Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/403 E. 2021/929 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/403
KARAR NO: 2021/929
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/651 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Söz. Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı … ile davalı arasında 13/04/2017 tarihli “Genel Faktoring Sözleşmesi Ön Ödeme Şartları” imzalandığını, …’in, 550.000,00-TL parayı %18 +1 faiz ve komisyon oranı ile kullandığını ve karşılığında davacı …’in keşidecisi olduğu 790.600,00-TL’lik çekten doğan alacak hakkını ek teminat olarak temlik ettiğini, başlangıçta … çek numaralı … çekinin teslim edildiğini, daha sonra çekin iade alınarak, dava konusu … 10.11.2017 vade, 790.600,00-TL bedelli … çek numaralı … çekinin davalı şirkete teslim edildiğini, dava konusu çekin temelinde davalı şirkete temlik edilmiş bir fatura olmayıp, sadece ek teminat mahiyetinde teslim edildiğini, kullanılan 550.000,00-TL ana para, 157.400,17 TL faiz ve komisyon tutarı olmak üzere toplamda 707.400,17 TL tutarında davalı şirket tarafından, davacı … şirketine fatura düzenlendiğini ve söz konusu tüm faturaların “… numaralı çeke mahsuben ödeme” notuyla davalı şirkete ödendiğini, ek teminat olarak davalı şirket uhdesindeki çekin konusuz kaldığını ve iadesi gerektiğinden, ihtarname gönderilerek çekin iadesinin istendiğini, cevabi ihtarnameyle … Şirketi’nden 784.251,60 TL alacağı olduğu iddiası ile talebin reddedildiğini, akabinde dava konusu çekin İstanbul 16. İcra Ceza Mahkemesinin 2019/435 E sayılı dosyası ile ödemelerden ve faktoring ilişkisinden hiç bahsedilmeden karşılıksız çek şikayetine konu edilerek mükerrer tahsilat amaçlandığını, bu nedenle davalı şirket hakkında bedelsiz senedi kullanmak suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, ayrıca mahkemece … Şirket yetkilisi … hakkında 788.563,49-TL adli para cezasına hükmedildiğini, dava konusu … 10.11.2017 vade tarihli, 790.600,00 TL tutarlı, … numaralı çekten dolayı, çekte yazılı bulunan 790.600,00 TL tutar için davacıların, davalı’ya borçlu olmadığının tespitine, mükerrer tahsilata yol açılmaması için %15 tutarında gösterilecek teminatla icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı tarafın … hakkında İstanbul 16. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2019/435 esas sayılı dosyasında verilen adli para cezası hükmü nedeniyle ceza davasının konusu olan çek nedeniyle huzurdaki davayı açtığından, suç ve cezanın şahsiliği prensibi uyarınca İstanbul 16. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2019/435 esas sayılı dosyasında taraf olmadıklarından, davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, çeke ilişkin ödeme yapılmasının çekin teminat çeki olmadığını göstereceğinden, dava açmakta hukuki yararının olmadığını, çekin bir ödeme vasıtası olması sebebiyle aksine sözleşme olmadığı taktirde hizmetin teslimi ile birlikte keşide edildiğinin kabulü gerektiğinden, açılan menfi tespit davasının reddi gerektiğini, davacı tarafın borcun ödendiğini iddia etmesi karşısında çekin borcun ödenmesi uğruna verildiğini göstereceğinden, teminat çeki olduğu yönündeki iddianın yerinde olmadığını, çekin sözleşmeler kapsamında verilmesi sebebiyle müvekkilinin alacaklı konumunda olup, 6361 sayılı yasanın 9/3 maddesi uyarınca aksini davacının kanıtlaması gerektiğinden davanın reddini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın İİK 72. maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun “Menfi tesbit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi (Değişik: 18/2/1965 – 538/43 md.):”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir” hükmünü içerdiği, davacılarca dava konusu çekin ek teminat olarak verildiği iddiasında bulunulduğu, mutlak defi mahiyetinde olan imza ve yazıların kendilerine ait olmadığı konusunda herhangi bir inkarlarının bulunmadığı ve bu hususa ilişkin herhangi bir belge ve bilgi sunmadıkları, yapılan değerlendirmede, dava konusu somut olayda çekin ek teminat olarak verildiğine ilişkin davacı yan iddialarının yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin talep yönünden yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından, icra takibinin durdurulmasına ilişkin tedbir isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Takibin durdurulması isteklerinin … nolu 790.600 TL’lik çek hakkında imza veya yazıya yönelik bir iddia ya da salt teminat çeki olduğu yönünde olmadığını, söz konusu … nolu 790.600 TL’ lik çek için, çek numarası da dekontlara yazılarak davalı şirkete yapılan 707.400,17 TL ‘lik dosyaya sunulu banka havale ödemeleri nazara alındığında mükerrer ödeme olmaması için ihtiyati tedbir talep edildiğini, mahkemenin ihtiyat tedbir talebini ret gerekçesinin somut olaya, delil durumuna ve talebe uygun düşmediğini, Müvekkili Davacı … A.Ş. tarafından, davalı şirketten 13/4/2017 tarihli “Genel Faktoring Sözleşmesi Ön Ödeme Şartları” belgesi kapsamında 550.000 TL para kullandığını ve Yıllık %18 + Faiz ve %1 komisyon tutarı ile ödeme taahhüt edildiğini, … A.Ş.’nin kullandığı bu borç için diğer davacı … A.Ş.’den teslim aldığı dava konusu 796.000 TL’ lık çeki ek teminat olarak davalı şirkete teslim ettiğini, bahse konu Faktoring borcu için davalı şirketin dönem dönem ana para, faiz ve komisyon faturaları düzenleyerek … A.Ş’ye tebliğ ettiğini, bu faturaların 550.000 TL ana para, 157.400,17 TL faiz ve komisyon tutarını içerdiğini, davalı şirket tarafından çekin veriliş sebebi için düzenlenen toplam fatura tutarının 707.400,17.-TL olup, tamamının davalı şirketin banka hesabına ödendiğini ve bahse konu borç için ek teminat olarak davalı uhdesinde kalan dava konusu çekin bedelsiz kaldığını, davalı şirketin kötü niyetli olarak, çek hakkında haksız şekilde karşılıksız çek şikayetinde bulunması ve ihtar çekip haksız alacak iddia etmesi karşısında mükerrer ve haksız tahsilata engel olmak için tedbir talebinde bulunduklarını, dosyaya sunulan tüm belgeler ve banka ödeme dekontlarının, tedbirin kabulü için yaklaşık ispattan da öte tam ispat (kesin delil) için yeterli olduğunu, ilk derece mahkemesinin İhtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının kaldırılmasını ve İİK.72. maddeye uygun şekilde takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; Davacılar İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/651 E. Sayılı dosyada davalı müvekkil aleyhine açtıkları menfi tesbit davasında davacılar icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişler , mahkemece yapılan değerlendirmede; “dava konusu somut olayda çekin ek teminat olarak verildiğine ilişkin davacı yan iddialarının yargılamayı gerektirdiği ve bu haliyle de ihtiyati tedbir talep yönünden yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin icra takbinin durdurulmasına ilişkin tedbir isteminin reddine” karar verildiğini, Davacı … A.Ş. ile davalı müvekkili arasındaki 19.01.2015 tarihli Faktoring Sözleşmesi gereğince davacının müvekkili şirkete vadesi geçmiş 888.224,84 TL borcu bulunduğunu, borç miktarının Üsküdar … Noterliği’nin 13.11.2020 tarih … yevmiyeli ihtarname ile bildirildiğini, davacının huzurdaki davasında faktoring sözleşmesi kapsamında borçlarını ödemek uğruna verdiği dava konusu çekin ek teminat olduğu iddiası ile borçlu bulunmadığının tesbitini talep etmişse de, kısmı ödemeler yaptığına ilişkin dosyaya sunmuş olduğu banka dekontları ile çekin ödeme uğruna verildiğinin kanıtlandığını ve teminat çeki olmadığının sabit olduğunu, davacının müvekkil davalı ile aralarındaki münakit faktoring sözleşmesi kapsamında borçlu olmadığına ilişkin dosyaya somut bir belge de sunmamış olduğundan sayın mahkemenin davacının haksız ve mesnetsiz açtığı huzurdaki dava da haksız ve mesnetsiz ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacıların haksız ve mesnetsiz istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı … şirketi ile davalı arasında 13/04/2017 tarihli “Genel Faktoring Sözleşmesi Ön Ödeme Şartları” imzalandığı, …’in, 550.000,00-TL parayı %18 +1 faiz ve komisyon oranı ile kullandığı, karşılığında 12/04/2017 tarihinde …’ ait … numaralı hesaptan keşide edilmiş … seri numaralı 31/08/2017 vade tarihli 790.600,00 TL tutarlı çeki verdiği, Beşiktaş … Noterliği’nin 27/06/2019 tarih ve … yevmiyeli ihtarında davacı tarafça kabul