Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/462 E. 2021/581 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/462
KARAR NO : 2021/581
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/01/2021
NUMARASI : 2021/7 E. 2021/7 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tespit ve tedbir talep eden vekili dilekçesi ile; Müvekkilinin tekstil sektöründe 1988 yılından bu yana faaliyet göstermekte olup, 2004 yılında “…+Şekil” markasını 2004/17136 no ile tescil ettirdiğini, müvekkilinin söz konusu markasını internet sitesinde, ticaret unvanında, ürün tanıtımlarında, ürün ambalajları ve iş evrakında kullandıklarını, karşı tarafın, söz konusu markanın çok benzerini yine www…..com internet sitesinde alan adı olarak, ticaret unvanında, ürün tanıtımlarında, ürün ambalaj ve iş evraklarında kullandığını, aynı zamanda www…..com alan adını haksız olarak kullandığını, söz konusu “… tekstil” ibaresini internet üzerinde arama motorlarında ticari etki yaratacak şekilde yönlendirici kod ve anahtar sözcük olarak da kullandığını, bu durumun müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek, davalı tarafından müvekkilinin tescilli markasının internet sitesinde, arama motorlarında, tabela, iş evrakı ambalajlar ve sair tanıtım malzemelerinde kullanıldığının tespitini ve marka hakkına tecavüz teşkil eden ürünlere el konularak yed-i emine teslimini, http://….com URL adresli web sitesine erişimin engellenmesini ve ticaret unvanından tecavüz oluşturan “…” ibaresinin silinmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; ”Dosya üzerinden alınan 12/02/2021 tarihli rapordan, “Tespit talep edenin 2004/17136 no ile tescilli markasının 23/24/25 ve 40. sınıflarda yer alan mallar ve hizmetler için tescilli olduğu, karşı tarafın tabela, basılı evrak (fatura, kartvizit, sipariş formu vb), poşet, etiket ve kolilerin üzerindeki kullanımları ile davacının markasının görsel ve fonetik olarak çok benzer olduğu, işyerinde, lastik, bağcık, şerit gibi “…” ürünlerinin imalatının ve satışının yapıldığı, ürünlerin üzerinde herhangi bir markanın kullanılmadığı, kullanımlarının, tespit talep edenin tescilli markası kapsamında yer alan ürünlerin üzerinde olmadığı, davalı tarafça, 26. sınıfta yer alan “dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için halkalar, perçinler, yapışkan bantlar” imal edildiği ve satıldığı, sözkonusu hizmet ve ürünlerin tespit talep edenin markası kapsamında yer alan mal ve hizmetlerden olmadığı, davacının markası kapsamında yer alan mallarla benzer olmadığı, farklı tüketici kitlesine hitap ettiği, karşı tarafın faturaları üzerinde kullandığı “…+Tekstil” ibaresinin, tespit talep edenin 23/24/25 ve 40. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerle ilgili olduğu, kapsamı geniş olan “D+…” ibaresinin yanında tekstil ibaresinin kullanılmasının, tüketicilerin her iki mal veya hizmetin aynı kökenden geldiğini varsaymalarının yanında, her iki işletmenin farklı olduğunun bilincinde olmaları ancak iki işletmeyi idari/ekonomik açıdan bağlantılı görmeleri ihtimalini düşündürebileceğini ve bu kullanımlarının tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği, karşı tarafın www…..com alan adını 12.03.2017 tarihinde aldığı ve kullandığı, sözkonusu alan adının …. ibaresinin yanında … ibaresinin kullanılmasının, tüketicilerin her iki mal veya hizmetin aynı kökenden geldiğini varsaymalarının yanında, her iki işletmenin farklı olduğunun bilincinde olmaları ancak iki işletmeyi idari/ekonomik açıdan bağlantılı görmeleri ihtimalini düşündürebileceğini ve bu kullanımlarının tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği”nin belirtildiği, Dosya kapsamı deliller ve mahallinde yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna göre, tedbir isteyen adına tescilli markanın karşı taraf