Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/357 E. 2021/568 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/357 Esas
KARAR NO: 2021/568
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2012/264 E., 2020/788 K.
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/11/2012
BİRLEŞEN İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2012/337 ESAS 2013/10 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/12/2012
BİRLEŞEN İSTANBUL 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2013/162 ESAS 2013/106 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili asıl dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkillerinin davaya konu … Bankası, Bebek Şubesi’ne ait 25/09/2012 keşide tarihli … nolu 15.000 USD bedelli, 16/10/2012 keşide tarihli … nolu 25.000 USD bedelli, 08/11/2012 keşide tarihli … nolu, 15.000 USD bedelli, 12/12/2012 keşide tarihli … nolu 25.000 USD bedelli, 10/01/2013 keşide tarihli 249678 nolu 25.000 USD bedelli 5 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını, müvekkilinin denizcilik sektöründe faaliyette bulunan bir armatör olduğunu, davalı …’nun ise kendisini tüccar olarak tanıttığını, müvekkillerini hileli davranışlarla dolandırdığını ve davalı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/146257 sayılı dosyası ile TCK 158 ve devamı maddeleri uyarınca nitelikli dolandırıcılık, evrakta sahtecilik ve tefecilik suçlarından dolayı ayrı ayrı soruşturma açıldığını, davalının suça konu eylemleriyle müvekkillerinden 5 adet toplam 105.000,00 USD çek aldığını, müvekkilleri ve davalı arasında herhangi bir ticari ya da hukuki bir ilişki bulunmadığını beyan ederek dava konusu çekler nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine, haksız ve kötüniyetli davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı davaya cevap vermemiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/162 ESAS, 2013/106 KARAR SAYILI DOSYASI;Davacı vekili İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin birleşen 2013/162 Esas, 2013/106 karar sayılı dosyasına sunmuş olduğu dava dilekçesinde; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/357 Esas sayılı asıl dosyasında yargılama devam ederken, asıl dava davalısının bu davanın davalısına çekleri ciro ettiğini, ayrı ayrı icra takiplerinin konusunu oluşturan 08/11/2012 keşide tarihli … nolu, 15.000 USD bedelli, 12/12/2012 keşide tarihli … nolu 25.000 USD bedelli, 10/01/2013 keşide tarihli … nolu 25.000 USD bedelli 3 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını, dava dışı …’nun kendisini bir holdingin Yönetim Kurulu Başkanı olarak tanıttığını, bir yat alım satımıyla ilgili davacı tarafla ticari ilişkide bulunduğunu, davacının güvenini sağladıktan sonra bir yere verip iade edeceği gerekçesiyle davaya konu çekleri aldığını ve kullandığını, davalı …’nin de bu şahısla beraber hareket ettiğini, cironun kötüniyetli olduğunu beyan ederek çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2012/337 ESAS, 2013/10 KARAR SAYILI DOSYASI;Davacı vekili, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin birleşen 2012/337 Esas, 2013/10 Karar Sayılı dosyasına sunmuş olduğu dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını davacının davaya konu 16.10.2012 vade 31.08.2012 düzenleme tarihli 50.000,00 TL bedelli senet ile 25.09.2012 vade 31.08.2012 düzenleme tarihli 30.000,00 TL bedelli 2 adet senetten dolayı davalı tarafa borçlu olmadıklarını, senetlerin teminat amacıyla verildiğini, takibe ve davaya konu senetlerde davalı …’ın adı ve imzası (cirosu) olmasına rağmen yapılan icra takibinde ve ödeme emrinde davalı …’ın isminin bulunmadığını, taraflar arasındaki ciro silsilesinin de bozuk olduğunu, taraflar arasında gerçek bir ciro olmuş olsaydı davalı …’ın da takip borçlusu