Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/383 E. 2021/668 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/383
KARAR NO: 2021/668
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/11/2019
NUMARASI: 2014/312 E. 2019/1114 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı şirketin 22/07/2007 tarihinde devredilmek istendiğini, ancak İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/524 E. 2010/482 K.sayılı ilamı ile müvekkili şirketin 12/07/2007 tarihli genel kurulunda alınan kararların ve devir işleminin iptaline karar verildiğini, İstanbul 13. ATM nin 28/06/2010 tarihli 2009/373 E.ve 2010/363 K. sayılı dosyasında verilen karar ile kayyım marifeti ile yönetildiğini, finansal kiralamaya konu olan … plakalı aracın şirketin o dönemdeki yöneticisi olan …’in imzasıyla finansal kiralama sözleşmesinin süresi dolmadan, Beşiktaş … Noterliği’nin 20/03/2006 tarih ve … yevmiye numaralı kati satış sözleşmesi ile …’ya satıldığını, finansal kiralama işi ile ilgili olmayan araç satışının, müvekkili şirketin faaliyet alanı dışında olduğunu, müvekkili şirketin … tarafından yönetildiği dönemde … plakalı aracın müvekkili şirketle arasında bir finansal kiralama işlemi olmayan … satılmasının müvekkili şirketin faaliyet alanı dışında bir işlem olduğundan ve finansal kiralama şirketlerinin ana faaliyet konuları dışında faaliyette bulunamayacağından, söz konusu satış işleminin geçersiz olduğunu ve iptali gerektiğini, finansal kiralamaya konu araca ilişkin yapılan Kati Satış Sözleşmesinin iptali ile … plakalı aracın mülkiyetinin müvekkili şirket adına tespitine, aracın mülkiyetinin davalı tarafından üçüncü şahsa devri halinde, yapılan satışın geçersizliğinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile aracın rayiç bedelinden 10.000-TL’nın davalıdan alınmasına, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, alınan aracın 20/03/2006 tarihinde müvekkili tarafından davacıdan satın alınmış ise de, bir yıl sonra 26/03/2007 tarihinde Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ye satılıp teslim edildiğini, bu nedenle davada taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, aracın müvekkili tarafından bizzat davacıdan satın alındığını, işlemin T.C. yasalarının öngörmüş olduğu esaslar dahilinde noterlikte yapıldığını, noterin gerekli incelemesini yaptığını ve takiben satışın gerçekleştiğini, öncelikle davanın zamanaşımı ve husumet yönünden usulden reddini, haksız ve dayanaksız davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Davacı şirketin 22.07.2007 tarihinde devredilmek istendiği, ancak İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/524 E. 2010/482 K.sayılı ilamı ile 12.07.2007 tarihli Genel Kurulunda alınan kararların ve devir işleminin iptaline karar verilmesi üzerine, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.06.2010 tarihli 2009/373 E.ve 2010/363 K. sayılı kararı ile atanan kayyım marifeti ile yönetildiği, bu dönemde finansal kiralamaya konu olan … plakalı aracın, şirketin o dönemdeki yöneticisi olan …’in imzasıyla Beşiktaş … Noterliği’nin 20.03.2006 tarih ve … yevmiye numaralı kati satış sözleşmesi ile …’ya satıldığı, bir yıl sonra 26.03.2007 tarihinde Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ne satılıp teslim edildiği, prosedüre uygun bir satış olduğu, Davacının finansal kiralama şirketleri ana faaliyet konuları dışında faaliyette bulunamayacağı, finansal kiralama işi ile ilgili olamayan araç satışının, davacı şirketin faaliyet alanı dışında olduğu, davacı şirketin … tarafından yönetildiği dönemde … plakalı aracın, davacı şirketle arasında bir finansal kiralama işlemi olmayan … satılmasının, davacı şirketin faaliyet alanı dışında bir işlem olduğunun, bu nedenle söz konusu satış