Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/347 E. 2021/423 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/347
KARAR NO : 2021/423
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2020/316 E.
DAVANIN KONUSU: (Marka ve Endüstriyel Tasarım Hüküm. Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde; ”…” ibareli markanın sahibi olduğunu, markanın 2007 yılından beri tescilli olduğunu, ”sıkı şeker” ibaresinin kendi markalarıyla özdeşleştiğini, markayı 2008 yılından beri kullandıklarını ve tanınmış marka heline getirdiklerini, ancak davalı tarafın, ”sıkı şeker” ibaresini içeren markalar üzerinde hak tesis etmeye çalıştığını, davacının ürünlerinin takdim biçimini kopyaladığını, bu kapsamda ürünlerin takdim biçimini, tasarımını, aromasını taklit ettiğini beyan ederek, dava dilekçesinde sıralanan ürünlerin üretiminin, satışının ve dağıtımının her türlü tanıtım vasıtasında, materyallerinde, belirtilen sosyal medya hesaplarında ve iş yerinde kullanılmasının durdurulması için tedbir kararı verilmesine, davacı şirketin önceki tarihli haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan, davalıya ait dava dilekçesinde sıralanan ürünlere, ambalajlarına ve bu ürünün üretilmesinde kullanılan ürün ve kalıplara tedbiren el konulmasına, davalı şirket adına … ve… numara ile tescilli markaların 3. kişilere devrinin önlenmesi için teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının, müvekkil şirketin önceki tarihli marka ile telif haklarını ihlal ve bu haklara karşı tecavüz ve haksız rekabet oluşturan fiillerinin tespiti, durdurulması ve önlenmesine tedbiren karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”2… tescil nolu markaların kaydına, 50.000,00 TL nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat karşılığında, üçüncü kişilere devrin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına, sair taleplerin ise, uyuşmazlığı çözer mahiyette olması ve delillerin toplanmamış olması gerekçesiyle reddine” karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen karar, davalı karşı davacı vekilince istinaf edilmiş, istinaf dilekçesinde; Davacının marka hakkı iddia ettiği … şeker markasının dış kabına ait endüstriyel tasarımının müvekkili şirkete ait olduğunu, markanın 2016/04905 tescil numarası ile 30.06.2016 yılında tescil edildiğini, özensiz bilirkişi raporu alınıp hatalı bir şekilde karar verildiğini, ”sıkı şeker” ibaresinin üretim şeklini ifade ettiğini, pek çok marka tarafından kullanıldığını, tedbir talebinin uygulanmasının telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağını beyan etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu markalar ile davacı karşı davalı adına tescilli markalar arasında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.6769 sayılı Kanun’un 159.maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde olup, söz konusu ihtiyati tedbir kararı, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebilir. Bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümleri uygulanır.6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, dosya kapsamındaki deliller ve bilirkişi raporu dikkate alındığında, somut olayda hükmedilen tedbir açısından yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, ilk derece mahkemesince tedbirin kısmen kabulüne, dava konusu markaların üçüncü kişilere devrinin önlenmesine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı-karşı davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2020/316 E. sayılı kararına karşı davalı karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davalı karşı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Davalı karşı davacı taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davalı karşı davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/04/2021