olacağını, ancak davalıların kötüniyetli olarak hareket ettikleri için durumun bu şekilde gizlendiğini, davacı ile davalılar arasında herhangi bir ticari ya da hukuki bir ilişki bulunmadığını beyan ederek senetler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, dava dışı … isimli şahsın kendisini … A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi, yine aynı isimli şirketler grubunun sahibi olduğunu belirterek sahte kaşe ve şirket unvanını kullanarak, davacı … ile … adlı yat için alım-satım sözleşmesi yaptığını ve söz konusu yat için iki adet bono tanzim edip verdiğini beyan ettiğini, davacı …’nun yine dava dışı … isimli şahsa bir şekilde 5 adet çek ve bu çeklere teminaten ve kefaleten 2 adet senet verdiğini beyan ettiğini, bahsi geçen çeklerin davayla da ilgisi olmamasına rağmen detaylıca tanımlanmasının anlaşılamadığını, müvekkilleri … ve … ile dava dışı … isimli diğer şahsın birlikte hareket ettiklerini iddia ettiğini, davaya konu olan ve davacı vekili tarafından teminaten verildiği iddia edilen iki adet senet ve ayrıca bir çekin taraflarınca icra takibine konu edildiğini, davacının, müvekkilleri ile birlikte hareket ettiğini iddia ettiği dava dışı … isimli şahsın da İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyasında borçlu olduğunu, bu halde müvekkillerinin alacaklı sıfatı taşıdığı söz konusu icra takiplerinde borçlu sıfatı taşıyan dava dışı … isimli şahısla birlikte hareket etmeleri için ortada hiçbir sebep olmadığını, davacı vekilinin 31/08/2012 keşide tarihli, 16/10/2012 vade tarihli, 50.000,00-TL bedelli bono ile ilgili “nakden ya da malen” ifadesinin bulunmadığını, “kabul eylerim” ifadesinin kullanıldığını ve bono üzerindeki isimle birlikte imzanın davacı …’na ait olduğunu beyan ettiğini, yine 31/08/2012 keşide tarihli, 25/09/2012 vade tarihli, 30.000,00-TL bedelli bonoyla ilgili “nakden” ibaresinin dava dışı … isimli şahısla müvekkilleri tarafından bononun üzerine yazıldığı, “kabul eyleri…” ibaresinin doldurulmadığının iddia edildiğini, söz konusu senetlerin teminat olarak verildiği iddia edilse de, davacı …’nun armatör olduğunun davacı vekilince beyan edildiğini, davacı …’nun basiretli bir iş adamı gibi hareket ederek, teminat olarak verdiği bononun üzerine “teminattır” ibaresi yazılabileceğini bilmesi gerektiğini, ancak bu hususların varlığı dahi bononun kambiyo senedi olma vasfına etki etmeyecek ve bononun icra takibine konu olabileceğini, bu nedenlerle işbu davada hasım olarak gösterilmesinin yersiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Asıl davada, beş adet çekle ilgili olarak, asıl dosya davalısıİlk Derece Mahkemesince; asıl davada,beş adet çekle ilgili olarak, asıl dosya davalısı …’nun, İstanbul 12.Asliye Ceza Mahkemenin, 18/10/2017 tarihinde 2017/369 E.-2017/372 K. sayılı dosyasından dolandırıcılıktan ceza aldığı ve asıl dosya davacıları … A.Ş. ve …’in … ve … nolu çeklerde imzalarının bulunmadığı anlaşıldığından, davacılar ….A.Ş. ve …’in … ve … nolu çekler yönünden açılan davalarının aktif husumet yokluğundan reddine, davacılar …A.Ş. ve … Mirasçıları ; … ve … ve … ve … nolu çekler yönünden açılan davalarının kabulü ile … nolu, 15.000-USD. bedelli ve … nolu 25.000-USD. bedelli çeklerden, davacılar ….A.Ş. ve … Mirasçıları ; … ve …’in davalı …’ya borçlu olmadıklarının tespitine; davacı müteveffa …’nun … ve … nolu çekler de imzasının bulunmadığı anlaşıldığından, davacılar … Mirasçıları; … ve …’in … ve … nolu çekler yönünden açılan davalarının aktif husumet yokluğundan reddine, davacılar …A.Ş. ,…, …A.Ş.’nin … nolu çekler yönünden açılan davalarının kabulü ile … nolu 15.000-USD., … nolu 25.000-USD., … nolu 25.000-USD. bedelli çeklerden davacılar ….A.Ş. ,…, ….A.Ş.’nin davalı …’ya borçlu olmadıklarının tespitine ve davacılar … A.