Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/463 E. 2021/483 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2021/463
KARAR NO : 2021/483
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02/12/2020
NUMARASI: 2019/887 E. 2020/993 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı tarafından 25/10/2019 tarihinde keşidecisi … olan, 15/04/2016 tanzim ve 20/03/2017 vade tarihli 15.000,00 USD bedelli bonoya dayalı olarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili ve … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi başlatıldığını, alacaklı olduğunu iddia eden davalının kendisine ait olmadığını bildirmesine rağmen, kötü niyetli olarak ve hatta suç işleyerek müvekkiline ait bonoyla icra takibi başlattığını, haksız yere para tahsil etmeye teşebbüs ettiğini, dava konusu bononun müvekkiline ait olup, tahsil edilmesi için dava dışı … teslim edildiğini ve haksız şekilde davalının eline geçtiğini, yapılan araştırma sonucunda dava dışı avukat … yıllardır müvekkilinden 300.000,00 TL para almış olmasına rağmen hiçbir işini yapmadığı ve müvekkilini sürekli oyalayarak işlerini yapıyormuş gibi göründüğünün ortaya çıktığını, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/36023 esas sayılı dosya üzerinden suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın halen devam ettiğini, dava konusu bononun müvekkilinin rızasına aykırı olarak tedavüle çıkarıldığını, dava konusu bononun mülkiyetinin davalı …’a ait olmadığını ve müvekkili ile arasında hiçbir ilişki bulunmadığını, öncelikle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına müvekkili tarafından ödenecek paranın, dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, bono keşidecisi dava dışı ….’a bildirim yapılarak kendisinin anılan icra dosyasına ve iş bu dava sonuçlanıncaya kadar iyi niyetli olarak ödeme yapmaktan men edilmesini, müvekkilinin, keşidecisi … ve lehdarı kendisi olan 15/04/2016 tanzim ve 20/03/2017 vade tarihli 15.000 USD bedelli bono sebebiyle davalıya 15.000 USD asıl ve 2.299,66 USD faiz borcu ile 45 USD bono komisyonu borcu olmadığının ve anılan bononun haklı bir sebebe istinaden davalıda bulunmadığının tespitine, bononun müvekkiline iadesine, haksız takibin iptaline, dava konusunun %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; Davacının haksız ve mesnetsiz itirazları ile kendisine ciro yolu ile geçen senedini ödemek istemediğini, davacının senedi dava dilekçesinde de açıkça belirtmiş olduğu gibi kendisinin ciro ettiğini, avukatına ciro ederek tahsil amacıyla verdiğini söylemesinin gerçekleri yansıtmadığını, bir kimsenin avukatına tahsil için verdiği senedi cirolamayacağını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının iyi niyetli olmadığının açık olduğunu, davacının tüm ifadelerinde avukatı … bahsettiğini ancak onun hakkında dava açmadığını, bu durumun beraber hareket ettiklerini gösterdiğini, davacının ve borçlu …’ın adresini bulmak için uzun uğraşlar verildiği için geç takibe geçildiğini, senedin tarafına beyaz ciro yolu ile geçmiş bir senet olduğunu, senedin üzerinde nakden ibaresinin yazılı olduğunu, senedin üzerindeki bilgileri davacının kendisinin yazdırdığını, hatta izahata bile gerek olmadığını bildirerek, tedbirin kaldırılmasına ve davanın reddi ile lehine tazminata karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında borçlunun dosya davacıları, alacaklısının dosya davalısı olduğu, 15.000,00 USD bedelli bonoya dayalı takip başlatıldığı, açılan davanın, icra takibine konu bonoya dayalı İİK 72 maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olduğu, taraflar arasında tartışmalı olan hususun ise; davaya ve takibe esas bonodan davacının sorumlu olup olmadığı, davalıların mirasın reddedilip edilmediği, edilmemişse miktarının ne olduğu, taraflar lehine tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, Yargılama esnasında davalı … ölmekle mirasçılarının davaya dahil edildiği, davalı …’ın İstanbul Anadolu 3 Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığı mirasın gerçek reddi talepli davasının kabulüne karar verildiği, diğer mirasçı … alacağını talep etmediğini bildirdiği,Mirasçıların sorumluluğunun düzenlendiği TMK madde 641’de; “Mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar” ve müteselsil sorumluluğu düzenleyen BK’nun 142.maddesinde; “alacaklı müteselsil borçlularıncümlesinden veya birinden borcun tamamen veya kısmen edasını istemekte muhayyerdir” kuralları gereği, alacaklının borçlunun mirasçılarından biri veya tamamı aleyhine icra takibi yapabileceği, miras bırakanın borçlarından dolayı mirasçıların müteselsil ve şahsi sorumluluklarının olduğu, sorumluluğun, mirasın açılması anında başlayacağı,2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükünün takip alacaklısına ait olduğu, istisnai nitelikte iddiada bulunan davalının bu iddiasını ispatlayacak yazılı belgeleri öncelikle HMK 288 ve devamı maddeleri gereği ortaya koyması gerektiği, Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine icra takibine konu edilen bononun bedelsiz olması nedeniyle dava açıldığı, davalının yargılama esnasında ölmesi, davalı