işleminin geçersiz olduğu ve iptalinin gerektiği iddiasının iyi niyet kurallarına aykırı olup, kurallara uygun olarak o tarihteki yöneticisi tarafından Noter aracılığı ile satılıp teslim edilen ve satın alan davalınında bu aracı belli bir süre kullandıktan sonra, yine kurallara uygun olarak 3. şahsa satmış olması nedeniyle hukuksuz bir durumun olmadığı kanaatine varıldığı, davacı şirketin şayet kendi yöneticisi …’in şirketi zarara sokmak için kasten mal satışı yaptığı iddiasında ise, kendi yöneticisi hakkında verdiği zararların tazmini yoluna gitmesi gerektiği, İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kararda şirketi borçlandırıcı işlemlere konu olan Genel Kurul Kararlarının iptaline karar verildiği, dosyada Noterden parasını ödeyerek satın alınan aracın bedeli şirket kasasına girmiş olmasına rağmen iptalini istemenin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından, davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 1- Olayın cereyan ettiği tarihte 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun yürürlükte olduğunu, kanuna uygun yapılmış ve dosyada sunulmuş olan davalının tarafı olmadığı, özel sicilinde tescil edilmiş, Finansal Kiralama Sözleşmesi hükümlerinin ve Finansal Kiralama Sözleşmesi konusu olduğu sabit ve dava taraflarca bilinen, satış konusu aracın üçüncü bir kişi durumundaki davalıya satışının hukuk dışı olduğunu, 2- Davalı ile dava dışı ve Finansal Kiralama Sözleşmesin’de imzası olanların yazılı icazeti, hatta haberi olmadan kanun dışı işlem yapıldığını, 3- Mahkemece, davacının “fiili gerçekleştiren” kişilerden zararın istenebileceği hakkındaki yorumu, yalnız yapılmayacak bir aktin satış sözleşmesinin, diğer tarafı olan davalıyı ihmal etmesinin anlaşılamadığını, davacının mağduriyeti dikkate alınmadan iyi niyetli olmayanların korunduğunu, 4- Yargıtay 11. HD’nin 2018/5155 E.2019/1418 S. 21.02.2019 tarihli kararında “böylece dava konusu senedi düzenleyenlerin davacı şirketi temsile yetkili bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde noksan incelemeyle hüküm tesisi yerinde görülmemiş” şeklindeki gerekçesi ile davacının taraf olduğu “dava dışı” ve satış sözleşmesinde imzası olanların aynı tarihlerdeki başka bir olay sebebi ile “yetkilerinin” araştırılması gerektiğine karar verildiğini, ancak mahkemece işlemi gerçekleştiren …’in yetkisi araştırılmadan karar verildiğini, 5- İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/3 E. 2019/299 Sayı ve 01.04.2019 tarihli kararında; Birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/391 numaralı dosyası yönünden davanın HMK 308 maddesi uyarınca kabul nedeniyle kabulü ile, 22.12.2005 tarihli 16 no’lu, 12.07.2007 tarihli 33 no’lu, 25.07.2007 tarihli 34 no’lu, 28.08.2007 tarihli 38 ve 39 no’lu yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, karar verildiğinden, davacı şirketin 14.12.2005 tarihinden sonraki yönetim kurulu kararlarının tamamının yoklukla malul olduğunu, mahkemenin “Kaldıki İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kararda şirketi borçlandıcı işlemlere konu olan Genel Kurul Kararlarının iptaline karar verilmiştir..” şeklindeki tespitinin yanlış olduğunu, 6- Davacının taraf olduğu benzer dava sebebi ile İstanbul (kapatılan) 31 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/261 E.2013/54 Sayı 13.03.2013 Tarihli Kararında; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E.2009/192, K. 2010/ 398 sayılı 07.07.2010 tarihli ilamı ile de davacı şirketin, 12.07.2007 tarihinde Olağan Genel Kurul Kararının TTK.nun 35/3 ve Ticaret Sicil Talimatnamesinin 40/4 maddesi gereğince Ticaret Sicilden Terkinine karar verildiği, bunun yanında yine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E.2010/ 524, K. 2010/482 sayılı 10.01.2008 tarihli ilamı ile davacı şirketin, 12.07.2007 tarihli Genel Kurulunda alınan kararların iptaline karar verildiği sabit olup, iş bu hükümlerin hepsi kesinleşmiş olduğundan, 1. grup ihbar edilenler döneminde yönetilen … A.