Ş. ve … Mirasçıları ; … ve … ve … ve … nolu çekler, davacılar ….A.Ş. ,…, ….A.Ş.’nin … ve … nolu çekler yönünden şartları oluşan kötüniyet tazminatlarının kabulü ile davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine karar verildiği, Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/162 E. sayılı dosyasına konu çeklerde, davacı müteveffa …’nun imzasının bulunmadığı ve takip dosyalarında borçlu olarak da yer almadığı anlaşıldığından, davacılar … Mirasçıları; … ve …’in davalarının aktif husumet yokluğundan reddine,davacılar …,…, … ve … nolu çekler yönünden, davacıların çeklerdeki imzalarını inkar etmedikleri, çek metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığı, imzaların istiklali ilkesi karşısında, davalının meşru hamil olduğu davalıya borçlu olmadıklarını ileri süremeyecekleri, davalının kötüniyetli olarak çekleri iktisap ettiğinin de ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacılar …,…, ….A.Ş.’nin … ve … nolu çekler yönünden açılan davalarının reddine, İİK’nun 72/3.maddesi kapsamında, davalının, şartları oluşan kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile bu davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği, Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/337 E. sayılı dosyasına konu senetlerde, davacıların senetlerdeki imzalarını inkar etmedikleri, senet metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığı, imzaların istiklali ilkesi karşısında, davalı …’nin meşru hamil olduğu, davalılara borçlu olmadıklarını ileri süremeyecekleri, davalıların kötüniyetli olarak senetleri iktisap ettiklerinin de ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacı … Mirasçıları … ve …’i davasının reddine, davalılarca, şartları oluşan kötüniyet tazminatı taleplerin kabulü ile bu davacılardan alınarak davalılara verilmesine” karar verilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Asıl dava dosyasında verilen kararı istinaf etmediğini belirtmiştir. Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/162 esas, 2013/106 karar sayılı dosyasıyla ilgili olarak; Asıl dava dosyasında davalı … hakkında İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/80 esas sayılı dava dosyasında davaya konu çeklerle ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde dolandırıcılık suçundan cezaya hükmedildiğini, bu şahsın davalı … ile birlikte hareket ettiğini, tüm ciroların kötüniyetli olduğunu,bu hususların dava dışı … tarafından davacıya atılan mail ile sabit olduğunu, davalı ile bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/337 Esas, 2013/10 Karar Sayılı dosyasıyla ilgili olarak; Daha önceki istinaf sebeplerine benzer açıklamalarda bulunarak, taraflar arasında bir ticari ilişki bulunmadığını, …, … ve …’ın birlikte hareket ederek davacıyı dolandırmaya çalıştığını, davalı tarafa dava konusu 2 adet senet nedeniyle borçlu bulunmadıklarının tespiti gerektiğini beyan etmek suretiyle Mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, bir kısım çekler ve senetler sebebiyle davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.Davacı taraf, asıl dava dosyasında verilen kararı istinaf etmediğini beyan etmiştir.İstinaf sebepleri, birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/162 esas, 2013/106 karar sayılı dosyası ile birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/337 Esas, 2013/10 Karar Sayılı dosyasında verilen kararlara ilişkindir. Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/162 esas, 2013/106 karar sayılı dosyasında verilen kararın istinaf incelemesinde; Davalı … tarafından, davacılar aleyhine İstanbul …İcra Müd. … E. sayılı dosyasında takibe konulan, … Bankası, Bebek Şubesi’ne ait, … nolu, 08/11/2012 keşide tarihli, 15.000-USD bedelli çek, İstanbul ….