarından ödendiğini, 30/07/2013’te sözleşme süresi bittiği halde davalı tarafından yapılması gereken çeviri tamamlanmadığı ve kitabın telif süresi geçtiği için, yeniden basılması mümkün olmadığından kamu zararı doğduğu, doğan zararın haricen tahsili sağlanamadığından, davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğinden, Anadolu 7 Asliye Hukuk Mahkemesi’ne itirazın iptali için açılan 2018/228 esas sayılı davada mahkemece 20/12/2018 tarihinde, 2018/566 karar numarası ile “davacı Üniversite ile davalı arasında “…” isimli kitabın çevirisinden dolayı telif hakkı ödemesi kaynaklı oluşan kamu zararının tahsili talep edildiğinden, Yargıtay 11.HD nin 2016/721 Esas 2017/4010 Karar sayılı ilamı uyarınca ilim ve edebiyat eserleri arasında olması nedeniyle davaya bakma görevinin 5846 sayılı yasanın 76.maddesi uyarınca Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek, kararın istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın 08/04/2019 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir. Dosyanın görevsizlik kararı ile gönderildiği, İstanbul Anadolu 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/120 esas sayılı dosyasında, 11/06/2019 tarih 2019/48 sayılı kararı ile; davanın niteliği itibariyle, fikri mülkiyet hukukundan kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığı, davacının dava dışı 3. bir şahsa ödediği bedelin davalıdan tazminat olarak talep edilmesine yönelik rücu davası olduğu, işin esasının genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, davaya genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik nedeniyle usulden red, kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin gerekçeli kararı davacı vekiline 28/03/2021 tarihinde, davalı vekiline 12/04/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmamış, davacı vekili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili dairesine gönderilmek üzere İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu 19/03/2021tarihli dilekçesinde, “İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/120-48 esas ve karar sayılı dosyasının, 11.06.2019 tarihli duruşmasında, mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğini, gerekçeli kararı tebellüğ ettiklerini, gerekçeli karara istinaden dosyanın kesinleşmesini müteakiben, yargı yerinin belirlenmesi için Anadolu (İstanbul kastediliyor olmalı) Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesini” talep etmiştir. HMK 342/2-e-f maddesinde “başvuru sebepleri ve gerekçesi” “talep sonucu” istinaf dilekçesinde bulunması gereken hususlar olarak hüküm altına alınmıştır. HMK 352.maddesinde ise, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda; incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği, … başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir düzenlemesi mevcuttur. Olayların anlatımı taraflara, hukuki tasnifi yapmak mahkeme hakimine aittir. Davacı vekilinin 19/03/2021 tarihli dilekçesinde açıkça “davanın usulden reddine karar verildiğini, gerekçeli kararı tebellüğ ettiklerini, gerekçeli karara istinaden dosyanın kesinleşmesini müteakiben, yargı yerinin belirlenmesi için Anadolu (İstanbul) Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesini” talep ettiği sabittir. Dilekçede herhangi bir istinaf sebebi belirtilmemiş olması da davacı tarafın merci tayini için ilgili daireye gönderilmesini talep ettiğini doğrulamaktadır. Bu hali ile, İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilmiş görevsizlik kararı aleyhine davacı tarafın istinaf talebi mevcut olmadığından, davalı tarafça da istinaf yasa yoluna başvurulmadığından, İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin kararı 26/04/2021 tarihinde kesinleşmiştir. HMK 21/1-c maddesinde; iki mahkemede görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulur düzenlemesi mevcuttur. İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce davacı vekilinin 19/03/2021 tarihli dilekçesi istinaf dilekçesi olarak yorumlanarak dosya dairemize gönderilmiş ise de, İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/228-566 esas ve karar sayılı kararı 08/04/2019 tarihinde, İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/120-48esas ve karar sayılı kararı 26/04/2021 tarihinde istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiğinden, davacı tarafça açıkça HMK 21/1-c bendi uyarınca merci tayini talebinde bulunduğundan, HSK’nun 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanan İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin iş bölümünü düzenleyen kararında 37. Hukuk Dairesi’nin görev tanımındaki 13.maddesi (adli yargı kolu içinde, yargı yeri belirlemesine ilişkin ihtilaflar nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi – merci tayini) kapsamında kaldığından,Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-Dosyanın istinaf incelemesi için görevli İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİ’ NE GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı HMK 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 27/05/2021