edildiği üzere; … seri numaralı 31/08/2017 vade tarihli çekin iade alınarak yerine, orijinal vade tarihi 10/11/2017 olan … prodüksiyon tarafından keşide edilmiş ve …’e, … tarafından …’e, … filmin …’e ciro ettiği 790.600,00 TL tutarlı çekin … Anonim Şirketi’ne verildiği, dosyaya sunulan ödeme dekontları ile 01/08/2017-12/06/2019 tarihleri arasında çek için toplam 707.400,17 ödeme yapıldığı, taraflar arasındaki Faktoring sözleşmesinin 5.maddesinde; “Ödeme vasıtalarından ayırt edilebilmesi için Faktor’a teminat amacı ile usulüne uygun olarak devir, ciro, teslim edilen kıymetli evraka bu hususun açıkça kaydedilmesi zorunludur” 7.maddesinde; “Müşteri veya borçlu Faktor’a vadelerinde ödeme yapmadığı ve borç muaccel olduğu taktirde. Müşteri ayrıca bir ihtara, ihbara, mehil tayinine ihtiyaç olmaksızın kendiliğinden temerrüte düşeceğini kabul ile bu alacaklar için vade gününden veya muacceliyet tarihinden itibaren Faktor’a sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği güne kadar geçecek günler için temerrüt faizi ödemeyi kabul ev taahhüt eder” düzenlemesinin bulunduğu tespit edilmiştir. Davacılar vekili; müvekkillerinden … Şirketi ile davalı arasındaki faktoring sözleşmesi uyarınca alınan para karşılı teminat olarak verildiği ve ödendiğinden bahisle orijinal vade tarihi 10/11/2017 olan … prodüksiyon tarafından keşide edilmiş 790.600,00 TL tutarlı çek için açılan menfi tespit davası sonuna kadar İİK 72/2. maddesi uyarınca teminat karşılığı icra takibinin durdurulmasını talep etmiştir. Mahkemece; “Davacılarca dava konusu çekin ek teminat olarak verildiği iddiasında bulunulduğu, mutlak defi mahiyetinde olan imza ve yazıların kendilerine ait olmadığı konusunda herhangi bir inkarlarının bulunmadığı ve bu hususa ilişkin herhangi bir belge ve bilgi de sunmadıkları, bu haliyle yapılan değerlendirmede, dava konusu somut olayda çekin ek teminat olarak verildiğine ilişkin davacı yan iddialarının yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin talep yönünden yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından, icra takibinin durdurulmasına ilişkin tedbir isteminin reddine” karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun “Menfi tesbit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi (Değişik: 18/2/1965 – 538/43 md.):”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. 2004 Sayılı İİK’nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemelerini içermektedir. İhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. Tedbir talepli davanın icra takibinden önce açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya konu çekin, faktoring sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği ve sözleşmeye konu borcun tamamen ifa edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. İhtilaflı hususlarda tarafların haklılığı, özellikle borcun davacı … şirketi ile davalı arasında yapılan sözleşmenin 6. maddesine uygun ifa edilip edilmediği, tarafların sunacağı deliller nazara alınarak yapılacak yargılama ile belirlenecektir. HMK’nun 390/3 maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Verilen çekin 790.600,00 TL tutarlı, 27/11/2017 vade tarihli olmasına rağmen, ödemelerin 01/08/2017-12/06/2019 tarihleri arasında yapılması ve miktarının 707.400,17 TL olması, sözleşmenin 5. maddesindeki “Ödeme vasıtalarından ayırt edilebilmesi için Faktor’a teminat amacı ile usulüne uygun olarak devir, ciro, teslim edilen kıymetli evraka bu hususun açıkça kaydedilmesi zorunludur” düzenlemesine nağmen çek üzerinde faktoring sözleşmesinin teminatı olarak verildiğine ilişkin kayıt bulunmaması ve 7. maddesindeki hüküm karşısında, davacı tarafın yaklaşık ispat kuralını yerine getirmediği anlaşıldığından, mahkemece de yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı gerekçesi ile tedbir talebinin reddine karar verildiğinden, davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, HMK 353/1-b/1 ve 394/5 maddesi gereğince istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2020/651 E. Sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL harcın talep edenden tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/09/2021