Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/485 E. 2021/532 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/485 Esas
KARAR NO: 2021/532
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/166 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davalı vekili 02/03/2021 havale tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde; Bakırköy 6. ATM’nin 2021/7 D.iş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili 03/03/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Bakırköy 6. ATM’nin 2021/7 d.iş sayılı dosyasında 6 adet çek bedelleri toplamı 1.215.000 TL üzerinden tedbir kararı verildiğini, ihtiyati tedbir kararındaki bu rakamın bedelsiz kalan ve borçsuzluğun talep edildiği miktardan fazla olduğundan 10/03/2021 tarihli 1284278 nolu ve 40.000 TL bedelli çek için verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, bu hususta bu çek ile sınırlı olarak tedbir kararının kaldırıldığının ilgili bankaya bildirilmesini, diğer çekler yönünden ise verilen ihtiyati tedbir kararının devamını talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 06.03.2021 tarihli ara kararıyla; “Celp edilen Bakırköy 6. ATM’nin 2021/7 D.iş sayılı dosyasının tetkikinde, davacı … tarafından davalılar aleyhine ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, mahkemenin 11/01/2021 tarihli kararı ile, … Mustafa Kemal Paşa Şubesine/Ankara’ya ait ait 23/01/2021 çek tarihli … çek numaralı, 220.000,00 TL bedelli, … Mustafa Kemal Paşa Şubesine/Ankara’ya ait 29/01/2021 çek tarihli , … çek numaralı 150.000,00 TL bedelli, … Mustafa Kemal Paşa Şubesine/Ankara’ya ait 22/02/2021 çek tarihli … çek numaralı, 280.000,00 TL bedelli, … Mustafa Kemal Paşa Şubesine/Ankara’ya ait 10/03/2021 çek tarihli … çek numaralı, 40.000,00 TL bedelli, … Mustafa Kemal Paşa Şubesine/Ankara’ya ait 28/03/2021 çek tarihli, … çek numaralı, 275.000,00 TL bedelli, …bankası Mustafa Kemal Paşa Şubesine/Ankara’ya ait 04/04/2021 çek tarihli … çek numaralı, 250.000,00 TL bedelli çeklerin bankaya ibraz edilmesi halinde taraflarla sınırlı olmak kaydıyla ödenmesinin yasaklanmasına dair karar verildiği, verilen karara davalı tarafından itiraz edildiği, itirazın duruşmalı olarak değerlendirilerek esas davanın açıldığı mahkememizin işbu dosyasına gönderme kararı verildiği anlaşılmıştır. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir.Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Başka bir ifade ile ihtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi,gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir.Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi)İhtiyati tedbir, asıl dava ile karşılaştırıldığında, içerik itibariyle prensip itibariyle daha azını (munis) teşkil etmelidir. Teminat tedbirleri, talebin güvence altına alınmasına hizmet ettiğinden, doğası gereği asıl davada elde edilecek hukuki korumayı aşmaya muktedir değildir.(erişir, Evrim. İhtiyati Tedbir Türleri, Doktora Tezi, İzmir, 2010, sy. 458) Somut olayda; davacı vekili, Bakırköy 6. ATM’nin 2021/7 d.iş sayılı dosyasında 6 adet çek bedelleri toplamı 1.215.000 TL üzerinden tedbir kararı verildiğini, ihtiyati tedbir kararındaki bu rakamın bedelsiz kalan ve borçsuzluğun talep edildiği miktardan fazla olduğundan 10/03/2021 tarihli 1284278 nolu ve 40.000 TL bedelli çek için verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, diğer çekler yönünden verilen tedbirin devamını talep etmiş, davalı vekili ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. Celp edilen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/7 D.iş sayılı dosyası ve mahkememize dosyasına sunulan bilgi ve belgeler değerlendirilmiş olup, lehine ihtiyati tedbir verilenin, mevcut duruma göre davaya konu edilen çekler ödendiğinde telafisi imkansız zararlar söz konusu olacağından ve tedbir kararının teminatlı olarak verildiği dikkate alınarak Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/7 D.iş dosyasında verilen tedbir kararının devamına karar vermek gerekmiş, 10/03/2021 tarihli … nolu ve 40.000 TL bedelli çek yönünden verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalı vekili tarafından ihtiyati tedbire yapılan itirazın, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde duruşmalı olarak görüldüğü anlaşılmakla yargılamanın uzamaması bakımından usul ekonomisi ve HMK 397/4 maddesi dikkate alınarak yeniden