mirasçının hukuken reddi ile diğer mirasçının kabulü karşısında, davacının eldeki borçtan sorumluluğu kalmadığından, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu bono sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dosya kapsamına göre, davalının mirasçılarının kötüniyetinden bahsedilemeyeceğinden, taraflar yararına kötüniyet tazminatının şartlarının oluşmadığından, reddine” karar verilmiştir.Dahili davalı … istinaf dilekçesi ile: Dava ile hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını, kızının alacaklı olduğu dosyayı takip etmek istemediğini açıkça bildirmiş olduğu halde tarafına harç ve vekalet ücreti yüklendiğini, dosya ile hiçbir ilgi ve alakası olmadığı için kendisinden talep edilemeyeceğini, kızından hiçbir hak talep etmediğini bildirmiş olduğu halde para istenilmesini kabul etmediğini, belirtmiş olduğu sebeblerle istinaf talebinin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında, keşidecisi …, lehtarı … olan, 15/04/2016 tanzim ve 20/03/2017 vade tarihli 15.000,00 USD tutarlı bonodan dolayı borçlu davacı aleyhine icra takibi başlatılması sebebiyle, icra takibine konu senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti talep edilmiştir. Takip alacaklısı davalı …’ın 09/01/2020 tarihinde boşanmış olarak vefat ederek geriye mirasçı olarak, dahili davalılar annesi … ve babası …’ın kaldığı, mirasçı …’ın İstanbul Anadolu 3 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/1448-1521 esas ve karar sayılı kararı ile muris … mirasını kayıtsız şartsız reddettiği, diğer mirasçı … 09/11/2020 tarihli cevap dilekçesi ile, ” alacak hakkımızdan feragat ettiğimizden, hiçbir alacakta gözüm yoktur, icra alacağı ile ilgili talebimden feragat ediyorum ” şeklinde beyanda bulunduğu, kimlik tespitinin yapıldığı, dosya içerisinde mevcut dilekçesinin incelenmesinden tespit edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dahili davalı … davalı murisin mirasını reddetmesi, diğer mirasçı … kabulü karşısında, davacının takip konusu borçtan sorumluluğu kalmadığından bahisle davanın kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu bono sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 6.860,07 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça başlangıçta yatırılan 1.715,02 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.145,05 TL’nin davalı mirasçısından tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 13.490,00 TL ücreti vekaletin, davacı tarafça yapılan 1.715,02 peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 130,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.889,92 TL’nin davalı mirasçısından tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği tespit edilmiştir. Dahili davalı … , mahkemece verilen kararda davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin hüküm yönünden istinaf talebinde bulunmamış, dosyayı takip etmek istemediğini açıkça bildirmiş olduğu halde, tarafına harç, masraf ve vekalet ücreti yüklendiğini, dosya ile hiçbir ilgi ve alakası olmadığı için kendisinden talep edilemeyeceğini, belirtmek suretiyle harç ve yargılama gideri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.6100 Sayılı HMK’nın 323. maddesinde yargılama giderleri arasında, celse, karar ve ilam harçları, dava nedeniyle yapılan tebliğ, posta ve evrak giderleri, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti sayılmıştır. Yargılama harç ve giderlerini düzenleyen HMK 326. maddesinde; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, kısmen haklı çıkma durumunda, haklılık oranına göre paylaştırılacağı, aleyhine hüküm verilenler birden fazla olduğunda, mahkemece paylaştırılabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verilebileceği belirtilmiştir. Menfi tespit davaları yönünden yargılama giderlerine ilişkin kanunlarda özel düzenleme yoktur. İstinaf eden … tahsiline hükmedilen 5.145,05 TL bakiye karar harcı, 13.490,00 TL Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kanun gereği takdir olunan vekalet ücreti, 1.889,92 TL ise davacı tarafça davanın yargılaması sırasında sarf edilen başvurma, peşin harç ile posta gideri olup HMK 323. madde kapsamında kalmaktadır. Dava kabul edildiğinden, istinaf eden … aleyhine karar verilmiştir. Menfi tespit davaları için yargılama giderlerine ilişkin özel düzenleme bulunmadığından, yargılama giderlerinin davalı taraftan tahsili HMK 326. madde düzenlemesine uygun olduğundan, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, dahili davalı … Demir’in istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2020 tarih ve 2019/887 E.2020/993 K. sayılı kararına karşı dahili davalı … Demir tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Dahili davalı … alınması gerekli 6.860,07 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından dahili davalı tarafından yatırılan 1.725,01 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.135,06 TL harcın dahili davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Dahili davalı … istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Dahili davalı … tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/04/2021