Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/343 E. 2021/354 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/343
KARAR NO: 2021/354
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2019/416 E. 2020/420 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacının ciro yoluyla iktisap etmiş olduğu … Bankasına ait, 30/04/2019 tarihli 100.000 TL bedelli çekin davacı şirketin müşterisi olan … Ltd. Şti. yetkilisi olan …’un yönlendirmesi ile bu firmanın müşterisi olduğu banka aracılığı ile nakite çevirmek için Küçükbakkalköy … şubesi müşteri temsilcisi olan … ile yaptığı görüşmede, “bankanın çok yüksek vade farkı tahakkuk ettirdiğini, ancak başka bir müşterisi olan … Tic.Ltd.Şti. tarafından 21.500 TL vade farkı kesilerek çekin kırılabileceğini” beyan ederek davacıyı bu firmaya yönlendirdiğini, çeki kıracak olan şirket yetkilisinin davacı ile irtibata geçtiğini ve davacının ofisine gelerek, gün içinde ödemenin hesabına yapılacağını beyan etmesi üzerine çekin kendisine teslim edildiğini, ancak halen ödeme yapılmadığını, öncelikle izah edilen olayların gelişimi nedeniyle, davalı tarafın kötüniyeti ve mal kaçırma ihtimaline binaen, dava sonuna kadar, menkul ve gayrimenkulleri üzerine, alacağı karşılayacak miktarda satış ve devri önleyici ihtiyati tedbir konulmasını veya telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için ihtiyati haciz kararı verilmesini, davaya konu 30/04/2019 tarihli, 100.000 TL bedelli çekin davacıya ait olduğunun tespiti ile çek bedelinin çekin keşidecisi tarafından davalıya ödenmiş olması nedeniyle, çek bedeli olan 100.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadını, haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatarak, haciz baskısı ile çekin keşidecisinden alacağı tahsil eden davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, talep etmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir. Mahkemece; ”İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında, davalı … Ltd Şti’nin, dava dışı … Tic. Ltd. Şti, ile … Tic. Ltd. Şti ve davacı … Ltd. Şti hakkında 30/04/2019 tanzim ve 30/04/2019 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli çek nedeni ile Kambiyo Senetlerine Mahsus Yolla ilamsız takip yaptığı, çekin keşidecisinin … Tic. Ltd. Şti, lehdarın … Tic. Ltd. Şti olduğu, lehtarın cirosu ile çekin davacıya, davacının cirosu ile …’e, ondan …’a, onun cirosu ile, … İç. ve Dış Tic. Ltd. Şti’ine, onun cirosu ile … Ve Tic. Ltd. Şti’ine, onun cirosu ile davalı … Ltd Şti’ne geçtiğinin anlaşıldığı, davacının, takibe konu 30/04/2019 tanzim ve 30/04/2019 vade tarihli, 100.000,00 TL bedelli çekteki cironun kendisine ait olduğunu, ancak çeki kırdırmak üzere … Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisine verdiğini, yetkilinin çek bedelini ödemediğini, kendisini kandırdığını ve çekin rızası dışında elinden çıktığını belirterek eldeki davayı açtığı, dosya kapsamına göre; davacının çek üzerindeki cironun kendisi tarafından yapıldığını beyan ettiğinden, iptali istenen çekin davacının elinden kendi isteği dışında çıkmadığı, aralarındaki anlaşma kapsamında … Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi olan üçüncü kişiye verildiği, davacı ile dava dışı … Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi arasındaki ilişkinin davalıyı ilgilendirmediği gibi, dosyada davacının borçlu bulunmadığı bir parayı ödemesinin söz konusu olmadığı ve mal varlığında bir eksilme bulunmadığı, çekin karşılığının keşideci tarafından davalıya ödendiği, davacının yapmadığı bir ödemeyi tahsil etmek ve rızası ile dava dışı … Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisine verdiği çekin istirdadı için eldeki davayı açtığı, davacının, davalı yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gibi, aktif dava ehliyetine sahip olmadığı, gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Davaya konu çekin meşru hamilinin müvekkili olduğunun, müvekkiline çeki ciro ederek teslim eden kendisinden önceki ciranta ile arasındaki ticari defter ve kayıtlardan, çek teslim bordrosu ile tahsilat makbuzundan anlaşıldığını, müvekkilinden sonra çekteki