Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/299 E. 2021/331 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/299 Esas
KARAR NO: 2021/331
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 10.12.2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/393 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında görülen markaya tecavüzden kaynaklı davada, davacı vekili müvekkilinin marka hakkına tecavüz edildiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, marka hakkına tecavüzün tespitine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalının teminat vermesine, davalının marka ve ticaret unvanı hakkında tedbir kararı verilmesine, davalının markasının terkinine, ticaret sicili ve MERSİS’te kayıtlı unvanının değiştirilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, somut olayda yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı, ihtiyati tedbire konu talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Somut olayda yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, müvekkilin markasının tescilli olması ve davalının bu markayı aynı sektörde ticari unvan olarak kullanıyor olmasının zaten tek başına basit bir iddiayı aşan ve hatta yargılama yapılmaksızın bile tam ispata yaklaşan bir olgu olduğunu beyan ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dosya muhteviyatına, sunulan delillere ve davacının iddiasına göre, talebin yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşullarının bu aşamada gerçekleşmediği, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1.maddesi ile 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşmediği yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/393 Esas ve 10.12.2020 tarihli ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021