Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/394 E. 2021/401 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/394 Esas
KARAR NO: 2021/401
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28.01.2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/146 E.
DAVANIN KONUSU Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ 08/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebinde; Müvekkili … A.Ş. ‘nin (bundan sonra “…” olarak anılacaktır.), 1944 yılına dayanan geçmişi ve bugün 60.000’den fazla çalışanı, 16 ülkede toplam 80 fabrikası, 49 ürün kategorisi, 100’den fazla ülkeye ihracatı, 7 halka açık şirketi, gıda alanında başta … olmak üzere ana 320 marka ve binlerce ürün çeşidi, dünyanın 3. büyük bisküvi ve 10. büyük çikolata üreticisi konumuna gelmesi ile Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen holding şirketlerinden birisi olduğunu, müvekkilinin … Holding, TÜRKPATENT nezdinde tescilli “…” esas unsurlu markaların sahibidir. Aynı zamanda, müvekkil “…” markalı ürün ambalajı şeklini de 2005 yılında marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkiline ait “…” markası ilk kez 10.08.1989 tarihinde … tescil numarası ile TÜRKPATENT nezdinde tescil edildiğini, bilhassa iş bu davanın konusunu oluşturan … çikolata ambalaj deseni markası ise 16.06.2005 tarih ve … tescil numarası ile TÜRKPATENT nezdinde tescilli olduğunu, davalıların “…” markalı ve “…” adlı ürünü ile müvekkilimize ait … markalı çikolata ürününün birebir aynısını yine müvekkilimize ait çikolata ambalajının ayniyet derecesinde benzeri bir ambalajla ve ambalajlı çikolataların içine yerleştirilmesi suretiyle son tüketiciye satıldığı plastik paket ambalajların da ayniyet derecesinde benzeri paketlerde üretmekte ve satışa arz ettiklerini, ürün ambalajlarının arkasında yer alan bilgiye göre davalı … A.Ş., … adlı zincir marketlerinde satışa sunulmak üzere dava konusu ürünleri diğer davalıya ürettirdiklerini, davalıların sınırsız seçenek özgürlüğü varken her nedense tam da ramazan bayramı öncesinde müvekkilimize ait … markalı açık ara pazar lideri ikramlık çikolatanın aynısını, ayniyet derecesinde benzer ambalajlarla piyasaya sürme ihtiyacı duyduklarını, karşıdan bakıldığında ayırt etmenin mümkün olmadığı ve market raflarında en fazla birkaç saniye içinde ürünü seçip market sepetine atan tüketicilerin aklında kalan müvekkilimize ait güvendiği … çikolatasını satın aldığını zannederek davalıların taklit ürününü satın almasını hedeflediği son derece bariz olan taklit ürünün bilhassa aşağıdaki unsurları ihtiva etmesinin hiçbir teknik zorunluluktan kaynaklanmadığı ve sınırsız seçenek özgürlüğü var iken müvekkilimizin tanınmış ürününden haksız menfaat sağlama gayesi güdüldüğünü, davalı … A.Ş.’ye bu haksız kullanıma son verilmesi için iyi niyetli olarak bir mektup gönderildiğini fakat müvekkilimize gönderilen cevabi ihtarname ile müvekkilimizin talepleri reddedildiğini belirterek; Kararın icrasını kolaylaştırmak adına huzurdaki davanın konusunu oluşturan işbu dava dilekçelerin 4 no.lu ekinde yer alan taklit ürün fotoğraflarının da örnek kabilinden mümkünse karara eklenmesine ve fakat tedbirin olası farklı boyutlardaki ambalajları da kapsadığı belirtilmek suretiyle davalıların “ender şokito tane fındıklı krema dolgulu sütlü çikolata” ibareli mavi dış ambalajlı dava konusu taklit ürünleri üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin dava sonuna kadar tedbiren yasaklanmasına, davalılarca üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen tüm taklit ürünlere ve mezkûr taklit ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesine (katalog, broşür vs.) türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dâhil bulundukları her yerde tedbiren el konulmasına, el konulan taklit ürünlerin ve tanıtım malzemelerinin fotoğraflanarak sayımının yapılmasına ve tutanak altına alınmasına, dava dosyasına sunulmak üzere birer numune alındıktan sonra kalan ürünlerin ve tanıtım malzemelerinin el konuldukları yerdeki kişilere (market/perakendeci veya toptan satış yeri ise market veya toptan satış işyeri yetkilisi veya çalışanına, davalı işyeri ise davalılara, gümrük ise gümrük işlemini yapan davalılara veya ithalatçı/ihracatçı/dağıtıcı şirkete) dava sonuna kadar saklanmak üzere yeddiemin olarak teslimine, davalıların başta davalı … a.ş.’ye ait www…com.tr alan adlı internet sitesi ile davalılara ait internet siteleri olmak üzere internet ortamında da dava konusu taklit ürünlerin görsellerinin kullanımının yasaklanmasına dair takdiren teminatsız veya sayın mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıların eylemlerinin 6769 sayılı smk kapsamında marka hakkına tecavüz ve ttk kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesine, giderilmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu bağlamda, davalıların dava konusu taklit ürün ambalajlarını internet ortamı dâhil her türlü mecrada kullanmasının, üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin yasaklanmasına, davalılarca üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen dava konusu tüm taklit ürünlere ve mezkûr taklit ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesine (katalog, broşür vs.) Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dâhil bulundukları her yerde EL KONULMASINA ve İMHASINA, Her türlü masraf ve yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tedbir talebinin hukuki açıdan temelsiz ve gerekli şartları ihtiva etmemesi nedeni ile İhtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 17.11.2020 tarihli ara kararıyla; “Tedbir talebinin KABULÜ ile, 100.000 TL teminat karşılığında dava konusu “…” ibareli mavi dış ambalajlı ürünlerin satılmasının, ithal ve ihraç etmesinin dava sonuna kadar TEDBİREN YASAKLANMASINA,-Tedbir talep eden vekiline teminatı yatırması hususunda 1 haftalık kesin süre verilmesine, 1 haftalık kesin süre içerisinde teminat yatırılmadığı tedbirin uygulanması talep edilmediği taktirde tedbir kararının kendilğinden kalkacağının ihtarına(ihtarat yapıldı ),İş bu ürünlere satıldığı yerlerde Gümrük veya Serbest Liman veya Bölge gibi dahi bulundukları her yerde tedbiren el konulmasına, el konulan ürünlere yediemin olarak teslimine, ayrıca davalılara ait internet siteleri de dahil olmak üzere her türlü internet ortamında ve yine davalı …A.Ş ye ait www….com.tr. İsimli internet sitesinin iş bu ürünün görselinin YASAKLANMASINA, internet ortamındaki kullanımlarının bir haftalık kesin sürede kaldırılması için davalıya süre verilmesine” karar verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesinin 28.01.2021 tarihli ara kararıyla; ” İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce verilen 18.11.2020 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne dair kararın itiraz eden davalıya 23.11.2020 tarihinde tebliği edildiği, yine tedbir kararının da 23.11.2020 tarihinde infaz edildiği, davalının ise 07.12.2020 tarihinde yasal itiraz süresi olan bir haftalık süre geçtikten sonra itiraz ettiği anlaşıldığından ve mahkememiz tarafından verilen ihtiyati tedbir koşullarında bir değişiklik olmadığından süresinde olmayan davalı vekilinin itirazının reddine ” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket adına tescilli marka ibaresi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesinde herhangi bir hukuki yarar bulunmadığını, davacı tarafa ait marka ibaresi ile müvekkil şirket adına tescilli “…” ibareli markanın hiçbir benzerlik taşımaması sebebiyle 389. Maddede yer alan unsurların somut olay bakımından gerçekleşmediğini, ambalajlardaki esaslı farklılıklar nedeniyle verilen ihtiyati tedbire itirazın kabul edilmesinin gerektiğini, -Müvekkile ait “…” ibareli marka ve tasarım başvuruları/tescilleri bulunduğunu, dava dilekçesinin tebliğ edilip savunmalarının dinlenmediğini, -Müvekkilin “…” ibareli ürünü ile davalı yana ait “…” tescil numaralı markası ile arasında herhangi bir benzerlik veya iltibas bulunmadığını, müvekkilin markasının yeterli ayırt ediciliği sağladığını -markalar arası iltibas değerlendirmesinde ortalama tüketici baz alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini, müvekkil şirket adına tescilli ”…” ibareli tasarım ile davacı adına tescilli ”…” ibareli tasarımının bir bütün halinde incelenmesi halinde açıkça farklı nitelikte olduğunun ortada olduğunu, davacının talebiyle karar verilen haksız ve mesnetsiz tedbir talebinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesine göre; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” 6100 Sayılı HMK’nın 394/2. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararına itiraz süresi 7 gündür. Buna göre; davalı asile tedbir kararının davalıya 23.11.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekillerince 07.12.2020 tarihli dilekçe ile tedbire itiraz edildiği, tedbire itirazının yasal süresinin bir hafta olduğu ve tedbire itirazın yasal süresinde yapılmadığı anlaşıldığından, ihtiyati tedbire itirazın reddinin doğru olduğu anlaşılmakla, süresinde tedbir kararına itiraz edilmemesi sebebiyle itirazın red edilmesinin doğru olduğu ve esasa girilmemesi sebebiyle dairemizce ilk derece mahkemesince verilen karar sadece bu kapsamda incelenebileceğinden davalının diğer esasa yönelik istinaf sebepleri incelenmeden istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/146 E. sayılı 28.01.2021 tarihli ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafından mükerrer yatırdığı anlaşılan 54,40 TL istinaf karar karcı ile 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 203,00 TL’nin talebi halinde davalıya İADESİNE, 4- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/04/2021