duruşma açılmayarak dosya üzerinden davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin kısmen kabulü ile; -…ankası mustafa kemal paşa şubesine/ankara’ya ait 10/03/2021 çek tarihli … çek numaralı, 40.000,00 tl bedelli çek bakımından Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/7 d.iş dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına” karar verilmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Müvekkili şirketin Faktoring şirketi olduğunu ve talep konusu çekleri de 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 maddesine uygun olarak devir ve temlik aldığını, çeki ve çekin dayanağı faturayı müşterisi bulunan diğer davalı … Tic.Ltd.Şt. ‘den teslim aldığını, ihtiyati tedbir talep eden şirketin 13.08.2020 tarihli ıslak imzalı, şirket kaşesini havi taahhüt -teyit beyanını müvekkil şirkete vererek ” talep konusu çeklerin fatura muhteviyatı olan mal veya hizmetin eksiksiz olarak aldığını” onayladığını, davacı taraf her ne kadar, yazılı teyidi bulunmasına rağmen çeklere konu malları eksik aldığı iddiasında ise de, müvekkili … A.Ş. ne karşı kanun gereği bu def’iyi ileri süremeyeceğini, müvekkili şirketin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, keşideci ile ihtiyati tedbir talep eden arasındaki iç ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin işlem yapımı aşamasında çeklere konu mal veya hizmetin tam olarak alındığı konusunda talepte bulunan davacıdan yazılı ve ıslak imzalı teyit aldığını,-Haksız ve mesnetsiz şekilde Tedbirin kaldırılmasına yönelik taleplerinin reddedildiğini, ayrıca verilen ödeme yasağı kararının teminat miktarına da itirazlarının da değerlendirilmediğini, teminatın yasa gereği %115 teminata karar verilmesini, öncelikle haksız ve hukuki mesnetten yoksun İhtiyati Tedbir talebinin Müvekkil Şirket yönünden tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;-İş bu çeklerin müvekkilin doğrudan ticari ilişki içinde olduğu diğer davalı …cc ecza deposu tic.ltd.şti. ne keşide edildiğini ve bu çeklerin doğrudan faktoring firmasına temlik edildiğini, arada herhangi bir 3. kişi yer almadığını, ticari sözleşmenin tarafı neofarma olduğundan sözleşme tarafına ileri sürülebilen tüm defilerin faktoring firmasına karşı ileri sürülebileceğini, dolayısıyla şahsi defiler doğrudan b… faktoring aş ye ileri sürülebileceğinden iyi niyetli hamil olarak nitelenemeyeceğini, Davalı …. tarafından yapılan istinaf başvuru dilekçesi incelendiğinde herhangi bir cari hesap, faturalar ve/veya mal hizmet teslimine ilişkin belge sunulmadığını,-Davalı …ş. tarafından sunulan bu fatura müvekkilin nakit gönderdiği avansa karşılık gönderilen ürünlere ilişkin faturalar olup gönderdiği mallar dahi bu avansı kapatmaya yetmediğini, dolayısıyla ….faktoring a.ş. tarafından ilk derece mahkemesine sunulan faturanın dava konusu çeklerle uzaktan yakından herhangi bir ilişki mevcut olmadığını,-13.08.2020 tarihli belgede yer alan “çek konusu fatura muhteviyeatı olan mal veya hizmetlerin eksiksiz alındığına ” dair taahhüdün geçerliliğinin bulunmadığını ve 28.09.2020 tarihinde Davalı …’ya teslim edilmiş çekleri sanki 13.08.2020 tarihinde temellük ettiği yönünde belge tanzim etmiş olması yasayı dolanma kastını göstermektedir. çeklerin herhangi bir faturayla tevsik edilmediğinin açık olduğunu, müvekkil tarafından çek keşide tarihlerine kadar 26.09.2020 tarihli proforma faturadaki ilaçlar geleceği inancıyla 02.10.2020 tarihinde imzalanarak davalıya gönderildiğini, … Aş Tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK nun 72/3. Maddesi uyarınca faktöring sözleşmesi nedeniyle davalıya verilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Faktoring sözleşmeleri temelinde alacağın temliki hükümlerini barındıran Borçlar Kanunundaki tip sözleşmeler arasında yer almayan ve birden fazla tip sözleşmeyi kapsamına alan atipik nitelikte karma sözleşmelerdir. Faktoring sözleşmeleri üç köşeli işlemlerdir. Faktoring işlemlerinin taraflarını alacağı temlik alan faktoring şirketi, temlik eden önceki alacaklı (faktoring şirketinin müşterisi) ve önceki alacaklıyla arasında temel hukuki ilişki bulunan borçlu olarak gösterebiliriz. Faktoring sözleşmesinin niteliği gereği kural olarak borçlu önceki alacaklısına karşı ileri sürebileceği şahsi defileri temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürebilir. (6098 sayılı TBK md. 188/1, 6361 