ürünlerinde kullanılmadığı ve talebin sadece ürünlerin toplatılmasına ilişkin olması karşısında, taleple bağlılık ilkesi gereğince, ürünlere ilişkin tedbir talebinin reddine,Erişimin engellenmesi istenen “….com alan adının üçüncü kişi …. adına olduğu anlaşılmakla, erişimin engellenmesine dair tedbir talebinin de reddine,Davalının ticaret unvanında “…” ibaresinin tedbiren silinmesi talep edilmiş ise de, davalı gerçek kişi olup, vergi levhasına göre ayrıca ticaret unvanı bulunmadığından, bu talebin de reddine” karar verilmiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesi ile; Müvekkili şirketin tescilli markasının, davalı tarafından http://….com/ alan adlı internet sitesinde, mağaza ve fabrikalarında yer alan ambalajlarda, iş evrakında, ticaret unvanında izinsiz (hem … ibaresi hem de D şeklini) kullanması nedeniyle delil tespiti ve ihtiyati tedbir talepli dava ikame edildiğini, bilirkişi raporu ile; “Davalının faturaları üzerinde kullandığı … ibaresinin müvekkilinin markasını tescil ettirdiği 23/24/25 ve 40. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerle ilgili olduğu, kapsamı geniş olan D+… ibaresinin kullanılmasının, tüketicilerin her iki mal veya hizmetin aynı kökenden geldiği varsayımlarının yanında, her iki işletmenin farklı olduğunun bilincinde olmaları ancak iki işletmeyi idari/ekonomik açıdan bağlantılı görmeleri ihtimalini düşündürtebileceği ve bu kullanımların tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği, Davalının, www…..com alan adını 12.03.2017 tarihinde aldığı ve kullandığı, söz konusu alan adının … ibaresinin yanında Tekstil ibaresinin kullanılmasının, tüketicinin her iki mal veya hizmetin aynı kökenden geldiği varsayımlarının yanında, her iki işletmenin farklı olduğunun bilincinde olmaları ancak iki işletmeyi idari/ekonomik açıdan bağlantılı görmeleri ihtimalini düşündürtebileceği ve bu kullanımların tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceğinin” tespit edildiğini,
1-Dava dilekçesinde http://…l.com/ yetkilileri ve içerik sağlayıcıları açıkça hasım gösterilmesine rağmen, eksik incelemeyle alan adı sahibinin 3. kişi olduğu gerekçesiyle erişim engelleme taleplerinin reddine karar verildiğini, Dilekçe ekinde delil listesinde EK 6 olarak Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu İnternet Sitesi bilgi sorguları ve kayıtlarının ibraz edildiğini, alan adı sahibinin yine şirket içinden başka bir kişi olduğunun gösterildiğini, Bilirkişi incelemesiyle ilgili alan adının … ait olduğu, bu kişinin davalı şirket ile ilişiği olduğu (…) ve sitenin şirket için açıldığı, şirket kullanımında olduğu, alan adının bu şekilde kullanımının iltibas oluşturduğunun ifade edildiğini,Dava dilekçesinde http://….com/ yetkililerinin de davalı ile birlikte hasım gösterildiğini, bir an için böyle bir yönlendirme yapılmadığı düşünülse dahi, bilirkişi raporuyla da tespit edildiği üzere, internet sitesinin bizzat davalı şirket tarafından ürünlerinin reklam ve pazarlamasında kullanıldığı, internet sitesinde davalı şirketin mağazalarının, fabrikalarının, ürünlerinin, ambalajlarının sergilendiği, alan adı sahibi … iletişim bilgileri, davalı şirket …’in iletişim bilgileriyle aynı ve whois sorgulamasında alan adının kayıtlı olduğu şirket adının “…” olduğu tespit edilmesine rağmen, mahkemenin dosya kapsamını incelemeksizin, alan adı sahibinin 3.kişi olduğunu ileri sürerek erişimin engellenmesi talebini reddetmesi, dosya durumuna ve hukuka açıkça aykırı olduğunu,2- Davalının ticaret unvanının, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil numarasıyla “…” olarak tescil edildiğini, davalı tacir olup, dosyaya dava dilekçesi ile sundukları ticaret sicil kayıtlarından da görüleceği üzere, ticaret ünvanında müvekkilinin tescilli markasını kullandığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30.05.2016 