Ş. nin yetkilerinin ve işlemlerinin geçersiz olduğu ve Genel Kurul Kararlarının da iptal edilip kesinleşmesine istinaden, yapılan bu satış işleminin geçersiz ve Finansal Kiralama Kanunu ile Finansal Kiralama Sözleşmesi’ne aykırı olması nedeniyle de iptal edilmesi gerektiği kanaatine varılarak davacının davasının reddine karar verildiğini, Yargıtay 19. HD 2015/15961 E.2016/4982 Sayı 21.03.2016 tarihli ilamındaki, Mahkemece “davacı şirketin kanuna aykırı yönetildiği dönemde, yetkililerinin ve işlemlerinin geçersiz olduğu, genel kurul kararlarının da iptal edilip kesinleşmesine istinaden, dava konusu satış işleminin geçersiz ve Finansal Kiralama Kanunu ile Finansal Kiralama Sözleşmesi’ne aykırı olması nedeniyle de iptal edilmesi gerektiği” şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de hüküm fıkrasında “davacının davasının reddine ” şeklinde karar verilmiş olup, hüküm ile gerekçe arasındaki çelişki nedeniyle HUMK’un 381. ve 388 (HMK’nın 294 ve 297) maddeleri uyarınca hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir, şeklindeki kararı nazara alınarak, kanuna ve nizama aykırı kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/524 E. 2010/482 K. sayılı ilamı ile davacı şirketin 12.07.2007 tarihli Genel Kurulunda alınan kararların ve dolayısıyla devir işleminin iptaline karar verildiğini, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.06.2010 tarihli 2009/373 E. ve 2010/363 K. sayılı dosyasında verilen karar ile kayyım marifeti ile yönetildiğini, bu dönemde … plakalı aracın şirketin o dönemdeki yöneticisi olan …’in imzasıyla Beşiktaş … Noterliği’nin 20.03.2006 tarih ve … yevmiye numaralı kati satış sözleşmesi ile müvekkili …’ya satıldığının sabit olduğunu, Davacının Anonim Şirket olması sebebiyle, her yıl genel kurul toplantısı yapmak zorunda olup, hukuka aykırı bir işlemi en geç mali yılın sonunda öğrenerek ve gerekli işlemi yapması gerektiğini, bu tarihin 2006 yılının sonu olup, en geç 1 yıl içerisinde TBK’nun işlemi sakatlayan unsurlarından dolayı davayı açabilecek iken, davacı tarafın yaklaşık 5 yıl geçtikten sonra huzurdaki davayı ikame etmesinin usule aykırı olduğunu, davacının olası hakkının zamanaşımına uğradığını, Araç satışının, 20.03.2006 tarihinde müvekkili … tarafından davacı şirketin o dönemdeki yöneticisi olan …’in imzasıyla Beşiktaş … Noterliğinin 20.03.2006 tarih ve … yevmiye numaralı kati satış sözleşmesi ile gerçekleştiğini, müvekkili tarafından 26.03.2007 tarihinde, Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ne satılıp teslim edildiğini, aracın halen … Ltd. Şti. de olduğunu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, Mahkemece, kurallara uygun olarak o tarihteki yöneticisi tarafından Noter aracılığı ile satılıp teslim edilen aracın, davalı tarafça bir süre kullandıktan sonra yine kurallara uygun olarak 3. şahsa satılmış olması nedeniyle, hukuksuz bir durumun olmadığı kanaatine varıldığını, Davacı şirketin, kendi yöneticisi …’in şirketi zarara sokmak için kasten mal satışı yaptığı iddiasında ise, bu konuda müvekkilinin bir kusuru bulunmadığından, davacının, kendi yöneticisinin verdiği zararların tazmini yoluna gitmesi gerektiğini, parası ödenerek noterden satın alınan aracın bedeli şirket kasasına girmiş olmasına rağmen, iptalini istemenin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağını, Davacının haksız ve mesnetsiz tüm istinaf taleplerinin reddi ile , İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.11 2019 tarihli 2014/312 E. – 2019/1114 K. sayılı kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Finansal kiralamaya konu olan … plakalı aracın, şirketin o dönemdeki yöneticisi olan …’in imzasıyla Beşiktaş … Noterliği’nin 20.03.2006 tarih ve … yevmiye numaralı kati satış sözleşmesi ile …’ya satıldığı, bir yıl sonra 26.03.2007 tarihinde Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ne satılıp teslim edildiği dosya içerisinde mevcut, araç satış sözleşmesi, trafik kaydı ile tespit edilmiştir. … plakalı aracın, Beşiktaş … Noterliği’nin 30/06/2004 tarih ve … yevmiye numaralı 4 yıl süreli finansal kiralama sözleşmesi ile dava dışı … Ltd. Şti’ne kiraya verildiği, 10/07/2004 tarihinden başlamak üzere 36 ay süre ile ödenecek kira bedellerinin belirlendiği, sözleşmenin 72. maddesi ile Finansal Kiralama Kanunu’nun 18. maddesi hükümleri dahilinde ve diğer mevzuat hükümlerine uymak kaydı ile kiralananın mülkiyetini ve finansal kiralama sözleşmesinden doğan bütün hak ve borçlarını bir başka finansal kiralama şirketine devir ve temlik edebileceği, devir ve temlikin kiracı ile kefillere tebliğinden itibaren devralana karşı geçerli olup devralanı bağlayacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin Beşiktaş … Noterliği’nin … sırasına tescil edildiği, dosya içerisinde mevcut finansal kiralama sözleşmesi ve eklerinin incelenmesinden tespit edilmiştir. İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/04/2019 tarih ve 2016/3 Esas – 2019/299 Karar sayılı kararı ile ( birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/391 esas sayılı dosyası yönünden ) …’nin 22/12/2005 tarihli 16 sayılı, 12/07/2012 tarihli 33 sayılı, 25/07/2007 tarihli 34 ve 28/08/2007 tarihli 38 ve 39 sayılı Yönetim Kurulu Kararlarının Yok hükmünde olduğuna karar verildiği, dosyada kararın kesinleşmesine ilişkin bilgi bulunmadığı, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2010 tarih ve 2009/192 esas ve 2010/398 karar sayılı kararı ile …’nin 16/07/2007 tarihinde tescil edilen 12/07/2007 tarihli Genel Kurul Kararı’nın iptaline karar verildiği, 11/08/2010 tarihinde kesinleştiği, , İstanbul 13. ATM nin 28/06/2010 tarihli 2009/373 esas ve 2010/363 karar sayılı kararı ile, …’ne TTK’nun 435.maddesi uyarınca …’ın kayyım olarak atandığı, … tarafından açılan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/524 Esas ve 2010/482 Karar sayılı kararı ile …’nin 12/07/2007 tarihli Genel Kurul Kararı’nın iptaline karar verildiği, kararın 28/12/2010 tarihinde kesinleştiği, İstanbul 13. ATM nin 20/06/2011 tarihli 2009/336 esas ve 2011/436 karar sayılı kararı ile …’nin 21/02/2007 tarihli 18 sayılı, 06/04/2007 tarih ve 22-23-24 sayılı Yönetim Kurulu Kararlarının yokluk ile malül olduğunun tespitine, ticaret sicilinden terkinine karar verildiği, kararın 23/09/2011 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir. Dava; Şirketin, 12/07/2007 tarihli Şirket Genel Kurulunda alınan kararların ve devir işleminin iptaline dair İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/524 E. 2010/482 K.sayılı ilamı üzerine, İstanbul 13. ATM nin 28/06/2010 tarihli 2009/373 E.ve 2010/363 K. sayılı dosyasında verilen karar ile kayyım marifeti ile yönetildiği, finansal kiralamaya konu olan … plakalı aracın, şirketin o dönemdeki yöneticisi olan …’in imzasıyla, Beşiktaş … Noterliği’nin 20/03/2006 tarih ve … yevmiye numaralı kati satış sözleşmesi ile davalı …’ya satışına ilişkin işlemin, şirketin faaliyet alanı dışında bir işlem olması, finansal kiralama sözleşmesinin süresi dolmadan yapılması ve şirket ile arasında finansal kiralama sözleşmesi bulunmayan şahsa yapılması sebebiyle iptaline ilişkindir. Finansal kiralama sözleşmesi; kiralayanın kiracının talebi ve seçimi üzerine, 3. kişiden satın aldığı veya başka bir suretle temin ettiği