Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2021/285 E. 2021/365 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2021/285 Esas
KARAR NO: 2021/365
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2020
NUMARASI: 2019/285 E. – 2020/599 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yan tarafından, davacıya İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından borçlu olunduğuna dair Örnek 10 Ödeme emri gönderildiğini, davacının davalıyı tanımadığını, davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, ticari bir ilişkinin bulunmadığını, senet vermenin söz konusu olmadığını, dayanak yapılan 270.000 TL bedelli bono incelendiğinde imzanın kendisine ait olmadığının anlaşıldığını, söz konusu senedin davacının bilgisi dışında düzenlendiğini, davacı tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu C. Başsavcılığına 30.09.2019 tarihinde şikayette bulunduğunu beyanla, davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Davaya konu senedin müvekkil … tarafından tanzim edildiğini, … ve …nun müvekkile satış sözleşmesi ile 430.000 TL karşılığı taşınmaz satışı yapıldığını, sözleşme gereği 270.000 TL.nin peşinat ödemesi olarak satış için yetkilendirilen … tarafından peşinat bedeli olarak tahsil edildiğini, … ve … tarafından sözleşmeye konu bağımsız bölüm inşa edilerek teslim edilmediği gibi daha sonra yapılan araştırmalarda … ve …nun şikayete konu gayrimenkulün arsa sahipleri ile herhangi bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmadıklarını öğrendiklerini, sözleşmeye konu 9 nolu dairenin teslim edilmemesi üzerine … tarafından müvekkile 06.12.2017 tanzim tarihli, 270.000 TL bedelli … ve … imzalı senedin verildiğini ve senedin vadesinde ödenmemesi üzerine icra takibine konu edildiğini, İstanbul C. Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada …’nun ifadesi ile senedin … tarafından düzenlenerek imzalandığı ve imzaların …ye ait olmadığının öğrenildiğini, müvekkilinin davanın açılmasında kendi hal ve davranışı ile sebebiyet vermediğini, bu nedenle davacının imza inkarına dayalı borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin taleplerini kabul ettiklerini beyanla, davanın kendi hal ve davranışları ile sebebiyet verilmediğinden müvekkil adına yargılama giderlerine ödemeye mahkum edilmemesine, %20 kötüniyet tazminatı talebinin reddine, yapılan yargılama giderleri ile masrafların davacı üzerine bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ” Somut olayda davalı savcılık aşamasında dava dışı …’nun ifadesinde imzaların davacı borçlu …’ye ait olmadığını beyan etmesiyle durumdan haberdar olduğunu beyan etmiş ise de davaya konu senedin incelenmesinde davacının senette keşideci, davalının ise lehtar olarak göründüğü arada ciranta bulunmadığı görüldüğünden davalının bonolardaki imzaların davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu anlaşılmıştır. Davalının imzaların davacıya ait olmadığını bilerek davacı hakkında icra takibine geçmiş olması nedeniyle icra takibinde haksız ve kötüniyetlidir. Yargıtay 11. HD. 2020/2450 E., 2020/4040 K. Sayılı kararı da aynı doğrultudadır. Davalı vekilinin kabul beyanının yasal koşulları taşıdığı ve dosya içinde bulunan vekaletnamede davayı kabule yetkisinin bulunduğu tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, vaki “kabul” nedeniyle davacının davasının kabulü ile; davacının 06/12/2017 tanzim tarihli, 270.000,00 TL bedelli bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığının Tespitine, 270.000,00 TL nin %20 si oranında kötüniyet tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. Vekalet ücreti yönünden ise; AAÜT’nin 6.maddesi gereğince anlaşmazlık kabul nedeniyle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmiş olmakla tarife hükümlerinde yer alan ücretin yarısına hükmedilmesi gerekmiştir. Harç ve yargılama giderleri yönünden ise; dosyada mevcut 26/08/2019 tarihli arabuluculuk tutanağına göre tarafların sulh olamaması nedeniyle davanın açıldığı, davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği dikkate alındığında harç ve vekalet giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ancak Harçlar Kanunu’nun 22.maddesi gereğince kabulün ilk oturumdan önce gerçekleştiği dikkate alınarak ilam harcının 1/3’üne hükmetmek gerekmiştir.” gerekçesi ile hüküm kurulmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu edilen senedin davacı … ve … tarafından 06.12.2017 tarihli “… İnş. Gayrimenkul Satış Sözleşmesi” nedeni ile verildiğini, … ve … tarafından sözleşmeye konu bağımsız bölüm inşa edilerek teslim teslim edilmemesi üzerine … tarafından davalıya 06.12.2017 tanzim tarihli 270.000 TL tutarlı, … ve … imzalı senet verildiğini, vadesinde ödenmemesi üzerine taraflarınca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya ile senet icra takibine konu edildiğini, Soruşturma dosyasında … ve … ifadeleri incelendiğinde birbirlerinin senet düzenlendiğinden haberdar olduğunu, en başından beri birlikte hareket ettiklerinin açıkça ortada olduğunu, İstanbul C.Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada ….’nun vermiş olduğu ifadeden sonra imzaların davacı … ‘ye ait olmadığının öğrenildiğini, bunun üzerine davanın kabul edildiğini, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş müvekkil hakkında kötüniyet tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti talebinin reddine karar verilmesini karar verilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının, 03.03.2020 tarihli davayı kabul beyanından sonra kötü niyetli olarak 27.07.2020 tarihinde icra müdürlüğüne göndermiş olduğu haciz talebinde davacı …’nin ismini ve T.C. Kimlik numarasını açıkça yazarak tüm mal varlığına haciz konulmasını talep ettiğini ve icra müdürlüğü tarafından davacının taşınmazlarına, adına kayıtlı tüm araçlarına ve maaşına dahi haciz konulduğunu, davalının kötüniyetinin sabit olduğunu istinaf isteminin reddini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; Menfi tespit davasıdır. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72/5. maddesi gereğince menfi tespit davasının kabulü halinde borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötüniyet tazminatı olup, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının da kötüniyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötüniyetli değilse, aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilemez. Somut olayda, davalının elindeki senede istinaden 09.09.2019 tarihinde icra takibi başlattığı, Menfi tespit davasının 01.10.2019 tarihinde açıldığı, senetteki imzanın davalıya ait olmadığının kesin öğrenilme tarihinin …’nun ifadesi ile ortaya çıktığı, bu tarihin de dava ve icra takip tarihlerinden sonra 30.10.2019 tarihi olduğu ve bu tarihten sonra davalının davayı kabul beyanının dosyaya verildiği, taraflara arasında önceye dayalı sözleşme, senedin veriliş nedeni birlikte düşünüldüğünde ve senetteki imzanın davacıya ait olmadığının öğrenilmesinin dava tarihinden sonra olduğu anlaşılmakla, davalı alacaklının kötüniyetli olduğunu gösteren herhangi bir delil bulunmadığı, takibin eldeki senede istinaden başlatılmasının kötüniyet ispatına yetmeyeceği bu nedenle mahkemece davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. 6100 Sayılı HMK.nun 312/2.maddesi hükmüne göre yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmamanın koşulları; davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olmak ve ilk oturumda davanın kabul edildiğinin bildirilmesidir. Bu iki koşulun bir arada gerçekleşmiş bulunması gerekir. Somut olayda, davanın açılmasına davalı neden olmadığından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, davalının kötü niyetli olmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, sonuç itibarıyla, 6100 Sayılı Kanun’un 355. maddesinde yer alan, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun kendiliğinden gözetileceği yönündeki düzenleme çerçevesinde yapılan incelemede, istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların yukarıda sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olduğu, ancak bu hatanın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği dikkate alınarak; 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince belirlenen aykırılık düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2020 tarih, 2019/285 esas, 2020/599 karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Davalının kabul beyanı sebebiyle DAVANIN KABULÜ ile; 3- Davacının, dava konusu 06/12/2017 tanzim tarihli, 270.000,00 TL bedelli bono sebebiyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, 4- Davacının kötüniyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE, 4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince alınması gereken 6.147,90 TL nispi harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 461,10 TL harcın mahsubuyla bakiye kalan 5.686,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/b- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin, 6100 Sayılı HMK’nın 312/(2). maddesi gereğince davacı üzerinde bırakılmasına, 4/c- Davacı lehine 6100 Sayılı HMK’nın 312/(2). maddesi gereğince vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 43,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 205,10 TL’nin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/04/2021