İcra Müd. … E. sayılı dosyasından takibe konulan, … Bankası, Bebek Şubesi’ne ait, … nolu, 12/12/2012 keşide tarihli, 25.000-USD bedelli çek ile İstanbul …İcra Müd. … E. sayılı dosyasından takibe konulan, … Bankası, Bebek Şubesi’ne ait, … nolu, 10/01/2013 tarih, 25.000-USD bedelli çekler nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası açıldığı görülmüştür. Söz konusu çekler incelendiğinde; keşidecisinin … A.Ş., lehdar ve ilk cirantanın …, ikinci cirantanın …. A.Ş., üçüncü cirantanın …, son ciranta ve dolayısıyla hamilin davalı … olduğu görülmüştür. Mahkemece, davaya konu çeklerde davacı …’nun isim ve imzası bulunmadığından, mirasçılarının açmış olduğu davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, dava konusu çeklerin keşidecisinin … A.Ş., olduğu, çekler üzerinde davacı …’nun herhangi bir suretle isim ve imzasının bulunmadığı, şirket adına atılan imzanın istisnalar dışında ayrıca şahsi sorumluluğunu doğurmayacağı, dolayısıyla Mahkemece verilen kararda bu yönüyle bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Somut davada ispat yükü davacıda olup, davacının çeki elinde bulunduran şahsın (hamilin) kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Bu kapsamda, İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/369 Esas, 2017/372 Karar sayılı dosyasında, her ne kadar davaya konu çeklerle ilgili dolandırıcılık suçundan yargılama yapılıp karar verilmiş ise de, bu davanın, eldeki davanın davalısı hakkında değil, davalının çekleri ciro yoluyla aldığı bir önceki ciranta … hakkında görüldüğü, eldeki davanın davalısı olan hamilin, çekleri iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğu yönünde dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, çeklerdeki ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığı, kambiyo senetleri sebepten soyut olup, davalının taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ispatlamak zorunda olmadığı, imzaların istiklali ilkesi gereğince kötüniyet iddiasının iyiniyetli son hamile karşı ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Birleşen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/337 Esas, 2013/10 Karar Sayılı dosyasında verilen kararın istinaf incelemesinde;İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında davalı tarafça davacılar aleyhine 16/10/2012 ödeme 31/08/2012 düzenleme tarihli, 50.000,00 TL bedelli ve 25/09/2012 ödeme 31/08/2012 düzenleme tarihli 30.000,00 TL bedelli senetler nedeniyle icra takibi yürütüldüğü, bu senetler nedeniyle davalılara borçlu olunmadığının tespiti için huzurdaki davanın açıldığı görülmüştür.Davaya konu senetler incelendiğinde; Keşidecisinin …, lehdarının …, ilk cirantanın …, son ciranta ve hamilin ise … olduğu görülmüştür. Davacı taraf bu davada; söz konusu senetlerin, asıl davanın konusu olan 5 adet çeke teminat olarak boş bir şekilde verildiğini, senedin daha sonra davalılar tarafından doldurularak takibe konulduğunu, ciro silsilesinde kopukluk olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını iddia etmiş ise de, senetlerin teminat olarak verildiği veya anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasını ispat yükü davacı üzerinde olup, bu hususların yazılı delil ile ispatlanması gerektiği, ancak bu yönde dosyaya yansıyan yazılı bir delil bulunmadığı, ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığı, davalı hamilin senedi iktisabında kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı, açıklanan nedenlerle Mahkemece davanı reddine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Dosyadaki tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2020 tarih ve 2012/264 E., 2020/788 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı davacılar tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davacılar tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 27/05/2021