Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/559 E. 2021/556 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2021/559
KARAR NO : 2021/556
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2020/266 E.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir talep eden davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde; Davacı …’in 2016/13188 no’lu ve 2018/16631 no ile tescilli faydalı model belgesi bulunduğunu, Bu belgeye konu buluşun; “Buluş, okullar, şirketler, sürücü kursları, özel kurumlar olmak üzere eğitim verilen her türden kapalı/açık alanlarda kullanılan yazı tahtaları ile ilgili olup, özelliği; belirtilen kapalı/açık alanlarda bulunan duvar, beton, sıva, fayans, mermer, ahşap kaplama, kumaş kaplama, cam olmak üzere tüm yüzeylere (3), bünyesinde bulunan negatif yüklü statik elektrik vasıtasıyla her iki yüzeyinden tutunarak üzerine yazı yazılıp silinen, kullanım sonrası rulo halde katlanarak kutusu (2) içerisine konumlandırılan, taşınabilir yapıda PVC, naylon, kağıt malzemelerinin herhangi birinden mamul mobil tahta (1) ile ilgilidir.” şeklinde özetlendiğini, Davacının 06.11.2018 tarihli ve 2018/16631 no’lu faydalı model başvurusu bulunduğunu, bu başvurunun 21.11.2018 tarihinde bültende yayınlandığını, ancak, başvuruya ilişkin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde ki tescil işlemleri henüz tamamlanmadığını, Başvuruya konu buluşun; “Buluş, eğitim kurumları, ev, ofis ve iş yerlerinde, statik elektrik yüklenerek çivi ve yapıştırıcı ihtiyacı olmadan yüzeylere (Y) tutturulan, propilen, polietilen, polipropilen, polivinilklorür, polistiren gibi plastik malzemelerden mamul, fiziksel ve kimyasal işlemlerle film şerit formu aldırılmış, şeffaf veya opak olabilen, yazma ve silme özelliğine sahip, farklı yüzeylerde (Y) tekrarlı olarak kullanılan çok amaçlı yazı tahtası (10) olup, özelliği; yüzey (Y) ile temas eden tarafına duvar kağıdı olarak kullanılması amacı ile desen (D) ve çeşitli koreografiler basılması, şeffaf olanlarının elektronik cihazlar (E) üzerine koruyucu amaçlı uygulanması, planlayıcı, takvim ve iş akış şeması olarak kullanılmak üzere, yüzey (Y) ile temas eden tarafına tablo (T) baskısının yapılması ile karakterize edilmesidir.” şeklinde özetlendiğini, Davacının gerek tescilli faydalı model belgesi gerekse faydalı model başvurusundan görüleceği üzere belgeye ve başvuruya konu istemlerde öne çıkan ayırıcı ve yenilik taşıyan unsurun ilave bir yapıştırıcıya ve gerece ihtiyaç duymayan elektrostatik (statik elektrik) tutunma özelliği olduğunun görüleceğini, Davacının 27.05.2017 tarihinden itibaren bu usulü kullanarak elde ettiği ürünlerini sosyal medya uygulaması olan … @… hesabı üzerinden reklam, pazarlama ve satışını gerçekleştirdiğini, Davaya konu buluşun sahibi oldukları iddiasında olan davalılar … ve …, diğer davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına, vekilleri aracılığıyla 2020/01571 no’lu faydalı model başvurusunda bulunduklarını, bu başvuruya ilişkin tescil işlemlerinin de henüz tamamlanmadığını, Davalıların başvurusuna konu buluşu; “Buluş, özellikle örümcek standlar, portatif standlar, promosyon, dekorasyon reklam ve tanıtım amaçlı olarak kullanılan herhangi bir yapışkana gerek olmadan istenilen yüzeye tutunması sağlanmış, ana kat (20), bahsedilen ana (20) kat en az bir yüzeyine uygulanmış, baskı yapılmasına olanak sağlayan baskı yüzeyi (30) oluşturulmuş folyo (10) ile ilgilidir.” şeklinde özetlediklerini, Davalıların, müvekkilinin hak sahibi olduğu usulü kopyalayıp taklit etmek suretiyle elde ettikleri muhtelif mamulleri @…com isimli Instagram hesabı kanalıyla reklam ve satışını yaptıklarını, Davalı şirketin reklam ajansı olduğunu, diğer davalıların da bu şirket’in yetkilileri ve ortakları olduğunu, müvekkili tarafından üretilen mamullerin reklam ve tanıtımlarının yapılması konusunda taraflar arasında görüşmeler yapıldığını, bu kapsamda davalıların müvekkilinin iş yerine gelerek pazarlama yaparken mamulleri tanımaları gerektiği bahanesiyle müvekkilinden mamullerin üretimiyle ilgili açıklama yapmasını istediklerini ve işyerinde gözlemlerde bulunduklarını, ayrıca daha sonraki günlerde davalıların müvekkili tarafından üretilen bazı ürünlerden satın aldıklarını, Davalıların faydalı model başvurusuna konu buluşunun, davacıya ait buluşun farklı kelime ve cümlelerle anlatımından ibaret olduğunu, keza, müvekkili tarafından üretilen mamullerle davalılar tarafından üretilen mamuller arasında -kötü bir taklidi olması dışında-mamullerin niteliği ve üretimi açısından belirgin ve ayırıcı bir farklılık olmadığını, Davacının, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde müdahalede bulunarak davalıların faydalı model başvurusunun fikri ve sınai mülkiyet