sayılı yasanın 9/2 md.) 6361 Sayılı yasanın 9/3 maddesi hükmü faktoring işleminin tarafları olan borçlu önceki alacaklı ve temlik alan faktoring şirketi dışındaki kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hükümdür. Kanunun 9/3 maddesi hükmünün faktoring işleminin tarafları arasında yer almayan kambiyo borçlularını ilgilendirdiği madde gerekçesinden de anlaşılabilmektedir. Zira gerekçenin son cümlesinde “Bu bağlamda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun defiler başlıklı 687. maddesi ile paralellik sağlanması hedeflenmiştir.” denmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 687/2 maddesinde “Alacağın temliki hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır. 6361 Sayılı kanunun 9/2. maddesi hükmünden hareketle faktoring sözleşmelerinde de alacağın temliki hükümleri uygulanacağından gerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 687/2. maddesi, gerekse 6361 sayılı kanunun 9/2 maddesi karşısında faktoring işleminin taraflarından olan kambiyo borçluları hakkında alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı aynı kanunun 9/3 maddesi hükmünün ise faktoring işleminin tarafı olmayan ve ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği anlaşılmaktadır. (Bkz. benzer yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/1159 Esas – 2015/12752 Karar sayılı ilamı) Bu açıklamalar karşısında davalı … yönünden yapılan değerlendirmede; faktoring şirketine ciro yoluyla devredilen çekte keşideci davacı (borçlu), lehtar … Ecza Deposu Ticaret Ltd. Şti. (önceki alacaklı), faktoring şirketi ise lehtardan çeki ciro yoluyla temlik alan son hamil durumunda olup, faktoring işleminin taraflarındandır. Hal böyle olunca somut olayda 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla olayımızda anılan kanunun 9/2 maddesi hükmünün ve dolayısıyla 6098 Sayılı TBK nın 188/1 maddesi hükmünün uygulanması gerekmektedir. Buna göre borçlu önceki alacaklısına karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri alacağı önceki alacaklıdan faktoring sözleşmesi çerçevesinde temlik alan faktoring şirketine karşı da ileri sürebilecektir. Bu duruma göre, dava konusu çek karşılığı fatura karşılığı malın tesliminin yapıldığı hususu yargılama gerektirmekte olup, mevcut haliyle davalı tarafından ispatlanamadığından borçlu davacının önceki alacaklı davalı…’ya karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri alacağı önceki alacaklıdan (davalı) faktoring sözleşmesi çerçevesinde temlik alan faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceğinden davalı … vekilinin müvekkilinin dava konusu çeki faturasıyla beraber temlik alan iyi niyetli ciranta konumunda bulunduğuna yönelik savunması somut olaya uygun düşmemektedir. (Nitekim benzer konuda başka yer Bölge Adliye Mahkemesince bu yönde verilen karar Yargıtay 15. H.D. 2018/4502 E 2019/1893 K sayılı ilamı ile onanmıştır). Bu sebeple davalı şirketin bu konudaki istinaf istemi yerinde değildir.2004 Sayılı İİK’nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünü içermektedir.6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. Tedbir talepli somut davanın icra takibinden önce açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 72/3. maddesinde; ”İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” denilmiştir. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. İİK’nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” denilmiştir. Yukarıda açıklananlar ve tüm dosya kapsamına göre, Mahkemece delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve gerekçelendirilerek kararda yazılı olduğu şekilde mevcut delil durumu itibariyle davalının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilemediği, davacının ileri sürdüğü iddia ve defilerin 6361 Sayılı Kanunun 9/3. maddesi gereğince davalı açısından sonuç doğurup doğurmayacağının ancak yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden, ayrıca verilen teminat miktarının da yasa maddelerine uygun olduğu anlaşılmakla, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinde istinaf sebepleri yönünden usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, 6100 Sayılı HMK 355. maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/166 Esas ve 06/03/2021 tarihli ara kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harç davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2021