tarih ve 2015/11138E, 2016/5911K. Sayılı kararı uyarınca davalının, müvekkilinin tescilli markasını markasal algı yaratacak şekilde ticaret unvanı olarak kullanmasının açıkça marka hakkına tecavüz oluşturduğunu,Davalının iş yerinde yapılan keşifte; faturalarında ve iş evrakında da … ibaresini kullandığının, iltibasa neden olabileceğinin bilirkişi raporuyla tespit edildiğini,Dosyaya ibraz edilen ticaret sicil kayıtlarına ve fatura örneklerine rağmen; yerel mahkeme tarafından vergi levhasında yalnızca şahıs adının yer aldığı ifade edilerek, ticaret unvanı olarak kullanımı olmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddine karar verilmesinin eksik incelemeye dayandığını ve hukuka aykırı olduğunu,3- Talep dilekçelerinin 2. maddesinde ” davalının hukuka aykırı kullanımı nedeniyle müvekkilin marka ve işareti bulunan davalı işyerindeki tüm ürünlerin, ambalajların ve iş evrakının toplatılmasına, tabelaların indirilmesine tedbiren karar verilmesini” ihtiyati tedbire teminatsız hükmedilmesini talep ettikleri 3. maddesinde, “talebimiz tecavüzün tespiti ve tespitin akabinde, teavüz konusu ambalajların, iş evrakının toplanması, tabelaların indirilmesi ve web sitesine erişimin engellenmesinden ibaret olup, davalının ürünlerinin toplatılması değildir” ifadesine yer verildiğini, taleplerinin, müvekkilinin tescilli markasını üzerinde taşıyan ambalajların, iş evrakının (fatura, irsaliye…), tabelaların indirilmesi olduğunun açıkça ifade edildiğini, ürün kelimesinden kasıtları incelenirken tüm dilekçe içeriğinin dikkate alınması gerekirken, yalnızca dilekçenin son kısmına bakılarak değerlendirme yapılmasının, eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu gösterdiğini, 4- Taleplerinin “talepler” başlığı altında açıkça sıralanmamış olduğu varsayılsa bile, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.10.2010 tarihli ve 2010/6-373E. 2010/477K. Sayılı ve 20.06.2007 tarih 2007/15-316E- 2007/15-316K. sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere; dava dilekçesi içeriğinde açıkça yer verilen herhangi bir istemin talep sonucu (netice-i talep) bölümünde yer almamasının sonuca etkili olmadığını, talebin dilekçe içeriğinde açıkça yer almasının gerekli ve yeterli olduğundan, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/7 D. İş ve 2021/7 K. numaralı hukuka aykırı kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı vekili; Müvekkili şirketin … ve D şekilli mankasını, 17/11/2014 tarihinde 23-24-25-27 ve 40. sınıflarda ilk defa 17136 marka numarasıyla tescil ettirip 08/06/2014 tarihinde de 10 yıl süreyle yenilediğini, davalının, müvekkilin tescilli markasını internet sitesinde, ticaret unvanında, ürün tanıtımlarında, ürün ambalajlarında ve iş evrakında haksız olarak kullandığını, marka hakkına tecavüz ettiğini belirterek, mahallinde bilirkişi aracılığı ile tespitini,- marka hakkına tecavüz teşkil eden ürünlerin yerinde tespiti halinde, ihtiyati tedbir kararı verilmediği takdirde müvekkilinin zararı artacağından, ivedi bir şekilde el konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilerek, adli yediemine ya da müvekkili şirkete ait bir depoda muhafaza edilmesini,-http://….com URL adresli web sitesinde müvekkiline ait tescilli “…” markasının ve “D” ibaresinin tüm sayfalarda ve alan adı olarak kullanıldığının tespitini,-http://….com URL adresli web sitesinde müvekkiline ait tescilli “…” markasının davalı tarafından arama motorunda ticari etki yaratacak şekilde yönlendirici kod ve anahtar sözcük olarak kullanılığının tespitini,-http://….com üzerinde alan adı sahibi gerçek ve tüzel kişi kimliği ve adresinin tespitini,-http://….com URL adresli web sitesine erişimin tedbiren engellenmesini,-Davalının ticaret unvanından tecavüz oluşturan … ibaresinin tedbiren