haklarını ihlal ettiği ve yenilik unsuru taşımadığı itirazında bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; İhtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalıların müvekkilin faydalı model hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerinin önlenmesini ve durdurulmasını, müvekkilin faydalı model hakkına tecavüz edilerek üretilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, faydalı model verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil bulundukları her yerde el konulmasını ve bunların saklanmasını, müvekkilinin uğradığı zarar miktarının belirlenebilmesi için sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, ticari defterlerin davalılar tarafından mahkemeye sunulmasını, davalarının kabulü ile, davalıların eylemlerinin davacının faydalı model hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, muhtemel tecavüzlerin önlenmesini, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, davalıların tecavüz tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek 500,00 TL maddi tazminata ve 500,00 TL yoksun kalınan kazanca mahkum edilmelerini, davalıların tecavüz tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek 20.000,00 TL manevi tazminata mahkum edilmelerini, davalıların tecavüz tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek 10.000,00 TL itibar tazminatına mahkum edilmelerini, tecavüz oluşturan ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçların el konularak imha edilmesini, kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla özet olarak ilan edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, 05.01.2021 tarihli ara karar ile; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı tarafından davacının FM belgesine konu haklara tecavüz koşullarının mevcut olduğu, davacı tarafından TR 2016/13188 no.lu faydalı model belgesindeki tek istemin, aynı zamanda TR 2018/16631 no.lu faydalı model belgesindeki 1 nolu ana istemin, davalı tarafından yapılmış olan 2020/01571 no.lu başvuru kapsamındaki aynı olduğu anlaşılmış olmakla HMK’nun 390/son maddesindeki koşulun da gerçekleştiği gerekçesiyle davacının zararının genişlemesinin önlenmesi amacıyla HMK’nun 389. ve 6769 sayılı Kanunun 159. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, talep eden tarafça 50.000,00 TL nakdi veya kesin ve süreli teminat mektubu verilmek suretiyle teminat yatırıldığı takdirde, davacıya ait 2016/13188 ve 2018/16631 no.lu faydalı model model hakkına davalılar tarafından tecavüz teşkil eden eylemlerinin önlenmesine ve durdurulmasına karar verilmiştir.Mahkemece verilen bu karar karşı davalı tarafça yapılan itiraz üzerine, bu defa 17.02.2021 tarihli ara karar ile, bilirkişi raporuna atıfta bulunularak, ihtiyati tedbir koşullarında bir değişiklik olmadığından bahisle itirazın reddine karar verilmiş, karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun yanlı ve hatalı olduğunu, buna göre oluşturulan kararın da hatalı olduğunu, dava dilekçesi tebliğ edilmeden, davalıların cevapları dahi alınmadan dosyanın bilirkişiye verildiğini, bilirkişi tarafından davalıların antitezleri hiç değerlendirilmeden yalnızca davacı iddialarına dayanarak rapor hazırlandığını, hükümsüzlük dava dosyasındaki, davacının faydalı modelinin yenilik vasfını haiz olmadığına ilişkin iddialarına da itibar edilmediğini, Bilinilirliği yüksek olan markalarla ilgili dahi tedbir kararı verilirken ön inceleme duruşması yapıldığı bilinirken müvekkilinin haberi olmaksızın, savunmasını yapmasına müsaade etmeden, ön inceleme duruşması yapılmadan, hatta müvekkillerine tebligat dahi yapılmadan ivedilikle ve eksik inceleme ile tedbir kararı verilmiş olmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini,Davacının kötü niyetli şekilde mahkemeyi yanıltacak ifadeler kullandığını, bu şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesine sebebiyet verdiğini, faydalı modellerde istem kısmının korunmadığını, yalnızca sonuca ulaşım yollarının korunduğunu, yerel mahkeme ve bilirkişiler tarafından sonuca ulaşım yöntemleri dikkate alınmaksızın yalnızca ürün benzerliği değerlendirmesi yapılmasının hatalı olduğunu, Davacının 2018 tarihli başvurusunun reddedildiğini, davacının 2016 tarihli tescilinin de kendilerince ikame edilmiş olan hükümsüzlük davası ile kaldırılacağını,Davalı ürününün yenilik teşkil ettiğini, kendilerince özel bir formül geliştirildiğini, Somut olayda tedbirin koşullarının oluşmadığını, tedbir kararı verilmesini gerektiren bir durum bulunmadığını beyan ederek Mahkemece verilen tedbire itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2020/266 E. sayılı kararına karşı tedbir talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Talep eden taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021