Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/351 E. 2021/355 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/351
KARAR NO: 2021/355
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/01/2021
NUMARASI: 2019/401 E. 2021/19 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı adına Türk Patent nezdinde tescilli sandalye ve bank tasarımlarının davalı yan tarafından tescil müracaatına konu edilmesinden önce kamuya arz edildiğini, başvuru tarihinde ilgili tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığını, 2017 yılında tescil başvurusu yapılan ve tescil ettirilen sandalye ve bank tasarımlarının ilk kez … firması tarafından, dava konusu tasarımların tescil müracaatından önce piyasaya sürüldüğünü, … firması tarafından satışı gerçekleştirilen ürünlerin 2015 yılından bu yana yapıldığına ilişkin delillerin dosyaya sunulduğu, karşılaştırmaya tabi tasarımlar arasında belirgin bir farklılığın bulunmadığını, bu sebeplerle Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli 2017/05211 ve 2017/05213 sayılı endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebliğ olunan dava dilekçesinde davacı vekilinin imzasının olmadığını, evraklar arasında: “dava dilekçesi ekte pdf formatında yer aldığını, uyap ortamındaki evraktan çıktı alındığında, HMK 445/3 uyarınca güvenli elektronik imza ile aynı olduğunun yazı işleri müdürü yada hakim tarafından imzalanıp, mühürlenmesi gerektiğini, HMK119/1 a uyarınca elektronik imzalı evrakta mahkemenin adının ve e-imzalı dilekçede HMK 119/1- d,e,f,g,h maddelerinde belirtilen hususların yazılı olmadığını, HMK 119/2 gereği kesin süre dahi vermeye hacet kalmadan davanın usulden reddi gerektiğini, … muhtemel e-imzalı evrakta HMK119/1-b,c,ğ fıkralarında yazılı hususların olmadığını, davanın usulden reddini, PDF evrakta davacının vergi kimlik numarası, mersis numarası, ticaret sicil numarası, kimlik bilgisi, ıslak imza olmadığını, HMK 119/1-h uyarınca dava dilekçesinde imza yoksa dava olmayacağını, bu sebeple davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, müvekkilinin tasarımlarının yeni ve ayırt edici olduğunu, bilgilenmiş kullanıcı gözü ile müvekkilinin tasarımlarının aynısı ve ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin dünyanın herhangi bir yerinde atıfet süresi de gözetildiğinde kamuya sunulmadığını, davacının sunduğu delillere ulaşılamadığını ve hukuken geçerli olmadıklarını, kesin olarak internete yüklenme tarihlerinin tespit edilemediğini, hükümsüzlüğe gerekçe oluşturacak tasarımlar olmadıklarını, davanın açılmamış sayılmasına/usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ”Davanın, davalıya ait … ve … tescil numaralı endüstriyel tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunup bulunmadığına yönelik olduğu, dava dilekçesinin HMK 119 maddesi uyarınca gerekli ve zaruri kanuni şartları haiz olduğu anlaşıldığından, usulden red itirazlarının yerinde olmadığı, SMK’nun 55.md’sine göre tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünüm olduğu, kanun koyucunun patent ve faydalı modelden farklı olarak fonksiyona değil, görünüme korumadan bahsettiği, somut olayda özellikle tartışılması gereken hususun davalıya ait tescilli tasarım ile davacıya ait daha önce kamuya arz edilen ürünlerin benzer olup olmadıkları, davalı adına tescilli tasarımın “yeni” ve “ayırd edici” özelliklere sahip olup olmadığı noktasında toplandığı, tasarımda önemli olanın teknik ve bilimsel yönden ziyade, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özellikler olup, temel itibariyle korumanın bu “görünüm” için değerlendirildiği, bu “dış” görünüşün hukuki korumadan yararlanması için yeni ve ayırd edici özelliklere sahip olması gerektiği, mahkemece alınan 01/10/2020 havale tarihli raporda; davalı yana ait … ve … tescil nolu tasarımlar ile dava dışı … firmasının satışa sunduğu tasarımlar arasında ayırt edilemeyecek derece benzerlik bulunduğu ve bilgilenmiş kullanıcı nezdinde farklılık oluşturmadığı, yönündeki bilirkişi görüşlerine iştirak edildiğinden, yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımayan tasarımın hükümsüzlüğüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tasarımlarının özgün ve yeni olduğunu, hükümsüzlüğe gerekçe gösterilen tasarımlarla yapısal temel formlarla benzerliği dışında benzerlik olmadığını, bilgilenmiş kullanıcı gözü ile bakıldığında belirgin derecede fark bulunduğunu, müvekkilinin temel formlara tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yenilik ve ayırt edicilik kattığını, hükümsüzlüğe gerekçe yapılan delillerin tarihinin müvekkilinin 12 aylık izafiyet süresinden önce olduğunun ispatlanamadığını, yasaya ve usule aykırı olan Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/401 esas; 22/01/2021 tarih ve 2021/19 sayılı kararının ortadan kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İki ürünün parçalarının, bağlantı şekillerinin ve ölçülerinin, sırt kısmındaki boşlukların ve kavislerin, iki ayak arasındaki bağlantı parçasının ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, dosyaya sundukları 