ciro silsilesinin bozulduğunu, müvekkilinden sonra çeki ciro eden ve sonrasında cirosunu iptal eden … ve sonraki ciranta … ile iptal olan cirolar yok kabul edildiğinde, müvekkilinden sonraki ilk ciro olan … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını, bu kişileri tanımadığını, bu hususun ticari kayıtlardan tespit edileceğini, davalı alacaklının, çeki kendisine ciro ederek teslim eden son ciranta … Tic. Ltd. Şti. ‘den teslim alırken, basiretli tacir gibi ardı ardına iki cirantanın iptalini sorgulamadığını, müvekkilinin, yetkili hamil olması hasebiyle, kötüniyetli olarak çeki fiilen elinde bulunduran davalıya karşı, huzurdaki davada aktif dava ehliyetine sahip olduğunu, Müvekkilinin ciro yoluyla iktisap ettiği çeki nakite çevirmek için görüştüğü Küçükbakkalköy … şubesi müşteri temsilcisi …’un bankanın çok yüksek vade farkı tahakkuk ettirdiğini, müşterisi … Tic. Ltd. Şti.’nin 21.500-TL vade farkı ile çeki kırılabileceğini beyan ettiğini, şirket yetkilisinin müvekkili ile irtibata geçerek, gün içinde ödemenin yapılacağı beyanı üzerine müvekkilinin, elinde bulunan çeki ciro ederek … Tic. Ltd. Şti. Ünvanlı şirket yetkilisine teslim ettiğini, çekin iradesi sakatlanmak suretiyle, rızası dışında elinden çıkması sebebiyle İst. And. Cum. Savcılığının 2019/105885 Soruşturma numaralı dosyası ile şüpheli ve sorumlular hakkında dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik suçlarından cezalandırılması için başvurulduğunu, İst. Anadolu 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/561 E. Sayılı dosyası üzerinden zayii nedeniyle iptal davası açıldığını ve ödeme yasağı kararı alınarak ilgili bankaya bildirildiğini, 6102 Sayılı TTK’nın 757. maddesi gereğince muhatap bankayı ödemeden men kararı almasının ardından, iptal prosedürünün başlatılarak, TK m. 763 gereğince çekin mahkemeye sunulması gerekeceğini, mahkemece TK m. 763 uyarınca iade davası açması için süre verileceği ve dava açıldığında, çekin hukuken korunan hak sahibinin çözüme kavuşacağını, çeki elinde bulunduran kişinin, çek karşılığı bankada mevcut olmasına rağmen, men kararı nedeniyle ödenmemesi üzerine icra takibi başlatmak suretiyle bedeli tahsil girişiminde bulunmasının ve böylelikle çekte borç altına giren kişileri (ciranta, avalist ve düzenleyen) çek bedeli yanında, icra takip masrafları, yasal vekâlet ücreti ve (yalnızca düzenleyen) çek tazminatını ödemek zorunda bırakmasının ağır kusurlu ve kötüniyetli davrandığının kanıtı olduğunu, Davalı şirketin, çekin vadesi gelmesi üzerine ilgili bankaya ibraz edip, arkasına 15.02.2019 tarihli, 2019/561 E. Sayılı dosyadan ödeme yasağı kararı olduğuna dair şerh düşülmesine rağmen, zayii dosyasına çeki elinde bulunduran sıfatıyla müracaat ederek müdahil olması gerekirken, kötü niyetli olarak bir kısım cirantalar ve keşideci hakkında İstanbul 19.ATM 2019/856 D.iş sayılı dosyasından 28.05.2019 tarihli ihtiyati haciz kararı aldığını ve İst. …İcra Müd. … E. Sayılı dosyasından infaz ettiğini, 29.05.2019 tarihinde esas takibe geçtiğini, mahkemeden icra dosyasındaki bedelin davalı alacaklıya ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddi üzerine, başvurulan İstanbul Anadolu 5.ATM 2019/506 D.İş-2019/505 Karar sayılı dosyasından tedbir talebinin kabul edildiğini, ancak çek keşidecisi tarafından, icra tehdidi nedeniyle haricen elden yetkili hamil olarak müvekkili yerine kötüniyetli davranış sergileyen davalı şirkete ödendiğini,
İptal edilen iki cirodan sonraki ciro olan ve aynı zamanda müvekkilini dolandıran … Tic. Ltd. Şti. ile sonraki ciro … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında ihtiyati haciz ve icra takibinde hiçbir işlem yapılmamasının dahi, davalının çeki ağır kusurla iktisap ettiğini, kötü niyetli olduğunu göstereceğini, Davalı şirketin bu kötüniyetli davranışları hasebiyle ilgili çek hakkında icra takibi başlatıldığının öğrenilmesi üzerine, zayii nedeniyle iptal istemli olarak İst. 