silinmesini, talep etmiştir.Mahkemece mahallinde yapılan tespit sonunda alınan bilirkişi raporu ile; D … markasının Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 08/06/2004 tarihinden itibaren … tescil numarası ile 23-24-25 ve 40.nice sınıflarında davacı adına tescilli olduğu, http://www…..com alan adının … adına 12/03/2017 tarihinde alındığı, 12/03/2021 tarihine kadar geçerli olduğu, web sitesinde lastik, şerit, kordon ürünlerinin resimlerinin ve verilen hizmetlerin tanıtımının yapıldığı görsel ile fabrika satış mağazasının resminin bulunduğu, Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 08/06/2004 tarihinden itibaren 2004/17136 tescil numarası ile 23-24-25 ve 40.nice sınıflarında davacı adına tescilli olan D … markasında; D harfi şeklinin içinde bir adet iplik makarası (rulosu) yanında … ibaresinin mevcut olduğu, Davalı tarafça; D harfi şeklinin içinde bir adet T harfi yanında baskın unsur olarak … ibaresi mevcut olduğu, fatura, tabela, poşet ve kartvizitte kullanıldığı, zaman zaman tali unsur olarak, tekstil, dar dokuma, dar dokuma-lastik ibarelerinin kullanıldığı,Davalı kullanımı ile davacı markasının, görsel ve fonetik olarak çok benzer olduğu, ürünlerin üzerinde herhangi bir markanın kullanılmadığı, davalı ürünlerinin davacının markasının tescilli olduğu sınıf dışında 26. nice sınıfında (dar dokumalar, şeritler, kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için halkalar, perçinler, yapışkan bantlar) olduğu, davacının markasının kapsamında yer alan mal ve hizmetlerden olmadığı, benzer mal ve hizmetler olmadığı, farklı tüketici kitlesine hitap ettiği, Davalı tarafın faturalarında kullandığı D … Tekstil ibaresinin davacı tarafın 23-24-25 ve 40. sınıfta yer alan mal ve hizmetleri ile benzer sınıfta olduğu, tüketicilerin her iki mal ve hizmetin aynı kökenden geldiğini varsaymalarının yanında, her iki işletmenin farklı olduğunun bilincinde olarak, iki işletmenin idari ve ekonomik açıdan bağlantılı görme ihtimalini düşündüreceği, bu kullanımların iltibasa neden olabileceği, http://www…..com alan adının 12/03/2017 tarihinde alındığı, …. ibaresinin yanında … ibaresinin kullanılmasının, iki mal ve hizmetin aynı kökenden geldiğini varsaymalarının yanında, her iki işletmenin farklı olduğunun bilincinde olarak, iki işletmenin idari ve ekonomik açıdan bağlantılı görme ihtimalini düşündüreceği, bu kullanımların iltibasa neden olabileceği, web sitesi içeriğinde D şekil markasının baskın olarak kullanıldığından tek başına iltibasa neden olmayacağı, D şekil +… ibaresinin göründüğü web sitesindeki kullanımın davacı markasına tecavüz oluşturmadığı, tespit edilmiştir.Mahkemece; Tedbir isteyen adına tescilli markanın, karşı taraf ürünlerinde kullanılmadığı ve talebin sadece ürünlerin toplatılmasına ilişkin olması karşısında, taleple bağlılık ilkesi gereğince, ürünlere ilişkin tedbir talebinin reddine,Erişimin engellenmesi istenen “… alan adının üçüncü kişi … adına olduğu anlaşıldığından, erişimin engellenmesine dair tedbir talebinin de reddine,Davalının ticaret unvanında “…” ibaresinin tedbiren silinmesi talep edilmiş ise de, davalı gerçek kişi olup, vergi levhasına göre ayrıca ticaret unvanı bulunmadığından, bu talebin de reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın tedbir isteyen vekiline e-tebligat yolu ile 21/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 22/02/2021 tarihli istinaf talebinin süresinde olduğu tespit edilmiştir.6769 Sayılı SMK’nun 7.maddesinde; marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnalarının,1-Bu kanunla sağlanan marka koruması tescil yolu ile elde edilir.2-Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin izinsiz olarak yapılması halinde aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır; -Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması,-Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal ve hizmetleri kapsayan, bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması,-Aynı, benzer veya farklı mal ve hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması,6769 Sayılı SMK’nun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiler;-Marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7.maddede belirtilen biçimlerde kullanmak-Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek,-Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, olarak düzenlenmiştir.HMK 389.maddesinde; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”HMK 394. maddesinde;” …ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir.İtiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.”HMK 341/1.maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.”6769 Sayılı Kanun’un 159.maddesinde; “Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanım ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir” düzenlemeleri mevcuttur.Davacı tarafın HMK 389 ve 6769 Sayılı Kanun’un 159.maddesi kapsamında tedbir talep edebilmesi için davalı kullanımının, kendi markasına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmesi, mevcut durumda değişiklik olacağını, tedbir kararı verilmediği taktirde hükmün infazının zorlaşacağını, imkansız hale geleceğini, bu fiillerden zararının doğduğunu, doğma ihtimali bulunduğunu yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanıtlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinin açıklama kısmında ihtiyati tedbir olarak; 1-http://….com URL adresinde yer alan web sitesine erişimin engellenmesi, 2- Ticaret unvanının ihlal oluşturan kısmının tedbiren terkinini istediklerini belirtip takiben “talebimiz, tecavüz konusu ambalajların, iş evrakının toplanması, tabelaların indirilmesi ve web sitesine erişimin engellenmesinden ibaret olup, davalının ürünlerinin toplatılması değildir.” şeklinde beyanda bulunmuş, netice-i talep kısmında; “marka hakkına tecavüz teşkil eden ürünlerin yerinde tespiti halinde, ihtiyati tedbir kararı verilmediği takdirde müvekkilimizin zararı gün geçtikçe artacağından ivedi bir şekilde el konulmasına ilişkin Sayın Mahkemenizce ihtiyati tedbir kararı verilerek adli yediemine yada müvekkilimiz Şirket’e ait bir depoda muhafaza edilmesine,http://…com URL adresli web sitesine erişimin tedbiren engellenmesine, Davalının ticaret unvanından tecavüz oluşturan … ibaresinin tedbiren silinmesine” şeklinde tedbir talep ettiği sabittir.Alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafın web sitesindeki kullanımın davacı markasına tecavüz oluşturmadığı, tespit edildiğinden, HMK 389 ve 6769 Sayılı Kanun’un 159.maddesi kapsamındaki koşullar oluşmadığından, dava dilekçesinde davalı olarak http://….com/ yetkilileri ve içerik sağlayıcıları şeklinde gösterilmesi, … davalı sıfatı kazandırmayacağından, web sitesinin adına kayıtlı olduğu … bu hali ile davada taraf olmadığı sabittir. Mahkemeler sadece davanın tarafları hakkında tedbir kararı verilebileceğinden, mahkemenin web sitesine erişimin engellenmesine yönelik tedbir talebinin reddine dair kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı tarafın bu yöndeki istinaf talebinin gerekçesi genişletilerek HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf netice-i talep kısmında açıkça ürünlerin toplatılmasını, yediemine teslimini yada müvekkilinin deposunda muhafazasını talep ettiğinden, ürünlerin toplatılması talepleri olmadığına ilişkin beyan yerinde görülmemiştir. Yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporu ile “davalı kullanımı ile davacı markasının, görsel ve fonetik olarak çok benzer olduğu, ürünlerin üzerinde herhangi bir markanın kullanılmadığı, davalı ürünlerinin davacının markasının tescilli olduğu sınıf dışında 26. nice