05/09/2015, 12/09/2105 ve 09/02/2016 tarihli internet üzerinden ürün için kullanıcılar tarafından yapılan yorumlardan ürünün 2015 yılı eylül ayından itibaren kullanıldığını gösterdiğinden, istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf; Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli 2017/05211 ve 2017/05213 sayılı endüstriyel tasarımların, davalı tarafından tescil müracaatına konu edilmesinden önce kamuya arz edildiğinden, başvuru tarihinde ilgili tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığından bahisle hükümsüzlüğü ve sicilden terkini konusundadır. Mahkemece alınan 01.10.2020 havale tarihli raporda; hükümsüzlüğü iddia olunan, … tescil numaralı ürünün 06-01 locarno sınıfında sandalye olarak, … tescil numaralı ürünün 06-01 locarno sınıfında bank olarak, 07/08/2017 başvuru tarihinden itibaren davalı taraf adına tescilli olduğu, hükümsüzlük hallerinin düzenlendiği 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 77/c bendinde “sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikte bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce” olmasının, hükümsüzlük sebebi olarak kabul edildiği, 78. maddesinde tasarımın hükümsüzlüğünün 2.fıkrada sayılanlar dışında menfaati olanlar tarafından istenebileceği, tasarım hukuku bakımından incelemenin, kıyaslanan tasarımların ortak özellikleri ve bilgilenmiş kullanıcının dikkate alınması gerektiği, bu kapsamda yapılan değerlendirmede; davacı tarafça dosyaya sunulan … firmasının piyasaya sürdüğü, … marka ürünün, 28/03/2016-06/04/2016 tarihlerini kapsayan satış teklifi ürün broşürü, 04/04/2016 ve 25/04/2016 tarihli video kaydı nazara alındığında, davalı yana ait … ve … tescil nolu tasarımlar ile dava dışı … firmasının satışa sunduğu tasarımlar arasında ayırt edilemeyecek derece benzerlik bulunduğu ve bilgilenmiş kullanıcı nezdinde farklılık oluşturmadığı, davalı tarafın bu mütecaviz fiillerinin tasarımın hükümsüzlüğü sonucunu doğuracak nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Davacının … marka ürünleri 2015 yılından itibaren pazarlayan konumunda olması sebebiyle, verilecek tasarımın hükümsüzlüğü kararında yararı bulunduğundan, 78.maddesindeki tasarımın hükümsüzlüğünün 2. fıkrada sayılanlar dışında menfaati olanlar tarafından istenebileceği, şartının yerine geldiği, alınan mahkeme denetimine açık, karar vermeye yeterli bilirkişi raporu ile; tasarımların görselleri karşılaştırılıp gerekçeleri ile açıklanarak, davalı adına 07/08/2017 tarihli başvuru üzerine … ve … numarası ile tescil edilen tasarımların, … firmasının 28/03/2016 tarihli satış teklifi broşürü ile piyasaya sürdüğü, … marka ürünler ile arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olduğu, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde farklılık oluşturmadığı tespit edildiğinden, hükümsüzlük hallerinin düzenlendiği 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 77/c bendinde ” sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikte bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ” olması koşulunun gerçekleştiği, davalı tarafça aksi kanıtlanmadığından, mahkemece de oluşa uygun bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğinden, davacı vekilinin; müvekkilinin tasarımlarının özgün ve yeni olduğu, hükümsüzlüğe gerekçe gösterilen tasarımlarla yapısal temel formlarla benzerliği dışında benzerlik olmadığı, bilgilenmiş kullanıcı gözü ile bakıldığında belirgin derecede fark bulunduğu, müvekkilinin temel formlara tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yenilik ve ayırt edicilik kattığına ilişkin istinaf sebebi yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. Davalı tarafın diğer istinaf sebebi, hükümsüzlüğe gerekçe yapılan delillerin tarihinin müvekkilinin 12 aylık izafiyet süresinden önce olduğunu ispata yeter olmadığı konusundadır. 6769 Sayılı Kanun’un 55/4 maddesinde; tasarımın bu kanun hükümleri doğrultusunda tescil edilmiş olması halinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde tescilsiz tasarım olarak korunacağı, 6769 Sayılı Kanun’un 57/2 maddesinde; koruma talep edilen bir tasarım başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki 12 ay içinde tasarımcı veya halefi yada bu kişilerin izni ile 3. bir kişi tarafından veya tasarımcı yada halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması halinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemeyeceği düzenlenmiştir. Davalı tarafın tescil başvuru tarihi 07/08/2017 olup, davacı tarafça dosyaya sunulan ve bilirkişi tarafından incelenen, … marka ürünün, 28/03/2016-06/04/2016 tarihlerini kapsayan satış teklifi ürün broşürü, 04/04/2016 ve 25/04/2016 tarihli video kaydının tarihleri nazara alındığında, … marka ürünün Türkiye’de kamuya sunulma tarihinin en geç 28/03/2016 olduğununu gösterdiğinden ve davalı tarafın tescil başvuru tarihi ile arasında 12 aydan fazla süre olduğu, tespit edildiğinden, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/01/2021 tarih ve 2019/401 E.2021/19 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021