bir malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere ve belli bir süre feshedilmemek şartı ile kira bedeli karşılığında kiracıyı bırakılmasını öngören sözleşme olup, Finansal Kiralama Kanunu’nun. 7.maddesi gereğince sözleşmelerin en ez 4 yıl süre ile feshedilemeyeceği, 8. maddesinde, sözleşmenin düzenleme şeklinde noterlikçe yapılacağı, taşınır mala dair sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edileceği, tescil veya şerhten sonra 3. kişilerin finansal kiralama konusu mal üzerindeki ayni hak iktisaplarını kiralayana karşı ileri sürülemeyeceği, 18.maddesinde ise, sözleşmede aksi öngörülmemiş ise kiralayanın, malın mülkiyetini 3. bir kişiye devredemeyeceği, sözleşmede bu yetkinin tanınması halinde, devrin ancak başka bir kiralayana yapılabileceği düzenlenmiştir. 1-Finansal kiralama sözleşmesinin yapıldığı tarihte 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun yürürlükte olduğu, 20/03/2006 tarih ve … yevmiye numaralı kati satış sözleşmesinin, dava dışı … San.ve Tic. Ltd. Şti ile yapılmış olan 30/06/2004 tarih ve … yevmiye numaralı 4 yıl süreli finansal kiralama sözleşmesi süresi içerisinde kaldığı, … plakalı aracı kati satış sözleşmesi ile satın alan …’nın finansal kiralama sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, finansal kiralama şirketi olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20.02.2017 tarih ve 2015/12609 esas 2017/918 karar sayılı kararı ) 3226 Sayılı Kanunu’nun 7. maddesindeki en az 4 yıllık süre dolmadan feshedilemeyeceği ve 18.maddesindeki sözleşmede 3. kişiye devir yetkisinin tanınması halinde, devrin ancak başka bir kiralayana yapılabileceği düzenlenmesine ve sözleşmenin 72. maddesine uygun yapılmış bir sözleşme olmadığı ve üçüncü kişi durumundaki davalıya satışının hukuka uygun olmadığına ilişkin, davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olduğu anlaşılmakla kabulü gerektiği, 2- … plakalı aracın finansal kiralama sözleşmesinde, “Finansal Kiralama Sözleşmesin’de imzası olanların yazılı icazetinin alınacağına” ilişkin hüküm bulunmadığından, sözleşmenin 72. maddesi ile “Finansal Kiralama Kanunu’nun 18. maddesi hükümleri dahilinde ve diğer mevzuat hükümlerine uymak kaydı ile kiralananın mülkiyetini ve finansal kiralama sözleşmesinden doğan bütün hak ve borçlarını bir başka finansal kiralama şirketine devir ve temlik edebileceği, devir ve temlikin kiracı ile kefillere tebliğinden itibaren kiracı ve kefillerin bu sözleşmeden doğan bütün hak ve borçları devralana karşı geçerli olup devralanı bağlayacağı” kararlaştırıldığından, tebligat belgesine, satış işleminin kiracı ve kefillere karşı hüküm ifade etmesi, devralanı bağlaması için ihtiyaç olup, görülmekte olan davanın kiralayan tarafından açılmış olması, devralan yada kiracı ve kefiller tarafından açılmış dava olmaması nazara alındığında, dava dışı ve Finansal Kiralama Sözleşmesin’de imzası olanların yazılı icazeti alınmadan sözleşme yapıldığından, satış işleminin kiracı ve kefillere tebliğ edildiğine dair tebligat belgesi sunulmadığına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla reddi gerektiğinden, 3- Fiili gerçekleştiren ve davacı şirketin satış tarihi itibariyle yetkilisi olduğu iddiası ile işlemi gerçekleştirene rücu hakkının bulunduğunun belirtilmesi, davacıyı korumamak, mağduriyetini dikkate almamak olarak kabul edilemez ise de; Kara Yolları Trafik Yasası’nda, TMK 1023. maddesinde olduğu gibi sicile güven ilkesine benzer düzenleme bulunmadığından, sicil kaydına güvenerek araç satın alana yolsuz satış işlemi mülkiyet hakkı kazandırmayacağından, yetkili olmadığı iddia edilen kişi tarafından, gerçekleştirilen işlem yoklukla malul ve şirketi bağlamayacağından, yoklukla malul işlem sebebiyle kazanım yolsuz