Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/448 E. 2021/521 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/448 Esas
KARAR NO: 2021/521
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2020/178 E.
DAVANIN KONUSU: Patent (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından daha önce verilen 03/09/2020 tarih ve 2020/92 D.İş sayılı kararda, ”tedbir talebine dayanak yapılan hususlarla ilgili olarak, taraflar arasında İstanbul 2. FSHHM’nin 2020/178 Esas ve 2020/254 Esas sayılı dosyalarında dava görüldüğü, tedbir konusunda ancak esas Mahkemesinde bir karar verilebileceği, aynı uyuşmazlığın değişik iş yoluyla başka bir Mahkemede görülmesine imkân bulunmadığı” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 10/12/2020 tarih 2020/2501 Esas-2020/407 Karar sayılı kararı ile ”tedbir talebine konu marka ile ilgili olarak taraflar arasında açılmış bir dava dosyasının bulunmadığı” gerekçesiyle, tedbir talep eden vekilinin istinaf isteminin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararda açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesinden sonra, bu defa Mahkemece 04/02/2021 tarih 2020/92 Değişik İş sayılı karar ile; ”…HMK 390. Madde gereğince, İstanbul 2.FSHHM’nin 2020/268 Esas sayılı dosyasında, … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından davalı … aleyhine aynı markaya dayalı aynı konuda tedbir talep edildiğinden, tedbir istemi hakkında olumlu olumsuz karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın İstanbul 2.FSHHM’ne gönderilmesine…” şeklinde karar verildiği, bu kararın istinaf istemine konu edildiği görülmektedir.Tedbir talebinde bulunan taraf istinaf dilekçesinde; Her davanın, açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğini, tedbir talebinde bulunulduğu tarihte henüz açılmış bir dava bulunmadığını, Mahkemece tedbire ilişkin kararların geç verilmesinden dolayı sürecin uzaması üzerine esas hakkındaki davayı açmak zorunda kaldıklarını, marka hakkının ihlal edildiğinin bilirkişi raporları ile sabit olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, tedbir taleplerinin kabulü ile, marka hakkına tecavüz teşkil eden kullanımların durdurulmasına ve önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dairemizce daha önce 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a.6.maddesi uyarınca verilen kaldırma kararından sonra, taraflar arsında, tedbir talebine dayanak yapılan hususlarla ilgili olarak esas hakkında bir dava açıldığı ihtilaf dışındadır. Mahkemece bu aşamadan sonra tedbirle ilgili karar verme görevinin esas hakkındaki davaya bakan Mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle tedbir hakkında bir karar verilmemiştir. Tedbir talebinde bulunan, tedbir talebinde bulundukları tarihte henüz esas hakkında açılmış bir dava bulunmadığını ileri sürmüştür. Uyuşmazlık; Dairemizce verilen kaldırma kararından önce, yani henüz taraflar arasında esas hakkında bir davanın bulunmadığı dönemde, Mahkemece verilen ve esasa ilişkin olmayan kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılıp dosyanın Mahkemeye gönderilmesinden sonra, taraflar arasında esas hakkında dava açılmış olması nedeniyle, tedbir hakkında karar verme görevinin daha önce karar veren Mahkemeye mi, yoksa esas hakkındaki davanın görüldüğü Mahkemeye mi ait olduğu noktasında toplanmaktadır.Somut olayda, tedbir talebinde bulunulduğu tarihte yerel Mahkeme HMK’nun 390.maddesi anlamında görevsiz değildir. Zira, bu tarihte taraflar arasında henüz açılmış bir dava bulunmamaktadır. Esasa ilişkin dava, Dairemizce verilen kaldırma kararından sonra açılmıştır. Ancak Mahkemece verilen ilk kararın esasa yönelik bir karar olmadığı, dosya karar verilmek üzere Mahkemesine gönderildikten sonra, henüz Mahkemece esasa yönelik bir karar verilmeden önce esas hakkındaki davanın açıldığı, bunun ise, tedbir talebinin ve esasa yönelik davanın farklı Mahkemelerde görülmesi durumunu ortaya çıkardığı, yerel Mahkemece henüz tedbirin esasına yönelik bir karar verilmemiş olması nedeniyle tedbir talebinin esas hakkındaki davaya bakan Mahkemece öncelikle değerlendirilmesi gerektiği, aksine düşüncenin uygulama birliği ve usûl ekonomisi açısından sakıncalı sonuçlar doğurabileceği gibi, 6100 Sayılı HMK’nın 390. ve 397.maddelerinin getiriliş amacına da aykırı olacağı kanaatiyle Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle tedbir talebinde bulunanın istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece ahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tedbir talep eden vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/178 Esas sayılı ara kararına karşı tedbir talep davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/04/2021