sınıfında (dar dokumalar, şeritler, kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için halkalar, perçinler, yapışkan bantlar) olduğu, davacının markasının kapsamında yer alan mal ve hizmetlerden olmadığı gibi benzer mal ve hizmetlerden olmadığı, farklı tüketici kitlesine hitap ettiği” sabit olduğundan, mahkemenin tedbir isteyen adına tescilli markanın, karşı taraf ürünlerinde kullanılmadığı ve talebin sadece ürünlerin toplatılmasına ilişkin olması karşısında, taleple bağlılık ilkesi gereğince, ürünlere ilişkin tedbir talebinin reddine, dair kararında isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin de reddine karar verilmiştir. Tedbirin amacı tedbir isteyenin zararının artmasının engellenmesine yönelik olmakla birlikte, tarafların menfaat dengesinin gözetilmesi, aleyhine tedbir uygulanacak tarafın zararına da sebebiyet verilmemesi gerekir. Tarafların farklı alanlarda mal üretimi yapmaları, davalı tarafın ürünlerinde tedbir isteyenin markasının kullanmaması, tanınmış markanın varlığının tespiti bakımından, ticaret unvanındaki “…” ibaresinin aleyhine tedbir talep edilen tarafça kullanılmaya başlandığı tarihin dosya kapsamından tespit edilememesi, bu durumun tespitinin yargılamayı gerektirmesi, davalının gerçek kişi olup, vergi levhasına göre ayırt edici başka bir ticaret unvanının bulunmaması sebebiyle, ticaret unvanındaki … ibaresinin silinmesi halinde, aleyhine tedbir istenene ulaşmanın neredeyse imkansız olacağı nazara alındığında, davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin silinmesi halinde uğrayacağı zararın, mevcut durumun muhafazası sebebiyle tedbir isteyen tarafın uğrayacağı zarara göre daha fazla olacağından, ticaret unvanından “…” ibaresinin tedbiren silinmesine ilişkin talebin reddinde isabetsizlik olmadığından, davacı tarafın tedbir talebinin reddine dair karara karşı ileri sürdüğü tüm istinaf sebeplerinin gerekçesi genişletilerek 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b/2. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Tedbir ve tespit isteyen davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,2- 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/7 D.İş ve 2021/7 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Tedbir ve tespit isteyen vekilinin, karşı tarafın ürün ve iş evrakına el konulması, adli yediemine ya da müvekkili şirkete ait bir depoda muhafaza edilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin REDDİNE,3/a- http://….com URL adresli web sitesine erişimin engellenmesine, ilişkin tedbir talebinin REDDİNE,3/b- Davalının ticaret unvanından, ”…” ibaresinin tedbiren silinmesi talebinin REDDİNE,4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince tespit talebi yönünden 97,70 TL ile tedbir talebi yönünden 97,79 TL karar harcından peşin alınan 97,70 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 97,70 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 4/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 59,30 TL başvurma harcı, 97,79 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 50,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.215,59 TL’nin, (tespit talebinin kabul, tedbir talebinin reddi) kısmen kabul edilmiş olması sebebiyle, 607,80 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde masraf yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Davacı lehine tespit talebi için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden ihtiyati tedbir isteyen tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendisine iadesine,5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 43,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 205,10 TL’nin, davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 394/5. maddesi gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/05/2021