kazanım olup, yolsuz kazanım sebebiyle iptal hakkı yasadın kaynaklandığından, yasadan doğan bir hakkın kullanımı ile dava açılması iyi niyetli bir davranış olarak nitelendirilemeyeceğinden, mahkemenin, satış tarihindeki yönetici tarafından noter aracılığı ile satılıp teslim edilen araç için, söz konusu satış işleminin geçersiz olduğu ve iptalinin gerektiği iddiasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, noterden parasını ödeyerek satın alınan aracın bedeli şirket kasasına girmiş olmasına rağmen iptalini istemenin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağına ilişkin gerekçe yerinde olmadığından, davacı vekilinin, davacının mağduriyeti dikkate alınmadan iyi niyetli olmayanların korunduğuna ilişkin istinaf sebebinin yerinde olduğu, 4- Satış işlemi … tarafından davacı şirket adına ve şirket yetkilisi sıfatı ile yapılmıştır. satış işleminin şirketi bağlayıcı olması için, şirketi temsilen işlem yapan şahsın yetkili olması zorunludur. Bu nedenle …’in işlem sırasında satış işlemini yapmaya yetkili olup olmadığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespiti zorunludur. Nitekim davacı şirket kayyımı ve … ile dava dışı …, …, … A.Ş.arasında görülen …’in yapmış olduğu borçlandırıcı işlemlere ilişkin görülen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/832-2016/95 esas ve karar sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/5155-2019/1418 esas ve karar sayılı kararında “…’in bono tanzim tarihi olan12/03/2007 tarihi itibariyle davacı şirketi temsil ve ilzama yetikili olduğu kabul edilmiş ise de, asıl davadaki iddia nazara alındığında, yapılan birçok genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının yoklukla batıl olduğu, bir kısmının iptaline karar verildiği bildirilerek mahkeme ilamları ibraz edilmiş, bono üzerindeki imzaları bulunan kişilerin davacı şirketin temsilcisi olamayacakları bildirilmiştir. Bununla birlikte ilgililer hakkında açıldığı bildirilen ceza dosyaları getirtilip incelenmemiştir. Bu suretle asıl davadaki iddia ve talepler nazara alınarak, ibraz edilen davacı şirkete ait genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin kararlar ile ilgililer hakkında görevi kötüye kullanma suçu sebebiyle açılan ceza davalarının bulunduğu bildirildiğinden, taraflarca gösterilen ceza dosyalarının getirtilerek incelenmesi, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların değerlendirilmesi, böylece dava konusu senedi düzenleyenlerin davacı şirketi temsile yetkili bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde noksan inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiş olup bozulması gerekmiştir ” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bu nedenle satışı yapan …’in yetkisinin araştırılması gerektiğine ilişkin davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde olduğundan, 5- Mahkemece “Kaldıki İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kararda şirketi borçlandıcı işlemlere konu olan Genel Kurul Kararlarının iptaline karar verilmiştir..” şeklinde tespitte bulunulmuş ise de, İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/3 E. 2019/299 Sayı ve 01.04.2019 tarihli kararında; Birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/391 numaralı dosyası yönünden davanın HMK 308 maddesi uyarınca kabul nedeniyle kabulü ile, 22.12.2005 tarihli 16 no’lu, 12.07.2007 tarihli 33 no’lu, 25.07.2007 tarihli 34 no’lu, 28.08.2007 tarihli 38 ve 39 no’lu yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, Karar kesinleştiğinde Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilanına,..” karar verildiğinden, …’e şirketi temsile yetki verilen kararın, iptal edilen kararlar içerisinde olup olmadığı araştırılmadığı gibi, genel kurul kararları yanında