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/561 E. Sayılı dosyasına bu durumun beyan edildiğini ve mahkemece çek istirdadı davası açılmak üzere süre verilmesi üzerine davanın açıldığını, Öncelikle olayların gelişimi nazara alınarak, davalı tarafın kötüniyeti ve mal kaçırma ihtimaline binaen, davalı tarafın menkul ve gayrimenkulleri üzerine, dava sonuna kadar dava konusu alacak miktarı kadar satış ve devrinin önlenmesi için gerekirse teminatlı olmak kaydıyla ihtiyati tedbir konulmasını veya telafisi imkansız sonuçlar doğmaması için ihtiyati haciz kararı verilmesini, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/416 E. ve 2020/420 K. Sayılı dosyasında verilen kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatarak haciz baskısı ve tazyiki ile çekin keşidecisinden alacağı tahsil eden davalının %20 den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının incelenmesinden; keşidecisinin … Tic. Ltd. Şti ve lehdarın … Tic. Ltd. Şti olduğu, 30/04/2019 tanzim ve 30/04/2019 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli çek nedeni ile davalı … Ltd Şti’nin, dava dışı … Tic. Ltd. Şti, ile … Ltd. Şti ve davacı … Ltd. Şti hakkında Kambiyo Senetlerine Mahsus Yolla ilamsız takip başlattığı tespit edilmiştir. Takip konusu çekin incelenmesinden; keşidecinin … Tic. Ltd. Şti, lehdarın … Tic. Ltd. Şti olduğu, lehtarın çeki davacıya ciro ettiği, daha sonraki ciroların sırası ile …, …, … İç. ve Dış Tic. Ltd. Şti, … Ve Tic. Ltd. Şti’ne yapıldığı, en son … Ve Tic. Ltd. Şti tarafından davalı … Ltd Şti’ne ciro edildiği tespit edilmiştir. Dava, hukuki niteliği itibari ile istirdat davasıdır. Davacı taraf; Takibe konu vadesi gelmemiş çeki kırdırmak için başvurduğu banka müşteri temsilcisinin yönlendirmesi ve … Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 21.500-TL vade farkı ile kırabileceği, gün içinde ödeme yapılacağı beyanı üzerine, çekin ciro edilerek şirket yetkiline teslim ettiğini, iradesi sakatlanmak suretiyle rızası dışında elinden çıktığından ve çek bedeli keşidecisi tarafından davalı … Ltd.Şti.’ne ödendiğinden, çek bedeli 100.000,00 TL’nin davalı taraftan istirdadını, davacı kötü niyetli olduğundan %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Davacının çek üzerindeki cironun kendisi tarafından yapıldığını beyan ettiğinden, aralarındaki anlaşma kapsamında … Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi olan üçüncü kişiye verildiğinden, iptali istenen çekin davacının elinden kendi isteği dışında çıkmadığı, davacı ile dava dışı … Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi arasındaki ilişkinin davalıyı ilgilendirmediği, çekin karşılığının keşideci tarafından davalıya ödendiği, davacının yapmadığı bir ödemeyi tahsil etmek ve rızası ile dava dışı … Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisine verdiği çekin istirdadı için eldeki davayı açtığı, davacının, davalı yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gibi aktif dava ehliyetine sahip olmadığı, gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin ilk istinaf sebebi; Müvekkilinin, yetkili hamil olması hasebiyle, kötüniyetli olarak çeki fiilen elinde bulunduran davalıya karşı, huzurdaki davada aktif dava ehliyetine sahip olduğuna ilişkindir. Takibe konu çekin davacıya lehdarın cirosu ile geçtiği yasal hamil olduğu sabittir. Çek rızası dışında elinden çıkan hamilin, istirdat davasını çeki elinde bulunduran son hamile karşı açması gerektiğinden, mahkemenin aktif dava ehliyeti olmadığına ilişkin gerekçesi hatalı olmakla, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde olduğu tespit edildiğinden kabulü gerekmiştir. Çek, temelindeki hukuki ilişkiden ayrık olarak kayıtsız ve şartsız ödeme vasıtası olduğundan, aradaki ciroların iptali diğer ciroların sıhhatine etkili olmadığından, davalı alacaklının, çeki kendisine ciro ederek teslim eden son cirantadan önceki ciroların iptalini sorgulama yükümlülüğü bulunmadığından, çeki kendisine ciro ederek teslim eden son ciranta … Tic. Ltd. Şti. ‘den teslim alırken, önceki iki cirantanın iptalini sorgulamadığından basiretsiz tacir olarak kabul edilemeyeceğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. 