yönetim kurulunun kararları da iptal edildiğinden, davaya konu satış işlemi tarihinden öncesine ilişkin 22.12.2005 tarihli 16 numaralı yönetim kurulu kararının getirtilip incelenerek satış işleminin geçerliliğine etkisi tartışılmadan karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/3 E. 2019/299 Sayı ve 01.04.2019 tarihli kararında yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, karar verildiğinden, davacı şirketin 14.12.2005 tarihinden sonraki yönetim kurulu kararlarının tamamının yoklukla malul olduğu, mahkemenin “Kaldıki İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kararda şirketi borçlandıcı işlemlere konu olan Genel Kurul Kararlarının iptaline karar verilmiştir..” şeklindeki tespitinin yanlış olduğuna ilişkin istinaf sebebinin de yerinde olduğu anlaşılmakla kabulüne karar verilmesi, 6- Her mahkeme Anayasa ve yasaların verdiği yetkiyi kullanarak, dosya kapsamı ve tarafların delillerini değerlendirerek karar verme yetkisine sahiptir. Bir başka mahkemenin verdiği karar aynı hukuki meseleye ilişkin olmadığı ve kesin hüküm oluşturmadığı sürece başka mahkemeyi bağlamaz. Davacının taraf olduğu benzer dava sebebi ile İstanbul (kapatılan) 31 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.03.2013 tarihli 2011/261 Esas ve 2013/54 Karar sayılı kararının bozulması sebebiyle kesin hüküm oluşturmadığı sabittir. Davacı vekilinin 31 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin red kararı verdiği için 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da red kararı verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi yerinde olmadığından reddine karar verilmesi, Davada, aktif (davacı olma) ve pasif ( davalı olma) husumet ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olarak mahkemece re’sen araştırılması gerekir. Davacı tarafın talepleri; 1-Kati satış sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile iptali ve … plakalı aracın mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespiti, 2-Aracın 3. kişiye devri halinde satış sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile aracın tespit edilecek rayiç bedelinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000,00 TL’nın tahsiline ilişkindir. Aracın Beşiktaş … Noterliği’nin 20.03.2006 tarih ve … yevmiye numaralı kati satış sözleşmesi ile …’ya satıldığı, bir yıl sonra 26.03.2007 tarihinde Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ne satılıp teslim edildiği dosya içerisinde mevcut, araç satış sözleşmesi ve trafik kaydı ile sabittir. … plakalı aracın mülkiyetinin 3. kişiye devri halinde satış sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine ilişkin davanın, aracın devredildiği …. Ltd. Şti.’ne yöneltilmesi gerekip, …’ya husumet düşmeyeceğinden, bu talep yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği hususunun mahkemenin dikkatine sunulması, Davacı tarafın 2 ve 6.maddedeki istinaf sebeplerinin HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 1-3-4-5. maddede belirtilen istinaf sebeplerinin HMK 353/1-a/6. maddesi gereğince kabulü ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih ve 2014/312 Esas – 2019/1114 Karar sayılı kararının Kaldırılmasına, davacı şirkete ait genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin tüm dosyaları getirtilerek, satış işlemini gerçekleştiren …’in işlem tarihi itibariyle yetkisi tam olarak saptanıp, … plakalı aracın finansal kiralama sözleşmesi yapıldığı tarihte 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun yürürlükte olduğu nazara alınarak, yasanın 7-8 ve 18. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarih ve 2014/312 E. 2019/1114 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. hükmü gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/06/2021