6102 Sayılı TTK’nun 818/1-e maddesi ie poliçeye ait hükümler çek hakkında da uygulanır. Aynı yasanın 687.maddesinde, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri sürülemeyeceği, ancak hamilin poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olmasının bu düzenlemenin istisnasını oluşturduğu düzenlenmiştir.Dava dilekçesi ve aşamalardaki davacı vekilinin beyanlarından ve çekin arkasındaki ciro silsilesinden; keşidecinin … Ltd. Şti, lehdarın … Tic. Ltd. Şti olduğu, lehtarın çeki davacıya ciro ettiği, çekin vadesinden önce kırdırılma amacı ile davacı tarafça dava dışı … Ve Tic. Ltd. Şti yetkilisi olan üçüncü kişiye verildiği davacı tarafın kabulündedir. Davacının dava sebebi olarak ileri sürdüğü, çekin iradesi sakatlanarak rızası olmaksızın elinden çıktığı iddiası, şahsi def’i olup, Ciro silsilesine göre yasal hamil durumunda bulunan davalıya karış ileri sürülemez. Davalıya karşı ileri sürülebilmesi için, çekin iradesi sakatlanarak, rızası olmaksızın elinden çıktığını bildiğinin ve kötü niyetli olarak hareket ettiğinin 6100 sayılı HMK’nun 190. maddesi gereğince davacı tarafça ispat edilmesi zorunludur. ( Yargıtay 11. HD.’nin 17/11/2020 tarih ve 2020/2669-5137 ve aynı dairenin 16/06/2015 tarih ve 2014/11781-2015/8369 Esas ve Karar sayılı kararları) Davacı tarafça, Yargıtay 11. H.D.’nin 11/11/2020 tarih ve 2020/4825-4971 Esas ve Karar sayılı kararı uyarınca çekin davalı hamilin iktisap sırasında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğu tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/105885 Soruşturmasında müşteki … Ltd.Şti., şüpheliler … Ltd Şti ve … Ve Tic. Ltd. Şti ile … isimli şahıs olduğu, İst. Anadolu 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/561 E. Sayılı dosyasının davacı tarafça hasımsız açılmış çek iptali davası olduğu tespit edilmiştir. Çekin iradesi sakatlanmak suretiyle, rızası dışında elinden çıkması sebebiyle şikayetin yapıldığı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/105885 Soruşturmasının tarafı olduğu veya varlığından davalının haberdar olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/561 esas sayılı dosyası üzerinden zayii sebebiyle iptal davası açılıp, ödeme yasağı kararı alınarak ilgili bankaya bildirilmesinin ve bu sebeple çek ödenmemesine rağmen davalının icra takibi başlatmak suretiyle bedeli tahsil girişiminde bulunmasının ve çekte borç altına giren kişileri (ciranta, avalist ve düzenleyen) çek bedeli yanında, icra takip masrafları, yasal vekâlet ücreti ve (yalnızca düzenleyen) çek tazminatını ödemek zorunda bırakmasının, iptal edilen iki cirodan sonraki ciro olan ve aynı zamanda müvekkilini dolandırdığını iddia ettiği … Tic. Ltd. Şti. ile sonraki ciro … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında ihtiyati haciz talep edilmemesi ve icra takibinde hiçbir işlem yapılmaması, davalının çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, ağır kusurla iktisap ettiğini, kötü niyetli olduğunu göstermeyeceğinden, davacı tarafından davalının 6102 Sayılı TTK’nın 687/1. maddesinin son cümlesinde öngörüldüğü üzere çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği hususu kanıtlanamadığından davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken davacının aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi hukuka uygun olmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın esastan reddine, dosyada uygulanmış ihtiyati tedbir bulunmadığından, 2004 Sayılı İİK’nun 72/4. maddesi gereğince alacaklı lehine tazminat şartları oluşmadığından, tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/416 E. ve 2020/420 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan istirdat davasının REDDİNE, 3/a- Yasal şartları oluşmadığından, 2004 Sayılı İİK’nun 72/4. maddesi gereğince tazminat talebinin reddine 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın peşin alınan 1.707,75 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 1.648,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına 4/c- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde İADESİNE, 5/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 50,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine YER OLMADIĞINA, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021